BEHDİNAN – Komalên Jinên Ciwan Üyesi Sara Serhildan Komalên Jinên Ciwan Sitesi’ne verdiği demeçte 17 özgürlük gerillasının şehadetine ilişkin değerlendirmelerde bulunarak Kuzey Kürdistan gençliğine çağrıda bulundu.
Sara Serhildan Kuzey Kürdistan özellikle de üniversite gençliğine düşen role değinerek üniversite gençliğinin öncülük rolünü yerine getirmesi gerektiğini ve şehit edilen gerillaların intikamlarının alınması gerektiğini belirtti.
Önder Apo’nun büyük bir direnişi var
Öncelikle son altı aydır yaşanılan büyük direnişte kahramanca savaşıp fedaice şehit düşen tüm özgürlük gerillalarını saygıyla anıyorum ve direnişlerini selamlıyorum. Bilindiği savaş son altı aydır en yoğun halini aldı. Şiddet en yüksek dozajıyla yaşanıyor. Bir yandan Önder Apo’ya uygulanan tecrit her geçen gün ağırlaştırılıyor. Hatta görüşme yasağı, volta atma yasağı gibi yasaklarla tecrit içerisinde tecrit uygulanıyor. En son 20-29 Eylül tarihleri arasında CPT’nin İmralı’ya bir ziyareti gerçekleşti. Bu ziyaretin sonucu olarak da Kürt halkının aklıyla dalga geçercesine bu ziyaretin sonuçlarının 6 aya kadar açıklanacağını belirttiler. Uluslararası güçlerin Önder Apo’ya karşı büyük bir nefreti var, intikam alma arayışları var. Bu yüzden bu denli büyük bir saldırı var. Bu yüzden bu denli yoğunlaşan bir tecrit var. Önder Apo’nun direnişinin büyüklüğünden kaynaklı, Önder Apo’nun ideolojisinin, Önder Apo’nun mücadelesinin, fikirlerinin büyüklüğünden kaynaklı, bu fikirlerin bütün dünyayı etkilemesinden, tüm dünyayı faşizme karşı direnişe sürüklemesinden kaynaklı büyük bir nefret var ve bir intikam alma savaşı var. Buna karşı da Önder Apo’nun büyük bir direnişi var.
Bir yandan tecrit her geçen gün ağırlaştırılırken bu tecritin yansıması olarak da Kürdistan’da savaş her geçen gün vahşileşiyor ve ağırlaştırılıyor. Zap, Avaşin ve Metina başta olmak üzere Medya Savunma Alanları’nda yürütülen savaş son günlerde en yoğun halini aldı. Son günlerde kimyasal, taktik nükleer ve termobarik silahların kullanımında artış var. Medya Savunma Alanları gün içerisinde onlarca kez bombalanıyor. Her gün her saatin her saniyenin savaşla geçtiği bir durum var ortada.
En son 17 özgürlük gerillasının şehadet bilgileri medyada paylaşıldı. Zaten kimyasal silahların kullanımına yine tünel savaşlarıyla gerillanın ne kadar büyük, insanüstü bir direniş gösterdiğine dair görüntüler medyada paylaşıldı. En son iki arkadaşımızın nasıl vahşice şehit düştüğüne dair görüntülerde medyada paylaşıldı. Görüntülerde apaçık ortada zaten. Nasıl insanlık dışı, bütün insanlık değerlerinin çiğnetilerek düşmanca bir savaşı yürütüldüğü apaçık ortada. İzleyenler de gördüler zaten.
