BEHDÎNAN- PAJK Koordinasyonu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne ilişkin resmi internet sitesinden bir açıklama yayımladı.
PAJK, “8 Martları yaratan Clara Zetkin, Rosa Luxemburg, Alexandra Kollantai, Leyla Qasım, Sakine Cansız, Zeynep Kınacı, Sema Yücelerin ve ardılı olan Delal Amed, Berivan Zilan, Delal Pazarcık, Leyla Sorxwin, Gülçiya Gabar, Şirin Elemholi, Şilan Kobani, Zilan Konya, Leyla Van, Rehan Amude, Bîşeng Brusk-Sara Hogır ile en son 18 Ocak tarihinde Kerkük’te alçakça saldırı sonucu şehit düşen Zelal Hesekê yoldaşların şahsında devrim şehitlerimizi saygıyla anıyoruz. Kadın özgürlük mücadelesine Kfrdistan dağlarında fedailik çizgisinde öncülük yaparak özgürlük anıtı olan Sara Tolhildan ve Rûken Zelal yoldaşlar şahsında şehit gerilla yoldaşlarımızın anısı önünde saygıyla eğiliyoruz” dedi.
PAJK açıklamasında, “Kadın devrimiyle kapitalist dünya sistemini sarsarak tarihsel öncülük yapan silah arkadaşlarımızın taşıdığı inanç, cesaret ve azim her daim 8 Mart bilincimiz olacak. Nefesin olduğu her yerde mücadele iradesi, ruhu olarak yaşayacaklar. Direniş ve öz savunma mevzisi olarak büyüyecekler. Mirasları, yolumuzu aydınlatan kılavuzumuz olacak” denildi.
PAJK Koondinasyonu şu hususları da belirtti:
“Kadın özgürlük devriminin meşalesi olan YJA-Starlı yoldaşlarımızı, kadın öz savunma birlikleri olarak özgürlük savaşı veren YPJ, HPJ, YJŞ güçlerinin değerli komuta ve savaşçılarını, iradenin zaferiyle esareti yıkan zindan direnişçilerini, yüreğini ‘Adalet Nöbetleri’yle eyleme dönüştüren, kutsalın izini süren soylu analarımızı, Kurdistan, Ortadoğu ve dünyanın diğer yerlerinde 8 Mart iradesiyle ayağa kalkan, mücadeleyi tutkuyla yürütüp örgütlenen tüm kadınları selamlıyor, 8 Martlarını devrimci coşkumuzla kutluyoruz.
Erkek egemen sistem, derinleşmiş cinsiyetçi zihniyet ve tehlike saçan iktidarlarla kadına, topluma karşı savaşların en büyüğünü vermektedir. Başını ABD, İngiltere ve Rusya’nın çektiği ve bölgesel statükocu ulus-devletlerin katıldığı yerel-bölgesel-küresel çapta yürüyen 3. Dünya Savaşı tüm hızıyla yayılıyor. Kurdistan, Filistin, Afganistan, İran, Türkiye, Irak, Suriye, Ukrayna, Ermenistan olmak üzere coğrafyamızda ve dünyada yaşananlar korkunç düzeydedir. Kapital çıkar, hegemon güç ve iktidarı dışında hiçbir şeyi umursamayan erkek egemen akıl dünyayı yok etmeden etkili müdahale gereklidir. Kapitalist dünya sisteminin alt-oluş sürecinin savaş, soykırım, ekolojik yıkım, yoksulluk, göç, sistematik tecavüz ve rutinleşmiş kadın katliamlarıyla yayıldığı dehşet tabloda kadın mücadelemiz tarihsel bir role sahiptir.
Biz kadınlar ataerkil sistemin kadınlara, ezilen halklara biçtiği yazgıyı bozabilir, kader tayin edici olabiliriz. Bu bağlamda 2024 yılı 8 Mart perspektifi 3. Dünya Savaş gerçeğinde yeni görev ve anlamlarla yüklüdür. Kadın hareketlerinin, yol açtığı toplumsal mücadelenin stratejisi ve taktiği hayati önemdedir. 3. emperyalist paylaşım ve kapitalist sistemi yeniden dizayn etme savaşına karşı kendi çözüm paradigmamızı uygulama stratejik duruş ve mücadele programımızdır.
