HABER MERKEZİ – Heval Fırat ile 2016 yılında Almanya’da bir eylemde karşılaştık ve tanıştık, çok zor oldu onu hatırlamam. Heval Fırat o zamanlarda o kadar sessiz ve durgundu ki o duruşu hatırımda iz bırakmıştı. Heval Fırat ile tanıştıktan bir yıl sonra, ideolojik ve askeri eğitim için özgürlük dağlarına geldim, burada öğrendim ki Heval Fırat ile aynı eğitim devresinde olacağım. Tabi bu her arkadaşta aynı duygudur herhalde ilk tanıştığı devrimci ile aynı eğitim devresinde olmak büyük bir heyecan olsa gerek. Heval Fırat ile bir yaz boyunca aynı eğitim devresinde olma şansını ve heyecanını yaşadım. Eğitim ortamları, kişiliklerin en saf ve özlü hallerinin ortaya çıktığı ortamlar olmasından kaynaklı heval Fırat’ı orada daha iyi tanıma şansım oldu. Heval Fırat’ın tanıştığımız günü anlatması ile hatırladım Almanya’da tanıştığımızı. Fırat arkadaş ile yakınlığım, ona bağlılığım orada daha da derinleşti.
Önderliğe dair her şey onun için talimattı
Avrupa kapitalizminin yaratmak istediği hissiz ve robot kişilik özellikleri heval Fırat’ta iz bile bırakmamıştı. Orada büyümesine rağmen eğitim ortamı ve genel olarak dağ yaşamında ki duruşu beni daha çok etkiliyordu. O’nda ki heyecan ve dağ yaşamına bağlılık gıpta edilecek düzeydeydi. Adeta inkar ettirilmek ve kaybettirilmek istenen özünü dağlarda bulmuş ve bunun morali, heyecanı ve umuduyla katılıyordu dağ yaşamına ve öyle de yaşıyordu Heval Fırat. O bir ‘dağlı’ olmuştu artık. Yine eğitime ve dağ yaşamına büyük önem veriyor ve büyük bir ciddiyet ile katılıyordu yaşama. Çünkü devrimciliğin ciddiyetinin, yaşama olan yaklaşımdan geçtiğini bir bilge gibi bilince çıkarmıştı. Fırat arkadaş her yönüyle kendini örgütlemiş ve özlü bir duruşun heybetiyle yaşıyordu, az konuşup çok yapandı. Evet kısa konuşurdu fakat özlü konuşurdu ve kendine güvenerek konuşurdu, kendine güveni ise gerçekten hakiki duruşu ve saflığından kaynağını alıyordu. Önderlik ve çözümlemelerini örgüt yaşamında kendine adeta kılavuz haline getirmişti. Önderliğe doğru giden yol, onu bir hakikat savaşçısı haline getirmişti. Çünkü Önderlikle yürümek ve Önderliğin yoldaşı olmak hakikat savaşının olmazsa olmaz bir ilkesiydi Fırat arkadaşta. Bir mümin gibi yaşardı bir mümin gibi bağlıydı. Az bildiğini tecrübe haline getirir ve en iyi şekilde pratiğini sergilerdi. Özellikle Önderlik çözümlemeleri, yazıları hatta Önderliğe dair her şey onun için talimattı. Bu anlamda Fırat arkadaş pratik ve özlü duruşuyla Apocu militanlığın seçkin bir temsilcisi olmayı başarmıştı.
