HABER MERKEZİ- Mirxan Botan’ın kaleminden:
Hizbul- Kontra Gerçekleri: İlkesiz bir parti olarak HüdaPar (Hizbullah)-2
“Hizbulkontra’nın çıkışı MTTB’dir ( Milli Türk Talebe Birliği ). Yani başlangıçta milliyetçi / muhafazakar bir oluşumdur. MTTB döneminde sayıları bir elin parmağını geçmez (70’lerin sonu 80’lerin başı ). Sonra İran İslam Devrimi ile Şia’nın ideolojik etkisinde propaganda yapıyorlardı. Ama Şia düşüncesine uzak ve Sunni bir düşünce akımı olan Mısır’daki radikal islamcı İhvan-ul Müslimin ( Müslüman Kardeşler ) düşüncelerini yayıyorlardı. Zamanla tamamen Jitem’in denetimine girince İran’dan uzaklaşmaya başladılar. Jitemci Teoman Koman ” Bunlar İran Hizbullah’I değil, PKK’ye karşı savaşan dini bütün insanlardır” diye basına demeç vermiştir.
İlk başta Vahabi düşüncelere paralel olarak cuma namazına gitmiyor ( Türkiyeyi Darul-Harp / Savaş Yurdu olarak görüyorlardı ). Darul Harb’e İslam kanunu yani şeriat gelene kadar kadar cuma namazı farz değil, anlayışı esas alınıyordu. Mevludu bidat ( sapkınlık ) olarak görüyor, mezarlarda fatiha okumuyor, Teravih namazı kılmıyor, oy kullanmayı küfür olarak görüyor, devleti tağut ( azmış) gördüklerinden parti kurmuyorlardı; Ama zamanla devletin çizgisine gelerek put olarak gördükleri her şeye, bütün kurum ve kuruluşlara tapınmaya ve o kuruluşlarda görev almaya başladılar Bunu takkiye ( kendini din adına gizleme ) adı altında yapıyorlardı.
Hizbul kontra strateji ve taktik değiştirdi, isim değiştirdi, dini ideolojisini kevgire çevirdi, bütün ilkerinden ve inançlarından vazgeçti; Ama Kürtler’e ve Kürt Özgürlük Hareketine olan düşmanlığından vazgeçmedi. Kendini devlete / Kemalizme muhalif olarak gösterdi; Ama devlete tek bir kurşun sıkmadı. Bütün mücadelesini mazlum bir halk olan Kürtler’i tasfiye etme üzerine kurdu. Sadece Özgürlük Hareketine kurşun sıkmak ile kalmadı kendisi gibi düşünen; Ama taktiksel olarak onunla hareket etmeyen İslami hareketleri kafir, münafık, baği vb kavramlarla karartarak en feci şekilde katletti. Bağnazlık, kadın düşmanlığı, feodal anlayış, cinsiyetçilik dışında topluma hiçbir şey vaat etmediği için Kürt toplumunda alıcı bulmayınca kendini açıkça Cumhur İttifakına pazarladı. Milliyetçiliği küfür olarak görüyordu; Ama şimdi milliyetçilerle beraber… Allah adı dışında yapılan yeminleri şirk ( Küfür )olarak görüyordu; Ama şimdi Kemalist ilkeler üzerine yemin edip, TBMM’de görev yapıyor ve haram olarak gördüğü maaşı hiçbir kaygı duymadan müslüman ailesinin midesine indirmektedir. Ekonomik alanda ise devlet ihaleleri ile şirketleşmiş ve faizi en büyük günah diye tabir ettikleri halde bankamatik ve krediler ile işlerini çevirmektedir.
Hizbul kontra omurgasız bir harekettir ve pragmatik olarak hareket ediyor. Kendisi ile çelişmediği hiç bir doğrusu kalmamıştır. Ahlaki ve politik olarak hiç bir ilkesi yoktur. Ahlaktan anladıkları tek şey haremlik selamlıktır ( kadın ve erkek ayrışmasıdır ). Ahlakı da kadınlara tapulamışlardır. İçerde yapılan hiç bir zulme sesleri çıkmaz; Ama mesele Filistin vb konulara gelince mücahit kesilmektedirler. Filistin davasından anladıkları tek şey ise cuma namazından sonra attıkları ‘’ Kahrolsun İsrail ! ‘’ sloganıdır . Filistin tarihinden bile habersizdirler , belki Filistin’i harita üzerinden bile gösteremezler. “Dini bütün” argümanları sadece Kürtler’e karşı kullanacak kadar ilkesizdirler.
Hizbullah’ın anlaşılması için devletin yeminli Kürt düşmanlarına bakmak yeterlidir. Jitemci Arif Doğan Hizbulkontra’yı ‘’ Ben Kürdum ‘’ deyip, General Teoman Koman ( Özel Harp Dairesi komutanlarından ) bunlar PKK’ye karşı savaşan dini bütün insanlardır diyor. Yeminli Kürt düşmanı Süleyman Soylu HüdaPar ile yapılan ittifakın önemini 10 yıl sonra göreceksiniz diyor. Peki bu kontra hareketin anlaşılması için daha kimin ne demesi gerekiyor.”
https://www.nuceciwan129.xyz/tum-haberler/hizbul-kontra-gercekligi/