HABER MERKEZİ- Elefterya Hambi Anısına- Amara Baran, yazdı.
Tanıştığımız tarih 2018 yılıydı. YPJ Enternasyonal Akademisinde yeniydim. Beraber eğitim gördük, beraber güldük, beraber yemek yaptık, beraber savaştık, beraber şakalaştık, birbirimizi eleştirdik, halaylar çektik birlikte. Beraber spor yaptık.
Birbirimize çok yakın yaşadık. Günün 24 saati birlikteydik. Güçlü yönlerimizi birlikte yaşadık, zayıf yanlarımızı birlikte atlattık. Birbirimizi çok eleştirirdik, tartışırdık, dil ve davranış farklılıklarımızı birlikte gidermeye çalışırdık. Böylece birbirimizi güçlendirebilir ve sonunda kendimizi bu bozuk sistemden kurtarabilirdik. Bu günler çok derin ve dolu günlerdi.
Eğitim bittiğinde ve ben başka bir çalışmaya gitmek için beklerken, sen dışardan yeni gelen bir arkadaşa karşı sesini yükseltin. Eski sistemin yöntemlerini ve davranışını yeniden kullandığını fark ettim. Başta seninle bu konu hakkında konuşmakta zorlandım ama sonra birbirimizi tanıdık ve birbirimizi nasıl eleştireceğimizi öğrenmiştik.
Bir süre birlikte yürüdük ve sana neden tekrar eski tavrını kullandığını sordum, tekrar sinirlendin; benim bunu gülümseyerek sormama rağmen. Sen bir süre kendini açıklamaya çalıştın. Ama sonra geçtin ve gülümsedin ve evet bu doğru dedin.
Bu çok samimi bir andı, benim için seninle yaşadığım en güzel anlardan biriydi. Çünkü bu an birlikte ne kadar çabaladığımızı, ne kadar ilerleme kat ettiğimizi, sonunda hatalarımızı kabul edip onlara gülebildiğimizi gösteriyordu.
Ben başka bir çalışmaya gittim, sen ise savaşa katılmak için askeri tabura gittin. Sonra senin katıldığını öğrendim. Buna çok sevindim ama bunu duyduğum gibi şehadet haberin geldi.
Dağlarda geçirdiğin süre çok kısaydı, devrimde geçirdiğin süre çok kısaydı. Ama biliyorum ki enerjinle, merakınla, özgürlüğe olan açlığınla her anı dolu dolu yaşadın. Bir saniyenin geçmesine bile izin vermedin. Her saniyeyi özgürlüğe doğru ilerlemek için kullandın.
Mücadelen Almanya’dan Hambach Ormanları’na, Kürdistan’a, önce Rojava’daki YPJ Savunma Birlikleri’ne oradan da gerilla direniş bölgelerine kadar uzandı. Nerede savaşırsak savaşalım, mücadelemizin her zaman uluslararası nitelikte olduğunu gösterdin. Rojava’da yapılanlar dünya hareketlerine yayılıyor, Almanya’da yapılanlar buradaki hareketlerde yayılıyor. Her şey birbirini etkiliyor. Her şey birbirine bağlıdır, bu fiziksel ve zihinsel sınırlarla ayrılamaz. Başkalarının bizi ayıran engelleri geçebilmesi için kendi yönteminizle köprüler kurdunuz.
Sizin de çok güzel ifade ettiğiniz gibi biz kendi başımıza özgür olamayız, ancak etrafımızdaki insanlar özgür olunca biz de özgür olabiliriz. Onlar ne kadar özgürlerse, bizim özgürlüğümüz de o kadar derinleşir, genişler ve büyür.
Özellikle Almanya’daki anarşist hareketlerden gelen bir kadın olarak bize yol gösterdin. Ve sen enternasyonalist bir devrimci olarak görevini yerine getirdin. Güç ve mücadelenle Kürdistan özgürlük hareketini bugüne getiren nice enternasyonalist şehidin izinden gittin.
Amara Baran
Elefterya Hambi’nin değerlendirmeleri;
2018 yılında Türk Devleti’nin Efrîn işgaline karşı savaşmak için Rojava’ya geldim. Anarşist bir hareketten geliyorum. Bizim orada bir deyişimiz vardır; aslında bir söz değil ama şunu söyleyen bir ilkemiz var: Herkes özgür olana kadar kimse özgür değildir. Geldiğimde Önderliğin kitaplarını okudum. Ve onun da böyle bir şey söylediğini gördüm. Dedi ki: Sadece diğerleri özgür olduğunda özgür olabilirim. Dedi ki: Etrafımda ne kadar özgür insan varsa ve onların özgürlüğü ne kadar derin ve genişse, benim özgürlüğüm de o kadar büyük, derin ve geniş olacaktır.
Buradayken, felsefemizde pek çok benzerlikler olduğunu gördüm. Amaç; sistemden arınmış bir toplum inşa etmek, kadınlar üzerindeki baskıyı yok etmek; ve biz buradan başlamalıyız. Bu Kürdistan ile sınırlı değil. Beynimizde kurduğumuz ve bizi daha da esir alan bu düzeni, devletlerin fiilen çizdiği sınırlara kırmalıyız. Ve toplumun değişmesi gerekiyor, kendi içinde özgür bir toplum inşa etmek için daha fazlasının yapılması gerekiyor. Davranışların ve düşünme biçimlerinin temelden değiştiği bir toplum. Rojava’da, devrimin gerçekliğinde gördüklerim; her şeyden önce, devrimin içeriden nasıl göründüğünü görmek benim için önemliydi.
Bu devrimin temeli nereden çıktı? Ve bu yüzden dağa gitmek istedim. Ve buradaki felsefeyi, burada her gün hayatını kaybeden arkadaşları öğrenmek istedim. Ve bu son birkaç ayda olan bir şeyler. Burada yaşadıklarımız ve burada gördüklerimiz şehitlerin hatıralarıdır. Hareketin tarihi, hep ezilen bir toplumun tarihi, soykırım noktasına gelen hayatlar. Hep ezildiler ve hayatlarını yaşamalarına asla izin verilmedi.
Farklı ülkelerden insanlar arasındaki duvarları yıkmanın ne kadar önemli olduğunu gerçekten görüyoruz. Bu kafamızdaki duvarlar. İşte bu yüzden bir araya gelmemiz çok önemli. Kendimize ne söylediğimiz o kadar önemli değil; Tenimizin rengi ne, kimliğimizde ne yazıyor ama önemli olan amacımızın ne olduğu.
Amacımız, özgür bir toplum inşa edebilmek için hayatlarını feda eden şehitleri anmaktır, Önderliğin emeklerine sahip çıkmaktır. Ve ayrıca bu şekilde büyümemesi gereken gelecek nesiller için, bir gelecek inşa etmektir. Neler yapabileceğimizi ve burada bu örgütte gördüklerimizi düşündüğümde, İçimizdeki sistemi ortaya çıkarmak için üzerine nasıl yoğunlaşıyoruz? her gün birbirimize nasıl yardım etmeye çalışıyoruz?
Farklı ülkelerden, farklı alanlardan bir araya gelirsek sistemi aşabileceğimize dair bir umut olduğuna inanıyorum. Özellikle kadınlar olarak bu sistemi yok etmek ve yeni bir şey inşa etmek için. Bu nedenle, artık sınırlara göre değil, bunun yerine düşünmeyi öğreneceğimizi umuyorum. Birlikte ve bu sisteme karşı te yumruk olmalıyız. Ve evet, savaşın ve yeni bir şey inşa edin.
Kadın Yaşam Özgürlük!