HABER MERKEZİ- Kürdistan’ın Gözbebeği, Özgür Dünyanın Umudu Gerilla – 3. Kısım
Dîlzar Dîlok’un Kaleminden:
Yazmak, özel yaşamları genelleştirir. Tekil olanı çoğullaştırır. Bireysellikleri komünalliğe dönüştürür. Çünkü yaşanan, kişiye aittir ama yazmak bu aidiyetleri kolektifleştirir. Gerillada yazmak, kişinin kendisiyle sınırlı olanı tüm toplumuyla paylaşmasıdır. Özel olanın, kişiye özel olmaktan çıkarak tüm toplumun öz-eli, özü, özgürlüğü haline gelmesidir.
Gerillada yazmak, tarih ve toplum sorumluluğunun bilincinde olmak ve bu bilinçle yaşamını ele almaktır. Yaşamın geçip gitmemesi için yaşananların tam kalbinde durup onların tamamlanmışlık ruhlarını dinlemek kadar kendisinin tamamlanmaya adımlayan ruhunu dinlemenin de yoludur. Aynı yoldan bambaşka iki hedefe nasıl ulaşılabilir ki… Eksenleri aynı olan iki bambaşka evren izdüşümüne yürünebilir belki aynı yoldan. Gerilla edebiyatı böyledir. Yazarak hem kendini gerçekleştirir hem de gerçekleştirdiği kendisini ulaştırmak yoluyla toplumsallaşır ve yol arkadaşlarının kendini gerçekleştirme mücadelesine ışık tutar.
Ormanların derinliklerine gizlenen gerillaların sözlerini bulup çıkarmak ve şimdiki zamana taşımaktır gerilla yazını. Anları birbirinden kopuk zaman parçaları olarak ele almadan birbirine tamamlanan zamanın tüm yaşamlara yayılması gerçeğinin bilincinde olmaktır. Evren ve zamanı kendi hakikatiyle bütünleştirmektir. Kişilerin ve yaşamların tarihi yarattığı bilinciyle tarihin sosyolojik olma gerçeğini yaşamsallaştırmaktır.
Her yazın bir yapılmayanı yapma eylemi olurken, yapılmayan diğerlerini anımsattığından gerillaların ruhuna dokunur. Yazılanların yarattığı ve yaşattığı kıvanç kadar yapılamayanlara dair bilinç yarattığından hüzünlendirir, borçlandırır ve yarım kalmışlık hissi yaratır. Gerilla edebiyatı, hayal ile hakikati birleştirir. İkisini gerillanın yaşam gerçeğinin varlığında eritir ve yeni özgür yaşamla mayalar. Gerilla yaşamında her bir an kendini yaratma anıdır, özgürleşme anıdır. Gerillalar edebiyat yoluyla, tüm bu anların özünden bir söz anlam anı yaratmaktadır. Binlerce çiçekten bir peteğe doğa özünü toplar gibi yaşam anlamlarını toplayarak yaşamını oluşturur.
Gerillanın yüreği gökkuşağı gibidir. Tüm özlemler, sevinçler, hüzünler ve yaşama dair tüm duygu yoğunlaşmaları vardır o yürekte. Özgürlüğe dair izler mücadeleye dönüşerek kendine sözcüklerden giysiler bulur ve zamana iz düşürür gerillanın dilinden. Her biri dağ rüzgârlarıyla ve hırçın Kürdistan nehirleriyle yıkanarak kendini var eder. Her an kendini sınayarak kendini var eder gerilla dili.
Hiçbir söz dağarcığı, hiçbir kelime hazinesi gerillaların yürek sarnıcında biriktirdikleri ve hazinelerden daha değerli olan yaşam parçalarını anlatmaya yetmez. Gerillanın dili başkadır. Konuşulan dil, diğer dillerden ve yaşam tarzlarından ayrışmıştır. Anlamlarımız, izahlarımız kadar sözcüklerimiz de başkalaşmıştır. Ayrı bir zihniyet durumu, evrene ve evren parçalarına dair ayrı bir kimliklendirme, ayrı bir adlandırma ve ayrı bir anlam dünyası oluşturulmuştur. Ve gerillanın edebiyatı da buna göre şekillenmiştir. Duygular, duyguların zirveleşmesi, duygunun düşünceye ve eyleme dökülmesi yeni biçimler almış, yeni anlamlar giyinmiştir.
