BEHDÎNAN- PKK merkez komite üyesi Nedim Seven, Önder Apo’nun direnişini ve gençliğe karşı yürüttüğü özel savaş politikalarını Nuçe Ciwan ajansımıza anlattı.
PKK Merkez Komitesi üyesi Nedim Seven, Önder Apo’nun İmralı Adası’ndaki direnişini tüm hegemonik güçlere karşı olarak değerlendirdi. Ayrıca, başta aileler yoluyla gençlere yönelik özel savaş politikalarını da değerlendirerek, gençlere ve ailelere Türk devletinin faşist politikalarının oyunlarına gelmemeleri çağrısında bulundu. Yanı sıra Önder Apo’nun düşünce ve fikirlerine değinerek kendini eğitmenin önemine dikkat çekti.
PKK Merkez Komitesi üyesi Nedim Seven’in değerlendirmelerinin bir kısmı şöyle;
Öncelikle Önder Apo’nun İmralı’nın kanlı sistemine karşı direnişini tüm kalbimizle selamlıyor, sevgilerimizi sunuyoruz. Özgürlük hareketinin çalışmaları ve özellikle bugünkü davamız için, Kürdistan devriminin, demokrasi ve özgürlük devriminin ilerleyişinin vazgeçilmez bir parçası olan gençleri, demokratik bir ulusal toplum, demokratik modernite inşa etme mücadelesi verdikleri için, selamlıyoruz. Özellikle geleceğimizi belirleyen, kana susamış, faşist zalimlerin mevzilerini yerle bir eden büyük komutanlarımız Şehit Erdal ve Şehit Rojhat yoldaşların öncülüğünde, Kasım ve Aralık aylarındaki tüm devrim şehitlerini ve kahramanlarını anıyoruz. Türk devletini Zap’ta, Avaşin’de, Metina’da ve Xakurkê’de helak edien, düşmana kaçış yolu açan kahraman gerillaların ve şehitlerin tarihi direnişlerini selamlıyoruz. Devrimci, yurtsever, demokratik ve demokrat sosyalist gençliğin yolunun fedakar Kürdistan gerillası çizgisi olduğunu belirtiyoruz.
Siz de biliyorsunuz ki, Önder Apo’nun, Kürdistan devriminin şehitlerinin, Kürdistan savunucuları olan gerillaların ve Kürdistan halkının öncülüğünde elli yıldır kesintisiz bir mücadele yürütülmektedir. Kuzeye, Güneye, Doğuya, Batıya ve yurt dışına, yaşamın her alanına, tüm saldırılar kapitalist moderniteye ve onun siyasi ve ekonomik anlayışına, pozitif mantığına dayanmaktadır. Ulus devletlerin, hegemonistlerin, işgalcilerin her mevzideki saldırılarına karşı Kürdistan devriminin çalışmaları hız kesmeden devam ediyor, her geçen gün başarıya bir adım daha yaklaşıyoruz. 2024 yılı, düşmanı kalbinden vuran Şehit Erdal’ın, Şehit Rojhat’ın fedai duruşuyla geleceğimizin yolunu belirledi. Elbette bu yıl da nasıl ki yürüyüşün ilk günü Önder Apo öncülüğündeki olduğu gibi yine İmralı’daki kanlı sistem mevzilerinde Önder Apo öncülüğünde büyük direniş devam ediyor. Önder Apo’nun tecride karşı direnişi insanlığın ötesindedir. 25 yıldır, özellikle de son 34 aydır kendisi hakkında hiçbir bilgi yok, hiçbir bilgi verilmiyor. Önder Apo’nun düşüncelerinden ve fikirlerinden korkuyorlar, çünkü büyük mevziler ve saflar Önderliğin duruşu ve direnişinde kesinleşiyor. Bundan dolayı Önder Apo’nun tavrından ve direnişinden korkuyorlar. Dost, düşman ve devrimci hareketler için, Kürdistan halkının öncülük ettiği hareketler, tüm siyasi yaklaşımlar atılacak adımların tanımlayıcı kimliği, yani tanımlayıcı adresi olarak Önder Apo’yu görüyorlar. Dolayısıyla Özgürlük Hareketi yönetimimiz tüm gücü ve kuvvetiyle Önder Apo’nun fiziki özgürlüğüne yönelik planlama ve programlarında, devrim faaliyetlerinde mücadele içinde olacaktır. 10 Ekim’de 74 dost ve devrimci grubun öncülüğünde başlatılan Önder Apo’ya özgürlük Kürt Sorununa Çözüm başarı ve gurur kaynağıdır.
Fuhuş, Uyuşturucu Maddeleri Başta Kürdistan’daki Tüm Okullarda Sistematik bir Şekilde Teşvik Ediliyor ve Gençlere Dağıtılıyor!
