HABER MERKEZİ – Anın anlamlaşması anda oluşan toplumsal hakikatle bağlantılıdır. Anda oluşanın yeni bir başlangıcı temsil ettiği gibi bir yörüngenin belirlenmesi anlamını da taşır. Önder Apo’nun doğuşu da yeni bir başlangıç olduğu gibi Kürt halkı şahsında özgürlük yörüngesinin belirlenmesi anlamına gelir. Önder Apo’nun doğuşu bundan kaynaklı evrensel bir ölçekte yenilenme ve tarihsel akışa iradi bir müdahale anlamına gelir. Hakikatin anlamsallığı bütüncül bir yapıya sahiptir. Önder Apo’nun bir toplumsal hakikate sahip olması da bu toplumsal bütünlüğe ulaşmasından kaynaklıdır. Bundan kaynaklı 4 Nisan Önder Apo’nun doğum günü tüm Kürt halkının ve insanlığın doğum günü anlamına gelmektedir ve tüm toplum bu anlam biçimiyle sahiplenmekte ve kutlamaktadır. Bireysel fiziki bir doğum anlamını aşması ulaştığı toplumsal gerçeklikle bağlantılıdır. Bundan kaynaklı Önder Apo da kendi şahsında toplumsal özgür doğuşu üç aşama olarak ele alır. 4 Nisan birinci doğuş aşaması özgürlük doğuşunun ilk adımlarıdır. Gittikçe büyüyüp evrenselleşen Önder Apo gerçekliği kazandığı hakikat savaşçısı kimliğinden kaynaklı uygarlık canavarları tarafından ortak bir hedef olarak belirlenmiştir. Bu toplumsal hakikat kimliğine ulaşan Önder Apo’ya tarihte eşi benzeri görülmemiş bir oyunla uluslararası komplo geliştirilmiş ve mutlak tecrit altına alınmış ve işkence çarmıhına bağlanmıştır. Önder Apo’nun toplumsal bütünlüğe ulaşan özellikleri ve tarihsel hakikat savaşçılığı özelliklerinden kaynaklı bu komploya karşı 2’nci doğuş partileşme sürecinden sonra komploya karşı üçüncü doğuşunu en zor şartlarda geliştirerek devletçi uygarlık sistemine cevap vermiş ve tarihsel bir intikam almıştır.
Önder Apo’nun doğuş aşamalarının anlamsal gerçekliği kabul görmüş bir hakikat olmuştur
Önder Apo’nun doğuş aşamalarının anlamsal gerçekliği tüm toplum ve dünya tarafından kabul görmüş bir hakikat olmuştur. Bundan kaynaklı insanlığın sosyalist doğuş gününü büyük bir heybetle kutlamak her bireyin özellikle de gençliğin sorumluluğudur. Bu anlam dolu günleri bize yaşatıp armağan eden Önderliğimize karşı tarihsel sorumluluklarımız vardır. Hem ulusal hem kimliksel olarak tüm değerlerini kaybeden gençlik Önder Apo’yla yeniden kendisini tanımış ve bir kimliğe bürünmüştür. Bu doğrultuda gençlik de Önder Apo’ya karşı tarihsel sorumluluğunu ‘’Gençlik Önder Apo’nun Fedaisidir’’ haykırışlarıyla tüm dünyaya duyurmuş ve bu tarihsel sorumluluğu sahiplenmiştir. Bu temelde genç başlayan özgürlük mücadelemiz, gençliğin fedai ruhuyla da devam etmektedir.
Önder Apo’nun 74’üncü yaşı Önder Apo’nun fiziki özgürlük yılı haline getirilmeli
Evrensel çapta etkide bulunan Önder Apo fikirleri tüm gençlere, kadınlara, insanlığa büyük bir umut haline gelmiş ve özgür yaşamın teminatı olmuştur. Bundan dolayı da tüm hegemonik güçler 3. Dünya Savaşı’nın merkezini İmralı Adası olarak belirlemiş ve saldırılarını yoğunlaştırmıştır. Korku imparatorluğu olan kapitalist sistem bundan kaynaklı mutlak tecrit koşularını derinleştirmiş ve 2 yıldan fazla bir süredir Önder Apo’nun tek kelimesinin dışarı çıkmasını bile engellemiştir. Bu eksende özgürlük gerillasına en vahşi yöntemlerle saldırmış ve kimyasal silahlar kullanmıştır. Fakat Önder Apo’nun direnişinden beslenen gerilla, faşizmi yıkılma noktasına getirmiştir.
Önder Apo’nun 74’üncü yaşını kutladığımız bu günlerde tarihsel sorumluluklarımızda elbet daha fazla bir anlam ifade etmekte ve bizlere çağrıda bulunmaktadır. Önder Apo’ya karşı sorumluluklarımız ve toplumsal borçlarımız bugün daha anlamlı bir düzeye ulaşmıştır. Önder Apo’nun doğuşunu kendi doğuşu olarak tanımlayan gençlik, kadın, toplum, hayati görevlerini yerine getirmede de bu tanıma yakışır bir fedai duruşla sahiplenebilmelidir. Önder Apo mutlak tecrit altında direnirken başta gençlik olmak üzere hiç bir an rahat nefes almamalı, İmralı parmaklıklarını kendi yaşam damarları üzerinde hissetmelidir ve bu temelde mücadeleyi yükseltmeli ve Önder Apo’nun 74’üncü yaşını Önder Apo’nun fiziki özgürlük yılı haline getirmelidir. Bu hedef ve amaç dışındaki tüm yaklaşımlar dönemin ruhunu yansıtmayan ve tarihsel sorumluluğu yerine getirmemedir.
Amara şehitlerinin yolundan yürümek tüm gençliğin sorumluluğudur
Amara yürüyüşlerinin tarihsel bir önemi vardır. Başta Amara şehitleri Mahsum Karaoğlan ve Mustafa Dağı anıyor mücadelelerini Önder Apo’nun fiziki özgürlüğüyle sağlayacağımızın sozün veriyoruz. Amara yürüyüşleri Önder Apo’ya mutlak tecrit uygulandığı, hareketimizin tasfiye sürecinden geçtiği 2004 yılında başlamıştır. Başladığı dönem itibari ile büyük bir öneme sahiptir. Uluslararası komplonun geliştiği bir dönem olmasının yanı sıra iç tasfiyeciliğin Önderliğimiz üzerinde oynanan oyunlara karşı bir tutumdur. Ve gittikçe her yıl kitleselleşmiş ve sahiplenilmiştir. Buna tahamülü olmayan faşist TC’nin tüm planları boşa düştüğü için yasaklamalarla bu büyük doğuş gününün önünü almak istemiştir. Fakat fedai gençlik ruhu bu engelleri hiç bir zaman tanımamış ve şehitler vermiştir. 2009 yılında geliştirilen tasfiye konseptine karşı gençlik ve halk büyük bir kararlılıkla Amara’ya yürümüş ve Mahsum Karaoğlan, Mustafa Dağ yoldaşlar şehit düşmüştür. Amara şehitlerinin yolundan yürümek tüm gençlik ve halkın sorumluluğudur. Bu sorumluluğa başta genç kadın ve gençlik sahip çıkmalı, Şehit Mahsum ve Şehit Mustafa’nın fedai ruhuyla Amara’ya, güneşimizin doğduğu topraklara yürümeli ve ordan aldığı ilhamla özgürlük saflarına katılarak güneşimizi karartmak isteyen tüm güçlerden tarihsel intikamı almalıdır.