HABER MERKEZİ – Yazılı bir açıklama yapan Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH) Yürütme Komitesi, “Nasıl ki, Gezi’de isyanın büyümesi, yapılan katliamlar ve yoğun saldırılara rağmen durdurulamadıysa, bugün de hiçbir saldırı biriken öfkenin isyanla buluşmasını durduracak güçte değildir” dedi.
HBDH’nin açıklaması şöyle:
“Bundan tam on yıl önce ezilenlerin mücadele tarihine yeni ve görkemli bir başkaldırı daha işleniyordu. Bu kez milyonlar, Türkiye-Kuzey Kurdistan’da ‘Bu daha başlangıç mücadeleye devam’ haykırışlarıyla meydanları ve sokakları zapt ediyordu. Gezi’den başlayarak Hatay, Ankara, İzmir, Dersim, Amed’e kadar dalga dalga yayılıyordu halkların isyan çığlığı. Zulme karşı ayaklananların birleşik eylemi egemenlerin korkusunu büyütüp, dünya halklarına umut oluyordu. Faşizmin baskı, sindirme ve korku ablukasına karşı kitlelerde biriken öfke, Gezi ile birlikte muazzam bir direnişe dönüşüyordu. Ezilenlerin, başka bir dünya özlemi ve arzusu yine ezilenlerin kendi eylemiyle dile getiriliyordu.
Gezi Direnişi’yle birlikte, kitlelerin devrimci yaratıcılık ve inisiyatifinin nelere kadir olduğu görülmüş; oluşturulan komünler, mahalle meclisleri, mahalle forumları vb. örgütlenmeler önemli deneyimler açığa çıkarmıştır. Gezi, mevcut sistemi aşmada devrimci savaşın önemini ve zorunluluğunu bir kez daha göstermiş, devrimci savaşın geliştirilmesi ve büyütülmesine çağrı niteliğinde olmuştur.
Halkların birleşik eylemi, birleşik devrim ihtiyacının önemini göstermiş ve devrimci öncülere görevler yüklemiştir. Birleşik devrim hareketimiz bu görev ve sorumlulukları üstlenmiş, kitlelerin taleplerine ve devrimin ihtiyaçlarına cevap olmaya çalışmıştır. Gezi Direnişi, HBDH’ın kuruluşuna giden yolda önemli bir kilometre taşı olmuş, birleşik devrim hareketimiz halkların devrim isteğine uygun konumlanmıştır. Aradan on yıl değil, onlarca yıl dahi geçse bile, Gezi, açığa çıkardığı deneyim ve tecrübelerle öğrenilmesi gereken çok önemli dersler sunmuştur.
Gezi, 10. yılına girerken, faşizmin korkularını tıpkı 10 yıl önceki gibi büyütmeye devam ediyor. Faşist iktidar, Gezi yargılamaları şahsında milyonları sindirmeye ve korkutmaya çabalıyor. Fakat tüm çabaların, yıllardır uygulanan baskı ve sindirme politikalarının, yapılan onlarca katliamın sonuçsuz kaldığı gelinen aşamada ortadadır. Nasıl ki, Gezi’de isyanın büyümesi, yapılan katliamlar ve yoğun saldırılara rağmen durdurulamadıysa, bugün de hiçbir saldırı biriken öfkenin isyanla buluşmasını durduracak güçte değildir.
Çünkü, açlık ve sefalete mahkum edilen yığınlar, her gün katledilen kadınlar, yaşam hakkı dahi tanınmayan ezilen cinsel kimlikler, soykırımı hedeflenen Kürt ulusu, ezilen inançlar, gençler, işçiler ve emekçiler unutmadılar daha Gezi Direnişi’ni. Ve unutmayacaklar; birleştiklerinde, ayağa kalktıklarında, isyana geçtiklerinde nasıl bir güce kavuştuklarını hatırlayacaklar her koşulda. Hatırlayacaklar ve bugün tüm azgınlığıyla sürdürülen zulme sessiz kalmayacak, öfkelerini geleceği kazanma azmiyle meydanlara taşıracak, faşizmin karşısına yek vücut dikileceklerdir.
Gezi; sömürüye, baskıya, işkenceye, işgale ve topyekün faşist kuşatmaya karşı eylem, direniş, birleşik mücadele, örgütlenme ve devrimci savaş çağrısıdır. Gezi, özgür yarınları kazanma iradesi ve ısrarıdır. Bugün Gezi’nin çağrısını iyi anlamak ve bu çağrıya cevap olmak gerekmektedir. Bunun esas yolu da devrim mücadelesini geliştirmek, devrimci savaşı büyütmekten geçmektedir. Düzenin dayattığı sınırlar içerisine hapsolmuş bir mücadeleyle bu düzen yıkılamaz ve halkların kurtuluşu sağlanamaz. Bedel ödeme göze alınmadan gelecek kazanılamaz. Gezi Direnişi ve sonrası sürdürülen mücadele ve ödenen bedeller bu gerçekliğin somuttaki karşılığıdır.
Yine Gezi’den yıllar önce Nurhaklarda düşmanın üzerine devrimci iradeleriyle yürüyen Sinanlar, kendi dönemlerinde olduğu gibi bugün de düşmanı yenmek için sergilenecek duruşu göstermiş, isyan ateşini tutuşturmuşlardır. O ateş ki on yıllardır, ağır bedeller pahasına harmanlanmakta ve büyütülmektedir. Bu faşist sistemi yıkmak ve halkların kurtuluşunu sağlamak için ateşi daha gür harlamak, Sinanların ve Gezi’nin isyan ruhunu kuşanmak gerekmektedir.
Nurhak ve Gezi Direnişi şehitlerini saygı ile anarken, onların mücadele anılarına bağlılığımızın gereği olarak birleşik devrim mücadelemizi büyütecek, onların yaktıkları ve harmanladıkları isyan ateşini zafer gününe dek, faşizmin kalelerine taşımayı sürdüreceğiz.”