HABER MERKEZİ–
AYDIN GENÇLİK ÖNCÜ GENÇLİKTİR
Akp-Mhp faşist rejiminin Kürdistan da ki soykırım politikaları gün geçtikçe daha çok artmaktadır. Tek gayesi Kürt soykırımını kurumsallaştırarak özgür Kürt kimliğini yok etmek ve 2. Cumhuriyetin ilanını yine faşist karakter üzerine inşa etmektir.
Kürdistan’da soykırım politikaları en çok da gençlik üzerinde gerçekleşmektedir. Çünkü gençlik bir toplum içindeki devrimci enerjiyi temsil etmektedir. Bu devrimci enerjiyi yok edip etkisizleştirmek, ya da asimile edip pasifleştirmek faşizmin en yaygın politikasıdır. Çünkü faşizm korku imparatorluğudur. Kendisini büyütmek için toplumun iradesi üzerinde korkuyu inşa etmektedir. Faşizm korkaklıktır! Kendi korkaklığını gizlemek için, her dakika başkalarının üzerine saldırmaktır.
Bu saldırılar yoğun bir şekilde Üniversite gençliğinin üzerinde de varlığını göstermektedir. Faşizmin Üniversite gençliğini bu denli hedef alması sıradan bir husus değildir. Her ne kadar Üniversite gençliği kendi potansiyelinin farkında olmasa da faşizm, üniversite gençliğini iyi tanımakta ve bu nedenle saldırılarını özel de bu alanda daha yoğun arttırmaktadır.
AYDIN GENÇLİK KİMLİĞİNİ DOĞRU TANIMLAMAK
Önder Apo 1968 gençlik hareketini bir kültür hareketi olarak tanımlamaktadır. Bu kültür hareketi ortaya çıkışından itibaren tıpkı bir rüzgâr gibi esmiş ve etkisini her alanda yoğunca göstermiştir. 1968 gençlik hareketi gençliğin politik kimlik kazanmasında önemli bir yer teşkil etmiştir. Bugün dahi bu gençlikten yoğunca bahsedilmesinin nedeni bu gençlik hareketinin politik karakteri ile ilgilidir. Politikleşmek kendini toplum içinde irade ve özne haline getirmektir. Hem insan iradesini hem de toplumu nesneleştiren tüm yaklaşımların karşısın da özgür varlık halinde yürümenin ifadesidir. Politika toplumsal sorunları çözmenin sanatıdır. Politikleşmek toplumsal sorunlar karşısında ahlaki ve vicdani duygularını büyüterek sanatçılaşmayı temsil etmektedir.
1968 gençlik kuşağı hem ideolojik duruşu ile hem de ki politikleşmedeki ısrarı ile kendi dönemine damgasını vurmuştur. Kapitalist modernitenin istediği gibi üniversitelerin içerisine hapsolmamış, aksine politik bilinci toplumsallığın olduğu her alana taşırmıştır.
Türkiye’de Mahir Çayan, Deniz Gezmiş ve İbrahim Kaypakkaya önderliğinde filizlenen devrimci gençlik hareketi de ilhamını bu politik karakterden almıştır. Her üniversiteyi birer devrimci karargâha dönüştürmüş ve politik kültürü toplumun her alanına yaymaya çalışmıştır. Öylesine güçlü bir etki yaratmıştır ki bu durum hem devlet otoritesinin hem de kapitalist modernitenin gerilemesine yol açmıştır. Özellik ile geliştirilen askeri darbelerin devrimci gençlik hareketini hedef alması bununla ilgilidir.