Gerillayı en güzel gerilla anlatabilir. İşinin ehli edebiyatçılar da gerillayı güzel anlatabilir ama gerillanın anlatımı başkadır. Çünkü gerilla yaşam, anlam, geçmiş, gelecek ve an kesişmesinden süzer yazdıklarını. Gerilla edebiyatı sözcüklerin özgür yaşam direnişinden süzülerek gelen kelimelerin yeni bir anlam dünyası oluşturmasıdır. Biraz da yaşamak ve yazmak tevazüsudur bu kanaati yaratan. Yaşamadan yazılanların güzellikleri kusurludur. Eksiktir. Gerillada ise yaşanılan evrenlerin zerresi yansır yazılanlara. Kendi dünyasını topluma taşımayı onaylar.
Gerilla edebiyatı aynı zamanda propaganda amacı taşıdığı için, devrimci bir karakter taşır yazılanlar. Bu karakteri her sözcüğe yerleşir. Evrendeki her şeyle ilişkide yeni yaşam yaratmaya dair bir mücadele sezinlenir. Gerilla edebiyatı da tüm yaşam mücadelesinin yazın alanına taşınmasıdır. Zagroslarda Bir Ceylan, Beritan’ın Güncesi, Zinarin’in Güncesi adlı anılar ve günceler gerilla yaşamını anlattıkları gibi binlerce gencin mücadeleye katılmasını da sağlamıştır. Yine kimi gerilla şiirleri vardır ki birçok insanın hayatını değiştirmiştir. Öyle ki Ben İnsandım şiirini duyup da yaşamına eskisi gibi devam eden insan sayısı azdır. Kapitalist modernitenin tüm yozlaştırmalarına ve anlamsızlaştırmalarına rağmen, sözlerin, yazılanların insanların hayatını değiştirdiği gerçeği gerilla edebiyatı için hala geçerlidir.
Gerilla kütüphanesinde tüm lehçeleriyle Kürtçe yazım yanında yaygın olarak Türkçe, Arapça ve Farsça yazınlar da mevcuttur. Tabi mücadelemizin başladığı yerin kuzey Kürdistan olmasının, yaşanan soykırımın ve kendimizi asimile olmuş toplumumuz kadar Türkiye toplumlarına da anlatma ihtiyacının etkisi Türkçe yazım alanında daha büyük adımlar atmamızı sağlamıştır. Tüm Ortadoğu dillerinde yazmak, tüm Ortadoğu insanlarına ulaşma istemindendir.
Her gerillanın günlüğünde muhakkak hem beğendiği şairlerden şiirler, hem de beğendiği yazarlardan anekdotlar bulabiliriz. Aynı zamanda kendi yüreğinin taşmaları olan şiirler vardır ve her bir cümle, en sadesinden de olsa alıp götürür bizi ülke kokan yaşamlara. Kürtler ülkesiz bir toplum olmalarına rağmen her kürdün yüreğinde bir Kürdistan vardır. Kendisini o ülkenin kaderiyle birlikte inşa eder. Kendini inşa ettiği kadar ülkesini inşa eder. Tamamladıklarını üst üste koyar. Üstüne de tamamlanmamışların özlemini, iddiasını, kararlılığını ve gelecek ütopyasını… Yüreklerin ateş hattındaki gerilimini ve eylem coşkusunu…
Gerilla edebiyatını bunca güçlü kılan ve büyük anlamlar yükleyen gerçek, Önder Apo’nun kültür ve sanata verdiği önemi göstermektedir. Önderliğimizin en güzel yanı, toplumun kutsallarından olmasından dolayı edebi çalışmalara önem vermesidir. Önderliğimizle aramızdaki güçlü sevgi, yol arkadaşlığı ve özgür yaşam iddiası bağından dolayı da her gerillanın belleğinde yazarak Önderliğe ulaşma, yazarak Önderlik gerçeğiyle buluşma hissi vardır. Sözler, söylendiğinde de yazıldığında da kaybolmazlar. Canlanır, yürür, hareket eder ve gidecekleri yeri tespit edip rüzgârın kanatlarında yol alırlar hedefe doğru. Gerilla edebiyatı, ölümün elinden kurtarılan yaşamların, özgür yaşam zihniyetiyle insanlık hanesine yazılmasıdır. İnsanlık ceminin yeni bir anlam kazanmasıdır.