Haber Merkezi- PAJK Koordinasyonu yaptığı açıklamada, özellikle işgal saldırılarına dikkat çekerek komplonun yeni planlarla yürütüldüğünü belirtti. PAJK, faşizmin bentlerini tek tek yıkmak için örgütlenmeye çağırırken, “Bunun yolu, soykırım planına karşı direnişi her alanda örgütleyerek Rêber APO’nun fiziki özgürlüğünü sağlamaktan geçer” dedi.
PAJK’ın açıklaması şöyle:
“Komploya karşı bedenlerini eylem yaparak mücadele yolunu aydınlatan ‘Güneşimizi Karartamazsınız’ şehitleri ile komploya karşı fedai çizgisini yükselten Axin Muş, Leyla Sorxwin, Ruken, Sara, Erdal, Rojhat yoldaşlar şahsında tüm devrim şehitlerini saygıyla, minnetle anıyor, komplocu güçleri bir kez daha mahkum ediyoruz. Kurdistan, Ortadoğu, Avrupa ve dünyanın farklı bölgelerinde komploya karşı direnen tüm demokratik güçleri daha özelde ‘Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm’ hamlesini yürüten kadınları, halkımızı, dünya insanlığını, adaletin arayışçısı yüce kadınları, anaları yine zindanlarda direniş bayrağını yükselten PAJK-PKK’li yoldaşları selamlıyoruz. Komploya karşı Kurdistan dağlarında amansız savaşarak işgalci-faşist Türk ordusunu bozguna uğratarak APO’cu iradenin zaferini bir kez daha kanıtlayan YJA Star-HPG özgürlük gerillalarını kutluyoruz.
KOMPLO YENİ PLANLARLA YÜRÜTÜLÜYOR
Kadınlar, halklar 15 Şubat komplosuna karşı her daim mücadele halinde olup Rêber APO’nun özgürlüğünü yaşam gerekçesi ve iradesi olarak savunmakta. Rêber APO’nun tarihsel özgürlük çıkışına zihniyet dönüşümü ve devrimci eylem pratiğiyle katılmakta. Rêber APO’nun paradigması ve dayandığı JIN JIYAN AZADÎ felsefesi yayılmakta. Kürt halkının özgürlüğü Ortadoğu halklarının kaderiyle giderek bütünleşmekte. Ortadoğu halklarının demokratik geleceği de demokratik-özerk Kürdistan çözümüyle mümkün hale gelmekte. Kadın özgürlük mücadelesi, yeni bir dünya sistemi olarak demokratik ekolojik kadın özgürlükçü paradigma temelinde demokratik konfederal çözümün imkanlarını yaratmaktadır. Kadınların ve halkların yeni bir toplumsal sistem arzusu toplumsal mücadeleleri açığa çıkarmakta. Bu gelişmeleri gören uluslararası hegemonik güçler ve statükocu sömürgeci bölge ulus-devletleri komplocu stratejide ısrar etmekteler. 9 Ekim 1998’de başlayan ve 15 Şubat 1999’da İmralı esaretiyle sistemleşen uluslararası komplo yeni planlarla yürütülmektedir.
EN TEHLİKELİ PLAN RÊBER APO ÜZERİNDE
İmralı tecrit sistemi, hukuk dışı olup özel statülü eşi benzeri olmayan esaret sistemidir. En tehlikeli plan Rêber APO üzerinedir. Son 35 aydır Rêber APO’dan tek bir bilgi alamamak, mutlak iletişimsizlik hali sağlık ve güvenliğinin tehlikede olduğunu açıklar. Mutlak tecrit sisteminin AKP faşist rejimi ve muhatap uluslararası yetkili kurumlar tarafından meşrulaştırılmaya, normalleştirilmeye çalışılması komplonun kritik bir aşamaya vardığını gösterir.
YENİ İŞGAL HAREKATLARI
Komplocu siyaset ve tecritte ısrar, Kurdistan’da soykırımı tamamlama, Ortadoğu’ya egemen olma, dünyada ise halkları alternatifsiz bırakarak kapitalist sistemi ayakta tutma ve yeniden hegemonik paylaşım savaşıyla dizayn etme kararıdır. AKP faşist rejimi, Kürt halkına imha ve teslimiyeti dayatmakta. Ortadoğu ve bir bütün dış politikasını, askeri stratejisine yatıran faşist Erdoğan iktidarı, başta Irak, İran olmak üzere bölge devletlerini kanlı planına aktif katma komplosu içinde olup savaşı bölgeselleştirme ve yayma peşindedir. Uluslararası komplocu güçlerin bölgede temsilini ve jandarmalığını yapan faşist Erdoğan iktidarı ve ortağı KDP, komplonun 25. Yılında yeni imha planlarını uygulama peşindedir. PKK Hareketini askeri tasfiye ve özgür Kürdü ezme hedefini imha stratejisi temelinde yürütüp Kürtlerin varlığını siyasi-askeri soykırımdan geçirerek engelsiz Ortadoğu’ya hakim olma arzusundadır. Suriye, Irak-Güney Kurdistan’da üs alanlarını artırarak Kerkük-Musul hedefini yeni işgal harekâtlarıyla Osmanlı hülyasını gerçekleştirme peşindedir. 3. Dünya savaş gerçeğinin ortaya çıkardığı kaos ve krizden yararlanarak komplocu, soykırımcı planlarını uygulama gayretindedir. Faşist Erdoğan iktidarının, son günlerde başta Irak olmak üzere Ortadoğu nezdinde artırdığı askeri görüşmeler durumun ciddiyetini ortaya koymaktadır.
