AMED – DEM Parti Gençlik Meclisi’nin kongresine mesaj gönderen Avrupa’daki gençlik örgütleri, “Enternasyonal dayanışma ve mücadele ortaklığıyla kazanabiliriz” diye kaydetti.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Gençlik Meclisi’nin 1’inci Olağan Kongresi, Amed’in Rezan (Bağlar) ilçesinde bulunan Geterler Düğün Salonu’nda sürüyor. “Vejînek Ciwan/Genç Diriliş” şiarıyla yapılan kongreye binlerce kişi katılırken, Avrupa’da bulunan birçok gençlik örgütünden kongreye videolu mesaj gönderildi.
GENÇ KIZIL YEŞİLLER: YANINIZDAYIZ
Danimarka Genç Kızıl Yeşiller üyeleri, gönderdikleri mesajda, Kürt halkını mücadelesini desteklediklerini vurguladı. Gençlerin mesajı şöyle: “Avrupa Birliği ve Batı’nın Erdoğan’la anlaşarak, onu göçmenleri sınır dışında tutmak için nasıl kullandıklarını çok iyi biliyoruz. Erdoğan’ın Kürt halkına baskı uyguladığını görüyoruz. Dünyanın dört bir yanında Filistin’de, Kürdistan’da ve Ermenistan’da özgürlüğü için savaşan halklara diktatör ve oligarkların nasıl saldırdığını görüyoruz. Özgürlüğü için savaşan tüm bu halkların yanındayız. Ayrıca güçlü ve adil bir yeşil dönüşümü destekliyoruz. Zengin ülkelerin bu dönüşümde daha fazla sorumluluk alarak, gezegene verdikleri zararı karşılamalarını savunuyoruz.”
ALMAN SOL GENÇLİK: KAZANACAĞIZ
Alman Sol Gençlik örgütü, DEM Parti’nin yeniden yapılanma sürecinin tüm dünyada etkilerinin olacağını kaydetti. Alman Sol Gençlik’in mesajı şöyle: “DEM Parti olarak Amed’te yaptığınız kongrenin önemi büyüktür. Türkiye’de zor koşullar altında yürüttüğünüz bu mücadelenin şartlarını Almanya’da sadece tahmin edebiliyoruz. Küresel düzeyde gerilimlerin yükseldiği bu küresel kapitalizm döneminde solcular, sosyalistler ve gençler olarak birlikte duruşumuzu güçlendiriyoruz. Bu bağlamda tüm devrimci ve sosyalist yapılarla bağımızı güçlendirdiğimiz gibi Kürt Özgürlük Hareketi ile de ilişkilerimizi arttırıyoruz. Özellikle Alman ve Türk elit sınıflarının derin ve karşılıklı çıkar ilişkisine dayalı işbirliğine karşı devrimci güçlerin işbirliğini önemsiyoruz. Alman ve Türk elitlerinin işbirliğini Dersim Katliamı’nda gördük. Dersim Katliamı’nda insanlar zehirli Alman gazlarıyla katledildi. Kürtleri oldukları her yerde yok etmeye yeminli Erdoğan rejiminin Alman yapımı Leopar tanklarını kullandığını biliyoruz. Bu bilinçle mücadelelerimizin birbirine bağlı olduğunu görüyoruz. Kapitalist, sömürgeci, patriyarkal ve ekolojik yıkım yaratan statükoya karşı umut yaratacak bir birliktelik vizyonu yaratmak bizim elimizde. Kazanacağımız dünyamız dışında kaybedeceğimiz bir şey yok. Kazanacağız. Kollarımızı daha da geniş uzatarak tüm açık yürekliliğimizle içinde milliyetçiliğe, kapitalizme ve patriyarkaya en ufak bir şans dahi tanımayan bir yaşam kurmak bizim elimizde.”
NORVEÇ: DAYANIŞMAYA DEVAM
Norveç Sosyalist Genç Parti şu mesajı gönderdi: “Yakın zamanda DEM Parti ile çalışmalarımıza başladık ve ilerleyen dönemlerde de sürdürmeyi hedefliyoruz. Dünya zor zamanlardan geçiyor. Erdoğan gibi liderlerin giderek daha fazla güç kazandığı, insan haklarına ve uluslararası yasalara daha az uyulduğu bir dönem yaşıyoruz. Yakın zamanda Erdoğan’ın Suriye Kurdistanı’ndaki sivil masum insanları bombaladığını, Kürtlere karşı kimyasal silah kullandığını gördük. Yine yakın zamanda Gazze’de binlerce sivilin öldürüldüğünü savaş suçlarının fütursuzca işlendiğini gördük. Ayrıca biliyoruz ki Erdoğan, partinizi (HDP) kapatmaya çalışıyor ve partinizden siyasetçileri cezaevlerinde tutuyor. Böylesi bir ortamda demokratik değerler için sizinle beraber mücadele etmekten mutluluk duyuyoruz. Geçtiğimiz haftalarda Norveç Parlamentosu’nda CPT’nin Abdullah Öcalan hakkındaki raporu hakkında soru önergesi verdik. CPT’nin Türkiye ile olan diplomatik ilişkilerin zedelenmesi korkusundan dolayı Abdullah Öcalan’a dair raporunu yayınlamayı reddetmesini problemli buluyoruz. Sizlerle beraber bu raporun yayınlamasını talep ediyoruz.