Yapılan belli şeyler var ama bunlar bu savaşın durmasına yetmiyor
Kürdün ölüm kararını vermiş, PKK’nin tasfiye kararını vermiş bir düşman var karşımızda. TC’nin öncülük ettiği, KDP işbirlikçilerini yanına aldığı ve bununla birlikte tüm uluslararası güçleri, katabildiği herkesi bu savaşa katarak, bu suça ortak ederek yürüttüğü bir savaş gerçekliği var. Ve savaş gün geçtikçe daha çok ağırlaşıyor. Her gün kimyasal silahların kullanımı artıyor, her gün daha vahşi bir yöntemle Kürt gerillasının karşına katletmek için çıkıyor. Bu anlamda sınır tanımıyor, ölçüsü yok, ilkesi yok. Bütün değerleri, bütün uluslararası hukuku her şeyi çiğnemiş ve büyük bir nefretle saldıran bir düşman gerçekliği var. Buna karşı birçok kuruluş var dünyada. CPT’dir, Yasaklı silahları denetleme örgütüdür. Bu anlamda bir çok kuruluş var. Bunlar bu savaşın ölçülerini, ilkelerini, yada yürütülme şekillerini gözetleyip, denetlemesi gereken kurumlar. Kendilerine böyle bir misyon biçmişler ama bugün hepsi sessiz bir durumda. Rusya’nın Ukrayna’ya karşı nükleer kullanma tehdidine karşın bütün dünyada kıyamet alarmı verilebiliyor ya da İran nükleer silah üretebiliyor diye ABD İran’ı tehdit edebiliyor. Daha önce Irak’ta kimyasal kullanıldı diye gelip Irak’a müdahale edebiliyorlar ama bugün bu suç karşısında hepsinin sessiz kaldığı bir gerçeklik var. Her gün eylemler oluyor, birçok yerde eylemler gelişti. Bu kurumların önünde duyarlılığa çağıran eylemler gelişti ama hepsi sessiz, yürütülen vahşet karşısında büyük bir sessizlik var. Bu sessizlik halen devam ediyor. Yapılan belli şeyler var ama bunlar bu savaşın durmasına yetmiyor. Kimyasal silah kullanımını durdurmasını sağlayacak güçte, büyüklükte eylemler değiller. Herkes karar kılmış bunda. Sessizlikleri onayladıkları anlamına geliyor. Sessizlikleri bu savaşa ortak oldukları anlamına geliyor. Bütün dünya, uluslararası kuruluşlar gerillanın karşısına geçmiş ve tüm kıt imkanlara rağmen akıl almaz bir direniş sergiliyor. Gerillanın emsalsiz bir direnişi var. Yatmıyor, uyumuyor, yemiyor, içmiyor. Tüm imkansızlıklara rağmen büyük bir direniş sergiliyor. Yapabileceğinin en üst düzeyini sergiliyor, en zirvesini yapıyor. Bunun daha ötesi bir durum yok. Ama bütün güçlerinde seferber olup ortak olduğu bir tasfiye planı var. Bunun için canla başla çalışıp, canla başla saldırıyorlar.
Ya Kürt olmayacak ya da gelip bu direnişe, bu savaşa katılacak
Yine her gün her yerde katliamlar gerçekleşiyor. Kürdistan’ın dört bir yanında saldırılar gerçekleşiyor. Kürt halkı katlediliyor, kadınlar katlediliyor, gençler katlediliyor, çocuklara saldırılıyor. Her gün saldırılar, tecavüzler oluyor. Kuzey Kürdistan başta olmak üzere her gün tecavüzler gelişiyor. Özel savaş rejimi her gün katilleri, tecavüzcüleri, ajanlarını eğitip Kürdistan’a gönderiyor. Bunlar Kürdistan’a Kürt halkını katletmek için geliyorlar, Kürt kadınlarını katletmek için geliyorlar. Bunlar her gün medyaya yansıyor. Buna karşın tüm halkımız ayağa kalkmalıdır. Biz de bu toplumdan geldik. Biz de Kuzey Kürdistan’da TC faşizminin asimilasyon okullarından geçtik. Onların üniversitelerinde okuduk. Ama bir yaşam yok yani düşman izin vermiyor. Bir Kürdün yaşamasına izin vermiyor. Ölümden beter bir hale getirmiş. “Susacaksın, hiçbir şey söylemeyeceksin, benim istediğim yaşamı sürdüreceksin, Kürt olmayacaksın” diyor.
