HABER MERKEZİ – Serxwebûn gazetesi yeni sayısında Fedai eylemiyle AKP-MHP iktidarını hiç beklemedikleri şekilde derinden sarsan Şehid Sara Tolhildan ve Şehid Rûken Zelal’in mektuplarına yer verdi. Eylemleriyle mevcut aşamaya göre yeni bir çizgi ortaya koyan iki fedai komutanın raporları farklı zamanlara ait olup Şehit Zilan Ölümsüzler Taburu ve YJA-Star Özel Kuvvetler Karargâhına hitaben yazılmıştır.
Şehit Sara Tolhildan’ın Hêzên Taybet YJA-Star Karargâh Komutanlığına yazdığı raporu
“HÊZÊN TAYBET YJA STAR KARARGÂH KOMUTANLIĞINA YOĞUNLAŞMA VE ÖNERİ RAPORUMDUR
İçinde bulunduğumuz mevcut süreç gerçekliğini Ba… arkadaşın bir toplantısında yapmış olduğu belirlemeye değinerek ifade etmek istiyorum. Evet, arkadaşın belirlemesi şöyleydi; “Biz de, düşman da bir dövüş ringindeyiz ve birbirimize ölümcül darbeleri vurmak istiyoruz. Biz düşmana tam isteğimiz gibi vuramamış olsak da düşmanı iyi yaralamışız. Ancak şu da bir gerçekliktir ki, düşman da bize ölümcül darbeyi indirmek istiyor. Bunda başarılı olmamış olsalar da sonuç aldığı yönler var.’’ Bu anlamda birey olarak düşmanın geliştirdiği her yeni yönelim durumu karşısında şaşırmıyorum. Çünkü çok yüzeysel kalıyor olsam da Önderliğin; “TC varlığını, Kürt varlığının inkar ve imhası üzerine kurmuştur’’ belirlemesi hafızamda hep canlı. Bu nedenle hep şunun bilinci ve özlemi ile yaşadım, yaşıyorum; o ringde düşmana ölümcül darbeyi ben vurmalıyım! Bu anlamda özellikle son yıllar açısından başka bir gündemim olmadı, başka bir gündemimin olmadığı gibi kendimi hem içsel hem de taktik yaratıcılık olarak geliştirmek en temel yoğunlaştığım hususlar oldu. Özcesi salt örgüt hazırlasın ben öyle bir şeyler yapayım anlayışına hiçbir zaman kapılmadım, tam tersine son *…. arkadaşla yapmış olduğum bir çok tartışmada hep şunun sorgulamasını yaşadım, neden daha yaratıcı bir tarzı sergileyemiyorum. Bu konuda şu yönümü fark ettim; son yürütmekte olduğumuz harita indirme çalışmasıyla da bağlantılı olarak, kesinlikle salt tek yol ve yöntem ile şehir gerillacılığı yapılmaz. Bunun birçok yolu vardır. Somut son HBDH ve YPS pratiklerinden yola çıkarak düşmana vurmanın, düşman sahasında konumlanmanın birçok yolu vardır. Kuşkusuz bizim çalışmalar biraz daha alt yapısı güçlendirilmiş zemin ve olanaklar istiyor.
Bu anlamda somut yoğunlaştığım çalışmaya dönük eğer arkadaşların *….. ve benzeri sorunları yoksa biz de (kadın arkadaşlar birimi olarak) kırsaldan gidebilir ve ilk eylemleri çıkartabilmek için buradan kendi cephanemizi sırtla götürebiliriz. Tabi bunun için iyi bir kondisyona sahip olmak gerekir. Birey olarak fiziğimin buna yeteceğini söyleyebilirim, ancak ekip olarak hepimizin aynı düzeyde olması gerekir. Bu durumu bu son zamanlarda bazı arkadaşların kuryeliğini yaparken daha iyi anladım, kesinlikle her şeyini ama her şeyini çalışmaya göre örgütlemek gerekiyor, yürümeme, keyfi davranma ciddi sorunlara neden oluyor. Bu anlamda o kadar net ve kararlı olmamız gerekiyor ki, ayaklarımızda takat kalmasa bile sürünerek yol almayı amaç edinmeliyiz.
Diğer bir konu ise; yine Heval *…. ile gelişen bir tartışmamızda ben şöyle bir şey demiştim; ‘’coğrafya coğrafyadır, ne fark eder ki, ha Kürdistan’da, ha Türkiye’de gerillacılık yapmışsın.’’ Heval *.… ’nın bana cevabı “yo, kesinlikle aynı değildir ve çok fark var, bireyin ciddi anlamda psikolojisini buna göre hazırlaması gerekir’’ olmuştu. H. *….’nın tam olarak ne demek istediğini bu süreçte biraz daha iyi anladım. Her arazinin ayrıntısına girişim ve her ilin, insanının, sınıfsal, toplumsal gerçekliği, yine aşırı faşizan duyguların yaşanıyor olması, kesinlikle ciddi bir ruhsal hazırlığı istiyor. Tabi diğer yandan gerillacılığı tam kuralına göre uygularsa insan, var olan zorlu koşulları avantaja da çevirebilir. Çünkü düşman kendi sahasında bizim ön gördüğümüz bir saldırı durumuna karşı bir Kürdistan’daki gibi hazır olmayacaktır. Nasıl ki bizim kendi içimizde bazı güvenlik zafiyetlerimiz varsa düşmanın daha fazla vardır. *……. bizim askeri tecrübemizle birleşirse, faşist TC Devleti felç olur.
Bu yoğunlaşmalarımı neden paylaşmak istediğimi belirtmem gerekirse; bir yıla yakındır görev sahasına geçebilmek için yoğunlaşmaktayım, hem arkadaşların yoğunlaştırmak isteği konular, hem de kendimin yoğunlaştığım hususlarda her zamandan daha olgun, sabırlı ve akıl ile yaklaşma çabası içerisinde oldum. Ben böyle bir hazırlık süreci içerisindeyken düşmanımız hiç boş durmadı, durmayacak da. Bu nedenle salt göreve gideceğim deyip vicdanımı rahatlatamam ve bu konuda vicdanım beni tarifsiz bir acının içerisine koymakta, her başımı yastığa koyduğumda, yaşamın her ayrıntısında somut olarak bir şeyler yapamamanın vicdan azabı beni soluksuz bırakmakta… Bu nedenle her tür savaş ihtiyacına (H…….’de gelişen düşman yönelimine karşı takviye güç olarak gitmeye) hazırım. Bu paylaştıklarım da vicdanen yaşadığım zorlanmalara bir arayıştır.
Yine böylesi kızgın bir süreçte partimiz ve Önderliğimizin elini güçlendirecek, taktik önderlik misyonuna denk bir duruş ve katılımı yapamadığım için özeleştirimi veriyorum.
Devrimci Selam Ve Saygılar
08.07.2020
Sara Tolhildan”
***