HABER MERKEZİ – KJK Koordinasyonu Üyesi Besê Erzincan yayınladığı mesajda, başta kadınlar olmak üzere her kesimi 14 Mayıs’ta Türkiye’de gerçekleştirilecek genel seçimlerde Yeşil Sol’a oy vermeye çağırdı.
Konuşmasına devrim mücadelesi ve Kürt Özgürlük Hareketi saflarında şehit düşenleri anarak başlayan Besê Erzincan, Mayıs ayı şehitlerine şu sözlerle değindi: “Mayıs ayı içerisindeyiz. Mayıs ayı bizim açımızdan şehitler ayıdır. Bu vesileyle başta Haki Karer yoldaş olmak üzere Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan, İbrahim Kaypakkaya, yine Ferhat Kurtay şahsında Dörtler, aynı zamanda büyük sanatçı Ozan Mizgîn’i, bu arkadaşların tümü şahsında tüm Türkiyeli ve Kurdistanlı devrim şehitlerini saygıyla anıyorum.
KADIN ŞEHİTLERİMİZ MÜCADELE YOLUMUZU AYDINLATTI
Ayrıca Kurdistan kadın tarihi açısından da çok önemli bir yere sahip olan Şirin Elemhuli ve Leyla Qasım arkadaşlar da mayıs ayında İran devleti ve Irak Saddam rejimi tarafından idam edildiler. Bu arkadaşlar şahsında da direnen tüm Kurdistanlı kadınları, tüm kadınları sevgi ve saygı ile anıyorum. Bu kadınlar, Kürt kadınları gerçekten yurtseverliğin, özgürlüğün en yüksek temsilini yaptılar. Bizim mücadele yolumuzu aydınlattılar. Biz gerçekten bu şekilde direnen ve özgürlük için çalışan ve duruş gösteren kadınlar öncülüğünde bu hareketi hep sürdürüp, yürütme tutumu içinde olduk. Yine unutmamak gerekiyor ki Şirin Elemhuli arkadaş idam edildiği zaman duvara ¨Jin Jiyan Azadî¨ sloganını yazmıştı. Jin Jiyan Azadî sloganı elbette Önderliğimizin bizim için önerdiği bir slogandır ve gerçekten büyük emeklerle, büyük bedellerle, büyük mücadeleyle kabul edilen bir slogan oldu. Bugün dikkat edilirse İran’da tüm ayaklanmalar Jin Jiyan Azadî sloganı öncülüğünde gelişmektedir. Bu temelde tüm Kurdistan ve Türkiyeli kadınların, Ortadoğulu kadınların direnişini bir kez daha selamlamak istiyorum.”
ÖNDERLİK ŞAHSINDA TÜM HALKIMIZ TECRİT ALTINDA
“Bunun yanında özellikle 24 yıldan beri, 25. yılına giren bir Önderlik tecridi var. Önderliğimiz 25 yıldır İmralı’da çok ağır koşullar altında, tecrit altında yaşamaktadır. Bu vesileyle de Önderliğimizin 25 yıldan beri süren direniş ve özgürlük duruşunu saygıyla selamlıyorum.
Önderliğimiz Türkiye tarihi açısından çok önemli, tarihi, kritik bir rol oynamıştır. Türkiye toplumunun demokratikleşmesinde, Türkiye toplumunun özgürlük bilinci kazanmasında, özgürlük mücadelesinin yükseltilmesinde Önderliğimizin çok tarihi bir rol ve misyonu olmuştur.
Özellikle bu seçim sürecinde Önderlik etrafında yürütülen bazı tartışmalar söz konusu. Aslında bu vesileyle onları da belirtmek istiyorum. AKP-MHP faşist iktidarı Önderliğimizi en derin bir tecrit içinde tutarak, hatta Önderlik şahsında tüm halkımızı, halklarımızı tecrit altında tutarak çok ciddi, faşist bir politika yürütüyor. Bu açık ve nettir. Ancak bunun yanında kendini demokratik ve özgürlükçü güçler şeklinde isimlendiren, bunun mücadelesini yürüttüğüne inanan kimi çevreler de bakıyoruz ki özellikle bu seçim sürecinde çok ciddi bir rant peşindeler. Çok ciddi, kirli, vicdansız bir politika yürütmekteler. Yani adeta Önderliğimizin tecrit altında kalması, tecridin devamı açısından çeşitli politikalar yürütmekteler.
