HABER MERKEZİ- Kemal Söbe’nin kaleminden
“Toplumların tarihi aslında barışa ve kardeşliğe dayalıdır. toplumlar gönüllü, beraber yaşarlar ve kültürel alışverişte, kaynaşmada bulunurlar. Toplumların doğal kültürel kaynaşmaları, doğal toplumların doğasında vardır. Ancak ne var ki, devlet denilen aygıtın, toplumların tarihine girmesi, toplumların doğal yaşamını bozmuş, toplum karşıtlığına ve toplumlar üzerinde egemenliğe yol açan iktidarcı bir sistemler zincirine yol açmıştır. Bu iktidar ve egemenlik zinciri toplumlar için kelepçe ve zindan olurken, egemen kesimler için var olmanın yolu olmuş ve bunun için her kötülüğü yapmışlardır.
Devlet denilen aygıt, toplumların farklılıklarını egemenlik ve savaş nedeni yapmış, toplumların bu farklılıklarını, toplumların aleyhine kullanmışlar, toplumları kutuplaşma zihniyetiyle, milliyetçilikle birbirine düşman yapmışlardır. Toplumlar her türlü gerilikle iç içe geçirilmiş, iktidarın ve sermayenin kullandığı bir nesne haline getirilmişlerdir. Normalde toplumların doğasında olmayan şeyler, bir hastalık ve virüs gibi, devlet eliyle toplumlara yedirilmiştir. Toplumların, iktidarın etkisini yaşayarak devletin sözde bekasına kurban olacak duruma gelmeleri/getirilmeleri doğal toplumsal özlerini kaybetmiş olmalarının sonucudur. Devletin sözde bekasının derdine düşen köle toplumlar, kendi bekalarının ne durumda olduğunu hiç sorgulamıyorlar. İşte iktidarın, egemenliğin ve ulus devletin toplumu ne hale getirdiğini görelim ve ulus devletin varlığını ulusun özgürlüğü olarak görmeyelim. Ulus devletin etkisini en çok yaşayan kuşkusuz Türk toplumudur. Özellikle Kürtlerin inkârı ve soykırımı üzerinde var edilmeye çalışılan yapay cumhuriyet Türkçülüğünün tarihsel Türklerle hiçbir bağı yoktur. Cumhuriyet Türkçülüğü Avrupa ulus devletlerinin bir ürünü olarak şekillenmiştir ve farklılıkların yok edilmesine dayalıdır. En tehlikeli ulus devlet Türk ulus devletidir. Devşirme Devlet Bahçeli faşisti, Türk tarihi kanla yazıldı diyor ve Kürtlere kin duyuyor, kan kusuyor.
Seçimlerde almış oldukları yenilgiyi hazmedememiş olmalılar ki DEM Partiye düşmanlık yapıyor. Kendi düşünce ikizi Asena Meral’in istifasını istemiyor, yerinde dur diyor. Tabi sevdiği için değil, yenilgiyi hazmedemediği için istemiyor. Çünkü Asena Meral’in istifası, devşirme Devlet Bahçeli faşistinin de istifasına yol açabilir, çünkü toplum artık bunları görmek istemiyor. Birinin gidişi, zincirleme kaza gibi diğerinin de istifasına yol açar. Halk seçimlerde bu cellatlara gereken cevabı verdi. Şimdi de, bu devşirme Devlet Bahçeli faşisti, kafayı, Dem Partili Van Belediye Başkanına takmış.
