HABER MERKEZİ – Önderlik olayı, çok önemli bir olgudur. Kürdistan tarihinin doğru yorumu ile görülecektir ki, Kürdistan’da muazzam bir ihanetin, hain önderler biçiminde bir gelişimi vardır. Günümüzde bir yığın hastalık ve tehlikeli ihanetler içerisinde bulunan önderler vardır. Bunlar bazen faşist-sömürgeci rejimin işbirlikçileri, bazen “sol-yurtsever” maskeli hainler olarak ortaya çıkarlar. Diğer bir kesim ise ne faşist rejime hizmet etmeyen, ne de halka herhangi bir yararı dokunmayan, lümpen önderler olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Gerçek halk önderlerine sıra geldimi, adeta kuruyan toprak misali, burada adım adım bir kuruma görülmektedir. Gerçekten halkı yönetebilecek önderler çok az sayıda çıkmaktadırlar. PKK hareketi bir anlamda, halkımızın bu tarihsel durumunu ters yüz etmek ve sahte önderlikleri alaşağı ederek, gerçek halk önderliğini geliştirmenin adıdır. Diğer bir deyişle PKK hareketi, doğru halk önderliğini geliştirmek için yapılan çıkışın adıdır. Sık sık vurguladığımız gibi, ilk çıkışların anlamı büyüktür. Bu anlamda PKK’nin ilk çıkışı, aynı zamanda ilk Önderliksel çıkıştır da. Yani bizzat “Önder” olarak, daha ilk sözcükleri ortaya koyarken bile bir çıkış vardır. Sorunlarımızın bu konuda ağır olmasının bir nedeni de bu gerçeklikte yatmaktadır. Her biriniz bir önder olarak ortaya çıkmaktasınız, ama gerçek Önderlik sıfatına ulaşmakta, içinden gelinen ortamın özellikleri taşıdığınızdan dolayı, bu kavrama da zarar verilmektedir. Fakat bugün gerçek Önderlik sıfatına ulaşmak için harcadığımız çabalar vardır.
Bir yığın tepkiler, öfkeler ve karışık durumlar ortaya çıktığından dolayı çok zor bir olan önderlik sorunu, kolay kolay çözüme kavuşmuyor. Özellikle de ailesel yetişme tarzı, sömürgeci okullarda alınan kültür, çağdaş tecrübeyi sağlıklı bir temelde özümsememe, yüzeysel kalma ve PKK çizgisinin yeniliği, gerçek halk önderleri düzeyine ulaşmamanın bir izahı olabilir. Fakat esas nedeni olarak bu konudaki çabanın, isteğin zayıflığı ve düşünce gücünü kullanamama, bunları iyi birleştirememeyi sayabiliriz. Yani bir üyemize, daha ilk katılışta “Niye iyi bir önder olamadın?” demeye hakkımız yoktur. Şüphesiz bunlar önder olarak ortaya çıkmaktadırlar. Bunlar ancak pratik içerisinde yetişerek, mücadelemizin çeşitli ihtiyaçlarına cevap verirler. Bunlar aynı zamanda önder yetiştirme görevi ile yükümlüdürler. Görevler karşılıklıdır. Sağlıklı bir önderlik, sağlıklı bir uyumu da gerekli kılar. Bu açıdan biz, PKK hareketi için de “Tarihsel ve güncel gelişmeler karşısında önemli bir boşluğu giderme hareketidir” derken, bu gerçekliği dile getirmek istiyorduk.
PKK’de somutlaşan gerçek Halk Önderliği’nin, bir önderlikten talep edilebilecek her şeyi sunma durumunda olduğunu ve halkın uzun ve kısa vadeli temel ihtiyaçlarına cevap vermesi gerektiğini belirtmeye bile gerek yoktur. İşte, bu görevlere talip olmak, bunların gereklerini “Ben yaparım” demek, bir öndere yaraşır çıkıştır. Bu konuda ki Parti tecrübemizi de aktardık, ama bugün ortaya çıktığı gibi, bunlar sadece iyi bir anlatım olarak kalıyor. Halen bir çoğunun, soruna bu derece sığ yaklaşımının izahı gerçekten güç olan bir konudur.
