HABER MERKEZİ-Bilindiği üzere yakın süreçte Yeşil Sol Parti ve Halkların Demokratik Partisi Gençlik Meclisleri tarafından “Li Hemberî Şerê Taybet Tekoşînek Bi Heybet” yani Özel Savaşa Karşı Heybetli Bir Mücadele kampanyası başlatılmıştı. Bu kampanya ile birlikte Türkiye ve Kuzey Kürdistan gençliği harekete geçmiş ve bu temelde çalışmalar yürütmektedir.
Kampanya çerçevesinde toplanan gençler ve genç kadınlar devletin özel savaş politikalarına karşı seferberlik ilan etmiştir. Bu temelde Adana Yeşil Sol Parti Gençlik Meclisi üyesi Mahmut Dalmış, kampanyaya dönük kendisine yöneltşlen sorulara cevap vermiş, kampanyayı başlatmadaki asıl amaç ve hedefleri dile getirmiştir.
Soru 1:Öncelikle Özel Savaş deyince aklınıza ne gelmektedir? Bize bu kelimeyi tanımlayabilir misiniz?
“Özelde de gençler ve kadınlar üzerinden bu kirli savaş yürütülüyor”
“Devlet aklının tüm imkanlarını seferber ederek faşizan, tekçi, kapitalist, yozlaştıran vs. sistemine karşı tehdit olarak gördüğü tüm dinamikleri yok etmek için yürüttüğü savaştır. Bugün bir Kürt genci olarak yaşamımızın her alanında özel savaşı hissedebiliyoruz. Özelde de gençler ve kadınlar üzerinden bu kirli savaş yürütülüyor. Sanal medya üzerinden oluşturulan algılar, Önderlik üzerindeki derinleşen tecrit, Pradigmaya saldırı, zindanlardaki insanlık dışı politikalar, gençliğe yönelik kaçırma, tehdit ve operasyon politikaları, Kürdistan ve Türkiye’de fuhuş ve madde bağımlılığın özel olarak yaygınlaştırılması, okullardaki eğitim sistemi, yurtsever ve değer ailelerimizin hedef alınıp sürekli göç ettirilmeleri; bunlar ve daha birçok örnek özel savaşın nasıl her alanımıza girmek için müthiş çaba içerisinde olduğunu göstermektedir. Örgütlü her alanı hedefine alıp orada örgütlülüğü yok etmek için elinden geleni yapmaktadır.”
Soru 2: Bildiğiniz gibi Yeşil Sol Parti Gençlik Meclisleri Özel Savaş ve Ajanlaştırma Politikalarına karşı “Li Hemberî Şerê Taybet Tekoşînek Bi Heybet” yani ‘Özel Savaşa Karşı Heybetli Bir Mücadele’ kampanyası başlattı. Bu kampanyaya dair düşünceleriniz nelerdir?
“Adı üstünde bu kampanya bizi heybetli bir mücadeleye çağırıyor”
“Özel savaşın hedef aldığı her alanı örgütleyip, akıttığı zehirleri yok etmek adına yürütülecek bir kampanya olarak ele alıyorum. Öncelikle Önderlik şahsında tüm Kürt halkına, başta Bakur olmak üzere tüm Kürdistan’da uygulanan tecride karşı güçlü bir duruşu örgütleyip, tecridi yok etmeyi hedefleyen bir kampanyadır. Bugün Cûdî başta olmak üzere, Kürdistan doğası yok edilmek isteniyor. Kampanya doğaya karşı yürütülen talan ve yok etme zihniyetini açığa çıkarıp teşhir ettikten sonra buna karşı örgütlü bir duruş ortaya çıkaracaktır. Aynı zamanda gençlik ve kadın üzerindeki özel savaşın teşhir edilip bunun büyük mücadelesini yürüten bir noktada olmamız gerektiğini tekrardan hatırlatan bir kampanya. Adı üstünde bu kampanyaya bizi heybetli bir mücadeleye çağırıyor. Kampanya özel savaşın bizi sıkıştırmak istediği tüm kalıplardan çıkmak için yeni bir yol ve yöntem katıyor önümüze . Cezaevlerinde hak ihlallerinin artması, kültürümüzün yok edilmeye çalışılması, baskı, inkar politikaları ve benzeri tüm halk düşmanı politikalara karşı güçlü yürüteceğimiz bir kampanya.”
