HABER MERKEZİ- ÖNDER APO’ NUN GENÇLİĞE İLİŞKİN DEĞERLENDİRMELERİ – II
“Demokrasinin zaferini gençliğin mücadelesi belirler. Demokrasinin zaferini partilerden çok kendilerinin işi olarak görsünler. Biz ADYÖD ile başladık, bayrağımızı onlara devrediyoruz ediyoruz. 1970’li yıllarda da gençliğin bağımsız Türkiye ideali vardı. Şimdi demokratik Türkiye şiarı altında çalışmalılar. Esasında Demokratik Yüksek Öğrenim Derneği idi. Bazıları çomak soktular. Tam bir demokrasi uygulanırsa işsiz ve üniversite gençliğinin kurtuluşu haline gelirler. Halkın içine girmeliler. Liselilere ve işsizlere kadar örgütlenmeliler. Başka türlü kurtulamazlar. Gençlik Türkiye’nin demokratikleşmesinin garantisidir. Demokratikleşmeyen Türkiye’de gençliğin yeri yoktur. Kendilerine selamlarımı iletin.
Gençliğe ilişkin birkaç şey söylemek istiyorum. Demokratik Gençlik olarak çalışırlar, değil mi? Eskiden Yurtsever Gençlikti. Tamamen demokratik örgütlülüklerini Türkiye’nin her tarafına, Türkiye’den ayrı olmayacak şekilde yapmalılar. Büyük şansları var. Çok örnek bir demokratik çalışma onlar için önemli. Üniversiteler de açıldı. Demokratik gençlik hareketi birliği yaratılmalı.
Gençlik biraz uyuşuk, ne yaptığını bilmiyor. Çok özeleştirel yaklaşımla bunu üzerlerinden atabilirler. Demokratik eğitimi, demokratik örgütlenmeyi topluma yayma görevleri var. Bu konuda onlara çağrım var. Örnek bir demokratik çalışma önemlidir. Yeni bir kongreyle bu çerçeveyi oturtmalılar.
Gençlik kafasını açmalı, gençliğin uyanmasını istiyoruz. Gençlik beynini bilime açmalı. Savunmam epey bir çerçeve ve yöntem veriyor. Savunmalarım salt yayın organlarında yayınlanıyor. Sadece gazetede yayınlanması yeterli değil, tartışılması gerekiyor. Bilim çevrelerinden, gazetecilerden, cezaevinden çıkanlardan ve sizlerden biri savunmamı bölüm bölüm tartışmaya açabilir. Öcalan’ın savunmasının bu bölümünü tartışmaya açıyoruz denir. Her gün fazla olabilir; ama her hafta bir bölüm üzerinde tartışılabilir. Bu olmazsa savunmalar rolünü oynamamış olur.
Demokratik Gençlik sonuna kadar cesur, sorumluluğunun bilincinde, demokratik hukuk devletinin ne olduğunu bilen, bunun zaferi için her şeyi ortaya koyan gençliktir. Legal, hukuk şeylerine dikkat etmelerini söylüyorum.
Gençler kendi kültürlerini, dilini, tarihini öğrensinler. Bu resmen olabilir ya da olmayabilir. Ne devlete isyan ne de yalvarma şeklinde olmalı. Mutlaka demokratikleşmeye hizmet etmeli. Devletle çatışma temeline dönüştürmeden üçüncü yol, sivil toplum geliştirilebilir. Sivil ekonomi, sivil siyaset, sivil kültürel oluşumları yaratarak çözüme gitmeliyiz. Bu yaygın dilekçe kampanyasını biraz geri çekebilirler; yaygın dilekçeler yerine kültür evleri organizasyonları olabilir. Türkiye’ye bir bütün olarak demokrasinin gelmesi için çalışılmalı.
Daha önceki mesajlarımdan da alırsınız, düzenleyin, yürüyüşlerini selamlıyorum. En onurlu demokratikleşme ve insan hakları doğrultusunda yürüttüğünüz demokrasi mücadelesini özlemle selamlıyorum.
Selamlarımı söyleyin. Gençlik, kadın yapısı ile beraber mücadelenin dinamik gücüdür. Aslında yalnız Kürt gençlerine değil, Türkiye’nin tüm gençlerine, hatta Ortadoğu ve tüm dünya gençliğine savunmamın son paragrafını düzenleyip verebilirsiniz.
Onlara Yunanistan savunmamın son paragrafını ithaf ediyorum. Demokratik barış çalışmalarında başarılar diliyorum.”