O halde, PKK’nin Önderliksel çıkışının anlamı nedir? Kürdistan toplumunun yapısı bilinmektedir. Hele birey bu yapı içerisinde her şeyden uzaklaştırılmıştır. İşte gerek toplumun ve gerekse de bireyin haklarının hepsini yeniden kazanılması, ancak bunun öncüsü, bunun örgütü olarak ortaya çıkmaya bağlıdır. Yani halkın, topraklarının kazanılmasının, sosyal gelişmesini ve siyasal bir güç haline gelmesinin karar ve bu kararı uygulayacak güç sahibi olmak anlamına gelir. Bu da bir Partinin programında ifadesini bulur. Parti öncülüğünün tanımı ise, programının tesbiti, bunu uygulayacak örgüt yapısı ve bu örgütün savaşım tarzının belirlenmesi anlamına gelir. Başarılı bir halk önderliği ise, ancak bu temelde ortaya çıkar. Halkın hayati çıkarlarının doğru yorumlanması, bunun uygulamaya dönüştürülmesi temelinde, ancak başarılı bir halk önderliğinden bahsedebiliriz.
Bunun dışında halkı şu veya bu gücün uzantısı haline getirerek tehlikeli maceralara sürüklemek en tehlikeli bir girişimdir. Böylesi bir maceracılığı, halkımız arasında geliştirmek isteyenler de vardır. Bunlar halkın çıkarlarına saygı göstermeyen, hayati taleplerini esas almayan ve kendi çıkarları uğruna halkı savaştıran ve gücünü boşa harcayan hain önderlerdir. İşte bu aynı zamanda, işbirlikçi önderliğin kendisini göstermesidir de. Yine bir halkın kölelik koşullarında yaşamını kabul edilebilir göstermek, direnişi geliştirmenin imkansızlğından bahsetmek ve bütün bunları halka aşılamaya kalkışmak, sömürgeciliğin gönüllü uşakları olmaktır. Bu tipler halk önderi olmak şurda kalsın, kırıntı misali bazı haklar elde etmenin savaşımını veren, hayvansal bir yaşamın temsilcileridirler. Bunlar sömürgeci yağma içerisinde paylarının azalmasından dolayı öfke duyan ve bu öfkelerini zaman zaman daha fazla kırıntı koparmak için dile getiren kesimlerdir. Bu tip önderlikler son dönemlerde yaygın olarak ortaya çıkarılmaya başlandı. Efendilerine, “Halkı benden daha iyi uyutan olmaz” diyen bu kesimlerin sömürgeciliğe karşı çıkışı, sahibinin yanından ayrılmayan bir hayvanın hırlanmasına çok benzemektedir. Bu işbirlikçi önderlerin zaman zaman çıkardığı seslere bakmayalım. Bunlar, gerçek bir hayvan gibi bile hırlamasını bilmezler. Ancak, halkın sömürgecilere duyduğu tepkinin önünde bir perde görevi görürler. Bu nedenle sahte önderliklerin durumunu yetersiz bir yaklaşımla izah edemeyiz. Bu konuda, söz konusu güçlerin gerçek niteliklerini, özlemlerini iyi tanımak ve gerçek Halk Önderliği’nin tüm özelliklerini ortaya çıkarmak durumundayız.
PKK hareketi, bütün bu olumsuzluklara rağmen, gerçek Halk Önderliği’nin mensubu ve savunucusu bir harekettir. Her şeyden önce bu özelliğimizi yetkin bir şeklide kavrayalım ve uygulamasını da en az bunun kadar ustaca gerçekleştirelim. PKK’nin günümüze kadar mücadelesi, denilebilir ki hem teorik ve hem de pratik olarak gerçek Halk Önderliği düzeyine ulaşmaktır. Biz bugün Parti hareketi olarak, böylesi bir Önderliği, siyasal örgüt gücü olma ve sistemli bir eylemliliğe kavuşturmak konusunda yoğun bir mücadele veriyoruz. Bu durumun izahını çok çeşitli örneklerle yaptık. Örneğin; lafın öze ve pratiğe uygun bir temelde söylenerek ve bunların iç içe geçmesi temelinde geliştirilmesinin önemi büyüktür. İşte mücadelemizin bir de bu yönü iyi kavranılmak durumundadır. Şu iyi bilinmelidir ki, ancak ileriye atılım durumunda olan sınıfın temsil ettiği çıkarlar, halkı çağın seviyesine yükseltebilir. İşte bu Önderlik önünde en fazla eğilinmesi ve saygı duyulması gereken bir Önderliktir.
Önder Apo