Faşist Türk rejimi, NATO ve Avrupalı güçlere dayanarak tecrit ve savaş politikasında ısrar etmektedir. Bu zihniyet, Türkiye rejimini faşizme sürüklemiş ve Erdoğan diktatörlüğünü yaratmıştır. Tekçi-faşist rejim, güvenlik bahanesiyle askeri zor, şiddet ve baskıyı üst düzeyde devrede tutarak demokrasi güçlerini, mücadele eden herkesi ‘terörle’ suçlayıp teslim almaya, iradesizleştirmeye çalışmaktadır.
TECRİT KALKMADAN TÜRKİYE BİR ARPA BOYU YOL ALAMAZ
Rêber APO’nun fiziki özgürlüğüne kavuşmasıyla tüm bu kirli plan ve stratejiler devre dışı kalacaktır. Bu anlamda komplonun tamamen başarısız kılınması Kürt ve Ortadoğu halklarının barış, istikrar ve güvenliği, demokratik geleceği açısından hayatidir. İmralı sistemi ortadan kaldırılmadığı müddetçe Türkiye bir arpa boyu yol alamaz. Hâlihazırda İmralı tecrit sisteminin sürdüğü 25 yıllık Türkiye gerçeğinin geldiği nokta siyasi bitiş, toplumsal bunalım, ekonomik çöküştür. Toplumun temel sorunlarını çözme işlevine sahip politika, hakikat çarpıtması yaptıkça toplumu kangrenleştirmeden, durumu daha da ağırlaştırmadan öteye bir sonuç üretemez, geriye çark eder. Bu anlamda politikanın gerçek sahibi olan kadınlar, gençler, toplumun tamamı faşizmin bentlerini tek tek yıkarak mücadeleyi büyütmekten sorumludur. Bunun yolu, soykırım planına karşı direnişi her alanda örgütleyerek Rêber APO’nun fiziki özgürlüğünü sağlamaktan geçer.
17 ŞUBAT KÖLN YÜRÜYÜŞÜNE GÜÇLÜ KATILIM ÇAĞRISI
Kadınlar, ‘Bi Jin Jiyan Azadî Ber bi Şoreşa Jinê ve’ şiarıyla hamleye katılmakta. Hamlenin JIN JIYAN AZADÎ çizgisinde kadınların öncülüğünde toplumsal serhildanlara dönüşmesi her türlü komplocu planı geçersiz kılacaktır. Bu gerçeği gören herkes Rêber APO’ya özgürlük hamlesine yüksek bir katılım göstererek mücadeleyi büyütmekte. Askeri, siyasi, diplomatik, hukuki tüm boyutlarda mücadeleyi kesintisiz yürütmek elzemdir. Hamle çerçevesinde yürütülen etkinlik ve eylemlerin yeni bir aşamaya vardırılması kaçınılmazdır. Kurdistan alanlarında öz savunma direnişini devrimci halk savaşı stratejisi temelinde sürdürmeyi gerektirir. Avrupa ve dünyanın diğer bölgelerinde de mücadeleyi çok yönlü yürütmek esastır. Komplocu soykırım planını yenilgiye uğratacak olan tarihi halk direnişleri ve başkaldırılarıdır. Başta kadınlar olmak üzere Kurdistan gençliğini ve herkesi devrim görevlerini etkili yürütmeye ve 17 Şubat’ta Köln’de yapılacak olan büyük yürüyüşe güçlü katılmaya çağırıyoruz.
Rêber APO’nun fikirlerini her insana ulaştırma, ulaşılan her yerde özgürlük çiçeklenmesi yaratma, fikirler etrafında örgütlenme ve eyleme geçerek yerel-bölgesel-küresel çapta sistem karşıtı mücadeleyi büyütme ve kadınların, halkların en doğal sistemi olan demokratik konfederasyonu kurma ve savunma dönemin temel tutumu ve pratiğidir. Komplocu güçler kaybedecek, Kazanan kadınlar ve halklar olacaktır.”