HABER MERKEZİ-Serxwebûn gazetesi yeni sayısında eylemleriyle AKP-MHP iktidarını şoke eden Sara Tolhildan ve Rûken Zelal’in farklı tarihlerde Şehit Zîlan Ölümsüzler Taburu ile YJA Star Özel Kuvvetler Karargah Komutanlığı’na mektupları yayınladı.
Şehit Ruken Zelal’in mektupları şöyle;
“ŞEHİT ZİLAN ÖLÜMSÜZLER TABURUNA FEDAİ EYLEM RAPORUMDUR”
Kod adım Rûken Zelal, 2012 yılında Rojava alanında gençlik çalışmalarına katıldım. 2014 yılında gerilla alanına katılım sağladım. Yeni savaşçı eğitiminden sonra kurum çalışmalarına arkadaşların düzenlemesiyle geldim. Temel Devre Eğitimi’ni tamamladıktan sonra 2015 sonlarında arşiv çalışmalarına düzenlendim, orada 8 ay kaldım. 2016 yılında tekrar kuruma geri geldim. Kurumda temel devrede takım komutanı olarak düzenlendim. 2017 yılında *……. alanına düzenlendim. 2020 yılına kadar da o alandaki çalışmalarda yer aldım.
Her süreçte insan farkına varıyor, yöntemi ne olmalı? Düşman gerçekliği karşısında kendimi hangi yöntem ile örgütlemeliyim ve daha çok nasıl sorumluluk alabilirim, ne yapmalıyım noktası her zaman benim için yoğunlaşma konusudur. Özelde İmralı’da Önder Apo’ya karşı tecrit ve işkence yürütülüyor, halka karşı yürütülen özel savaş ile rahat bir nefes almaları engelleniyor. AKP, KDP ve hegemonik güçler, çıkara dayalı politikaları ile iktidarlarını yaşatma çabalarını günümüze kadar çok rahat sürdürüyor. Yine KDP ve TC devleti; gerillaya ve Kürt halkına karşı imha planları temelinde görüşmeler yapıyor. Düşman, bu planları ile özgür Kürde değil köleliği kabul eden Kürde yaşam şansı tanıyor. Bu konuları anlama ve hissetme boyutu farklıdır ama birebir görme veya yüz yüze kalmakla derinliği yaşanabilir. Böylelikle yapılması gerekenler daha somut ve net oluyor. Önder Apo’nun emek ve direnişi ile halkımızın ve gerilla hareketimizin mücadelesi ile ispatlanan, düşmanın mevcut politikalarını tüm imkân ve tekniğine rağmen bir yere kadar yaşatma zemini bulabiliyor. Önder Apo’nun emekleri ile yaratılan iradi duruş, her zaman düşmanın büyük bir korku içinde yaşamasını sağlıyor. Bu gerçekliklerle yüzleşmek, en büyük tekniğin insanın kendisi olduğu farkındalığını güçlendiriyor. Önder Apo “fikri bizimle olanın, eylemi de bizimle olur” diyor.
