HABER MERKEZİ- Medya Savunma Alanlarında süren amansız savaşın kış koşullarında böylesi bir devrimci hamle yapmak, Kürdistan özgürlük gerillasının durumu lehine çevirme ve süregiden savaşta inisiyatif üstünlüğü kurmanın yeni bir uğrağıdır. Kürdistan gerillası, Zap ve Xakurkê’deki muazzam devrimci savaş hamlesiyle, ezilenlerin savaşma azmini, gücünü, cesaretini, sınır tanımaz yaratıcı eylemini ispatladı. Faşizme karşı dövüşmeye hazır ezilenlerin umudunu büyüttü.
General Kış terimi, dünya savaş ve politika tarihine Napolyon’un Rusya’yı işgal seferi sırasında girer. 1812’de Napolyon ordusu altı yüz bin kişilik gücüyle Rusya’yı işgale girişir. Ancak Napolyon’un hesaba katmadığı bir unsur vardır: Kış mevsimi. Napolyon’un Rusya’yı işgal hevesi tarihi bir hezimetle sonuçlanır. O devasa ordusundan geriye otuz-kırk bin kişilik bir güç kalır. Rusya’nın Çarlık ordusu değil ama soğuk kış Napolyon’un ordusunu bitirmiştir. Bu savaşı emperyal bir locadan izleyen İngiliz mizahçılar durumu “General Kış, küçük sıskayı traş ediyor” biçiminde tasvir eder.
General Kış, bu tarihsel ‘an’dan itibaren askeri tarihin çok özel bir terimi haline gelir. Doğa ve savaş koşulları ilişkisinin açıklayıcı ve analitik bir terimi olarak anlam kazanır. General Kış, farklı zamanlarda ve farklı coğrafyalardaki savaşların sonucunu tayin eden bir doğal unsur ve koşul olmuştur. Tarihte kış koşullarını tanımayan askeri bakımdan kör stratejist ve çakma bir Napolyon olan ittihatçı Enver Paşa, yüz bin imparatorluk askerini Rus çarlığına karşı Kafkasya’ya doğru savaşa sürdü. Allahuekber dağlarında devasa bir ordu, General Kış tarafından biçildi. Doksan bin Osmanlı ordusu askeri, soğuktan donarak öldü. Bu büyük bir toplumsal travma olarak Türk halkının belleğine kazındı. General Kış, en büyük ve dünyaya nam salmış Nazi imparatorluk ordusunu da felç etti. İkinci Emperyalist Paylaşım Savaşı döneminde Stalingrad’da Nazi savaş makinasının durdurulması ve yenilgiye uğratılması sırasında General Kış, bir kez daha doğal ve kusursuz rolünü oynadı. Sovyet Kızılordusu ve partizanlar kış koşullarına yaslanarak Nazi ordusunu tarihi bir yenilgiye uğratmanın yolunu açtı.
Salt devletler arasında düzenli orduların birbirlerine karşı yürüttüğü simetrik savaşlarda değil, egemen ve sömürgeci işgal devletlerine karşı halk-gerilla savaşlarında da doğa koşulları savaşı etkileyen ve tayin eden unsurlardan biridir. Denebilir ki savaşlarda doğanın coğrafya ve mevsim koşullarıyla yani General Kış’la, General Bataklık’la, General Cangıl veya Çöl’le en iyi “işbirliği” yapan ordu, savaşı kazanır. Gerilla savaşları, doğanın gücünden en yüksek ve yaratıcı biçimde yararlanmanın sayısız veri ve tecrübesiyle doludur.
Güçsüzün güçlüye karşı eşitsiz savaşında, halklarımızın gerilla kuvvetleri farklı doğa koşullarından teknik ve taktik bakımdan azami ve yaratıcı biçimde yararlanmayı bilmiştir. Gerilla hareketlerinin düzenli ordu karşısında doğanın gücüne de yaslanarak, ondan yaratıcı bir şekilde yararlanıp taktik ve stratejik başarı sağladıkları gerçeği tarihin bize damıttığı temel bir derstir. 20. yüzyıl gerilla savaşlarının aynasından bakıldığında, doğa koşullarının gerilla mücadelesi bakımından belirleyici ve karakteristik olan yanları olduğu rahatlıkla görülebilir.
