TORİNO – JXK (Kurdistan Kadın Öğrenciler) Jineoliji meclisi, Torino üniversitesinde 2 ile 3 Şubat, saat 14.00 – 18.00 tarihleri arasında Jineoliji eğitimi verecek.
Eğitimlerinin içeriğini yazılı açıklama ile veren genç kadınlar, Katılımı daha güçlü sağlayabilmeleri ve programın hazırlıkları için, 1 Şubat’ta toplantı düzenleyecekler.
Açıklama şu şekildedir;
Jineoliji kendini yeniden keşfetmektir
Kadın bilimi Jineoloji’ye adanmış bu seminerde Kürdistan Kadın Kurtuluş Hareketi ile bunu tartışacağız. Jineoloji, ortak ve kolektif kurtuluş perspektiflerini yeniden keşfetmek, yaratmak ve harekete geçirmek için tarihi, yaşamın ve toplumların tüm yönlerini kadınların perspektifinden aydınlatmak ve öğrenmekle ilgilenen Kürdistan Kadın Kurtuluş Hareketi içinde geliştirilen bir yöntem, bir bilimdir.
Gençlik, hayatın bahara en çok benzeyen dönemidir: coşku, dinamizm, keşif arzusu, merak ve değişim bu dönemi karakterize eden unsurlardır. Genç kadınlar olarak bu baharı büyük bir yoğunlukla yaşar, çoğu zaman ömür boyu sürecek arkadaşlıklar kurar, çevremizde güzellikler yaratır, güçlü dayanışma duyguları ve macera arzusuyla hareket ederiz.
Bir başkasının etkisi altında yaşıyoruz
Yine de çocukluktan itibaren sert uyarılar duyar ve görünmez kafesler gibi yolumuzu ve yapabileceğimiz seçimleri belirleyen sınırlar ve kısıtlamalar algılarız.
Kiminle çıkılacağı, nasıl giyinileceği, ne okunacağı, hangi sporun yapılacağı, nasıl davranılacağı sadece birkaç örnektir. Bir başkasının etkisi ve dolaylı seçimleri altında yaşıyoruz, bu dayatmalar bize sevgi, ilgi ve alaka adına sunuluyor. Bu dayatmalar o kadar inceliklidir ki bunları fark edemeyiz ve kendimizi bunların bizim özgür seçimlerimiz olduğuna ikna ederiz.
Özgürleşme için hangi perspektifleri yaratabiliriz
Ailede rolleri yerine getirmemiz ve ebeveynlerimizin beklentilerini karşılamamız istenir, aşk ilişkilerinde partnerimizin taleplerini yerine getirmemiz ve aynı zamanda anne, sevgili ve arkadaş olmamız gerekir. Sevginin ince şantajı içinde yaşıyoruz, ancak bu hiç de sevgi değil. Sanki fethedilmesi gereken ve uğruna kendimizi feda ettiğimiz bir ödülmüş gibi bu sevgiyi hak etmek için çabalarız ve bunu yaparken kendimizden, en derin arzularımızdan ve irademizden giderek daha fazla uzaklaşırız.
Tüm bunlar hangi ortak paydadan kaynaklanıyor? Ataerkillikten bahsettiğimizde neye atıfta bulunuyoruz? Hayatımızın hangi alanlarında en derin şekilde kök salmıştır?
Genç kadınlar ve genel olarak kadınlar neden bunu deneyimliyor? Özgürleşme için hangi perspektifleri yaratabiliriz? Toplumda ve hayatlarımızda nasıl bir rol oynayabiliriz?