Özel Kuvvetler’e gelişim, kendimi her zaman büyük bir yükün altında olduğunu hissettiriyor. Anda ve mekanda süreci anlayan fedai gerçekliğine ulaşmak ve uygulayıcısı olmak için hangi yol ve yöntem ile kendimi hangi noktalar güçlendirip bunun bilincine ulaşıp, kişiliğimde intikam hırsı, halkımızın döktüğü her damla kanının intikamını almak ve halkımızın özgür ülke, Önderlikle yaşama hayalleri ve çocuklarımızın hayallerinin gerçekleşmesi için kişiliğimde vicdani olarak her zaman sorgulama içerisinde olmayı geliştiriyor. Buna bağlı olarak Önderliği her dinlediğimde ve örgüt perspektiflerini takip ettiğimde kendime her zaman esas aldığım, ben nasıl cevap olabilirim, arayışı oluyor. Verilen emeğe karşılık ve bize inanan yoldaşlarımızın şahadete ulaşması beni hep yoğunlaştırıyor. Heval Zîlan’ın “canımdan daha fazla bir şey olsaydı onu da feda ederdim” sözlerinin gerçekliği, nasıl bir yoğunlaşma ile hedef ve amaçlara ulaşabileceğini göstermektedir. Benim için verilen emeklere cevap olmak, layık olabilmek fedai çizgiyle bir olmayı gerektirir. Ben de bu çizgide yürümek için fedai eylem yapmayı öneriyorum. Her fedai militan için Zîlan çizgisiyle bir olmak için heval Zîlan’ın tarzını zenginleştirmeyi bu süreçte birincil görev ve sorumluluğum olarak görmekteyim. Böyle bir öneri büyük bir misyon ve büyük bir irade istemektedir. Hangi zor koşul ve durumla karşılaşsam da yoğunlaşmakta olduğum eylemin başarısını değiştirmeyeceği iddiasındayım. Nerede olursa olsun mekân olarak benim için fark yok, çünkü bu süreçte düşman yönelimleri her yerde gelişmekte. Bu noktada cevap olmak için kendimi hazır görmekteyim. Ne kadar zaman geçse de kendim için aldığım bu kararda daha fazla yoğunlaşıp daha da iddiamı güçlendirmek olacaktır. Örgütte pratikte aldığım tecrübe ve örgütün bize her zaman eğitimlerle mal ettiği tecrübesini pratiğimle yaşatacağım. Önderlik gerçekliğinde olmaz mantığı hiçbir zaman olmadı, ben de tüm pratiklerimde kendime esas alacağım temel perspektif bu olacaktır.
Eylem önerime ilişkin birkaç nokta daha belirtmek istiyorum. Rojavalı biriyim; bu gerçekleştireceğim eylem, önerim için bir avantaj sağlamaktadır. Kuzey veya Türkiye metropollerinde hiç kalmadığım için oraya ilişkin, yine hareket tarzıma ilişkin somut bir şeyler belirtmem şu an çok gerçekçi gelmiyor bana. Var olan zeminleri değerlendirip daha çok o alanda somutlaşabilecek durumlar olacağını düşünüyorum.
Mevcut süreç karşında cevap olamamanın özeleştirisini vererek, an’a cevap olabilen militan kişiliğini kendimde yaratacağımın sözünü tekrardan yinelemek istiyorum.
Devrimci Selam ve Saygılar
Rûken Zelal
10.09.2020”
***
“ÖZEL KUVVETLER KOMUTANLIĞI’NA YOĞUNLAŞMA RAPORUMDUR
Adım Rûken Zelal. 1996 yılında Amûdê’ye bağlı Bîlêqi köyünde dünyaya geldim. Her ne kadar ailem yurtsever olsa da geleneksel yapıya sahip ve aşiretçiliğin ağır etkisi altında. Arkadaşların evimize sık sık gidip gelmesinden dolayı küçük yaşlarda Özgürlük Hareketi’ni tanıdım ve arkadaşların anılarından etkilenme de söz konusuydu. Rojava Devrimi’nin başlamasıyla da aktif şekilde çalışmalara katıldım, 2014 yılında ise yönümü özgür dağlara çevirdim. Yeni savaşçılar eğitimimi Garê alanında tamamladıktan sonra Özel Kuvvetler’e katıldım. Özel Kuvvetler’de kendimi tanıdığımı söyleyebilirim. Fedai eylem yapmaya yönelik arayışımı ise Doğa ve Zinar arkadaşların fedai eyleminden sonra başladı. Lakin her iki arkadaşı gerçek hayatta da tanıma fırsatım oldu. Doğa arkadaşla aynı eğitime katıldım, Zinar arkadaşla da aynı merkezde kaldık. Bu arkadaşların kişilikleri ve duruşları beni oldukça etkiledi.
