HABER MERKEZİ – KCK Genel Başkanlık Konseyi Üyesi Sozdar Avesta, 23 Ocak günü Besta’da şehit düşen PKK Merkez Komite Üyesi ve PAJK Meclis Üyesi, HPG ve YJA Star Komuta Konsey Üyesi Leyla Sorxwîn’in (Hamiyet Yalçınkaya) mücadelesini ANF’ye anlattı.
KCK Genel Başkanlık Konseyi Üyesi Sozdar Avesta’nın konuşması şöyle:
YJA Star Merkez Karargah Komutanlığı, yaptığı bir açıklama ile Botan Saha Komutanı, PKK ve PAJK Merkez Komite Üyesi Leyla Amed yoldaşın şehadetini açıkladı. Leyla yoldaşın şehadeti, biz mücadele arkadaşlarını, tüm Kürt halkını ve dostlarımızı, mücadeleci kadınları derinden üzdü. Başta özgürlük gerillasının komutanı büyük şehit Leyla Sorxwîn şahsında bütün özgürlük şehitlerini saygı, minnetle ve hürmetle anıyorum, şehitlerin anıları önünde eğiliyorum. Uğrunda mücadelesini verdikleri amaç, hedef ve istemlerini zaferle taçlandıracağımız sözünü veriyoruz. Leyla Sorxwîn yoldaşın ailesine başsağlığı diliyorum. Acılarını içtenlikle paylaşıyorum. Yine ailemiz şahsında direngen, isyancı Amedlilere ve tüm halkımıza başsağlığı diliyorum. Önder Apo’nun ve Özgürlük Hareketi’nin militan savaşçılarının başı sağ olsun diyorum.
GERİLLANIN CESARETLİ KOMUTANI OLDU
Leyla arkadaşı 31 yıldır tanıyoruz. 1993’te yönünü Amed’den Botan bölgesine verdi, özgürlük gerillasına katıldı. Genç yaşında hatta küçük yaşlarda büyük bir bağlılıkla, cesaretle, hiçbir zaman yüzünden eksik etmediği gülüşüyle, büyük bir aşkla Kurdistan dağlarına gelmişti.
Leyla arkadaş, 31 yıllık mücadelesinde savaşçılıkla başladı, öz gücüyle, iradesi ve mücadeleci ruhuyla, emeğiyle adım adım büyük görevler aldı, Özgürlük Mücadelesi’nin öncü bir militanı, gerillanın cesaretli komutanı oldu.
Gözler hep Leyla arkadaş gibi olan arkadaşları arıyor. Bağlıydı, isyancıydı, direnişçiydi, yoldaşına yoldaştı. Rêber Apo’nun gerçekliği ve çizgisinde, Önderliğe bağlı, sembol bir arkadaştı. Leyla arkadaş, Rêber Apo’nun yoktan var eden 50 yıllık maraton çizgisinde 31 yıl arkadaşlık yaptı. Üç kez Botan’a gitti, Botan’da mücadele yürüttü.
1 HAZİRAN HAMLESİ’NE ÖNCÜLÜK ETTİ
2003 yılında uluslararası komplocular, Hareketimizin içinde tasfiyeciliği örgütlediler. Bu şekilde Rêber Apo’yu İmralı adasında tecrit etmek, dışarıda da Özgürlük Hareketini tasfiye etmek istediler. Tasfiye ve ihanet çizgisine karşı kahramanca durup mücadele eden ve bu süreci zaferle taçlandıranlardan biri de Leyla Sorxwîn yoldaştı. “Beni seven yönünü Botan’a versin” ve “Herkes dağdan inse de kadınlar inmemeli” diyen Rêber Apo’nun sesini duyan ve bunu tereddütsüzce yerine getirenlerden biri de Leyla yoldaştı. 1 Haziran Hamlesi sürecinde Önderliğin bu sözlerini talimat olarak okuyup bir grup arkadaşıyla birlikte yönünü Botan’a çevirdi ve sürece öncülük etti, Egîdler diyarı Gabar’da komutanlık sorumluluğunu yüklendi. Ve nasıl ki Egîd (Mahsum Korkmaz) arkadaş Gabar’da 15 Ağustos Atılımı’nı örgütleyip yürüttüyse Leyla arkadaş da 1 Haziran Hamlesi’ne Gabar’da komutanlık yaptı.
Leyla arkadaş, Azimelerle, Zelaller, Çiçekler, Evînler, Nûdalar, Gulbahar ve Gulçiya ve Peymanlarla yoldaşlık yaptı. Bunların yoldaşıydı. Hep bunlarla Rêber Apo çizgisinde net bir şekilde, içtenlikle, alçakgönüllülükle görev ve sorumluluklarına sahip çıktı.
