HABER MERKEZİ- 7 Temmuzda geçirdiği bir kaza sonucu ağır yaralanan ve tüm kurtarma çabalarına rağmen 27 Temmuz’da şehadete ulaşan YPJ savaşçısı Şehit Vejîn Jiyan Anısına…..
Mazlum Tolhildan: ÖZGÜRLÜK TRANRIÇASINA
Vejîn her şeydir. Varoluş sancısından sonraki hakıkattır. Her şey onunla başlar; bazen bir anneyle yaşama gözlerini açan bir bebek, bazen bir Önderle halkın gözlerini açan bir düşünce, birlik ve direniş olur. Bazen de tüm zincirleri kırıp, özgürlüğü doğuran bir Tanrıça olur. Vejîn Jiyan olur. Beş bin yıllık uygarlık zihniyetinin yönettiği, bütün gerici zihniyetleri parçalayıp, kadınların ve ezilenlerin mücadelesine Vejîn oldun, Vejîn yoldaş…
Starla başlayan bu direniş geleneğinin en büyük temsilcilerindendi o. Mazluma yoldaş, zalime düşman olandı. Yaşamının yirmi dört saatini dolu dolu yaşayan bir devrimciydi. Vejîn yoldaşın boş bir anını görmek çok zordu. Her an bu kutsal amaca nasıl hizmet edilir diye düşünen ve düşündüğünü yapan bir arkadaştı.
Sen onunla normal bir sohbet ettiğini sanırsın. Fakat o sendeki eksik yanlarını çoktan fark edip, sende bunların aşmanın çabası içerisindeydi. Söz vermişti binlerce yıl süren sömürgeciliğe karşı, direnen kahraman halkına. Söz vermişti faşist devletin yaşamlarını kararttığı Kürdistan çocuklarına. Söz vermişti özgürlük uğruna ölümsüzleşenlere, bu devrimin gerçekleşeceğine dair…
Basit bir Yaşamı kendine haram bellemişti. O, Önder APO’ nun ‘‘Yaşam Yaşanacaksa Özgür Yaşanmalı“ sözüne tüm benliğiyle inanan, Önderliğe katılmış bir arkadaştı. Heval Zîlan’ın ‘‘Başkanım! Eğer canımdan başka bir şeyim olsaydı, onu da verirdim” sözüne bağlıydı. Saralardan aldığı bu görkemli bayrağı sonuna kadar dalgalandırdı. O, Kürdistan’da yapılan katliamların öfkesiyle yaşayan bir arkadaştı. İntikam ruhu en somut örneğiyle onda kutsallaşmıştı adeta. Yapılan zulümleri unutmamıştı. Ağrıyı, Dersimi, Zilanı, Koçgiriyi unutmamıştı. Unutmamıştı savaş meydanlarında parçalanan gencecik bedenleri unutmamıştı. Cizre bodrumlarında hakikate ulaşan Derwêş yürekli insanları. Onların intikamını alma amacıyla yaşıyordu.
Sömürgeciliğin korkulu rüyası, erkek zihniyetinin korktuğu bir tanrıçaydı o. Sara’dan Zilan’a, Zilan’dan Vejîn’e aktarıldı bu direniş kültürü. Kavga soyadı olmuştu adeta. Kavgayla Vejîni yaratmaya yeminliydi. Halkının Özgürlük Vejînini yaratmaya yeminliydi. Onun için kavga tüm coşkusuyla devam ederken, günler 27 Temmuzu gösteriyordu. Vejîn Yoldaş devrimciliğinin en coşkulu sürecinde, intikam ruhuyla yanıp tutuşurken ölümsüzlüğe kovuştu.
Bir sessizlik saldı dünyayı, bir annenin kalbi sıkıştı. Cudi durgunlaştı, kuşlar uçmaya utandı. Hırçınlaşarak akan Dicle akmak istemedi. O gün çiçekler açmak istemedi. Ölüm utanmıştı hakikatinden. Bir yıldız kaydı o gün hakikate doğru, ve tekrardan Vejîn oldu binlerce insana. Milyonlarca insanın yüreğine gömüldü.
Ve artık yüzlerce genç kadın adını almıştı senin. Ve herkes seni kabesi bellemişti artık. Vejîn de o güzel insanlar gibi, güzel atlara binip hakikate yol aldı. Arkasında bıraktığı ateşi harlandırarak ölümsüzlüğe adını yazdırdı…