Bizi her süreçte aydınlatan ruh, büyük zafer destanlarının tarih yazmasına da yol açıyor. Bu hakikat içerisinde ruh Önderliğimizin zihin ve ruhunu oluşturan öz daha iyi ortaya çıkıyor. Zira şimdiki süreç de bu ruh sayesinde yol alıyor. Her gün kahraman şehitlerin öncülüğünde destanlar tarihe nakış ediliyor. Bizler de bugün bu fedai ruh sayesinde NATO üyesi güçlere karşı gelebiliyoruz. Çaresiz kalan bu büyük güç bize karşı yüzlerce kez zehirli gazlar kullanıyor, ahlak ve insanlık dışı bütün yöntemlere başvuruyor. Bu savaş gerçekliğine baktığımızda sömürgeci Türk devletinin de ne kadar güçten düştüğünü görmek mümkün. Fakat önemli olan insanların bu gerçekleri iyi görmesi ve gerekli olan duruşu sergileyebilmesi. Bu süreçte fedai ruhla savaşan arkadaşlarımız direndiler ve bu kutsal duruşlarıyla Egîd ve Zîlanların takipçileri oldular. Bu arkadaşların gerçeklikleri bize yol haritası oldu. Bu arkadaşların intikamını alabileceğimizi inanıyorum. Özellikle KDP’nin eliyle alçakça katledilen arkadaşları asla unutmayacağız.
İçinde geçtiğimiz süreç, özellikle de yılın başından itibaren sömürgeci devletin saldırıları karşısında Şoreş Beytuşebab yoldaşın öncülüğünde verilen mücadele; düşmanı nasıl bertaraf edeceğimizi ve “Önder Apo’yu Özgürleştirme Zamanı” atılımının hak ettiği duruşun nasıl olması gerektiğinin yolunu bize gösterdi. Şoreş yoldaş bu esas üzerinde bize büyük bir ruh ve coşku verdi. Şimdi de bu ruhun devamı niteliğinde Medya Savunma Alanları’nda süren savaş ve direniş Kürt halkı ile dostlarının yürüğünde büyük bir umut ve coşku yaratmış durumda. Önderliğime ve yaratılan değerlere layık olmak benim öncelikli hedefimdir. Ayrıca şehit düşen yoldaşlarımın intikamını alabilmek için de güç ve kudret sahibi olacağım. Önderliğimizin dediği gibi “Kaderini ölüme teslim eden militan istemiyorum, yaşamı yaratan militana ihtiyacım var.” Şunu içten söyleyebilirim; birçok şeyi anlamada geç kaldım, özellikle de 23 yıldır devam eden Önder Apo’nun direnişi karşısında hepimiz suçluyuz. Ancak yine de şuna inanıyorum; ben görev ve sorumluluklarımı yerine getireceğim ve böylelikle de Önder Apo’yu görme hasretini gidereceğim. Bütün kin ve öfkemi intikam silahına dönüştüreceğim. Anlamlı bir özeleştiriyi verme heyecanıyla görevimi başarıyla yerine getireceğim. Bu temelde zayıf yoldaşlık karşısında özeleştirimi veriyorum.
Bê Serok Jiyan Nabe!
An Serkeftin an Serkeftin!
Serkeftin ya me ye!
ÖNDER APO’YA,
Her zaman size layık olabilecek duygu ve hislerle, size yazmayı arzuladım. Şimdi de bize verdiğiniz emeğe layık olabileceğimi umut ediyorum. Başkanım! İstediğim kadar kişiliğinizi anlatmaya kalkışayım, fakat yine de çok yetersiz kalacağımı biliyorum. Zira bizim için yaptığınızı bu dünyada hiç kimse yapamaz. Özellikle de kadınlara ilişkin yaptığınız değerlendirmelere baktığımızda bu konuya ne kadar çok değer verdiğinizi görmek mümkün ve bundan dolayı insan kendisini çok yetersiz görüyor.
Sevginizin derinliğini anlayamadık. Doğrudur sevdik, fakat kendime şunu soruyorum; acaba bu sevginin gerekliliğini yerine getirdim mi? Devrimci yaşamıma baktığımda verdiğiniz emek karşısında çok yetersiz kaldığımı çok iyi görüyorum. Bu hakikatleri dile getirdiğim vakit acım daha da artıyor. Bizler sizleri çoğu kez yalnız bıraktık ve elinizi güçlendirmedik. Bundan dolayı şu anda çok üzgünüm. Çok geciktiğimi biliyorum, fakat size layık olabilmek için üzerime düşen bütün görev ve sorumlulukları vereceğim özeleştirinin temelini yapacağım. Bu esas üzerinde size doğru yoldaşlık yapabileceğimi ve yetersiz yoldaşlığı ortadan kaldıracağımı inanıyorum. Az bile olsa içten ve samimice özeleştirimi vermek istiyorum ve bu mektupta özeleştirimi de yapıyorum. Ancak ne kadar yeterli olacağını bilemiyorum. Başkanım! Binlerce kelime bile yazsam size olan sevgimi tarif edeceğine inanmıyorum.