Önderliğimizin tecridi hiçbir zaman Türkiye halklarının yararına olmayacaktır. Bunun bilinmesi gerekiyor. Demokrasi ve özgürlük gücünün gerçekten hakiki bir demokrasi ve özgürlük gücü olduğu nereden anlaşılmaktadır? Bir yönüyle de tecride karşı tutumdan anlaşılmaktadır. Düşüncesi, fikirleri ne olursa olsun bir insanı tecrit altında tutmak ve bunu savunmak ve bunun derinleşmesini gerektirecek izahlar yapmak aslında en büyük anti-demokratik bir duruştur. Önderliğimiz – gerek diyalog sürecinde gerekse bütün bir yaşamı boyunca- Türkiye’nin demokratikleşmesi, özgürleşmesi, gerçekten Türkiye halklarının eşit ve özgür temelde yaşaması için tüm yaşamını ortaya koymuştur. Buna karşılık sanki Önderlik üzerindeki tecrit kalkarsa, demokratik hava kalkar gibi bir hava sunmak, böyle göstermek aslında Önderliğe karşı yapılmış en büyük haksızlıktır, adaletsizliktir hatta ahlaksızlıktır, büyük vicdansızlıktır. Bu vesileyle Önderliğimize yaklaşım konusunda kendini demokratik ve özgürlükçü olarak gören çeşitli kesimlerin, çevrelerin bu yaklaşımlarını gözden geçirmeye, düzeltmeye davet ediyorum. Bu tutumda ısrarcı olanları da şiddetle kınıyorum.”
YEŞİL SOL KADIN POLİTİKALARIYLA ÖNCÜ ROLÜ OYNUYOR
“Başta da belirttiğim gibi çok ciddi bir süreç içerisindeyiz. Bu süreç içerisinde Türkiye’nin gidişatının nereye doğru evirileceği kesinlikle belli olacaktır. Türkiye 21. yüzyılın ilk çeyreğine gerçekten büyük karanlıklar içerisinde girdi, büyük krizler içerisinde girdi büyük umutsuzluklar, mutsuzluklar içerisinde girdi. En sonda yaşanan deprem felaketi ile, bu ayyuka çıktı. AKP ve MHP’nin faşist politikaları topluma, halka, kadınlara gerçekten hiçbir şey kazandırmadı, hep büyük kaybettirdi. Böyle bir dönem ve süreç yaşandı. Şimdi yaşanacak seçim süreciyle beraber, bunu değiştirmenin imkanları ve olanakları ortaya çıkmış durumdadır. Elbette Yeşil Sol Parti’nin açıklamaları vardı cumhurbaşkanlığı için. Erdoğan’ın gitmesi açısından gerçekten Yeşil Sol Parti’nin tutumu önemliydi ve doğru bir tutumdu. Fakat parlamento seçimlerinde elbette ki Yeşil Sol Parti’ye oy vermek gerekiyor. Mutlaka ve tek seçenek olarak Yeşil Sol Parti’yi görmek gerekiyor. Neden? Çünkü Yeşil Sol Parti paradigmasıyla, düşüncesiyle, programıyla gerçekten 21. yüzyılın Türkiyesinin, demokratik Türkiye’nin inşasını gerçekleştirebilecek olan bir partidir. Türkiye’ye hakiki demokrasiyi, radikal demokrasiyi ve özgürlükleri getirebilecek bir partidir. Örneğin Yeşil Sol Parti Türkiye’de en doğru kadın politikasıyla, en yeterli kadın politikasıyla bugün bile kendisini ortaya koymuş durumdadır. Hiçbir parti bu kadar kadına yer vermedi, bu kadar ilk sırada yer vermedi. Dolayısıyla kadınların eşit ve özgür temsilleri, yine kadın hakları, İstanbul Sözleşmesi gibi daha birçok konuda kadın politikası radikaldir, eşitlikçidir. Diğer partilere baktığımız zaman bunu göremiyoruz. Bugün Yeşil Sol Parti’de yapılan kadın mitinglerini hiçbir yerde göremiyoruz. Kadın adaylarının çokluğunu hiçbir yerde göremiyoruz. Kadın bürolarının açılışlarını göremiyoruz. Dolayısıyla Yeşil Sol Parti kadın politikalarıyla gerçekten Türkiye’de eşitlikçi bir düzenin geliştirilmesi açısından ciddi bir öncülük rolü oynamaktadır. Sadece kadın politikalarıyla değil gerçekten demokrasi anlayışıyla, ekoloji anlayışıyla, gençlere yaklaşımıyla, insana yaklaşımıyla, öz yönetim anlayışıyla, kaynakların gerçekten halk tarafından kullanılması anlayışıyla, yine Alevilere yaklaşımıyla, inançlara yaklaşımıyla, halklara yaklaşımıyla, gerçekten çeşitli halkları bir arada toparlamasıyla ve temsil etmesiyle, çok tarihi bir rol oynamaktadır.