Soru 3: Başlatılan kampanya çerçevesinde Türkiye ve Kuzey gençliğine çağrınız nedir? Gençlik bu süreçte nasıl bir mücadele yolu izlemelidir? Gençliğe düşen görev ve sorumluluklar nelerdir?
“Her şeyden önce kendimizden başlamalı, bu politikalara karşı kendimizi eğitmeli ve bilinçlenmeliyiz”
“Öncelikle başta gençler olmak üzere herkese özel savaşın ne olduğunu nasıl işlendiğini, zihnimizi nasıl ele geçirdiğini, Pradigmamızı nasıl hedef aldığını, evimizin içine kadar nasıl girdiğini, basın-medya ayağını, bir bütünlen özel savaşın her politikasını en ayrıntısına kadar anlatılıp teşhir etmemiz gerekmektedir. Her şeyden önce kendimizden başlamalı, bu politikalara karşı kendimizi eğitmeli ve bilinçlenmeliyiz. Yaşamımızın her alanına sirayet etmiş olumsuz etkilerini görmek, tespitini zamanında yapıp mücadelesini yürütecek bilinçte olmalıyız. Aynı zamanda her yoldaşımızla açık bir şekilde birbirimizde oluşturduğu etki üzerinde samimi tespitler kurup bunun eleştiri-özeleştirisini verecek noktada olmalıyız. Örgütlü olduğumuz her ortamda bunu tartışmaya açabilecek yeterlilikte olmalıyız. Etkilerini gidermek için sade, anlaşılır kaynaklar oluşturup buna yoğunlaşarak öncelikle kendimizde yok etmeliyiz.
Bu kampanya için Sanal medyayı aktif kullanmak gerektiğini düşünüyorum. Twitter hesaplarında tartışma ortamları yaratarak, yine İnstagram ve Tiktok hesaplarında canlı yayınlar yapılarak bu kampanya sade ve anlaşılır bir şekilde anlatılırsa daha fazla gence ulaşılabilir diye düşünüyorum. Bugün sanal medya, özel savaşın kendine en çok zemin oluşturduğu alan olabiliyorsa; biz de o alanları doğru bir şekilde kullanarak bilinçlendirme ve örgütleme faaliyetleri için kullanabiliriz. Samimi ortamlar oluşturabilirsek çevremizdeki gençleri bu kampanyaya teşvik etmek için elimiz güçlenir. (Parklarda akşam tartışmaları, piknikler, dengbêj, şiir geceleri, yarışmalar vs. birçok örnek sıralayabiliriz.)
Örneğin elimize bir top alıp örgütlü olduğumuz mahallelerde, sokakta gördüğümüz gençlerle voleybol, futbol oynanıp sonrasında sohbet ederek özel savaş gerçekliğini kavratabiliriz. Bu tarz doğal, samimi, spontane planlamalar kampanyanın teşvik ve yayılması konusunda güç katabilir.”
Soru 4: Son olarak belirtmek istediğiniz bir şey var mı? Varsa nelerdir?
“Her alanı bu kampanyayı örgütleyecek noktada kullanabilmeliyiz”
“Özel savaş , giderek politikalarını ve alanlarını genişlettiği için sürekli kendini büyütmektedir. Gençliği geleceği olmayan bir noktaya getirmektedir. Bugün birçok gencin dilinde “geleceğimizi göremiyoruz” söylemi var. Geleceği bile bir bireysel yaşama sığdıran bir noktada bu sistem. Kampanya sokak sokak, ev ev ilerlediği sürece sonuç alacaktır. Her alanı bu kampanyayı örgütleyecek noktada kullanabilmeliyiz. Örgütlenirsek, birlikte olursak güçlüyüzdür. Eğer tek yumruk olursak özel savaş politikaları o yumruğa dokunamaz, ve bizi etkileri altına alamazlar. Bu temelde tüm genç yoldaşlarımızı bu kampanya çerçevesinde kenetlenmeye, örgütlü ve heybetli bir mücadele yürütmeye çağırıyoruz. “