Norveç parlamentosunun Rojava Özerk Yönetimi tanıması ve hapisteki politikacıların durumuna dair de çalışmalar yürütüyoruz. Böylesi bir durumda Rojava’da neler başardığınızı görmek ilham verici. Rojava’da ve diğer ülkelerde benzeri görülmeyen bir yönetim oluşturmayı başardınız. Doğrudan demokrasiye, ekolojiye, azınlık haklarına ve kadının katılımına odaklanan bir yönetim. Kadın haklarına düşmanlık ve kadına yönelik şiddet önemli bir problemimiz özellikle İran gibi ülkelerde rejimin kendisine karşı çıkan kadınlara nasıl işkence ettiğini öldürdüğünü görüyoruz. İran’da da İran rejimine başkaldıranlar olarak Kürt kadınlarını görüyoruz. Kürt kadınları sayesinde bugün dünyanın dört bir yanında ‘jin, jiyan, azadî’ diyerek, haykırabiliyoruz. Sizler DEM Partili gençler olarak insan haklarına saygının azaldığı, otoriter liderlerin gücünü arttırdığı bu zorlu dönemlerde çok önemlisiniz. Sizinle beraber yürümek ve aynı enternasyonal dayanışmanın bir parçası olmak bizim için gurur verici. Yan yana mücadele etmeye devam edeceğiz. Enternasyonal dayanışma ve mücadele ortaklığıyla kazanabiliriz.”
‘ZAFER GELECEKTİR’
Anakbayan Avrupa ve Filipin Hareketi’nin mesajı ise şöyle: “Bu özel günde, DEM Parti ve Kürt Özgürlük Hareketi’yle dayanışmamızı ifade ediyoruz. En güçlü düşmanlarla yüzleşmek, sosyal ve çevresel felaketlerin üstesinden gelmek için halkı bir araya getirdiğiniz için sizi selamlıyoruz. Halkın demokrasisi, eşitliği, barışı ve özgürlüğü için savaşıyorsunuz. Gücünüzü inşa etmede ve halka hizmet etmede kazandığınız tüm zaferlerden dolayı sizi kutluyoruz. Bu kongrenin faşizme karşı daha güçlü bir kararlılığın ve birliğin önünü açacağı umudunu da sizlerle paylaşıyoruz.
Bugün hem Türkiye’de hem de Filipinler’de krizin ağır koşullarını yaşıyoruz. Dünya kapitalist sisteminin geniş halk kitleleri korkunç acılar yaşıyor. Ancak bu koşullar, halkı kendi demokratik hakları ve çıkarları için mücadeleye teşvik etmek, örgütlemek ve harekete geçirmek için elverişlidir. Artık dünya çapındaki devrimcilerin, halkın kurtuluşu için güçleri genişletmek ve sağlamlaştırmak için her anı değerlendirmelerinin zamanıdır. Her iki ülkede de üyelerimize ve örgütlerimize yönelik faşist saldırılarla karşı karşıyayız. Meşru davamız ve mücadele araçlarımız bizden korkanlar tarafından hedef alınmaktadır. Üyelerimiz tutuklanıyor, hapse atılıyor, sürgüne gönderiliyor, işkence görüyor, öldürülüyor ve ‘terörist’ olarak damgalanıyor.
Bu tecrübeleri birbirimizle paylaşmamız elbette tesadüf değil. Bu, Erdoğan veya Marcos Duterte rejimi gibi zalim yöneticilerin dayatmak istediği faşist diktatörlüğün bir yan ürünüdür. Onların faşizmi, burjuva demokrasisinin iddialarını, yasal inceliklerini ve prosedürlerini pencereden atan açık bir terör yönetimidir. Ortak noktamız ise direnmemiz. Biz yollarına çıkıyoruz ve insanlara daha iyi bir gelecek için umut ve perspektif veriyoruz. Bu faşistler her zaman devlet terörüne başvuracaklar. Çünkü onların en büyük korkusu her zaman kendilerine karşı ayaklanan halk olacaktır. Yoldaşlarımızı öldürüyorlar ama yine de terörist denilen biz miyiz? Onlar teröristtir. Bizi susturmayı hedefliyorlar ama biz asla susturulmayacağız. Korkmayacağız. Filipinler’den Türkiye’ye kadar mücadelemiz daha da yoğunlaşacak. Sayılarımız daha da artacak. Ve zafer gelecektir. Biz Anakbayan Avrupa olarak kongrenize başarılar dileriz. Yaşasın uluslararası dayanışma!”