DÜNYA SİSTEMİNİ DEĞİŞTİRECEK YEGANE GÜÇ KADINLARDIR
Kadın cinsinin kurtuluşu için yeni bir dünya sistemi gereklidir. Cinsiyetçilik, dincilik, milliyetçiliğin kol kola yürüdüğü faşizmin ayak seslerinin savaş, soykırım olarak daha gür çıktığı bu dönemde kadınların ortak strateji etrafında birleşerek, emperyalist küresel savaşa karşı küresel özgürlük mücadelesini vermesi elzemdir. Dünya sistemini değiştirecek yegane güç kadınlardır. Kadınların öncülüğünde gelişmekte olan toplumsal hareketlerin ve sistem karşıtı tüm güçlerin eylemleri ortak bir nehre akmaktadır. Bu nehrin çağlayan olup değiştirme kuvveti olarak harekete geçmesi için zaman uygundur. İçinde olduğumuz zaman aralığı kadın devrimler çağıdır. Kadın özgürlük çağının doğuşuna işaret etmektedir. Koşullar kadın devriminin mümkün olduğunu göstermektedir. Konfederal sistemi inşa ederek, kadın öz savunma direniş birliklerini büyütüp yayarak, ‘birlikte güçlüyüz’ anlayışıyla yerel-bölgesel-küresel çapta mücadele hattını oluşturarak, eylemlerle erkek egemen yapıyı söküp özgürlük alanlarını çoğaltarak sağlayabiliriz.
RÊBER APO’YA ÖZGÜRLÜK HAMLESİNİ BAŞARMAK 8 MART ÇAĞRIMIZDIR
Rêber APO paradigmasının yayıldığı kadar evrensel yeni bir felsefi-tarihi-sosyolojik bir çıkış olarak heyecanla sahiplendiği görülmektedir ve bu düzey ilham vericidir. Rêber APO kadınların ataerkil sistemden, insanlığın kapitalist sistemden kurtuluşu ve özgürlük değerleriyle yüklü, demokratik prensiplerle hayat bulan yeni bir toplumsal sistem için ilham kaynağıdır. Uluslararası komployla İmralı’nın mimarı olanlara karşı tüm kadınların ‘Rêber APO’ya Özgürlük Hamlesi’ne katılması, şimdiye kadar katılan tüm kesimlerin de hamleyi radikal yükseltmesi 8 Mart çağrımızdır. Filistin gibi soykırım tehdidi ve tehlikesi altında olan tüm Kurdistanlılar, ‘Rêber APO’ya Özgürlük Kürt Sorununa Çözüm Hamlesi’nin başarısından sorumludur. Hamlenin başarısı yaşamın özgürleşmesi, savaşın yerini barışa, demokratik çözüme bırakmasını sağlayacaktır. Dolayısıyla hamle, Rêber APO şahsında kadınların, halkların kendi öz yaşamı ve geleceği içindir. Hamlenin başarısı zalimlere karşı zaruridir. 8 Mart vesilesiyle bir kez daha Rêber APO’yu sevgiyle, saygıyla selamlıyor; günümüzün Nemrutları, Firavunları, Dehaqları yenilinceye kadar PAJK olarak tarihsel savaşımızı fedai çizgide yürütme kararında olduğumuzu bildiriyoruz. Rêber APO’nun demokratik ekolojik kadın özgürlükçü paradigmasını temsil etme ve uygulama gücü olarak bedeli ne olursa olsun mutlaka başaracağız.
HER GÜNÜ 8 MART İSYANI İLE KARŞILAYALIM
Filistin’de başta çocuk, kadın olmak üzere on bini aşkın kişinin ölümüne yol açan Netanyahu ve Kürde katliamcı, Filistin’e kurtarıcı kesilen faşist Erdoğan iktidarının ve işbirlikçisi kontra partiler KDP-HÜDAPAR’ın sonuna gelinmiştir. Kadınları, halkları ulus-devletlere bölen, erkek-devlet şiddetini azami uygulayan, cinsiyetçiliği rejim haline getiren ataerkil sistem güçlerine karşı her düzeyde mücadele vermek var olma duruşumuzdur. Bunun için demokratik ulusun inşacıları olarak dünyamızı demokratik konfederalizmle öreceğiz, jineoloji bilinciyle aydınlanıp özgür eş yaşamları geliştireceğiz, seçimler dahil her yol ve yöntemle mücadeleyi zengin kılarak ataerkil iktidarları yıkıp öz yönetimlerimizi tesis edeceğiz.
Filistinli kadınların, Afganistan’da Taliban, İran’da şeriat rejimine, Türkiye’de katil Erdoğan faşist rejimine karşı direnen, anti-demokratik, baskıcı Arap iktidarlara karşı demokrasi mücadelesi veren tüm kadınların yanında olduğumuzu bildiriyor, yan yana, omuz omuza Ortadoğu’da özgürlük ve demokrasinin çiçeklenmesi için daha güçlü birliktelikleri kurarak umudumuzu ortak yeşerteceğimize, coğrafyamızı kadın aklıyla, eliyle cennete çevireceğimize inanıyor, dünyanın her yerinde yaratan, üreten, emekçi tüm kadınları bir kez daha selamlıyoruz. Dağları, sokakları, fabrikaları her mekânı, her alanı, her yeri özgürlüğün rengine boyayan tüm kadınlarla yaşamı yeniden şekillendireceğiz. Bir kez daha tüm kadınları her günü 8 Mart isyanıyla karşılamaya, 8 Mart alanlarına akın etmeye çağırıyoruz.”