Bu eyleme gidiş ve başarısı ancak size olan sevgimin sesi ile özeleştirimin arzusunu size ulaştırabilir. Sizin de belirttiğiniz gibi “Bizler insanız, insan gerçekten de büyük bir varlıktır ve bütün varlıklar içinde en değerlisidir”. Bundan dolayı bizler gerçek anlamda insan olmalıyız ve kendimizi hakikatin düzeyine ulaştırmalıyız. Bize gösterdiğiniz hakikatin her daim savunucusu olabilmek için size layık olma sözü veriyorum. Zafer bizim olacak.
Bê Serok Jiyan Nabe!
Bijî Hamleya Dem Dema Azadiya Rêber Apo ye!
Bijî Serok Apo!
KADIN YOLDAŞLARIMA,
Hiçbir şey hakikatin izindeki yolculuk kadar değerli değil. Zira bu yolculukta ağır bedeller ödendi. Var olmamız ve kendimizi tanımamız uğruna Önderliğimiz kendisini feda etti. 23 yıldır da ağır koşullar altında bizim için mücadele ediyor. Bu duygularımı paylaşmak bana ağır geliyor, çünkü kendi gerçekliğimiz gözden geçirdiğimde Önderliğin arzuladığı düzeyde olmadığımı görüyorum. Çünkü Önderlik bizim için birçok kez şu tanımı yapmıştır; “Hiçbir engel önünüzde yok, tek engel siz kendinizsiniz”. Önderliğimiz kadınlar için yarattığı güç ve inanç benzersizdir. Şu anda bu satırları yazıyorsam ve elime kalem alabiliyorsam, şüphesiz bu Önderliğin emek ve mücadelesi sayesindedir. Önderliğin bu çabaları sayesinde bizler kimlik ve kişilik sahibi olabildik. Önderlik, bize kendi varlığımız için savaşıp 5 bin yıllık egemenlikten kurtulma kudreti verdi. Bu kadar ağır ve zor koşullarda hiçbir şey kolaylıkla elde edilmiyor. Zaten mücadeleyi anlamlaştıran da çaba, emek ve savaştır.
DEĞERLİ YOLDAŞLARIM!
Bêrîtan ve Zîlan’ın takipçisi olmak benim için büyük bir onurdur. PJAK’ın silahıyla kendimi tanıdım. Önderliğe ve ideolojik hareketimiz PAJK’a layık olabilmek için yegâne sloganım her daim zafer olacak. Zafer dışında hiçbir şeyi tanımayacağım. Lakin Önderliğimizin yarattığı hayatın kaynağı zafere dayanıyor. Bu zaferin yolunda insan canını da feda etmeli. Çünkü hedef her daim zaferdir. Önderliğimizin etrafındaki meşalenin daha gür yanması için Önderliğin fikir ve felsefesiyle büyüyen kadının zaferin öncüsü olması gerekir. Arkadaşlar! Bu eylemin zaferi özeleştirimi daha da anlamlandıracaktır. Bu amaç uğrunda sürekli mücadele edeceğim. Bütün kadın arkadaşlardan istenen de budur. Çünkü bize engel olan hiçbir şey yoktur. Şayet bizler bu ruhla hareket edersek zafer bizim olacak.
Bê Serok Jiyan Nabe!
Bijî Serok Apo!
Jin Jiyan Azadî!
Serkeftin a me ye!
DEĞERLİ YOLDAŞLARIM,
Sizi seven bir arkadaş olmak benim için çok anlamlı. Ben arkadaşlık sevgisinin daha da güzelleşmesi aşkıyla bu eyleme gidiyorum. Özgürlük yolunda olma duygusu kadar hiçbir şey değerli ve anlamlı değil.