Sessiz Fırtınaydı Dağda Olmanın Heyecanı
Fırat arkadaş için dağlarda olmak ve dağdaki her an kutsal ve paha biçilmezdi. Dağ yaşamı onun için o kadar değerliydi ki kesinlikle boşluklara fırsat vermezdi, onun için dağda bir an boşluk olmamalıydı, boş bir an olmamalıydı. Hep gülüyordu demeyeceğim, öyle ki hep gülmek istiyordu ve bunu adeta bilinçli ve örgütlü bir eylem gibi yapıyordu. Heval Fırat’ın yanında durmak, durgun olmak yada moralsiz olmak imkansızdı. Bir arkadaşın gülüşü ancak bu kadar güzel, anlamlı ve moral verebilirdi insana. İşte Heval Fırat’ın en büyük arayışı ve çabası da burada anlam buluyordu ve nasıl daha doğru, büyük bir yoldaş olabilirim diye kendini sürekli sorguluyordu. İçinde büyüdüğü kapitalist ve düşürücü Avrupa yaşamının öğrettiği alışkanlık ve yanlışlardan arınmak ve temizlenmek için büyük bir savaşın en ateşli zamanlarına açmıştı yüreğinin kapılarını. Amansızdı bu konuda, kesinlikle en kısa zamanda atmalıydı üzerinden bu dar ve ona hiç yakışmayan sahte ve yalanlarla örülmüş paçavrayı. Bu noktadaki tahammülsüzlüğü bazen onda çok büyük buhranlar yaratıyor, paradokslar ile dolu ruh haline vurduğu devrimci darbeler müthiş ışıltılar ve güzellikler yayıyordu ortama. Bu bütün kaosları içinde yaşarken çok az dışa yansıtırdı, bir o kadarda yüreği büyük ve alçak gönüllüydü heval Fırat.
Ben de dahil Avrupa’dan katılan arkadaşlar olarak genel anlamda biraz dağınık ve düzensiz oluyorduk, ancak Fırat arkadaş bu konuda gerçekten hem ruhen hem de fiziken müthiş temiz kalmıştı. Adeta Özgürlük Hareketine katılmak için gelmişti dünyaya, çünkü bu saflık ve temizlikte ancak PKK içinde kalınabilinir ve yaşanabilir. Kültürel olarak müthiş duyarlı bir arkadaştı. Bu konuda temsilini ve öncülüğünü ettiği Parti ve halk değerleri adeta kendi şahsında hiçbir biçimde zarar görmemeliydi ter temiz yaşatmak erdemleşmişti onda.
‘’Yoldaş biz Harranlıyız! sen nerelisen ?’’
Heval Fırat’ın ailesi Orta Anadolu Kürtlerindendi, uzun zaman önce Rıha’dan Anadolu’ya göç etmişler, kendisi de orada doğmuştu. Uzun zamandır göç etmelerine rağmen genel aile olarak Kürdistan’a yabancılaşmamış, inkar politikalarının kurbanı olmamıştır. Öyle ki Heval Fırat çoğu zaman arkadaşlarla şakalaşırken ‘’Yoldaş biz Harranlıyız! sen nerelisen ?’’ diyordu. Orta Anadolu Kürtlerinin en temel özelliklerinden birisi ise kültür ve dillerine bağlı olmalarıdır. Bu özellikler heval Fırat’ta da gelişkindi ve kültürel özellikler heval Fırat’ta yaşamsallaşıyordu. Bundandır ki dengbêjliğe ilgi duyuyor ve sürekli dinliyordu, dinlemek ile kalmıyor kendisi de söylüyor ve daha iyi söylemek için sürekli mırıldanıyor, provalar yapıyordu. Hatta yapılan morallerde arkadaşları kırmaz ve istenildiğinde dengbeji söylerdi. Kültürel olarak arayışları aslında hep hasret kaldığı halk gerçekliğine olan bağlılığındandı. Öncülük yapmak istediği halkının kültürünü öğrenmek ve kendinde yaşamsallaştırmak, onu daha da büyütüyordu. Devrimimizin kültürel yönünü çok iyi kavramıştı. Arayışlarındaki kültürel boyut, bu anlamda bir etkileme ve öncülük boyutuna evrilme potansiyelindeki hevesi büyük moral ve motivasyon kaynağı olmaktaydı.