DÖRT PARÇA KURDISTANA HİZMET ETTİ
Leyla arkadaş asla sınır tanımadı. Mücadele önünde hiçbir şeyi engel görmedi. Dört parça Kurdistan’a da hizmet etti. Rojhilatê Kurdistan’dan Zagroslara, Zagroslardan Bakurê Kurdistan’ın bütün dağlarına kadar, Botan’da adım adım gerillacılık yaptı. Yüzlerce arkadaşı eğitti. Özellikle Kadın Özgürlük Ordusuna karşı hem savaşçılık hem de komutanlık düzeyinde görev ve sorumluluklarını yerine getirdi. Bugün Kurdistan Kadın Özgürlük Mücadelesi, Kurdistan’dan dünyaya büyük umut haline gelmişse, Kurdistan kadınlarının devrimi, Kuzey ve Doğu Suriye’de Kadın Devrimi Rêber Apo’nun kadın özgürlüğüne dayalı demokratik-ekolojik paradigmasıyla bütün Ortadoğu kadınları ile birlik olabilmişse ve bugün jin jiyan azadî şiarıyla Dünya Kadın Demokratik Konfederalizmine doğru gidiyorsa, Rojhilatê Kurdistan’da aylardır büyük bir kadın direnişi ve başkaldırısı sürüyorsa, bunda Leyla arkadaş dahil onun gibi yoldaşların emeği büyüktür. Leyla arkadaş, Rojhilatê Kurdistan’da özgürlük gerillası olarak büyük bir mücadele yürüttü. Leyla arkadaşın komutası altında Simko, Sarya yoldaşlarla omuz omuza fedai eylem gerçekleştirdiler. Bu, Leyla arkadaşın cesaretli, yaratıcı eylem tarzı, profesyonel modern gerilla tarzının sonucu mümkün oldu. Leyla yoldaşın komutası altındaki savaşçılar, cesaretle, bağlılıkla, fedaiyane mücadeleyi yükselttiler.
BÜYÜK ACILAR BİZDE BÜYÜK ÇIKIŞLAR YARATIYOR
Bugün de görüyoruz ki tüm Kurdistan’da halkımız bir soykırımdan geçiyor. Rêber Apo, ağırlaştırılmış tecrit altındadır. Tecrit her yönüyle üzerinde sıkılaştırılıyor. Toplumumuz üzerinde siyasi soykırım yürütülüyor. Özgürlük Gerillası üzerinde kimyasal gazlar, termobarik silahlar, her türlü nükleer silah gibi her türden modern teknolojik silahla vahşice, ahlaksızca saldırılar yürütülüyor. Özgürlük Gerillası, Leyla gibi komutanlardan aldığı eğitimle, militanlık ve perspektif temelinde büyük bir iradeyle direniyor.
Leyla arkadaşın şehadeti biz dava arkadaşlarını incitse de, biz öyle bir hareketiz ki; -biz Rêber Apo’dan böyle öğrendik- büyük acılar, bizde büyük çıkışlar yaratıyor. Özgürlük hırsımız daha da güçleniyor. Kadına hiç nefes aldırmayan, faşist kadın düşmanına karşı özgürlük aşkımız ve kadın özgürlük çizgisine bağlılığımız daha fazla keskinleşiyor, güçleniyor.
Leyla arkadaş gibi, yine son dönemde ilan edilen Gulçiya, öncesinde Peyman Bagok, Fazıl, Raperîn Amed, Evîn Goyî gibi son aylarda şehit verdiğimiz bu büyük kahramanlarımız, halkımızın bu mücadeleye bağlılığını daha fazla güçlendirmiştir. Şunu iyi bilmeliyiz ki, Leyla Sorxwînler oldukça Kurdistan halkı asla mücadelesinden vazgeçmeyecektir. Leylaların, Gulçiyaların çizgisinde onların anıları temelinde her alanda mücadeleyi büyüteceğiz.
FAŞİZMİ YIKARSAK RÊBER APO’NUN FİZİKİ ÖZGÜRLÜĞÜNÜ SAĞLAYABİLİRİZ
Özellikle içinde yaşadığımız bu yıl, büyük fikirlerinden korktukları, özgür kadın çizgi ve özgür yaşam felsefesinden büyük korku duydukları, bölgenin tüm ezilen halklarının özgürlüğünü savunan Rêber Apo’nun sesinin çıkmaması için, üzerinde ağırlaştırılmış tecrit uyguluyorlar, kirli faşizan siyaset yürütüyorlar. 26 aydır Rêber Apo’dan haber alamıyoruz. İmralı adasında özel yasalar uygulanıyor. Bu vesileyle bütün Kurdistan’da irade olan Rêber Apo’yu selamlıyorum. Bu değerli duruşu selamlıyorum, saygılarımı sunuyorum.