Size duyduğum hasret ve sevgiyi tarif etmek için mutluluk kaynağıdır. Özgürlük yolunda sizi her daim içten ve bütün kalbiyle sizi sevmek benim için en güzel duygudur. Yoldaşlığın değerlerine layık olabilmek için kendimi zaferle bütünleştireceğim. Şunu belirtmek istiyorum; beni bu düzeye ulaştıran bizim yoldaşlığımızdır. Birçok kez birbirimizi üzdüğümüz, birçok kez birbirimizin kalbini kırdığı ve birbirimizi eleştirdiğimiz doğrudur. Ancak tüm bunlar doğru yoldaşlığın göstergeleridir. Güçlenmek için eleştiri ve özeleştiri mekanizmasını unutmamamız lazım. Şayet unutursak, o zaman yoldaşlığımız zayıflayacak. Önderliğimiz şöyle der; “Doğru yoldaşlar olduğumuzda her türlü yoldaşlığın çabasını göstereceğim. Bizler için yoldaşlık ilişkisi çok önemlidir, bu ilişkiler olmadığında parti davası da ileriye taşınamaz.” Değerli Yoldaşlar! 44 yıldır partimiz Önderliğin yoldaşlığına ve halkımıza layık olabilmek için ağır bedeller ödüyor. Önderliğimiz bizim için her şey yaptı. Bu değerin bugün ve gelecekte korunması ve daha da güçlenmesi için kendimizi her konuda güçlendirmeliyiz, Önderliğimiz ifade ettiği ‘Yüreği ve fikri birleştirme’ düzeyine ulaştırmalıyız. Bu zihniyet temelindeki bir yaşam, hiç kimsenin yoldaşlığımıza saldırmasına ve yoldaşlığımızın gerçekliğini anlamsızlaştırmasına aman vermeyecek. Arkadaşlar! Şimdi mektubumun sonuna geldiğimi söylemek istemiyorum, çünkü ‘son’ kelimesini sarf edemiyorum. Lakin yoldaşlığımızda hiçbir şey ‘son’ adıyla yok. Her zaman içinde yaşam vardır, belki sözlerim burada bitecek fakat ben her daim sizlerle olacağım. Özgür yaşam için her zaman zaferin kararlılığı içinde olacağım. Bu eylemin zaferi size olan sevgimin göstergesi olacak. Yoldaşlık konusundaki bütün eksikliklerim için özeleştirimi veriyorum. Umarım bu özeleştirimi kabul edersiniz.
Bijî Rêhevaltiya rast!
Bijî Serok Apo!
YURTSEVER HALKIMIZA,
Bir Kürt kadını olarak dünyaya gelmekten ve sizler için mücadele etmekten onur duyuyorum. Kürt halkının tarihi gerçekliği içinde birçok büyük kahramanlıklar ortaya çıkmıştır. Kürt halkı varlığını, dil ve kültürünü koruma uğruna birçok ağır bedeller ödedi. Şu anda da bu kültürün devamı olarak her alanda Kürt gençleri tarih yazıyor. Önder Apo’nun eşsiz emek ve çabası Kürt halkının tarihi ile sesinin duyulmasına yol açtı, Kürt halkını derin uykusundan uyandırıp var olma davasının sahibi yaptı. Çünkü Önderliğimiz Kürt halkına saldırıları insanlığın tümüne yönelik saldırılar olarak ifade etti. Bundan dolayı özgürlük ve demokrasi mücadelesinin zaferi Kürt halkının şahsında bütün dünyanın olacak. Bütün ezilen halklar zaferimizden yararlanıp kendisine örnek alabilir. Zafer elde ettiğimizde ise bizler insanlığa çok değerli bir armağan vermiş olacağız. Değerli halkım! Her yerde sergilediğiniz kahramanlık benim için büyük bir güç kaynağıdır. Fedakarlığınız ve mücadeleniz bana güç ve kudret veriyor, ayakta tutuyor. ‘Savaşta zafer, yaşamda özgürlük’ coşkusu ve heyecanıyla her daim Önderliğimizle yaşayacağız.”
Bê Serok Jiyan Nabe!
Bijî Şerê Gel ê Şoreşgerî!
Serkeftin wê ya me be!
Devrimci selam ve saygılarımla
05.11.2021
Rûken Zelal”