HABER MERKEZİ- Yazılı bir açıklama yapan KJK Koordinasyonu, “9 Ekim 1998’de önderliğimize karşı bölgesel ve uluslararası güçlerce tezgahlanmış uluslararası komplonun startı verilmiştir. Önderliğimizin şahsında boy veren özgür, eşit, demokratik yaşam umudu, bilinci ve iradesi yok edilmek istenmiştir. Bu zalim komployu önderliğimize, biz kadınlara, bölge halklarına ve ilerici insanlığa yaşatan tüm bu karanlık şer güçlerini nefretle kınıyoruz” dedi.
Halkımızın ve de dostlarımızın bu onurlu mücadelesini selamlıyoruz
Açıklamada devamla şunlar ifade edildi:
“25 yıldır İmralı işkence sisteminin en ağır koşulları altında olağanüstü bir direniş ve irade gücünü gösteren Önder APO’nun kararlı mücadelesi uluslararası komplonun amacına ulaşmasını engellemiştir. Bu vesile ile komplonun yirmi beşinci yıl dönümünde öncelikle önder APO’nun bu emsalsiz direnişini selamlıyor, ‘güneşimizi karartamazsınız’ şiarıyla her dönem önderlik etrafında ateşten bir çember oluşturan kahraman şehitlerimizi Rojbinleri, Berwarları, Tayhanları, Rotindaları, Halilleri, Kurdêleri bu halkaya en son eklenen Ruken ve Saraları saygı ve minnetle anıyoruz. Yine önder APO nun fiziki özgürlüğü için dört parça Kürdistan ve yurtdışında aktif eylemlilikler içerisinde olan halkımızın ve de dostlarımızın bu onurlu mücadelesini selamlıyoruz.
Uluslararası komplocu güçler 9 ekimde startını verdikleri komployla Önderliğimiz şahsında Özgür Kürt kimliğini, Özgür Kadın kimliğini ve insanlığın değerlerini hedefleyerek sonuç almak istemişlerdi. Önderliğimizi esir alan komplocu güçler Kürt halkı şahsında Ortadoğu’yu yeni bir kaos ortamına sürükleyerek halkların demokratik güç birliğinin önüne geçmek istemişlerdir. Bu büyük komploya karşı 25 yıldır an be an mücadele ederek komplocu güçlerin maskesini düşüren Önder APO geliştirdiği yeni paradigma ile Kürt toplumu ve orta doğu halklarına aydınlık bir gelecek sunmuştur. Ancak Önderliğimizin hala esaret altında tutulması ve en ağır uygulamalara maruz kalması komplonun bitmediğini ve değişik yöntemlerle devam ettirilmek istendiğini ifade etmektedir.
Önder APO’nun İmralı sisteminde rehin tutulmasıyla sonuçlanan bu komployla halklar arasında kanlı bir savaşın başlatılması amaçlanmıştı. Bu açıdan önderliğimize dayatılan uluslararası komplo gerçeği dünyada, Ortadoğu’da ve Kürdistan’da yaşanan gelişmelerin, çatışmaların, çelişkilerin gerçekliğini de daha da anlaşılır kılmıştır.
Tüm ahlaki değerlerin yok edilmesi temelinde varlık kazanan Kapitalist-modernist sistem Önderliğimizin şahsında demokratik modernite sisteminin değerlerini, hafızasını ve bu mirasın temsiliyetini tasfiye etmeyi hedef almıştır. Bunun için tarihte emsali görülmemiş bir şekilde komplo planlarını devreye koymuşlardı.
Jin jiyan azadî
Önderliğimizin İmralı gibi zor işkenceli bir ortam da büyük bir emekle geliştirdiği yeni paradigmasının gücü ve etkisiyle devletçi iktidarcı sistemin Ortadoğu’da uyguladığı plan ve projeleri halkların demokratik direnişi karşısında sonuçsuz kalmıştır. Kuşkusuz bu tarihsel sürece en hazırlıklı giren güçler özgürlükçü Kürtler ve demokratik güç birliği ekseninde oluşan güçler olmuştur. Bu süreci devrimsel hamlelerle karşılayan Kürt halkı ve kadını büyük bir direnişin öncülüğünü yapmıştır. En somutunda Rojava’da yaşanan gelişmeler Önderliğimizin Kadın özgürlükçü paradigmasının başarısını kanıtlamıştır. Yine bugün Ortadoğu’da Kürt kadınlarının dillendirdikleri JİN JİYAN AZADİ’ hakikati evrenselleşen bir değer olarak halkların demokrasi mücadelesinin parolası, kadın özgürlük mücadelesinin de manifestosu olmuştur.