Vietnam bataklıklarında Vietkongların ABD ordusunu yenilgiye uğratması, doğa koşullarıyla Vietkong gerillalarının mükemmel yaratıcı uyumunu ve birbirini kuvvetlendiren yanını gösterir. Kolombiya cangıllarında savaşan FARC, MLN gerillalarının Jungle’ları bir savaş siperi ve korunak haline getirerek düzenli orduyu durdurması ve darbelemesi, kurtarılmış bölgeler yaratması başka bir örnek olarak vurgulanabilir. Filipinler Komünist Partisi önderliğindeki Yeni Halk Ordusunun Filipinler ormanlarındaki varlığı da hakeza benzer bir gerçekliği somutlar. Hasıl-ı kelam ezilenlerin ezenlere karşı gerilla savaşlarında dağlar, cangıllar, ormanlar, bataklıklar, çöller, özgür alanlar haline getirilebilir. Doğanın diğer elverişli koşulları gerilla savaşının yaratıcı marifetiyle düzenli ordular berhava edebilir ve zafer elde edilebilir. 20. yüzyıl sosyal ve ulusal kurtuluş devrimlerinin çoğunda gerilla orduları, doğa ve savaş gerçekliğinin başarılı ve zengin deneyimlerini yarattı.
Tarihsel deneyler ve güncel mücadele verileri bu hakikatin hala geçerli olduğunu yeniden ve yeniden bize göstermektedir. İşte Ortadoğu’da aktüel olan Filistin ve Kürdistan gerilla savaşları düpedüz ve yalın biçimde bu hakikati anlatıyor. İster Filistin’deki Gazze tünellerinden yansıyan kent gerilla savaşının kadrajından bakalım, isterse Kürdistan dağlarının kalbindeki şikeftlerden ve tünellerden sömürgeci orduya karşı hücuma kalkan Kürdistan özgürlük gerillalarının eyleminden kavrayalım; hakikatin mesajı aynıdır. Bu mesaj, verili savaş mekanları ve koşullarının yaratıcı devrimci teknik ve taktikle aşılabileceğini; sömürgeci devlet ordularına taktik ve stratejik yenilgiler yaşatılabileceğini söylemektedir.
İşte sömürgeci faşist Türk burjuva devleti, Başûr’daki Medya Savunma Alanlarında ağır ve stratejik değeri yüksek bir askeri darbe aldı. 22-23 Aralık’ta Zap ve Xakurkê bölgelerinde HPG ve YJA Star gerillaları, sömürgeci Türk burjuva ordusunun askeri üslerine taarruz etti. Sömürgeci faşist Türk burjuva ordusu, Zap’ta dört ayrı koldan Kürdistan özgürlük gerillalar tarafından kuşatılıp vuruldu. Xakurke de ise sekiz noktadan sömürgeci Türk burjuva ordusu ablukaya alınıp güçleri imha edildi. HPG-BİM açıklamalarına göre 52 Türk burjuva ordusu askeri öldürüldü. Bu devrimci taktik hamleler hiç kuşkusuz General Kış’ın yeterli elverişli koşulları sunması ve özgürlük gerillasının güçlü hazırlık, yaratıcı taktik ve ustaca uygulama yeteneğiyle realize olabildi.
Sömürgeci Türk burjuva ordusunun kış koşullarında SİHA, İHA, F-16 desteği alamadığı durumda gerilla karşısında üstünlüğü kaybettiği ve yenildiği somut olarak açığa çıkmıştır. Kış koşullarında kısa süreli askeri harekatlar yapmaktan farklı olarak, sömürgeci Türk burjuva ordusu Medya Savunma Alanlarında kışın işgal üslerinde kalma stratejisi ilan etti. Sömürgeci işgal üslerini tutarak kalıcılaşma ve bu yolla gerillayı hareketsiz bırakma stratejisini uygulamaya girişti. Ancak bu strateji sömürgeci orduyu kış koşullarında anlık İHA, SİHA, F-16 desteğinden yoksun, zayıf ve savunmasız bıraktı. Kürdistan özgürlük gerillasının Xakurkê ve Zap devrimci operasyonları, sömürgeci Türk burjuva ordusunun tam da bu zayıf karnına darbeyi indirdi. Dağların altından tünellerden ve şikeftlerden karargahlaşıp gelen, dağların üstünden kasırga taburları gibi faşist düşmanı ezip kahreden; dört mevsim ve tüm doğa koşullarıyla uyumlu, doğa ve coğrafyanın tüm imkan ve sınırlarının bilinciyle askeri taktiğini kuran Kürt özgürlük gerillası, stratejik niteliği olan çok önemli bir zafer kazanmıştır.
