HABER MERKEZİ- Arin Hasret’in Kaleminden: Kemallerin yaşam bulduğu bir ruh, bir bedendin FIRAT
Özgürlük hareketini üniversite hazırlık yıllarında tanıyan ve 2009 yılından sonra PKK hareketini derinden anlayan Heval Fırat 2012 yılının başlarında özgürlük hareketine katıldı.
Özgürlük saflarında gördüğü eğitimde kendi gerçekliği ile karşılaştı, düşmanın Kürt halkı üzerindeki politikaları, düşmanın bizi kendi gerçekliğimizden ne kadar uzaklaştırdığını anladı. Özgürlük için yani hakikate ulaşmak için sürekli bir arayış içerisinde oldu. Aldığı eğitimle sistemin üzerinde yarattıklarını aşmaya çalıştı. Düşmanın halkımız üzerinde uyguladığı politikalar üzerine derinleşti ve düşmanın bizleri kültüründen, dilinden uzaklaştırmasına, toplumu parçalamasına karşı kendisinde bir mücadele yemini yarattı. Sistemde Kürtçe dilini konuşamayan Heval Fırat parti ortamında dilini öğrendi ve bunu büyük bir fırsat olarak değerlendirdi.
‘’Yaşamı, dilimi, kültürümü tanıyarak kendi özüme dönüş sağladım. Gerilla yaşamının zor olduğunu dile getiriyorlar fakat gerilla yaşamına anlam vermek lazım. Özgür dağlar büyük bir heybete sahip. Sanki bu özgür dağlar gerilla orda mücadele edilsin diye yaratılmış. Düşmanın yok etme politikalarına karşı dağlar kapılarını özgürlük gerillasına açmıştır.’’
Bütün gerilla arkadaşları gibi Heval Fırat’ın da hayali Önderliği görmekti. Bundan ötürü Önderliğimizin özgürlüğü için büyük bir mücadele gerektiği bilinci ile katılıyordu. 2016 yılında düşmanın halkı özgürlük hareketinden uzaklaştırıp, halkın özgürlük umudunu yok etmek için katliam yoluyla sonuç almak istemesine sessiz kalmadı, düşmandan tolhildan ruhu ile intikam almak istiyordu.
‘’Bu eylem şehit düşen arkadaşlar, halkımın üzerine uygulanan katliam ve uzun süredir Önderlikten haber alınamaması yaşananlara karşı bir cevap olacaktır.’’
Hiçbir kaygı yaşamadan Önderlik karşısında doğru bir yoldaşlık yürütebilmek için 26 Ağustos günü Cizre’de fedai eylem gerçekleştirdi.
Bir kahramanı, bir umudu, bir yaşamı ve zaferi anlatmak. Aslında seni anlatmak sözcüklerin ve cümlelerin bitip tükendiği andır. Sessizliğin içinde kopan bir fırtına ve bir FIRAT. İntikamın şaha kalktığı, inancın aşkla yoğrulduğu seni yazabilmek…
Saf yüreğinde taşıdığın o koca inancın gözlerinde saçtığın yaşam dolu umudun ve her gün hasreti olduğun o yoldaşlığın. Dilinden dökülen ‘’biz hapsedilmiş bir cennette yaşıyoruz. Ben yeniden doğmaya gidiyorum. ’’Sözlerle ayrılığın kapımızı çaldığı an.
Bu sefer başaracağım diyerek bize yaşam anlamını tattıran o sözlerin. Hatırımdan gitmez o, yüreklerimizin acı içinde yaşam bulan anı ve hatırımdan gitmez o özgürlüğü kucaklayan kahkahaların…
FIRAT, umudun özgürlükte yeşermesi. Hakikatin aşkla aşkın Fıratla somutlaşmasıydı. 26 Ağustos gecesinin hakikate koşar adım giden yıldızıydı. Kemal Pir’in dediği sözcükler canlanır ve hayat bulur.
Bugün ben ölümün üzerine yürüyorum yarın bir başkası, öbürü, diğeri. Hepsi bu dava uğruna ölmesini bilecekler. Ben ölümü hiç sevmedim, sevmemde ama yaşamı uğruna ölecek kadar seviyorum.
Ve Kemallerin yaşam bulduğu bir ruh, bir bedendin FIRAT…