HERKES YEŞİL SOL PARTİ’YE OY VERMELİ
Türkiye tarihinde Yeşil Sol Parti bu seçimleri çok ciddi bir parlamento sayısını elde ederek kazanmasıyla ciddi bir rol oynayacaktır. Türkiye’nin gelişiminde, değişiminde, demokratikleşmesinde, Türkiye’de yaşanan birçok krizli sorunun çözülmesinde, başta demokrasi ve özgürlükler sorunu olmak üzere, Kürt sorunu olmak üzere, ekonomik sorunlar olmak üzere çözülmesinde çok ciddi katkı sunacaktır. Bu yüzden tüm halkımızı, kadınları, demokrasi ve özgürlük güçlerini kesinlikle Yeşil Sol Parti’ye oy vermeye çağırıyorum.
Şimdi Kurdistan’da ve Türkiye’de en fazla ezilen kesim gençlerdir, genç kadınlardır. Genç kadınlar toplum içerisinde son derece değersizleştirilmiştir, iradesizleştirilmiştir. Çeşitli politikalarla yaşam içindeki varoluşları görünmez kılınmıştır. Yeşil Sol Parti ile beraber gençlerin, genç kadınların çok daha güçlü bir biçimde yaşama, siyasete, demokratik cumhuriyetin inşasına katılacağı aşikardır.
Yine Alevi halkımızın bu süreçteki yaklaşımı, tutumu, katılımı çok çok önemlidir. Gerçekten Aleviliğin biraz daha kendisini görünür kılmasında, ortaya çıkmasında, çeşitli kurumları temsil etmesinde yine Yeşil Sol Parti’de temsil gücüyle varoluşunu çok ciddi bir biçimde ortaya koymuştur. Alevi halkının da taleplerinin hepsi Yeşil Sol Parti’nin programı içerisindedir. Yaklaşım bu temeldedir. Bütün inançlar, bütün halklar, Yeşil Sol Parti içerisinde kendi temsillerini sağlamaktadırlar. Bu yönüyle Türkiye’de üçüncü çizgiyi temsil eden, üçüncü yolu temsil eden Yeşil Sol Parti mutlak anlamda desteklenmelidir. Sadece ve sadece Yeşil Sol Partiye oy verilmelidir. Emek ve Özgürlük İttifakı’na oy verilmelidir.
Ben tüm halkımızı, başta Avrupa’daki halkımız olmak üzere, çünkü bu süreçte Avrupa’daki halkımız da oylarını kullanmaktadırlar – Türkiye’deki tüm özgürlük isteyen, demokrasi isteyen, gerçekten güzel, iyi ve doğru bir yaşam isteyen tüm kesimleri, başta kadınlar olmak üzere herkesi Yeşil Sol Partiye oy vermeye çağırıyorum. Yeşil Sol Parti ile birlikte Türkiye daha aydınlık, daha güzel günler içerisine girecektir diyorum.