PKK BİR AYDIN GENÇLİK HAREKETİDİR
Önder Apo; ‘’Aydın olmak, devrimci yetenek ister’’ demektedir. Çünkü aydın olmak sadece sorunları görmek ya da tahlil etmek değil, aksine sorunların karşısında eylemsel bir duruşa sahip olmaktır. Kapitalist modernite ve onun ulus-devlet sistemi gençliğin politik ve devrimci yapısını dağıtmak için türlü ideolojiler oluşturmuş, gençliğin yönünü sürekli modernite sisteminin ideolojik kıblegâhına döndürmeye çalışmıştır. Popülizm, arabesk kültür, lümpenizm tamamıyla bu doğrultuda birer çizgi olarak örgütlendirilmiş ve devrimci -politik gençliğin bilincinde hakim hale getirilmeye çalışılmıştır.
Özellikle bu kültürel yozlaştırma politikalarının yoğun olduğu bir dönemde Önderliksel çıkış, aydın gençlik açısından yeni bir örgütlenme zemini oluşturmuştur. Devrimci ve politik gençliğin arayış içerisinde olduğu bir zaman diliminde Kürdistan sömürgedir sözü yeni bir başlangıç fitilini ateşlemiştir.
PKK bir aydın gençlik hareketidir. İlk çıkışında üniversitelerde örgütlenmiş, üniversite alanında toplumsal yaşama karışmış, Kürdistan’a gidişin kararlılığını yaşamış ve gerillalaşmanın sonsuz örgütlenme iddiasını bugüne kadar getirmiştir. İlk anda var olan bilinç gittikçe büyümüş ve bir halkın şahsında özgürlük savaşına özgür yaşam arayışına dönüşmüştür.
PKK’yi PKK yapan mücadele çizgisindeki ısrarıdır. Kendini üniversitelere sıkıştırmak yerine kendini sürekli eğitmek , bireysel kariyer hesaplarının arayışına girmek yerine toplumsal yaşamın devrimci ve politik gücü olma iddiasıdır. Bu iddia bu şekilde başlamış ve 50 yıllık mücadele gerçekliğimizde büyük başarıların ve mücadele değerlerinin doğmasında en önemli rolü oynamıştır.
BAŞLANGIÇLAR DA MÜKEMMEL OLABİLİR SONUÇLAR DA
Her başlangıcı güçlü kılan husus temelindeki iddia ve kararlılığın sağlamlılığıdır. Büyük iddialar büyük çıkışlar gerektirir. Özellikle bu hususta her üniversite genci yurtseverlik çizgisinde gelişen mücadele deneyimini içselleştirip yaşamsallaştırmalı, anlamalı ve gereken düzeyde dersler çıkarmalıdır.
1.PKK gençlik konferansında açığa çıkan kararlar, sürecin karşısında nasıl bir duruş sahibi olunması gerektiğinin perspektifini vermiştir. Konferansın şiarı tüm devrimci yurtsever ve demokratik gençliğe yol haritasını sunmaktadır. ‘’Bi rihe Apoyi xwe nû bikin, cenga azadiye serbixin’’ şiarı yeni dönemin başlangıç felsefesini içermektedir. Önder Apo; ‘’Başlangıçlar da mükemmel olabilir sonuçlar da’’ demektedir. Dolayısıyla böylesi bir başlangıcı yapma iddiası Üniversite gençliğinin de temel iddiası olmalıdır.
Kendini yenileme ,Akp-Mhp faşist rejiminin zihinler üzerinde yaratmış olduğu özel savaş uygulamalarını boşa çıkarmak ile mümkündür. Özel savaş rejimi özellik ile üniversitelerde geliştirdiği uygulamalar ile gençliği pasifize etmekte devrimci aydın gençliğin oluşmaması için her dakika yoğun bir savaş sarf etmektedir. Bir yandan öğrenci gençliğinin içerisinde güvensizlikler ve çelişkiler yaratmakta, diğer yandan da sürekli göz altılarla iradeyi sindirmeye çabalamaktadır. Bunların hepsinin amacı öğrenci gençliğinin örgütlenmemesi ve faşizme karşı refleksiz kalmaları içindir. Sonuç olarak gençliği sisteme karşı zaten en büyük tehlike olarak görmektedirler. Okuyan kesim olunca bu yönelimleri daha fazla da olmaktadır.