Ya Kürt olmayacak ya da gelip bu direnişe, bu savaşa katılacak. Çünkü başka bir çare yok, başka bir yolu yok. Zaten başka bir yolu olmadığı için bizler buradayız. Başka bir yolu olmadığı için gerillaya katıldık. Eğer onurlu bir yaşam sürdürmek istiyorsak, şerefli bir yaşam sürdürmek istiyorsak, özgür bir yaşam sürdürmek istiyorsak bu mücadeleye gelmeyi gerektiriyor, gelip bu özgürlük savaşına katılmayı gerektiriyor.
Üniversite gençliği gençlik hareketinin öncüsüdür
Bu anlamda en başta üniversite gençliğine sesleniyoruz. Üniversite gençliği gençlik hareketinin öncüsüdür. Aydın gençliğin böyle bir misyonu var. Yine Kuzey Kürdistan’da gençlik hareketinin büyük bir mirası var, büyük bir geleneği var. Kuzey Kürdistan gençliği Kürdistan’a yönelik, Kürt halkına yönelik her bir saldırı girişiminde, her bir soykırım girişiminde büyük bir direnişle sokaklara akmıştır. Sınır tellerini yıkmıştır Rojava sürecinde. Telleri aşıp, sınırları aşıp gidip bu savaşa katılıp düşmana verilmesi gereken cevabı vermiştir. Yine bunu yapmalıdır. Böyle bir sorumluluğu vardır.
Bu anlamda Kuzey Kürdistan gençliğine ve özelde üniversiteli gençliğe, genç kadınlara çok büyük bir rol düşüyor. Sorumludur çünkü. Buradaki kişiler, bizim ailelerimizdir, kimyasallarla şehit düşürülen ya da şehit düşürülmeye çalışılan… Çünkü bu saldırılar devam ediyor, gün geçtikçe saldırılar vahşileşiyor ve katledilmek istenen kişiler birilerinin torunlarıdır, birilerinin evlatlarıdır, birilerinin kardeşleridir, birilerinin arkadşalarıdır. Bizler bu sistemden geldik bu sistemde ilişkilerimiz vardı, arkadaşlıklarımız vardı. Bu sistemden birileriyle kan bağlarımız vardı. Bu yüzden Kürdistan’da her ev gerilla ailesidir, her aile şehit ailesi, tutuklu ailesidir. Böyle bir gerçekliği var.
Kürt halkının Kürdistan Özgürlük Gerillasından, Önder Apo’dan, PKK’den başka hiç kimsesi yoktur
Gerilla ile Kuzey Kürdistan halkı birdir. Arasında kopulmayacak bir bağ var. Kürt halkının Kürdistan Özgürlük Gerillasından, Önder Apo’dan, PKK’den başka hiç kimsesi yoktur. Bugün tüm dünyayı karşısına almış. Yani tüm dünya bir olup Kürdün ölüm kararını almış. Kürde yönelik bir savaştır, Kürdü öldürmeye yönelik bir savaştır. Kürdün topyekûn tasfiyesine, soykırımına yönelik bir savaştır. Büyük bir soykırım savaşı yürütülüyor. Hergün saldırılar gerçekleşiyor. Özel savaş rejimi her saniye düşünüp daha vahşi, daha alçakça bir yöntemle nasıl bitirebilirim bunun arayışı içerisindedir.
İntikam almak isteyen binlerce genç var
Buna karşı halkımızın özelde de üniversite gençliğinin bunu nasıl durdurabilirim, bu vahşiliğe, faşizme nasıl cevap olabilirimin anlayışı içerisinde olmalıdır ve kendisini sokaklara dökmelidir, sokaklara akmalıdır. Biliyoruz görüntüler yansıdı eminiz izleyen herkesin birikmiş bir öfkesi var, eminiz birçok yerde binlerce genç var. Elinde çakmakla bir yerleri yakmak isteyen, gidip bu düşmandan hesap sormak isteyen, intikam almak isteyen binlerce genç var. Bunları biliyoruz çünkü bizlerde böyleydik. Bizler de bundan kaynaklı gelip katıldık. Bu özgürlük savaşına katıldık.