Ne yaptılarsa, HEP geleneğinden gelen ve halkın her türlü fedakarlığıyla var olan demokratik Kürt siyasetini yok edemediler. Yok etmeye çalıştıkça kendileri yok oldular/oluyorlar. Halkın gücü var oldukça iktidarın ve sermayenin varlığı sona erecektir. Yoksa, devşirme Devlet Bahçeli faşistinin, Türk halkını düşünme gibi bir derdi ve sorunu yoktur. Bahçeli faşisti, Kürt halkının düşmanı olduğu kadar Türk halkının da halklarında düşmanıdır. Egemen ve iktidarcı güçler halkların düşmanlarıdır. Halkların tarihi özgürlük ve doğal yaşam tarihidir. Bahçeli faşistinin dediği, Türk tarihi kanla yazıldı sözü, aslında Türk halkı için değil, kendi iktidarları için söylüyor. Bahçeli gibi Türkçüler, son yüz yıllık resmî ideolojinin laboratuvarları içinde oluştular ve tarihsel Türk halkıyla bir ilgileri bulunmuyor. Tarihi Türk halkının Anadolu’ya gelmeleri Kürtlerin destek ve yardımıyla olmuştur. Ve Türklerin en kritik dönemlerinde Kürtler Türklerin yanında yer aldılar, destek verdiler. En son, kurtuluş savaşında, Kürtlerin desteği olmasaydı Türk halkının varlığı bile olmayabilirdi. Kürtlere düşmanlık yapanların geleceklerinin olmayacağını söylüyoruz. Türklerin demokrasi sorunları var ve bunu inşa edecek olan yine Kürtlerdir. Eli kanlı Bahçeli faşisti ve şürekası iktidar derdindeler ve elli yılı aşkın bir süredir, sermayenin eli kanlı cellatlığını yapıyorlar. 1970’lerde solcuların kanına giren MHP cellatları, son kırk yıldır Kürt düşmanlığı ve emek düşmanlığı yapıyorlar.
Sermayenin eli kanlı cellatları, Türkçülük, milliyetçilik yaparak kendilerini yaşatıyorlar. Türkiye’de mafya, çete, uyuşturucu ve fuhuş ticareti bu çete grubunun eliyle yapılıyor. Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun demokratik çözümü, bu kan emici vampirlerin sonlarını getirir. RTE ve Bahçeli faşistinin morali dibe vurmuştur. Kürtlerin Van direnişi, özellikle Bahçeli faşistinin kâbusu oldu. Ömrünün ve iktidarlarının sonlarının geldiğini görenler sağa sola çatarlar. 2015’ten önce, birbirine hakaret eden RTE ve Bahçeli devşirmeleri, son dokuz yıldır ikiz kardeş oldular. Burjuva siyasetinin bile kendine göre bir ahlakı olur ama bunlarda o türden bir ahlakın zerresi bile bulunmaz. Kendi yasalarına bile uymamak nasıl açıklanır?
Geçen sene, depremde on binlerce insan öldü ama bu çetelerin umutlarında bile olmadı ve deprem için toplanan elli milyar dolar parayı da yan ceplerine koydular ve bu yetmiyormuş gibi, birde, utanmadan depremzedelere kızıyorlar. Ancak bu seçimlerde derslerini aldılar. Yakında, tam olarak derslerini fazlasıyla alacaklar. Türkiye halkı, yoksulluk içinde kıvranıyorken, bu çete/mafya takımı, eli kanlı katiller hala Türkçülükle, milliyetçilikle saltanat sürdürüyorlar. Tarihsel Türk tarihini bilenler, Kürtlere düşmanlık yapmazlar ve Kürtlerin ulusal özgürlüğüyle Türklerin özgür olabileceklerini bilirler. Kürt halkının inkâr edilmesi ve soykırım altında olmaları Türk halkını da esaret altına alıyor. Bundan dolayı Kürtlerin kurtuluşu Türklerin de kurtuluşudur. Bunu bilmeyenler Türkiye’ye zarar verirler. Özellikle iktidar ve egemenlik peşinde olanlar, Türkiye’yi uçurumun kenarına getirdiler. Türkiye’yi bu uçurumdan ancak Kürtler kurtarabilir. Bunu bilmeyenler ya kara cahildirler ya da halk düşmanıdırlar. Türkiye’nin ve Türk halkının en büyük düşmanları, iktidarcı ve egemenlikçi çevreler ve bunun muhafızlığını yapan eli kanlı RTE ve Bahçeli faşisti ve çevresidir. Türkiye halkı, artık demokratikleşme sürecine adım atmaya başladı, Kürtlerin mücadelesiyle bu süreç daha çok hızlanacaktır. Zaten seçimlerde, büyük şehirlerde Kürtlerin desteğiyle demokratik güçler AKP/MHP faşizmine gereken dersi verdiler. AKP MHP faşizminin fazla bir ömrü kalmadı. Aklı olanlar, Kürtlerle iyi geçinirler. Çünkü Türkiye’nin kaderini Kürtlerin demokrasi mücadelesi belirleyecek. “