HABER MERKEZİ –
Tarihin gelmiş geçmiş en korkunç komplosu olan 9 Ekim komplosu 24. yılını dolduruyor. Kürt halkı tarihi boyunca birçok komplo saldırısı görüp geçirdi. Egemen zalimler Kürtleri her daim zayıf bir halka, harcanabilecek bir nesne olarak gördüler. Üzerinde her türlü karanlık çıkar ilişkisinin pazarlanabileceği rahatlığını yaşadılar. Yeri geldi vaatlerle kandırdılar, yeri geldi sözler verip aldatarak kendi hizmetlerine koşturdular, yeri geldi soysuz çıkarlarına karşı gelip boyun eğmediğinde insanlığın utanıp utanacağı felaketler yaşattılar. Kürdistan tarihi bunun gibi sayısız komplo örneğiyle doludur. İnsan bazen düşünmeden edemiyor, kimi zaman öyle olmaktadır ki acaba dünya Kürtleri komploya uğratılması gereken bir halk olarak mı görüyor diye sorgulamamak elde değil…
Fakat hiçbir komplo saldırısı 9 Ekim’in sarsıcılığını yaşatamamıştır. Ölü toprağı serpmek diye bir tabir vardır. 9 Ekim komplo saldırısı, böylesi derin bir trajediyi unutmamacasına kazımak istedi özgürlük için yola çıkan her bir Kürdün yüreğine. Öyle şiddetli, tarif edilemez, dayanılamaz bir acı hissi yaratmak istediler ki, bundan sonra hiç kimse bu olayı hatırlamak bile istemesin istediler. Bir halktan yaşayan ölüler topluluğu yaratmaktı hayalleri. Komplo böylesine akıl almaz bir dehşeti barındırıyordu içinde…
Kimler katılmadı ki bu komplo tezgahına. Dünyada başka hiçbir meselenin bir araya getiremeyeceği güçler, Kürtler söz konusu olunca, Önder Apo söz konusu olunca, zebaniler gibi üşüştüler özgürlük güneşimizin üzerine. Dünyanın zencisi gibi bir kadere mahkum edilen Kürtlere bir parça ışık olmanın bedeliydi bu. Evet, güneşimizi karartmak istediler karanlık suratlı zebani sürüleri. Dünyaya demokrasi nutukları atanların, insanlığa medeniyeti temsil ettiklerini iddia edenlerin, gericiliğin düşmanı olduğunu haykıranların foyası 9 Ekim’de tüm çıplaklığıyla meydana çıkmış oldu. Abd, İsrail ve İngiltere’den diğer tüm komplocu güçlere kadar kurulan düzenin bir safsata düzeni, bir yalan, aldatma, kandırma ve komplo düzeni olduğu gün gibi ortaya çıktı.
Peki 24 yıldır devam edegelen komplo neyi başarmak istiyordu? Bu kadar süper güç neden el birliği ederek seferber oldu? Bir halkın insanca yaşamasından başka bir amacı olmayan bir halk önderi neden tüm yasalar, kanunlar, insanlık değerleri çiğnenerek derdest edildi ve İmralı gibi bir çarmıh sistemine mahkum edildi? 24 yıldır günlük olarak sürdürülen öldürme siyasetini kim, ne adına, ne uğruna yürütmeye devam etmektedir?
Bu soruları soruyoruz. Çünkü 24 yıldır özgürlük için yüreği çarpan tek bir Kürt, tek bir Kürt genci komployu unutmadı, unutturmadı. Komplocuların 24 yıldır TC faşizmi eliyle yürüttüğü tüm dehşete rağmen Kürtlerin yüreği her an Önder Apo ile çarpıyor. Uluslararası komployla bir günde alınması planlanan sonuçlar 24 yıldır günlük uygulanan komplolara rağmen başarısız bırakılmıştır. Bu 24 yıl içerisinde ne yapılmadı ki. Kürtleri teslim almak için uygulanmadık hiçbir vahşet bırakılmadı. Tek bir kelimenin bile dışarıya çıkmasının engellendiği İmralı mutlak tecrit koşulları tüm Kürdistan’a uygulanmak istendi. Kürdistan bir zindan haline getirilerek topyekun esaret dayatıldı. Komplocuların stratejik planlaması olan tecrit ve işkence halka, kadınlara, gençlere, zindanlara, doğaya tabiri caizse taşından toprağına tüm Kürdistan’a yayıldı. Özcesi tüm Kürdistan İmralılaştırılmak istendi. Komplocuların ve faşizmin bu planlaması gerçekleşti fakat tersinden gerçekleşti. Kürdistan’ın her bir yeri İmralı gibi bir direniş kalesi haline geldi. İmralı’da hapsedilebileceği zannedilen özgürlük ruhunun kutsal direnişi duvarları tuzla buz etti ve komplocuların karşısına duvarlar örmeye başladı.
