HABER MERKEZİ- Türkiye’nin Federe Kurdistan Bölgesi’nin Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine dönük 14 Nisan 2022 yılında başlattığı saldırılar KDP’nin işbirliğiyle sürüyor. Kış aylarında birçok noktada geri çekilen Türkiye, KDP’nin desteğiyle Zap bölgesine yeni bir saldırı başlattı. Saldırılarda stratejik tepeler hedef alınırken, bölgede yoğun çatışmalar yaşanıyor. Türkiye, saldırılarda istediği ilerlemeyi kaydedemezken, birçok kez bölgede yasaklı silah ve kimyasal silah kullanıyor.
SINIR HATTINDA YOL YAPIMI
Gazeteci Aziz Köylüoğlu, yakından takip ettiği saldırıları değerlendirdi. Yeni saldırılarda KDP’nin rolüne dikkat çeken Köylüoğlu, Türkiye’nin yeni saldırılarla “alan genişletmek” istediği belirtti. Köylüoğlu, “Daha önce girip kalamadığı yerleri tekrar almak için saldırıyor. Zap, Metîna ve Avaşîn hattında 14 Nisan 2022 tarihinde başlayan saldırılar devam ediyor. Yeni bir saldırı hamlesinden ziyade, daha önce girdikleri ve 2022 sonbaharında çıkmak zorunda kaldıkları yerleri yeniden işgal etmek istiyorlar. Saldırı alanını genişletmesi üzerine ya da işgali genişletme üzerine değil, ‘bitirdim’ dediği ve gerilla eylemleri sonucunda çıkmak zorunda kaldığı bazı yerler vardı. Geri çekildi ve dar bir alanda sıkıştı. KDP’nin yardımıyla özellikle Kurejahro, Zap’ın doğusu, Avaşîn hatlarında ve sınıra sıfır olan yerlere yerleşmeye çalışıyordu. Şu anda bildiğimiz kadarıyla Kuzey Kurdistan’dan Türkiye siyasi sınırlarından Güney Kurdistan’a, Irak’ın siyasi sınırları içerisine 3 yeni yol yaptılar. Tabii bu yollara ek olarak KDP de Metîna hattında bu yolları birleştirecek şekilde bir yol çalışması yürütmüştü. Bu yol çalışmasını köylere hizmet olarak sunmuştu. Ama esasında öyle bir durum yoktu. KDP bu saldırılara ortak olma anlamında bir çalışma içerisinde” dedi.
TÜRKİYE’YE NATO DESTEĞİ
Türkiye’nin, Litvanya’da gerçekleştirilen NATO Zirvesi’nde moral aldığını ve bölgeye dönük saldırılarını artırdığını ifade eden Köylüoğlu, “Yoğun çatışmalar yaşanıyor. Türk devleti uzun süredir savaş uçaklarıyla bu denli bir saldırı içerisine girmemişti. Zaman zaman hava saldırılarını artırdı ama 2023 yılında hava saldırıları iyice azalmıştı. Her yöne yayılan günübirlik saldırılar olmuyordu. Ama NATO Zirvesi sonrasında özellikle F-16’ların modernizasyonu ve yedek parçalarının satışına tekrar onay verilmesinden sonra moral buldu. Çünkü bu uçakların bakımları yapılmadığı taktirde istedikleri gibi kullanamazlardı, daha dikkatli kullanıyorlardı. Ama NATO Zirvesi’nden sonra hava saldırıları arttı. Zaman zaman bir günde 40’a varan hava saldırıları oluyor. Ve bu saldırılara 40’a yakın savaş uçağı katılıyor. Tabii gerilla direnişi bu saldırıları boşa çıkartacak düzeydedir, onu da belirtmek lazım. Savaş sahasında hemen hemen her gün gerillanın aktif eylemleri var” diye belirtti.
SAVAŞ STRATEJİSİ ÇÖKTÜ
“Güney Kurdistan’a yapılan operasyonların mantığı da biçimi de değişti” diyen Köylüoğlu, “Şu an bölgede girdikleri alanlar var ama kalamıyorlar. Çünkü kaldıklarında darbe yiyorlar. Zaten ‘gerilla temizleme’ diye bir şey yok ve o strateji boşa çıkmış durumda. Türkiye’nin ‘gir, kal, temizle’ stratejisi çökmüştür. Şu anda saldırılar rutin bir şekilde devam ediyor. Zaman zaman şiddeti arttırsa da gerilla savunma temelinde yoğun bir eylemsellik içerisinde oluyor. Bu da Türk devletinde ciddi bir demoralize durumu yaratıyor. Türk basını nerdeyse buradaki savaşı hiç görmüyor. Zaman zaman propaganda amaçlı ayda bir kayıp verme ihtiyacı duydukları zaman veriyorlar. Bunu da kendi kamuoylarını konsolide etmek için yapıyorlar. Geçmişte ‘pençe kilit’, ‘pençe kartal’, ‘pençe şimşek’ gibi bir sürü isimlendirmelerle basında yoğun bir propaganda yapıyorlardı. Ama şuanda öyle bir durum yok. Bu da savaşın gidişatı ile alakalıdır. Savaşın gidişatı umdukları gibi değil ve tam tersi bir durum var. Şu anda Türk ordusu Zap, Metîna ve Avaşîn hattında ciddi bir çıkmazın içindedir. Gerilla da her gün vuruyor ve büyük bir direniş yaşanıyor. İnsanlık tarihine not düşecek düzeyde büyük kahramanlıklar oluyor” diye konuştu.
