HABER MERKEZİ- Rodî Baz yazdı:
Bugün, tüm bu karanlık çağı arkamızda bırakmak niyetiyle Kongremiz için yola çıkıyoruz
Bilindiği üzere 24 Aralık’ta gerçekleştireceğimiz kongremize sayılı günler kaldı. Bizler için bu kongre, direniş pratiğimiz ve adalet mücadelemiz bakımından içinde bulunduğumuz siyasi-toplumsal sürecin doruk noktası olacak. Bu tarihsel bağlamda bize düşen rolün mücadeleyi büyütme zorunluluğu olduğunun bilincinde ve sorumluluğundayız. Türkiye ve Kuzey Kürdistan’ın dört bir yanında tüm arkadaşlarımızın yoğun bir tempo içinde azimle çalışma yürüttüğünü görebiliyoruz ve her birimizin heyecanını kendi içimizde de hissediyoruz. Kürdistan topraklarında yaşam aracılığıyla güzeli, iyiyi, doğruyu ve gerçeği görmek bizim için bambaşka bir anlam taşıyor. Gökyüzüyle kucaklaştığımız dağ yamaçlarında, otların arasında oynayan çocukların sevinç çığlıklarını her an duyar gibiyiz. Böyle bir heyecan ve inançla hareket ederken, yeniden doğuşun sırrını direniş pratiğinin hakikatle kurduğu ilişkide aralıyoruz. Her gün güneşin kızıl doğduğunu biliyor, baharın daima geleceğine inanıyoruz.
“Vejînek Ciwan” (Genç Diriliş) şiarı bize ilk tohumun toprağa düşmesiyle başlayan baharı çağrıştırıyor. İlk güneşi, ağaç dallarının ilk filizlerini, zozanlarda yankılanan çocuk kahkahalarını anımsatıyor ve bu kutsal toprakların dirilişinin üzerinde bizim mücadelemizin de yeşereceğine dair olan inancımızı tazeliyor. Ve Amed’e gidiyoruz. Kadim toprakların kadim insanlarının olduğu o diyara. Surlar bizleri karşılıyor, arkadaşlarımızla beraber tepelerine tırmanıp aynı hayali kuruyoruz; ve o anın geleceğinden hiç kuşku duymuyoruz. Kuş cıvıltıları arasında Hevsel Bahçeleri’ni geçip On Gözlü Köprü’ye doğru yol alırken soruyoruz: Burada kaç kere tarih yazılmıştır? Bu topraklar kaç kere ihaneti lanetlemiş, kaç direnişi sarmalamış, kaç kere dökülen kanı yerde bırakmayacağına söz vermiştir? Kaç gerçeği tarihinin o saklı taşlarının arasında gizlemiştir? Dağkapı Meydanı’na geliyoruz. Şeyh Said’in, “Dünyadaki hayatımın sonuna geldim. Milletim için kendimi kurban ettiğimden dolayı pişmanlık duymuyorum. Yeter ki torunlarımız, düşman önünde bizi mahcup etmesinler,” sözünü anımsıyoruz.
Kürdistan’ın her karış toprağı, kucak açıp da yeşerttiği tüm tarihi bizler için mücadelemize gerekçedir. Bugün, tüm bu karanlık çağı arkamızda bırakmak niyetiyle Kongremiz için yola çıkıyoruz. Değerlerimizden, tarihimizden güç alarak öfkemizi kuşanıyor ve görkemli mücadele geleneğimizi omuzluyoruz. “Genç başladık, genç başaracağız” diyenlerin iradesinin zafer kazanacağını çok iyi biliyoruz. Bu kararlılıkla tüm genç arkadaşlarımızı ve halkımızı 24 Aralık’ta Amed’e, Geterler Düğün Salonu’nda gerçekleştireceğimiz Gençlik Kongremize bekliyoruz!