Medya Savunma Alanlarında süren amansız savaşın kış koşullarında böylesi bir devrimci hamle yapmak, Kürdistan özgürlük gerillasının durumu lehine çevirme ve süregiden savaşta inisiyatif üstünlüğü kurmanın yeni bir uğrağıdır. Kürdistan gerillası, Zap ve Xakurkê’deki muazzam devrimci savaş hamlesiyle, ezilenlerin savaşma azmini, gücünü, cesaretini, sınır tanımaz yaratıcı eylemini ispatladı. Faşizme karşı dövüşmeye hazır ezilenlerin umudunu büyüttü. İmralı mutlak tecridine karşı zindanlarda yükseltilen direnişe, gerillanın gücünü ve enerjisini kattı. Ezilenlerin politik faşist şeflik rejimine karşı biriken öfkesini biledi, kavgaya tutuşma cüretini daha da yükseltti.
Politik islamcı faşist şeflik rejimi Başûr’daki Medya Savunma Alanlarından aldığı yenilgi ve darbeyi Türk halkından gizlemek için savaş uçaklarıyla Rojava’yı bombaladı. Türk sömürgeciliği çaresizce ve savaş suçları işleyerek Rojava’daki altyapı tesislerini vurdu. Yine sivilleri katletti. Faşist şeflik rejimi, Başûr’daki yenilginin acısı ve çaresizliğiyle bilinen savaş konseptini uyguluyor. DEM Parti ve Kürt demokratik kurumlara gözaltı operasyonlarıyla saldırıyor, Türk şovenizmini körüklüyor, faşist linçler örgütlüyor. Rojava’ya sömürgeci savaş saldırılarıyla mütemadiyen alt yapıyı tahrip ediyor. İsrail’in Gazze ve tüm Filistin’e yaptığı gibi Rojava’da sosyal yaşamı çekilmez hale getirmeye ve siyasal yapıyı çözmeye, adım adım Rojava statüsünü ortadan kaldırmaya çalışıyor. Türk sömürgeciliği, kimyasal silah dahil tüm savaş kapasitesini limitlerine vardırarak kullanıyor. Buna rağmen Kürt özgürlük mücadelesini stratejik olarak yenilgiye uğratmayı başaramıyor ve ilerleyemiyor. Tam aksine Kürt özgürlük gerillası karşısında taktik yenilgiler ve ağır darbeler alıyor. İnisiyatif, güç, konum kaybederek zayıflıyor.
Gerillanın Xakurkê ve Zap hamlesi sömürgeci faşist şeflik rejiminin açmazlarını büyüttü. Faşist şefin yönetme krizinin derinleşeceğini gösterdi. CHP’nin Başûr yenilgisinden sonraki tavrı, işbirlikçi Türk egemen sınıflarının sömürgeci savaşın gidişatı konusundaki önemli bir çatlağını dışa vurdu. Emekçi sol hareketimiz verili duruma asla bigane kalmamalıdır. Politik islamcı faşist şeflik rejiminin sürdürdüğü sömürgeci savaşa karşı sesini ve eylemini yükseltmelidir. Kürdistan özgürlük gerillasının halklarımıza verdiği direniş ve mücadele mesajı doğru kavranmalıdır. Faşist şefin şovenizm kampanyalarını tersyüz edecek sorgulamalar eylemli biçimde geliştirilmeli, ezilenlerin devrimci kavgası birleşik ve fiili meşru mücadele yolundan ilerletilmelidir.
*İşçi Sınıfı ve Ezilenlerin Sesi ATILIM gazetesinin 29 Aralık tarihli 148. sayı başyazısı.