Halkımız bu günlerde büyük bir bilinçle faşizme karşı her alanda mücadele ediyor. Gerillaya karşı saldırılar olduğunun, toplumumuza karşı siyasi soykırım yapıldığının, Rêber Apo’ya karşı uluslararası komplocuların eliyle, yine buna öncülük eden Avrupa Konseyi’nin eliyle özel kanunlarla ağırlaştırılmış tecrit uygulandığının bilincindedir. Biliyoruz ki, bu tecrit sadece Erdoğan-Bahçeli faşizmi tarafından yürütülmüyor. Uluslararası güçler ve devletler de bundan sorumludur. Onlarca kez çağrı yapıldı. AİHM’den CPT’ye kadar tüm kurumlar önünde açıklamalar yapıldı. Tecridin kırılması için birçok konferans, çalıştay yapıldı, çağrılarda bulunuldu ancak tecritten geri adım atmadılar. Tecridin sonlandırılması ancak ve ancak Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğüyle mümkün olacaktır. Faşizmi yıkarsak, faşist egemenliğini kırarsak Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğünü kaçınılmaz kılabiliriz; toplumlar, kadınlara yönelik soykırımın, katliamları ortadan kaldırabiliriz. Leyla gibi onları bitirmeliyiz. Sürece öncülük etmeliyiz. Özgür kadın çizgisinde mücadele etmeliyiz. Leylalar, Kadın Kurtuluş İdeolojisi temelinde, kadın bilimi olan Jineoloji çizgisinde kendilerini feda etti.
FAŞİZM KADIN ELİYLE YIKILMALIDIR
Leyla ve diğer şehitlere verdiğimiz bu söz temelinde, eğer aldığımız bir nefes varsa, bu ancak Rêber Apo’nun özgürlüğü ile, Rêber Apo şahsında halkımızın ve kadınların özgürlüğünü sağlamakla mümkündür. Şunu çok iyi biliyoruz; halkımız dönem görevlerini yerine getirecektir. Bu anlarda, bu günlerde değerli bir mücadele yürüttüler. Faşizmin yıkılması için demokratik bir şekilde seçimleri de bir mücadele yöntemi olarak kullandılar. Bütün hile ve sahtekarlıklara rağmen halkımız özellikle 14 Mayıs’ta faşiste, soykırımcıya büyük bir ders verdi. Ancak işimiz daha bitmedi. Önümüzdeki günlerde, 28 Mayıs’ta cumhurbaşkanlığı 2. tur seçimleri var. O inançtayım ki, halkımız ve Türkiye’de yaşayan tüm halklar, demokratik kesimler, kadın örgütleri, aydınlar, sanatçılar ve toplumun faşizme karşı olan tüm bileşenleri güçlerini birleştirecek, 28 Mayıs’ta bu faşizmi yıkacak.
Bu vesileyle tekrar tüm halkımıza, özellikle de Türkiye halklarına çağrıda bulunuyorum. Kurdistan halkı görevini layıkıyla yerine getiriyor, nitekim getirdi de. Fakat bu yük sadece Kurdistan halkının omuzlarında olmamalı. Bu faşizmden sadece Kürt halkı zarar görmüyor. Bütün özgürlükçü, demokratik güçler, eşitliğe, özgürlüğe muhtaç olan bütün kesimler bu faşizme karşı kalkmalı. Ancak bu şekilde döneme cevap olabilir ve tecridi kırabilir, zulümkarları yenebiliriz, özgürlüğü mümkün kılabiliriz.
Bu temelde DAİŞ, Taliban, HÜDA PAR ve faşizmin tüm biçimlerini kendisinde toplayan faşist Erdoğan zihniyetini yenmek, Kurdistan halkının, tüm Türkiye halklarının ve tüm kadınların başat görevidir. Bütün kadınlar bunu çok iyi biliyor. Faşizmin yıkılması kadının eliyle gerçekleşmelidir. Bu faşizm, bu zihniyet en çok kadınlara düşmanlık yapıyor. Demokrasi elinin 28 Mayıs’ta ineceğine inanıyorum. Tüm şehitlerin, bütün zindan direnişçilerinin ve zulme uğrayan halkların intikamı bu şekilde alınacaktır. Dönem bizden bunu istiyor, hamleler buna göre örgütlenmiştir. Özgürlük zamanıdır, birlik zamanıdır. Zaman, faşizmi yenme ve halkların birliğini büyütme zamanıdır. Bu temelde şu çağrıyı yapıyorum; Leylaların, Gulçiyaların, Fazılların, Peymanların, Raperînlerin ruhuyla, halkımız bu tarihi görevleri de yerine getirecektir. Yerine getirmek için de Leylaların çizgisinde mücadeleyi daha fazla büyütmeli, görev ve sorumluluklarına sahip çıkmalıdır.