HABER MERKEZİ-İşgalci Türk devletinin desteğiyle DAİŞ çeteleri Kobanê’ye saldırınca Kürdistan’da ve dünyanın dört bir yanından yüzlerce genç kadın ve erkek özgür insan kimliğini korumak için Rojava Kürdistan’a koştu. İşte Ş. Jiyan Tolhildan da bu cesur savaşçılardan biriydi.
Şehit Jiyan Tolhildan 1991 yılında doğdu. Genç yaşında, Ortadoğu’da halk ayaklanmaları başlamadan önce örgütü tanımış, daha sonra Kürdistan Özgürlük Hareketi’ne katılmış , dağda eğitim gördükten sonra da Rojava’daki devrime katıldı.
Rojava Kürdistan’ında devrime katılan yüzlerce genç erkek ve kadın eğitti ve örgütledi. IŞİD, Kobanê’ye saldırınca Şehit Jiyan da sessiz kalmayıp savaş alanına girdi, onlarca çete öldürüldü, onlarca genç erkek ve kadın son nefesine kadar direndi. Kobanê düştü düşüyor diyenlere büyük bir cevap oldu. Heval Jiyan, DAİŞ çetelerine karşı büyük bir direnişin ardından şehadete ulaştı.
Bu temelde Nûçe Ciwan Ajansımız, Şehit Jiyan’ın Annesi Fatma Gül Kasım’la Şehit Jiyan’ın hayatı ve mücadelesi üzerine bir röportaj gerçekleştirdi.
Adım Fatma Gül Kasım. Bana Jiyan’ın annesi diyorlar. Şehid Jiyan 1991 yılının Haziran ayında doğdu. Ay başından 2000 yılına kadar köyde kaldık. 2 yıl okula gitti, sonra 2000 yılında Şam’a gittik. 2000-2007 yılları arasında Şam’da okudu. Sonra 7. sınıfa gitti. Bir gün gelip babasına bu devlete güvenmiyorum dedi. Bir yarışmaya katılmıştı. Şehit Jiyan iyi bir sonuç almıştı fakat Kürt olduğu için ona “senden bir şey çıkmaz” demişlerdi. O da ben bir daha ne rejimin okulunda okurum ne de Arapça konuşurum demişti.
2007’den sonra Kürtçe öğrenmeye başladı, ilk kademede Kürtçe eğitimini tamamladı, öğretmen oldu, sonra terzilik yaptı, kendi işini de yaptı, terzilik de yaptı. 2009’da devlet gelip tutuklamak istedi. Evde sürekli sessizce okuyordu, her dileği Kürtçe bir kitaptı, Kürtlükle ilgiliydi.
2000 yılı Newrozunda sorun çıktı, herkesin evinde çocuğu vardı, herkes çocuğunu bırakıp çıkmıştı, biz de öyle yapmak istedik, fakat o babasının önüne geçip “Ne yapıyorsun?” dedi. Daha sonra Kültür çalışmalarına katıldı, sonrasında ise gençlik çalışmalarına katıldı. Katılım çalışmaları yürüttü bir süre. Bir gün iki arkadaş geldi. Bana ” Jiyan bizimledir artık, ne diyorsunuz” dedi. Biz de dedik başımız gözümüz üstüne. Sonra bize Jiyan dağa çıkacak dediler. O sırada onun için hazırlık yaptık, bir şeyler aldık ve çantasını doldurduk. Ben ve babası onu gece saat 11’de garaja götürdük. Onu aldılar ve ardından dağa gitti. O zamanlar kimsenin çocuklarını dağa göndermesine izin verilmiyordu.