Kürdistan gençliğinin özgür yaşamını yok etmek, hem beyinlerini yozlaştırmak, hem de gençlerin sosyalleşmesini, özgürlüğünü, insanlık duygu ve düşüncelerini kaybetmesini sağlamak için özel savaş yöntemleriyle gençleri hedef alıyor. Bunlar, onları işsiz bırakmak, amaç ve hedefsiz bırakmaktır, bunlar düşmanın politikalarıdır. Ayrıca ahlaksız yaşamı farz kılmaktadır. Bu alışkanlık gençleri bilinçsiz, akılsız ve düşüncesiz bırakıyor. Kürdistan’daki tüm özel okullarda sistematik olarak uyuşturucuyu bir program olarak gençler arasında dağıtıyor. Bizzat, Türk devletinin polisleri, çavuşları, jandarmaları, Korucuları, Bekçileri aracılığıyla kuralsız, ahlaksız bir şekilde dağıtılıyor. Yani faşist sistem, faşist korucular, ahlaksız işgalciler yoluyla, Kürdistan’ın yurtsever gençliği ve devrimcilerinin, Kürdistan halkının üzerine geliyor. Ajanlık geliştiren, aileler arasında çelişki ve çatışma yaratan, aşiretleri birbiriyle savaştıran, güven sorunu oluşturmak için her türlü yöntemi geliştiren AKP ve MHP’nin faşist yönetimi Kürdistan gençliği üzerine çok planlı yürümektedir. Ayrıca özel savaşın çok açık bir politikası da ailenin kullanılmasıdır. Kürdistan’ın aileleri, kendilerini Kürdistanlı sayanlar, kendilerini yurtsever sayanları, akılsız bırakma eğilimindeler. Açlık politikasıyla üzerine gitme, telefonla, teknolojiyle, şantajla tehdit etme, adeta ailenin içine dinamit koymak, onları bölmek, birbirine düşürmek gibi, kirli bir politika yürütüyorlar. Ayrıca aileleri ve çocukları arasında güvensizlik yaratma, negatif bir ortam oluşturma özellikle Kuzey Kürdistan’da sistematik bir şekilde yürütülüyor. Orada 8 yıldan 7 yıla kadar, okullar aracılığıyla, dini inançların okunduğu yerler aracılığıyla, Kur’an kursları aracılığıyla, cemaatler ve tarikatlar aracılığıyla herkese ulaşana kadar hiç ara vermiyorlar. Özellikle Hizbul- Kontra politikasıyla Kürdistan gençliğinin kafaları karıştırıyorlar. Devrimci ve yurtsever gençlik, Kürdistan gençliği bu politikalara karşı uyanmalı. Bunu herkes görüyor, basında da açıkça söylediler. Açıkça Türk devleti; “Fuhuş yapsınlar ama gerilla saflarına katılmasınlar” dedi. Gerilla kutsal bir mekandır. Gerillalar özgür bir yaşam, özgür bir Önderlik, özgür bir toplum için beynini, yüreğini, kanıyla bedenini, tüm ülkeyi, halkı, Kürdistan’ın değerlerini kış, yaz, ilkbahar ve sonbahar her koşulda koruyarak feda ediyor. Kürt ailelerinin, yurtsever ailelerin, Kürdistanlı ailelerin bunu düşünmesi gerekiyor. Kutsal mekan Kürdistan coğrafyası, Kürdistan toprağı, Kürdistan’ın suyu, Kürdistan’ın enerjisi ve Kürdistan’ın dağlarıdır. Yurtsever halkımızı neden Erdoğan, Hakan Fidan ve Bahçe Devleti ahlakı olmayan, Kürdistan halkı arasında casusluk ve düşmanlık yoluyla güvensizliği teşvik edenlere karşı durmuyorlar? Ajanlığın ve uyuşturucunun bu kadar rahat bir şekilde Kürdistan’da yayılmasına nasıl izin verebiliyorlar? Çocuklarını nasıl eğitimsiz bırakabiliyorlar. Bir düşman, bir polis, bir jandarma, bir dedektif ve bir casus nasıl olur da yurtseverlerin mahallesinde yaşayabilir? Kürdistan halkının içinde ajanlar, casuslar nasıl rahat gezebilir? Yurtseverlere ve devrime değer veren Kürt gençleri özellikle devrim değerlerinde ajanlara ajanların nasıl yaşamasına izin verir?
Bu nasıl gençlerdir? Akşama kadar teknikle vakit geçiriyorlar. Teknolojinin kullanılmaması gerektiğini söylemiyoruz. Bilim, teknoloji, insanın ilerlemesi, hepsi insani değerlerin öğrenilmesine hizmet ediyor. Ama yaşamda kurallar, ölçüler ve ahlak gereklidir. Ahlakın, ölçülerin, kuralların ve disiplinin yeri yoksa yaşam da olmaz. Akşama kadar vaktini teknolojiyle, akıllı telefonlarla geçiren bir genç parçalanmış, günübirlik, felsefesiz, siyasetsiz, sosyal bilimleri olmayan bir yaşama teslim oluyor.