Kadın özgürlük çizgisi öncülüğünde ilerleyen Rojava devriminin Ortadoğu halklarının özgür yaşam umudu olduğu bir kez daha ispatlanmıştır. Rojava’da direnen halkımız ve kadınların şahsında özgür kadın, özgür toplum perspektifi, Demokratik Özerklik- Demokratik Ulus sistemiyle somutlaşarak alternatif olma gücünü ortaya koymuştur. Bu devrimsel kazanımlar Önder APO’nun sonsuz emek ve çabaları, kahraman şehitlerimizin büyük mücadeleleri sonucu ortaya çıkmıştır. Bugün dağlarımızda, şehirlerimizde halkımızın bulunduğu tüm yerlerde yoğunlaştırılan insanlık dışı faşist yönelimlerin nedeni hegemon güçlerin gerçekleşen bu özgür Kürt hakikatinden duydukları korkunun ifadesi olmaktadır.
Gerilla güçlerimizin direnişini sahiplenerek komplocu güçlere gereken yanıtı vermelidir
Hegemon güçler halkımızın büyük direniş ve bedellerle elde ettiği kazanımlara tahammül edememekte edinilen bu kazanımları boşa çıkarmak için de her türden insanlık dışı saldırı yöntemlerini devreye koymaktadırlar. Kürt halkının dostlarıyla birlikte yükselttiği direnişe tahammül edemeyen komplocu güçler ve Faşist AKP- MHP çete devleti önderliğimize mutlak tecrit- izolasyon dayatarak, özgürlük hareketimize karşı her mevzide imha amaçlı saldırılar düzenleyerek, her yaştan insanımızı zindanlara doldurarak, zindanlarda emsali görülmemiş işkenceler uygulayarak, direnişçi kadının mücadelesini yok etmek amacıyla kadın öncüleri ve kazanımlarına yönelttikleri faşist katliamcı politikalarla önderliğimize geri adım attırmak istemektedirler. Dayatılan bu soykırım politikalarına rağmen önderliğimiz direnişçi tavrından taviz vermediği gibi özgürlük hareketimizde önderliksiz bir yaşama asla razı gelmeyeceğini yükselttiği görkemli direnişle ispatlamıştır. Bu saldırılar karşısında halkımız mücadelesini her sahada daha da yükselterek ‘zaman önderliğin fiziki özgürlüğünü sağlama zamanıdır şiarıyla, çağın direniş hakikatinin yenilmezliğini ispatlayan gerilla güçlerimizin direnişini sahiplenerek komplocu güçlere gereken yanıtı vermelidir.
Mücadelenin her yerde radikal hale getirilmesi ile komployu yenilgiye uğratabiliriz
Dolayısıyla Kürt kadın hareketi olarak diyoruz ki her zamankinden daha büyük duyarlılık ve sorumlulukla büyük kazanma olanaklarını barındırdığı kadar büyük riskler de barındıran bu tarihsel ana mücadeleyi düşmanı kahredecek noktaya taşırarak yanıt vermeliyiz. İçinden geçilen süreçte önder APO’nun fiziki özgürlüğüne odaklanarak milyonların harekete geçirilmesi, mücadelenin her yerde radikal hale getirilmesi ile komployu yenilgiye uğratabiliriz.
Yaşanan tüm bu gelişmeler ekseninde mücadeleyi daha güçlü ve sonuç alıcı bir düzeye ulaştırmak için de kadın özgürlük hareketi olarak Önderliğimize, hareket ve halkımıza karşı uygulanan saldırılara karşı mücadelede kararlıca direneceğimizi, dayatılan katliamlara karşı mücadeleyi yükselterek yanıt vereceğimizi belirtiyoruz. Yine halkımıza dayatılan imha inkar politikalarına karşı bu soykırım savaşının başarısız kılınması için de Türkiye’deki demokratik kesimleri ve devrimci güçleri Kürt kadınlarıyla ortak mücadele içerisinde faşizme karşı radikal mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.
Özgürlük mutlaka kazanılacaktır
Bugün özgürlük düşmanlarını en fazla kahreden gelişme özgür kadın gelişmesidir. Kürt kadın hareketi olarak tüm kadınları uygulanmakta olan bu saldırı konseptine karşı her alanda önder APO’yu sahiplenme temelinde direnişi büyütme ve geliştirmeye çağırıyoruz. Başta kadınlar ve gençler olmak üzere tüm halkımızın, devrimci, demokrat dostlarımızın her alanda gelişmekte olan toplumsal direnişe katılmasının tarihi bir sorumluluk olduğunu belirtiyoruz. Varlığımıza kazanımlarımıza yöneltilen bu saldırı dalgasının da ancak tarihi bir direnişle kırılacağını belirtiyoruz.
Büyük bir inanç ve kararlılıkla mücadelemizi yükselterek, Önderliğimizin etrafında kenetlenerek Önderliğimizin özgürlüğünü mutlaka gerçekleştireceğiz. Bu temelde Önderliğimizin fiziki Özgürlüğünü sağlamak ve komployu ebediyen yenilgiye uğratmak amacıyla herkesin, her sokağı, her kenti ve her alanı direniş ruhu ile önderliği sahiplenme alanı kılması gerekmektedir. Bu bilenmiş güç ve iradeyle bir kez daha bu zalim komployu tezgahlayan tüm güçleri nefretle kınıyor. Tam da önderliğimizin dediği gibi ‘özgürlük mutlaka kazanılacaktır’ diyoruz.”