Yaklaşık 2 yıl dağda kaldı. Sonra Kobanê’ye geldi. Heval Rüstem Cudi şehit oldu, biz törenine gittik, sonra Jiyan’ı orda gördük “Sen ne yapıyorsun burada dedim. O da dağlardan Kobanê’ye geldim” dedi. Birbirimize sarıldık.” Beni öptü, ona “hayırsız beni hiç sormuyorsun” dedim. Ve o da bu devrimde bizim annelerimiz çok, Bu Kobanê’nin tüm anneleri benim annemdir. dedi. Ben de tamam kızım dedim. 2012 yılına kadar Kobanê de çalışma yürüttü. Daha sonra Amudê ye gitti. Bir gün babasıyla birlikte onu ziyarete geldik. Jiyan bizi kadın evine götürdü. Aynı zamanda gençlik merkezine götürdü, bir süre gezdik, sonra onlar gittiler.
Yıl 2013, evimizi köye taşıdık, köye geldik, bir gün beni aradı ve bazı ihtiyaçları merkezimize getirebilir misin diye sordu, merkeziniz nerede dedim, Derik’te dedi. Kobani Savaşı’nın başlangıcıydı, eğitime gidecekti, o gün beni aradı, kalktım, ihtiyacı olan her şeyi aldım, sebze aldım, öğlene kadar merkezlerinde kaldım, sonra eve geldim. 2 gün sonra onları aradığımda yanıma geldiler ve Jiyan’ın nereye gittiğini sordum, Kobanê ye dediler. Kobane’ye nasıl gitti dedim. Kobane’de savaş başladı dediler ve eğitimi bırakıp, benim de Kobanê’de olmam lazım deyip gitmiş.
Bazen telefonla konuşuyorduk. PDK hendek kazmaya başladığında Heval Jiyan’ı orada gördük. Daha sonra Serekaniyêye gitti. Eğer etkinlikler olmasa onu göremiyorduk. Bazen bir ihtiyaçları olup olmadığını öğrenmek için arardık.
Kobanê Savaşı sırasında kendisini aradım ve bize dua etmemizi söyledi. O zaman kızım için en önemli şeyin direniş olduğunu söylemiştim. O arada Şehit töreninden eve döndüm ve o sırada Sözdar Feqe’nin Şehit olduğu haberini duyduk.
Oraya gittim, oturdum, diğer kızım da beni arayıp yaralandığını söyledi. Sonrasında hastaneye gittik, ertesi gün Arkadaşlar geldi ve Şehit Jiyan için tören düzenledik. Şehitlerimize bir daha asla onların yolundan dönmeyeceğimizin sözünü verdik. Neredeyse her gözümü kapattığımda onu görüyordum. Hep Kobanê’de olduğumu görüyordum. Kobanê’ye gittik. Kobanê’ye girdiğimizde ağlamaya başladım. Ayağa kalktık merkeze gittik, birkaç arkadaşını bulmaya çalıştık, sonra daha önce yaralanan arkadaşlarını gördük. Birlikte YPJ merkezine gittik ve Helence Tepesine gittik. Kobani Dağı’nın zirvesine çıktığımızda o dağın zirvesinde bağırdım, ‘Neredesin?’ dedim. ‘ Arkadaşlar yarım saatliğine gittiler, arkadaşların durumu eskisi gibiydi, hiçbir şey değişmemişti, henüz kimse ayrılmamıştı.
Gelip orada durduk. Bütün arkadaşlarım bu tarafa gideceğimizi söyledi, belki mayın vardır dediler. Ben bu yolda gelmem gerektiğini söyledim. Eve bu kısa yoldan gitmem gerektiğini söyledim. Cenazemizi gördük, hastaneye götürdük, sonra evimize gittik. Şehit merasimini gerçekleştirdik. İnşallah bir damla kanımız kalana kadar da durmayacağız. Vallahi, Ş. Jiyan çocukluğundan beri cesur bir insandı, güçlüydü. Artık Şehitlerin onca kanı yerde kalmayacak. Allah hainlerin cezasını verecek. Başarı bizimdir. Hepinize teşekkürler.
Bijî Serok APO
Şehit Namrin
Bijî Berxwedan Ciwana