Heval Fırat’ın düş bahçesi…
Edesa’nın (Xirabreşk, Til Xelef) ana tanrıçaları hâla ellerini çekmemişti heval Fırat’ın düş bahçesinden, tarih ve öz arayışında sürekli onlar olmuştu rehberleri. Büyük özlem ve ideallerine kavuşmasına, bu kadar sürgün, kopuş ve mesafe hiçbir şekilde engel olamamıştı. O kadim kent Urfa’dan çıkan büyük ve korkunç tanrılar Avrupada’ki Zeus’lar ile birleşmiş, onların hileleri bile saptıramamıştı yolundan Fırat arkadaşı. O artık yakalanmıştı tutkusu olduğu rüzgara, sahipti artık bulmak istediğine ve sımsıkı sarılmıştı. Ancak bu kadar olur sevdaların büyüklüğü, daha büyük nasıl tarif edilir ki. Nasıl ki Zap ile Avaşin, Heftanin ile Metina, Dersim ile Ararat, Garzan ile Amed birbirine kopmaz bağlarla bağlanmışsa işte öyle büyüktü Fırat arkadaşın bağlılığı.
Bundandır ki hangi çalışmalarda yer aldıysa sürekli en güzelini yapar ve başarılı olurdu. Fırat arkadaş güzel bakar güzel yapardı, bundan kaynaklı değer ve emek vererek çalışmalara katılırdı. Yoldaşları ve bir bütünen tüm parti değerlerine yaklaşımı son derece hassastı ve değer verirdi, bunun için her anını emekle bütünleştirerek yaşardı. Onun için yaşam tarzı olan Gerillacılık, öğrenmesi gereken şeylerin en başında gelen temel husustu. Gerillacılık konusunda her zaman en önde olmak istiyordu, her anlamda kendini geliştirmek ve büyütmek istiyordu. Tabi yaşamdaki disiplininden, fiziki özelliklerine, üslubundan, genel kültürel özelliklerine kadar gerillacılık onun için bir tutkuydu. Bu katılımı ve duruşu arkadaşlara büyük bir güven verdiği için yeterli tecrübesi olmasa da en zorlu koşullarda en zorlu görevlerde yer alıyor, bu temelde yürüttüğü her işi başarıyla yerine getiriyordu. Bu bağlamda Heval Fırat’ın ideolojik-örgütsel duruşu yanında askeri kişiliği de tüm arkadaşların ilgisini çekiyordu.
Fedailikle yaşadı ve şehadete ulaştı
Fırat arkadaş dağ yaşamında ve mücadelesinde uzun bir süre geçirmemesine rağmen kendisini Apocu fedai militan olmanın ölçüleriyle bezemişti. Apocu militanlığın özü olan fedailikle yaşıyor, mücadele ediyor, direniş kesiliyordu. Duruşuyla PKK’li olmanın sırrını çözmüştü. PKKli olmak için uzun zamanlara gerek yoktu. Fırat arkadaş kısa zamanda Apocu ruhu kuşanarak bunu ispatlamıştı. Şehadeti de bu fedai ruhun zirveleşmesi sonucu gerçekleşti. Yoldaş yoldaşın alnını yıldızlara değdirendir sözüne halel getirmedi. Yoldaşı için hiçbir kaygıya kapılmadan canını ortaya koyan fedailerin mirasının genç temsilcisi oldu. Ölüm böylesi anlarda vız gelir tırıs giderdi. Yoldaşının yaralı olduğunu duyduktan sonra Fırat arkadaş düşman tekniği altında her şeyi göze alarak öne atılır. Bir an önce yaralı yoldaşa ulaşmak için çabalarken düşman saldırısı sonucu şehitler kervanına katıldı.
Golgota yolcusu değildi
Hakikat ve özgürlük mücadelesinde Kürdistan gerillasının geldiği aşama, kat ettiği gelişmenin en açık duruşunu, en çok tutkusu olduğu gerillacılığı ile ispatladı Fırat arkadaş. Özgürlük mücadelesine katıldığı ilk günden itibaren pratikte pişerek geliştirdiği öncülüğüyle, imrenilecek sorumlu duruşu ve adanmışlığın yüz akı olan pratiğiyle Kürdistan Apocu gençliğinin seçkin bir temsilcisi ve militanı oldu Fırat arkadaş. Golgota yolcusu değildi Fırat arkadaş, düşmanı bekleyen değil, üstüne yürüyen olmuştu ölümü öldürmüş olmanın fedai heybetiyle.
Kaynak: Yurtsever Gençlik Dergisi