PKK, bir gençlik hareketi olarak bilinir. Çünkü PKK’yi Kürt gençleri kurdu. Önderlik, daha çocuk yaşta büyük toplumsal sorunların ve derin sosyal eşitsizliklerin olduğunu, yabancı bir dilin ve kültürün etkisi ve tehdidi altında olunduğu fark ediyor. Tabi bu fark edilen sorunların çok büyük olması, önderlikte büyük bir çözüm arayışını, büyük düşünmeyi ve büyük bir kavganın gerekliliği üzerinde derinlikli olarak yoğunlaşmayı sağlıyor. Ancak büyük düşünceyle büyük bir özgürlük kavgasının verileceğini ve ancak büyük bir kavgayla büyük kazanılacagini tespit ediyor.
İşte Kürt gençliğinin parti saflarına akın etmesi, bu büyük düşünmeyle ve büyük eylemliliklerle, büyük yaşamı inşa etmek için gerçekleşiyor. Bütün yaşamsal eylemlilikler, bir ihtiyaç sonucunda gerçekleşiyor. Kürt halkının tarihten silinmek istenmesi ve Kürt halkına karşı yürütülen korkunç saldırı ve yok etme vahşeti, başta önderlik olmak üzere, bütün Kürt gençliğini harekete geçirdi. Kürt halkı, bir değişime her zaman hazırdı ama bir önderliğin olmaması, Kürt halkını, düşmanın insafsızlığıyla ve saldırılarıyla karşı karşıya getirdi. Kürtlerin ulusal varlıkları her türlü saldırıyla karşı karşıya gelmişti.
Kürt gençliği işte bu saldırılara dur deme hareketi olarak doğdu ve Kürtleri her bakımdan yenileme mücadelesine başladı. Önderlik bunu “iğne ile kuyu kazıma” ve “ateşten gömlek giyme olarak değerlendirdi. Çünkü Kürt halkının kaybı her bakımdan çok büyüktü. Kürt kadını, fiziki olarak vardı ama ruhu, benliği, duygusal varlığı yok edilmişti. Kaybedilenlerin değeri büyük olunca, kaybedileni arama çabasıda doğal olarak büyük oluyor. Kürtlerin kaybı, aslında dünya insanlığının kaybıydı. İnsanlık bugün bir arayış içindeyse, bu kaybın bütün insanlığı kapsadığı görülüyor. Kürtlerin büyük kaybının, insanlığın büyük kaybından kaynaklandığı ortadadır.
Sınıflı/devleti sistem, insanlığa çok değer kaybettirdi ve bu kayıp değerler içinde, kaybın en büyüğü olan inkar ve imha siyaseti Kürtlere dayatıldı. Kürtler, emperyalizmin/kapitalizmin kurbanlık kuzusu hâline getirildi. Yüzyıldır Kürtler, emperyalizmin dayattığı bir yok edilme siyasetinin saldırısı ve soykırımı altındalar. Kürt gençliği bu duruma seyirci kalamazdı. Pir Seyit Rıza, darağacında, Kürdistan’ı Kürt gençliğine bıraktığını söylemişti. 1970’lerde PKK’nin, Kürt gençliği tarafından kurulması işte Kürtlerin içinde bulundukları yok edilmeye karşı bir var etme ve yaşatma/özgürleştirme hareketi olarak tarih sahnesine çıktı. ” PKK Kürt gençlerini kandırıyor ” diyenler, Kürtlerin nasıl korkunç bir yok edilme durumuyla karşı karşıya olduklarını gördüklerinde ne diyecekler acaba?
Bülent Arınç bile, birkaç defa farklı mekanlarda ” ben Kürtlerin yerinde olsaydım bende elime silah alıp dağa çıkardım ” dedi. Yıllarca T’C’nin devlet bakanlığını yaptı ve bu söylemi bir itiraf değilmidir?? Kürt gençliği isteyerek ve gönüllüce kendi halkının özgürlük kavgasında yer alıyorlar. Sadece Kürtler için değil, bütün insanlık için mücadele ediyorlar. Demokratik Ulus Manifestosu ve halkların kardeşliği, PKK’nin bir enternasyonal devrimci hareket olduğunu gösteriyor. Dünyanın farklı yerlerinden çok enternasyonal genç PKK’ye katıldılar/katılıyorlar. Kürtleri yok etmek isteyenlerin kaderini, Kürtler tayin edecek bir düzeye geldiler.
Kürt gençliği PKK’yle tarihin akışını değiştirdi. Kürt gençliği PKK’yle yeni olan yaşamsal değerlerle tanıştı ve her bakımdan yenilendi. Gençlik toplumun geleceği olduğu için, PKK özellikle gençliğe daha çok hitap etmektedir. Gençliğini kurtarmayan bir toplumun geleceği olmaz. Dikkat edilirse, Kürdistan özgürlük kavgasında gençlik daha fazla katılım gösteriyor. Gençliğin katılımının yoğun olduğu bir özgürlük kavgasında başarı kesindir. Kürt halkı, kendi gençliğinden daha büyük başarılar bekliyor.
Kemal Söbe Yazdı…