HABER MERKEZİ- Sinan Jînda’nın kaleminden: Demokratik Siyaset ve Gençlik
Demokratik siyaset eleştirisi üzerinden daha doğrusu demokratik siyasete gerek olmadığına kadar eleştiriyi aşan Kürt halkı ve Kürt gençliğini siyasetin çözüm olmadığına inandırmaya çalışan bilinçli veya bilinçsiz bir politika izleniyor. Genelde Ortadoğu ve tüm dünya halkları özelde ise Kürt halkının kurtuluşunun önemli ayağını oluşturan ve ahlaki politik yapının vazgeçilmezi demokratik siyasetin bu denli tahrip edilmesinin sebebi ise özel harp elamanları ve işbirlikçi KDP dışında kalan küçük bir grup silahlı mücadele ile siyasi alanı ayrıştırıp istemsiz olarak çok uzak tutabiliyor. Özellikle X gibi platformlarda demokratik siyaset için gereksiz tanımlamalar yapılıyor. Bilinçli karalamalar tuzağına düşen bu gruplar için doğru tanımlama yapamama sorunu baş göstermektedir. Demokratik siyaset, toplumsal sorunların çözümünü yayılmaya çalışılan algı aksine devletten beklemeden, demokratik işlevselliğe uygun kurumlar aracılığıyla toplumda oluşan sorunları yine toplumsal zeka ile çözüme kavuşturma siyasetidir.
Demokratik siyaseti bilinçli olarak yıpratmaya çalışan grup son yıllarda Önder APO’nun paradigmasının her alanda halkların mutlak kurtuluş paradigması olduğunu ve bu işleyiş karşısında Kapitalist Modernite’nin Demokratik Modernite’ye uzun vadede yenilgisinin kaçınılmaz olduğunu görmüşlerdir. Kürt halkı Demokratik Siyaset ile Rojava ve Bakur başta, Diaspora da dahil olmak üzere her alanda bir siyasi düzey kazanmış, aynı zamanda halklara kazandırmıştır. Tüm bunları yakından takip ederek ve tecrübelere dayanarak yaratılmaya çalışılan negatif algı eğitim, kadınlar ve gençlerin doğrudan karar mekanizmalarında daha çok bulunarak eğitim çalışmaları yürütmeleri ile kırılabilir.
Ulus devlet ve kapitalist devlet siyaseti topluma rağmen toplumu yönetme, sadece kendini geliştirme, iktidar ve tekçi olma siyaseti ile işler. Bunun karşısında Önder APO’nun Demokratik siyaset çözümü toplumun kendisini yönetme siyasetidir. Bu minvalde esası halk olması, halkın toplantılarla karar alıcı olması ve kendi iradesini açığa çıkarması temeline dayanır. Yani demokratik siyasetin sonuç alıcılığını tartışmak doğrudan halkın kendi öz gücü ve iradesini tartışmak demektir.
Demokratik siyasetin amacı ve hakikati toplumdur. Kendini temel alan yöntemleri halktan uzaklaştırma çabası ancak eğitim ile boşa çıkartılabilir. Türkiye gibi ulus-devlet esaslarına bağlı iktidar sistemi ile yönetilen baskıcı, inkarcı ve asimilasyoncu bir yapıda olan toplum ve sorunları umurunda olmayan alanlarda demokratik siyaset yapmak zor görünse de toplumun demokrasi ihtiyacını kavraması susuz bir bedenin suyun değerini anlaması gibi tüm özel savaş ve yandaş medya kurumsallaşmalarına rağmen göründüğü kadar zor değildir. Çünkü toplum, ihtiyacı olan ahlakı daha kolay çözümleme yetisi kazanır. İktidara karşı öz savunma ihtiyacını kavrayabilir. Toplum için var olduklarını ve kendilerini bir ihtiyaç olarak tanıtan devletlerin tabi ki maskelerini düşüren devletsiz toplumun var olduğunu ama toplumsuz devletin olmadığı ve olamayacağını söyleyen topluma öz değerlerini hatırlatan Önder APO’ya ve fikirlerine korku ve tecrit ile yaklaşacak ve bunun karşısında duracaktır.
Sonuç olarak Demokratik Modernite’ye sımsıkı sarılmak sadece Kürt halkının değil onurlu bir yaşam hakkı olan tüm insanlığın Demokratik siyaseti kendisini savunması ve örgütlemesi için öncül görevidir.