Ortak olunmamalı, sessiz kalınmamalı
Bu yüzden bütün Kürdistan gençliğinin de gelip bu özgürlük savaşı içerisinde yer alması lazım. Eylem yapabilenin eylem yapması lazım, katılım yapabilenin katılım yapması lazım. Olağan üstü hal var. Savaş gün geçtikçe vahşileşiyor. Durduğumuz her an bir şeylere sebep oluyor. Durduğumuz, sessiz kaldığımız her anla biz ortak oluyoruz. Kendi çocuklarının, kendi yakınlarının katliamına ortak olunmuş olunuyor. Ortak olunmamalı, sessiz kalınmamalı. Olağanüstü bir durum var çünkü. Gün geçtikçe alçaklığını büyüten bir düşman gerçekliği var. Bu düşman gerçekliğinin görülmesi lazım. Yürütülen saldırıların, aslında neyin amaçlandığının, aslında Kürdün ölümünün amaçlandığının görülmesi lazım.
Çünkü en çok kadınların Önder Apo’nun ideolojisine ihtiyacı var
Bu çerçevede eylemlerin yapılması lazım. Birçok yerde eylemler gerçekleşti gerçekleşiyor. Bugün tüm dünyada gerçekleşen eylemler var. Jina Emini Rojhilatê Kurdistan’lı bir Kürt’tü, bir Kürt genç kadınıydı. İran’da ahlak polisleri tarafından katledildi. Bugün tüm dünyada Jina Emini’nin katledilmesine karşı eylemler var ve bu eylemlerde hepsinin dilinde sadece “Jin Jiyan Azadi” sloganı var. Bu slogan Önder Apo’nun belirlediği slogandır. Bunun bir karşılığı var. Önder Apo en çok kadınları etkiliyor, en çok kadınlar Önder Apo’dan etkileniyor. Çünkü en çok kadınların özgürlüğe ihtiyacı var. Çünkü en çok kadınların Önder Apo’nun ideolojisine ihtiyacı var. Bugün direniş alanlarında, Medya Savunma Alanları’nda savaşa öncülük eden bir kadın gerilla gerçekliği var. Tüm dünya kadınlarının gözü Kürt kadın hareketindedir. Hepsi kendisine örnek alıyor. Bir sloganından tutalım, eylem biçiminden tutalım, tüm dünya hareketlerine, tüm dünya kadınlarına öncü olmuş, örnek olmuş bir kadın gerçekliği var. Bu yüzden Kürt genç kadınları düşmandan bu saldırıların hesabını sormalıdır. Bunun intikamını almalıdır.
Kürdistan’da artık hiçbir genç kadına el uzatma cesaretini kendinde bulmamalıdır
Bir TC ajanı, TC faşizmi gelip Süleymaniye’de, Başurê Kurdistan’ın ortasında Jineoloji çalışmamızın öncüsü olan bir arkadaşımızı 11 kurşunla katletme cesaretinin kendinde bulmamalıdır. Kürdistan’da artık hiçbir genç kadına el uzatma cesaretini kendinde bulmamalıdır. Bu cesareti buldurmayacak güç de genç kadınlardır, Kürdistanlı genç kadınlardır. Buna engel olacak güç budur. Bu savaş ancak gerillayla halkın birlikte mücadelesiyle zafere ulaşabilir. Devrimci Halk Savaşı diye bahsettiğimiz budur zaten.
