AGİRÎ-Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği (TUHAYDER), Mezopotamya Beşiğinde Yakınlarını Kaybedenler Derneği (MEBYADER), Tevgera Jinan Azad (TJA), Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Agirî ve Wan ilçe ile il yönetimleri, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Agirî ve Wan il ile ilçe örgütleri, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) üyeleri 31 Ağustos’ta Patnos L Tipi Kapalı kadın cezaevinde işkence gören Mizgin Atabey, Lale Kabişen ve Nazlıcan Barışer için hapishane kapısı önünde basın açıklaması düzenledi.
Basın açıklamasına Yeşil Sol Parti milletvekilleri Gülcan Sayyiğit, Sırrı Sakık, Heval Bozdağ, Gülderen Varlı, Zülküf Uçar, Mahmut Dindar ve Newroz Uysal Aslan’ın yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. “Tecrit rejimini, kadına yönelik sistematik işkenceyi lanetliyoruz” pankartının açıldığı açıklamada sık sık “Bijî berxwedana zindanan”, “Siyasi tutsaklar onurumuzdur”, “Jin jiyan berxwedan”, “Baskılar bizi yıldıramaz”, “Bijî berxwedana İmralı”, “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek”, “Jin jiyan azadî”, “Zindanlar faşizme mezar olacak” sloganları atıldı.
Patnos Kapalı L Tipi Hapishanesi önünde yapılan basın açıklamasında konuşan Yeşil Sol Parti Şirnex Milletvekili Newroz Uysal, “Bugün Kurdistan ve Türkiye’deki bütün cezaevleri büyük bir baskı ve işkence altındadır. Her gün bir cezaevinde infaz yakılma, işkence, görüş yasağı, disiplin cezası haberi geliyor. Hasta tutukluların tedavi hakkı engelleniyor, en son bildiğiniz üzere Şakir Turan hayatını kaybetti. Yüzlerce hasta tutuklu ise tedaviye ulaşamıyor. Bugün önünde bulunduğumuz cezaevinde 31 Ağustos’ta 3 kadın cezaevinde işkence gördü” diye konuştu.
‘90’LI YILLARI HATIRLATAN İŞKENCE’
Kadın tutsakların 4 saat boyunca domuz bağıyla bekletildiğini hatırlatan Uysal, “90’lı yılları hatırlatan domuz bağıyla kadınlar saatlerce bir odada bekletiliyor. Daha sonra kadınları işkenceyle hastaneye götürüyorlar. Kadınların durumu ortaya çıkınca hukuki olarak bütün girişimlerinde bulunduk. Agirî vekilleri Sırrı Sakık ve Heval Bozdağ ile birlikte cezaevine gelip tutuklularla görüştük. Burada gelişen işkenceye karşı yanlarında olmamızı ve hukuki sürecin takipçisi olmamızı istediler” ifadelerini kullandı.
‘SUÇA KARIŞAN HERKES GÖREVDEN ALINMALIDIR’
Cezaevlerinde tutuklular üzerinde bir işkence sistemi yürütüldüğünü söyleyen Uysal, “Yapılan muamelenin ne ulusal hukukta ne de uluslararası hukukta yeri yoktur. Tutukluların iradesi teslim alınmak isteniliyor. 12 Eylül uygulamaları bugün kendisini İmralı’da, Patnos’ta ve Sincan’da gösteriyor. Cezaevi yönetimi söylemlerinde samimi ise, bu suça karışan herkesi açığa almalıdır. Bu işkencede yer alan herkesin görevden uzaklaştırılması gerekiyor” şeklinde konuştu.
Cezaevlerindeki tecrit ve işkenceyi kabul etmeyeceklerini söyleyen Uysal, “Her bir cezaevinde yaşanan tecridi ve işkenceyi takip edeceğiz. Bu topraklarda tecrit, işkence devam ettikçe bu topraklara barış, özgürlük ve umut gelmeyecektir” diye belirtti.
Uysal’ın ardından işkence gören tutsaklardan Mizgin Atabey’in annesi Seyhan Atabey konuştu.
‘YETER ARTIK BU TECRİT, BU BASKI’
Kızının 6 yıldır tutuklu olduğuna değinen anne Atabey, “Yeter artık bu tecrit, yeter artık bu baskı. Biz bunu kabul etmiyoruz. Dünyaya sesleniyorum, bu suça ortak olmayın. Çocuklarımızın ölümünü istemiyoruz, çocuklarımıza her gün işkence uyguluyorlar. Bu işkenceyi kabul etmiyoruz. Yüreğimiz dayanmıyor, çocuklarımızı öldürüyorlar, taciz ediyorlar, görüşleri engelliyor. Kaç kilometrelik yoldan geliyorum ve kızımla görüşmem engelleniyor. Kızım işkenceyi anlatacakken telefon kesiliyor, bu müdürün, bu gardiyanların görevden alınmasını istiyorum” ifadelerini kullandı.
‘PATNOS CEZAEVİ ESAT OKTAY’IN MİRASINI DEVRALDI’
Daha sonra konuşan işkenceye maruz kalan Lale Kabişen’in abisi Cevdet Kabişen de, “Tutuklular üzerinden aileler cezalandırılıyor. Cezaevlerinde bir tecrit sistemi var. Bu işkenceyi kabul etmiyoruz, bu işkencenin amacı aslında tutukluların iradesini kırmaktır. Patnos cezaevi Esat Oktay’ın mirasını devralmış” diye konuştu.
Daha sonra kitle alkışlarla, “Bijî berxwedana zindana”, “Jin jiyan azadî”, “Bijî berxwedana İmraliyê” sloganlarıyla yürüyüşe geçti.