Böylesi bir gerçeklik karşısında kendini savunmasız kılıp pasifleşmek, yenilgiyi alenen kabul etmektir. Çünkü pasifizm yenilgili kişiliklerin özelliğidir. Oysa 50 yıllık mücadele geleneğimizde böylesi bir özelliği kabul etmediğimizin en açık kanıtı Önder Apo ve şehitler gerçekliğimizdir. Önder Apo ve şehitler gerçeği bizim mücadele hakikatimizdir. Eğer aydın olmak hakikati aramanın ifadesi ise, o zaman mücadelemizin hakikati en somut kıblegahımız olmalıdır.
Hem Türkiye devrimci hareketinin hem de Kürt mücadele geleneğimizin 50 yıllık bir deneyim ve tecrübesi bulunmaktadır. Bu deneyim ve tecrübe hem Kürdistan yurtseverler gençlik birliği, hem de YCK(Yekitiya ciwanen Kurdistan) pratiğinde kendini ispatlamıştır. Bu deneyim ve tecrübeler mücadele gerçeğimiz açısından yaşayan hafıza niteliğindedir. Gençliğin gücü, taşıdığı hafızanın gücünden gelir. Haliyle üniversite gençliğinin bu hafızayı anlaması, faşizm karşısında nasıl bir duruş sergilenmesi gerektiğinin de pusulasını sunacaktır.
Kendini yenileme alışılagelen çalışma tarzlarını bırakıp, yeni çalışma tarazları geliştirmek ile mümkündür. Hem büyümeyi hem de kendini korumayı amaçlayan üniversite faaliyetleri ,üniversiteyi devrimci karargahlara dönüştürmenin en etkili yollarından biridir. Kendini Önderlik gerçekliğinde ideolojik olarak eğiterek sürekli örgütlenmeyi esas alarak toplumsal yaşam ile bütünleşen ve dönemin sorumluluklarını yerine getiren Üniversite gençliği dönemin aydın -devrimci kişiliğidir.
Önder Apo‘nun İmralı’da ki eşsiz direnişi ve özgürlük gerillasının yaşamın her anına dönüşen destansı direnişi büyük bir ilham kaynağı olmakta ve her yurtsever genç kadın ve gence ‘’nasıl yaşamlı’’ nın cevabını vermektedir. Bu kaynak her Kürdistan gençliğinin yüreğine inanç serpmekte ve gençliği mücadele değerleri ile bütünleştirmektedir. Yurtsever Kürdistan gençliği Kürt halkının öz savunma gücüdür. Akp-Mhp faşist rejimi halkımızı öz savunmasız bırakmak için gençliğe saldırmaktan geri durmamaktadır. Ancak yurtsever gençliğin öz gücü direniş mayasında gizlidir. Kendi cevherine ulaşmayı amaç edindiği andan itibaren başaramayacağı hiçbir şey yoktur. Cevherimiz Önder Apo’nun ve şehitler gerçeğimizin mücadele ve özgürlük gerçeğidir. Ve bu hakikat tüm başarıların mihenk taşıdır.
Apocu hareket çizgisi aydın hareket çizgisidir. Aydın gençliğin dönem ruhu büyük yaratmayı ve büyük başarmayı gerekli kılmaktadır. Gerillanın destansı direnişi her yeni günde ölçüyü büyütmektedir. Aydın gençliğin en önemli sorumluluğu gerillanın mücadelesini büyütmek ve her yeri bir direniş alanına çevirmektir. Yine gerillayı büyütmek , her anı ile gerilla ile bütünleşeceği yoğunlaşmalar ve eylemlere yönelmektir. Dönemin başarı ruhu budur. Fikir-zikir ve eylemi ile örgütlenen her yurtsever öğrenci gençliği, ahlaki ve politik sorumluluğunu yerine getiren devrimci aydın gençlik, zaferin ifadesi olacaktır.