Kürt genç kadınlarının onlardan hesap soracağını biliyorlar
Gerilla yapabileceğinin en üst düzeyini yapıyor. Ama buna karşı AKP-MHP faşizminin yarattığı bir korku dünyası var. Sanki çok güçlülermiş gibi bir hava var. Ama lanse ettikleri gibi güçlü falan değiller. Sona çok yaklaştıklarını biliyorlar. Bir koltuk telaşına girmiş durumdalar. Hesap vereceklerini biliyorlar. Kürtlerin, Kürt genç kadınlarının onlardan hesap soracağını biliyorlar. Bu yüzden tüm güçlerini seferber etmiş. Ekonomilerini, diplomasilerini, ordusunu, askerini her şeyini seferber edip bu savaşa katmış durumda. Biz de tüm hücrelerimizi, tüm gücümüzü, tüm örgütlülüğümüzü seferber edip bu savaşta bir rol sahibi olmalıyız, direnişe geçmeliyiz. Bu savaşı, vahşeti durdurmak ancak böyle mümkün olabilir.
Gençler Kürt gerillasına uzanan elleri kırmalıdır
Bu anlamda Kuzey Kürdistan gençliğine, genç kadınlarına, üniversite gençliğine büyük bir rol düşüyor. Şehit Baz Mordem Amed’li bir gençti. Amed sokaklarında büyümüş, oradan geçmiş bir kişiydi. Yine Helbest Koçerin Botan’lı bir gençti. Botan gençliği, Amed gençliği Serhat, liseli gençlik, üniversite gençliği, Türkiye’deki, metropoldeki gençler, tüm gençler ayağa kalkmalıdır. Düşmandan hesap sormalıdır. Kürt gerillasına uzanan, Önder Apo’ya uzanan, Kürt halkına uzanan eli kırmalıdır. Bunun hesabını, intikamını nasıl alacağını düşmana göstermelidir, cevap olmalıdır. Her yerde gelişen kimi eylemler oldu ama bu eylemler şuan yürütülen savaşı ya da kimyasal kullanımını bu vahşeti durdurabilecek güçte eylemler değil. Düşmanın bizi sıkıştırmak istediği belli eylem çeşitleri var. Bu yüzden kimse basın açıklamaları, oturma eylemleri gibi eylemlerle vicdanlarını rahatlatıp kendisini kandırmamalıdır. Bu eylemler buna cevap olmuyor. Bu büyüklükte, bu güçte değil. Binler, milyonlar akmalıdır. Kuzey Kürdistan’da milyonlarca Kürt, milyonlarca Kürt genci var. Milyonlarca Kürt genci sokaklara çıkarsa, meydanları doldurursa TC faşizmi ne yapabilir? Hiçbir şey yapamaz. Bu yüzden milyonlar olup akmamız gerekiyor. Bu bir seferberlik sürecidir. Eylem seferberliği sürecidir, katılım seferberliği sürecidir. Örgüt yönetimimiz, yine Komalên Ciwan’ın açıklaması, çağrısı oldu. Şuan zaten Werin Cenga Azadiyê Hamlesi var. Herkes bu direnişe katılmalıdır. Çünkü sorumludur, sorumluluk sahibidir. Çünkü özgürlük gerillası, Kürt halkının varlığının garantisidir. Çünkü Kürt halkının özgürlük gerillasından, Önderlik’ten, PKK’den başka hiç kimsesi yoktur. Bu yüzden bugün duracağımız, yarına erteleyeceğimiz bir gün değil. Kimse kendimi pasif eylemlere mahkum etmemelidir. Kimse kendini istihbarat var, düşman var, izin vermiyor gibi gerekçelerle kendini pasifliğe mahkum etmemelidir. Bu gerekçeleri önünde engel yapmamalıdır. Bunun mümkün olmadığını zaten Şehit Sara ve Şehit Ruken eylemleriyle kanıtladılar. Dağdan gidip şehirde Türk ordusunun merkezinde, polisevinde kendilerini patlatarak, fedaice şehit düşerek bunu kanıtladılar. Demek ki mümkündür, demekki istihbaratı kırılabilir, demekki düşmanın güvenliği kırılabilir, yapılabilir. Biz onlardan çok daha güçlüyüz. Biz milyonlarcayız. Haklı bir mücadele yürütüyoruz.