Ne Önder Apo halktan, gençlikten ve gerilladan tecrit edilebildi ne de her türlü dehşet saldırılara rağmen toplum Önder Apo’dan koparılabildi.
Ne faşizmin dip noktası olan zindanlarla Kürtlerin gözü korkutulabildi ne de zindanlar Apocu Kürdü teslim alabildi.
Ne Apocu fedai gerilla bitirilebildi ne de kutsal özgürlük yolu olan gerillalaşmanın önü alınabildi.
Ne Kürdistan Özgürlük Hareketi tasfiye edilebildi ne de direniş dalgasının her yerde harlanan bir ateş gibi yayılmasının önüne geçilebildi.
24 yıldır tüm komplocuların topyekun uğraşlarına karşın gelinen nokta burasıdır. Üstüne üstlük bugün Önder Apo’nun güneş gibi aydınlatan ışıltılı özgürlük çizgisi her yeri etkisi altına almaya devam etmektedir.
İşte Rojhılat’ta ve İran’da “JIN,JIYAN AZADİ” sloganlarıyla fitili ateşlenen devrim rüzgarı Önder Apo’nun zaptedilemez, sınır konulamaz ve tecrit edilemez etkisini haykırmaktadır. Bugün tüm dünya kadın öncülüğünde özgürlük devriminin öncülüğüne damgasını vurmaktadır. Bu komploya ve komploculara verilen en anlamlı yanıttır.
İşte Mersin’de 3. Kelebek misali özgürlük hakikatinde kendilerini eritmiş iki özgürlük tanrıçası, Sara ve Ruken yoldaşlar TC faşizminin tecrit ve komplo saldırılarına karşı fedaice bir eylem gerçekleştirerek Önder Apo’nun etrafında ateşten bir çember oluşturdular. Önder Apo’ya karşı saldırıların “yaşamama ve yaşatmama” gerekçesi olduğunu ispatladılar. Zilan ve Zınar fedaileşmesinin günümüzdeki secde edilesi temsilcileri oldular. Önder Apo’yu unutun ve unutturun diyen düşmanı yaşatmayacaklarını göstererek Kürdistan halkının yüz akı oldular. Nasıl ki komplo ve ona karşı direnişin her zaman hatırlanması gerekliyse Sara ve Ruken yoldaşların da özgürlük ruhu kuşanmış fedai eylemleri her zaman hatırlanacaktır. Genç yürekli egitler sonuna kadar bu çizgiyi takip edeceklerdir. Bu, komployu ve komplocuları en fazla kahreden bir cevaptır.
İşte Zap’ta, Metina’da, Avaşin’de 21. Yüzyılın en vahşi saldırılarına karşı, yüzyılın en büyük fedai direnişini sergileyen gerillaların yürüttüğü savaş, günümüzde devam eden komplo saldırılarını yerle bir etmektedir. Komplocuların hesaplarını suya düşüren bu destansı kahramanlık, komploya ve komploculara karşı gösterilen en onurlu cevaptır.
Ve günümüzde bile Kürtlerin başına komplolar örmeye heveslenen komplocuların duyması için haykırıyoruz. Evet siz zalimsiniz, kimse sizin zalimliğinizle boy ölçüşemez. Fakat sizler de bilin ki artık hiçbir komplonuz başarılı olamayacak, çünkü hiçbir komplo ve komplocu plan Apocu bilinç, inanç ve irade karşısında bozguna uğramaktan kurtulamadı, çünkü Önder Apo’nun yarattığı hakikat yenilmezdir…
Kürdistan’ın genç yürekleri bu hakikatin izinde 9 Ekim komplocularından tarihin en büyük intikamını alacaklardır, bu böyle biline…
Ciwan Şerker Yazdı…….