Yurtsever, sorumluluk sahibi, inancına bağlı, ahlakına bağlı olduğunu söyleyen ailelerimiz, kızlarını, oğullarını nasıl işgalci düşmana bırakabilirler?
Biliyorsunuz faşist işgalci Türk devleti, devletin polis sistemi olarak üniversiteleri, liseleri, hazırlık okullarını, ilkokulları ele geçirdi. Biz yurtseveriz, sorumluluk sahibiyiz diyen, inancına bağlı, ahlakına güvenen ailelerimiz nasıl olur da oğullarını, kızlarını işgalci düşmana bırakabilirler? Gençlerin yolunu açın, önlerini kapatmayın, ajanlık yapmalarına izin vermeyin. Korkmayın! Onların adımlarından korkmayın, onlar doğru yolu biliyorlar, özgürlüğe nasıl gidileceğini biliyorlar. Her yönden özgürlüğe giden yolu bulabilirler. Onlara güvenin. O zaman ailelere oyun oynayan bu düşmanın aile politikası, toplumun ahlakını bozan özel savaş politikası da sona erecektir. Türk devletinin siyaseti çok kirli. Savaş ve katliam politikaları Önderliğimize, gerillalarımıza karşı siyasi ve demokratik alanda sonuç getiremedi ve şimdi de Önder Apo’nun da dediği gibi bunu Kürt Hamasları üzerinden yapmak istiyorlar. Hamas Kürtleri kimdir? Hizbul- Kontradır. 1990’lı yıllarda Türk devletinin hukuki belgeleriyle oluşturulmuş olandır. Bu unutulur mu, toplumun hafızası yok mu? Sahte Kürt ve Kürdistan adına gelip Kürdistan toplumuna nasıl girebilirler, biz bunlara nasıl izin veririz? Bunlar düşman yöntemleridir. Böylece Kürt Hamas’ı oluştu. Batman’dan, Diyarbakır’dan başlayarak şimdi de Kürdistan coğrafyasını adım adım ilerlemeye çalışıyor. Kürdistan adına virüs gibi yayılıyorlar.
Geleceğimizin değerlerine duyarlı, yurtsever, demokrat, devrimci, özgürlükçü tüm öncü gençlere, selam ve saygılarımızı iletiyoruz!
Eğer gençliğin öncülüğüyle özgürlük gelecekse o zaman genç başladık ve mücadeleyi gençlikle sürdüreceğiz. O halde gençler evlerinde, okullarında, üniversitelerinde kendilerini rahat hissetmemelidirler. Kendinizi örgütleyin, en radikal mücadelenin olduğu yere ulaşın. Her mevzide düşmana karşı canlı kalkan olarak durmak gerekir. Asli görevlerimiz olarak öncelikle Önder Apo’ya sahip çıktığımızı söyleyelim. Önder Apo’nun düşüncelerini okuyun, binlerce, on binlerce, yüzbinlerce, milyonlarca insana ulaştırın. İkincisi, yaşamlarınızı inşa edin. Bu zihniyet, bu anlayış yaratılırsa, jandarma, polis, uzman çavuş, kirli yüzü ve rengiyle Hizbullahlar Kürdistan’da yaşayamaz. En önemli görev, Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü istiyorsak Kürdistan gerillalarının saflarına katılacağız.
Herkes için yer var. Kürdistan’ın ovaları, dağları, şehirleri Apocu kültürüyle gönül kurmuş olanlara açıktır. Önder Apo’nun düşünce ve fikirlerini hiçbir sistem durduramaz. Bu kanıttır. Sadece söylemle değil, görülerek de kanıtlanıyor. Medyayı ve kamuoyunu her gün takip ediyorsunuz. Özgür bir yaşamla, özgür bir gelecekle kendinizi yaratın. 2024, Apocu gençliğinin öncülüğünde yüzde yüz zafer çizgisinde olacak. Hepinize selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Ailelerin kendilerine çeki düzen vermelerini, çevrelerinin farkında olmalarını, evlerine, ailelerine ve çocuklarına demokrasi kültürünü, eşitlik kültürünü, özgürlük kültürünü yerleştirmelerini, birbirlerinden haberdar olmalarını istiyoruz. Kürdistan gençliği de kendisi ve ailesiyle arasındaki ilişkiyi gözden geçirerek doğru yol için çabalamalıdır. O yol da açıktır. Bu ilkelerden yola çıkarak geleceğimizin değerlerine sahip çıkan, öncülük yapan yurtsever, demokratik, devrimci, özgürlükçü tüm gençlerimize başarılar diliyoruz.