Türkiye gençliğine de çağrı yapıyoruz
Yine burada Türkiye gençliğine de çağrı yapıyoruz. Türkiye burada topyekûn bir savaşın içerisindedir. Şuan yürütülen topyekûn bir savaş var. Kimse kendisini savaş dışında saymamalıdır. Savaş yokmuş, ortam bir huzur ortamıymış gibi davranmamalıdır. Yine üniversite gençliğinin düzen içerisinde bir geleceği yoktur. Sistemin bir Kürde ölümden başka, katliamdan başka verebileceği başka hiçbir şey yoktur. Vemiyor, izin vermiyor. Bu yüzden sistemin üniversitelerinde, sistemin okullarında bir yaşam arayışında olmak, özgür bir yaşam arayışında olmak mümkün değildir. Çünkü buna izin vermeyen, özgürlükten böylesi onurlu bir yaşamdan nefret eden ve bunun için gereken her şeyi yapan bir düşman gerçekliği var.
Herkes öncüdür, herkes kendinden başlamalıdır
Bu yüzden en başta üniversite gençliği bu gerçekliği görmelidir. Bulunduğu her alanı düşmana zindan etmelidir. Üniversite gençliği faşizmin korkulu rüyası olmalıdır. Bunu yapabilir, bu gücü var. Milyonlarca üniversite genci var. Daha önce bir çok kez yaptı. Daha önce yapmış, yaptığını biliyor. Herkes’de yapması gerektiğini biliyor. Kimse öncü beklememelidir. Öncü odur, kendisidir. Herkes kendinden başlamalıdır. Bütün üniversite gençliği öncüdür, bütün genç kadınlar öncüdür. Bu yüzden herkes önce kendinden başlamalıdır. Kimse kimseye çağrı da yapmamalıdır. Burada dağdan gelişen çağrılar var. Yine orada demokratik kurumların birbirlerini duyarlılığa çağırdığı bir durum var. Böylesi bir durumla olacak bir şey değil. Herkes öncüdür, herkes kendinden başlamalıdır. Kimse perspektif de beklememelidir. Gerillanın direnişi, gelişen eylemler, örgüt yönetimimizin her gün yaptığı açıklamalar bunların hepsi zaten en büyük perspektiftir.Bu yüzden aslında herkes ne yapması gerektiğini biliyor. Herkes nasıl intikam alması gerektiğini çok iyi biliyor. Bu yüzden herkes milyonlar olup sokaklara akmalıdır. Bu vahşete, bu alçak düşmana cevap olmalıdır. Buna cevap olabilecek güçte eylemler geliştirmelidir.
Her yeri yakmaya, yıkmaya çağırıyoruz
Bu anlamda tüm Kuzey Kürdistan gençliğini, başta üniversite gençliği ve genç kadınlar olmak üzere bu savaşta yerini almaya var olan vahşete direnişiyle cevap olmaya çağırıyoruz. Gerillanın direnişi, Medya Savunma Alanları’nda yine Kürdistan dağlarında var olan direnişi TC faşizminin sokaklarına taşırmaya çağırıyoruz. Her yeri yakmaya, yıkmaya çağırıyoruz. Herkesi Werin Cenga Azadiyê hamlesi kapsamında düşmandan büyük intikam almaya çağırıyoruz. Düşmanın sokaklarını düşmanın merkezlerini, rahat uyuduğu her bir anı ona zindan etmeye çağırıyoruz. Bu yüzden herkes Werin Cenga Azadiyê hamlesi kapsamında direnişe eylem geçmelidir. Katılım seferberliğini, eylem seferberliğini başlatıp TC faşizmini, gerillanın ve Kürt halkının ve Kürt gençliğinin birlikte yürütülen bir mücadele ile TC faşizmini mutlak yenilgiye mahkum etmeye çağırıyoruz.