KİMYASAL SİLAH SALDIRILARI
Köylüoğlu, Türkiye’nin saldırılarının Zap’ın batısı ile Metîna’nın bir bölümüne yoğunlaştığını ifade ederek, şunları söyledi: “Bu ikinci saldırı dalgasıyla amaçlanan, geçen sonbaharda bırakmak ve geri çekilmek zorunda kaldıkları bazı yerlere yerleşmektir. Bunlar da Girê Orte, Girê Cûdî, Şehit Delîl bölgesi ve Zap’ın batısı ile Metîna’nın bir bölümü diyebileceğimiz bölgelerdir. Şu anda orada yeniden konumlanmak istiyorlar. Şimdiye kadar bütün hamleleri neredeyse boşa çıkartılmış durumda. Çatışmalar genelde o bölgede yoğunlaşmıştır. Saldırılarında yasaklı bombalar da kullanılıyorlar. Zaten kimyasal silah ve benzerlerini bu yıl rutine dönüştürmüş durumda. Gerillanın da o bölgede gözlemlediğimiz kadarıyla hazırlıkları iyi görünüyor. 2022’de girdikleri yerlere tekrar girmek istiyorlar. Deniyorlar ama başarılı olamayacaklar. Zaten şimdiden moral değerleri iyicene çökmüş durumda. Sürekli asker takviyeleri yapıyorlar. O bölgede 10-15 gün kalan askerleri geri çekmek zorunda kalıyorlar. Bu kadar hızlı değişim de oradaki askerin moral değerlerinin çok zayıfladığını gösteriyor. Psikolojik olarak ciddi bir yıpranma içerisinde olduklarını da gösteriyor.”
KDP’NİN AKTİF KATILIMI
Köylüoğlu, Türkiye’nin bölgede yürüttüğü savaşa KDP’nin aktif bir şekilde dahil olduğunu belirterek, “KDP’nin Türk devletine desteğini bütün dünya biliyor. Şuan itibariyle Türk devleti bütün lojistik, cephane, takviyesini KDP’nin açtığı hatlardan yapıyor. KDP, Türk devletine istihbarat sağlıyor. Yine gerillanın bölgeye takviye, güç, lojistik ve cephane gidişatını engelleme çabası içerisindedir. Gerillanın geçebileceği yerlere pusu atıyor. KDP geçen yıllarda da bu pusularda birçok gerillayı şehit etmişti. KDP’nin hesabı; PKK tasfiye olursa veya çok zayıflarsa, biz PKK’nin oluşturacağı boşluktan yararlanıp Kurdistan’da güç haline geliriz. Ama Türk devleti KDP’yi de güç haline getirmez. İşgalciler hiç bir Kürt yapılanmasının güçlenmesini istemez. Bu güçlenmenin önünde işgalci devletler her türlü yol yöntemi uygular. Bu anlamda KDP’nin bu yaklaşımı da politikası da terstir. Zayıflatılmış PKK, zayıflamış Kürt’tür ve zayıflanmış Kurdistan’dır” ifadelerini kullandı.
“BÜTÜN PARTİLER SALDIRILARA KARŞI”
Federe Kurdistan Bölgesi’nde KDP dışında bütün Kürt siyasi partilerinin saldırılara karşı ortak tutum geliştirdiklerini vurgulayan Köylüoğlu, “Uluslararası alanda da Türk devletinin Kürt Özgürlük Hareketine karşı, Kürtlere karşı geliştirdiği katliamları meşru gösterme çabası var. Düşmanla işbirliğinde kaybeden KDP olacaktır. KDP dışında Güney Kurdistan’da tüm siyasi partiler ve Türkiye ile işbirliği içerisinde olan İslami örgütler dahil olmak üzere herkes Türk devletinin bu işgal saldırılarına karşıdır. Ama açık tavır gösterme ve karşıtlık yapma gibi bir yaklaşımları yok. Bölgede mikrofonunuzu kime uzatırsak, saldırılara karşı olduklarını beyan ediyor. Sorunların diyalogla çözülmesinden yana bir yaklaşımları var” dedi.
Türkiye’nin saldırılarda amacına ulaşamadığını söyleyen Köylüoğlu, “Yeni bir girişim içine girerek gücünü de gösteremiyor. Savaşın rutinleşmesinden kaynaklı olarak gerileme içerisinde. Gerilla mevcut pozisyonunu koruyor. Gerillanın savaş sahasında çekildiği veya bıraktığı herhangi bir alan yok. Türk devletinin girdiği birçok yerde gerilla güçleri hakimiyetini koruyor ve günlük olarak eylemler yapıyor. Zaman zaman askerler keşif uçaklarıyla, suikastlarla, ağır hava saldırılarıyla, topçu saldırılarıyla bir motivasyon yaratmaya çalışıyorlar. Tabii bunlar da geçici şeyler. Gerillanın eylemleri artmış durumda. Bu anlamda savaşın seyrinde de bir değişiklik var. Gerilla eylemleri savaş uçaklarının çok çok üstünde. Bu anlamda bir değişim de gözlemleniyor” bilgilerini paylaştı.