HABER MERKEZİ- Ateşin Çocukları İnisiyatifi kendi online sitesinden yayınladığı videolu bir açıklama ile sürece dönük değerlendirmelerde bulundu.
Faşist işgalci Türk Devleti’nin Kürt kimliğini kabul etmediğini belirtilen açıklamada, “Burası bizim ülkemiz, biz burada yaşıyoruz ancak şehir, mahalle ve sokaklarımızda düşman askerleri var. Türk imamları bizim camilerimizde Türkçe vaaz verip bize düşmanlık ediyorlar.” denildi.
Kimliğinin yasaklanmasına, Gerillaların kimyasallar ile zehirlenip katledilmesine, Kürt gençlerinin şarkı söylediği için bıçaklanmasına sessiz kalındığının belirtildiği açıklamada, “Bu Newroz’da bu sessizliği parçalamaya yemin edip söz verdik. Bu ihaneti, bu iki yüzlülüğü; bu kötü durumdan temizlenip kurtulalım. Kürtlüğünüzün özüne dönün” denildi.
Kürdistan’ın genç kız ve erkekleri olarak, verdikleri sözlere sahip çıkacaklarını belirten Ateşin Çocukları İnisiyatifi “Herkes bu konuda sonuna kadar inisiyatiflidir” dedi.
Açıklamanın tamamı şu şekildedir:
“BU YIL KÜRDİSTAN VE TÜRKİYENİN DÜŞMAN METROPOLLERİNDE NEWROZU KUTLADIK
Newroz kutlamalarında Özgürlük ve İntikam sözü verdik. Biz Kürdüz ancak düşman Kürt’lüğümüzü kabul etmiyor. Ülkemizin adı Kürdistandır, düşman ülkemizin adını kabul etmiyor. Dilimiz Kürtçe’dir düşman bırakmıyor Kürtçe dilimiz ile eğitim alalım. Burası bizim ülkemiz, biz burada yaşıyoruz ancak şehir, mahalle ve sokaklarımızda düşman askerleri var. Türk imamları bizim Camii’lerimizde Türkçe vaaz verip bize düşmanlık ediyorlar.
ÖZGÜRLÜK YEMİNİ ETTİK
Kürdistan Newrozların da ve burada, düşman metropollerinde Newrozu Kutlarken özgür olcağız dedik! özgürlük istiyoruz! Bunun için mücadele etmeye söz verdik! Ülkemizde düşman var, onları ülkemizden çıkartacağız, düşman eğitim ve öğretmenlerini ülkemizden çıkartacağız, kendi dilimizde eğitim göreceğiz.
Düşman yer altı yer üstü zenginliklerimizi bizden alıp bize karşı kullanıyor. Bunu engellemeye söz verdik. insanlarımız zindanlardadırlar, düşman onlara terörist diyor; terörist siz ve ecdatlarınızdır. Onlar bizim kahramanlarımızdırlar, onlar mücadelecimizdirler. onlar başı dik Kürtler’dir Şerefli, onurlu ve asil Kürtlerdir. onları özgürleştirmeye söz verdik. onları düşmanın pençelerinden alacağız. Düşman yüzleri ay gibi, gülüşleri cennet gibi kız ve erkek gençlerimizin üzerine kimyasal ve zehir saçtı. Buna engel olmaya söz verdik. İntikam almaya söz verdik. Bu yüzden Newroz sadece isteklerimizi dile getirdiğimiz yer değil. Newroza gidip istek ve sloganlarımızı haykırıp ondan sonra halay çekip, ateş yakmaktır Newroz anlamı. mücadele sözü verdik, direniş sözü verdik, intikam sözü verdik. özgür Kürdistan sözü verdik.
Geçen 8 sene içinde derin bir sessizliğin içindeydik. İnsanlarımızı mezarlardan çıkartıp kemiklerini kaybettirdiler sessiz kaldık. Kızlarımıza tecavüz ettiler sessiz kaldık. Mücadeleci gençlerimizin kemiklerini kutularda teslim ettiler sessiz kaldık. İrademize kayyum atadılar sessiz kaldık. Zindanlarda tecrid uyguladılar sessiz kaldık. Kürdistan’da esrarı, eroini, fuhuşu, özel savaş yöntemi ile derinleştirdiler sessiz kaldık. Kimliğimizi yasakladılar sessiz kaldık. Camii’ler de bize küfreden imamlara karşı sessiz kaldık. İnsanlarımız kimyasallar ile zehirlenip katledildiler sessiz kaldık. Gençlerimiz Kürtçe şarkı söylediği için bıçaklarla kanını döktüler denize, sessiz kaldık. Bu Newroz’da bu sessizliği parçalamaya yemin edip söz verdik. Bu ihaneti, bu iki yüzlülüğü; bu kötü durumdan temizlenip kurtulalım. Kürtlüğünüzün özüne dönün, ulusal fikrinize dönün.
YURTSEVERLİK VE YURTSEVERLİĞİN SÖZÜNÜ VERDİK
Newroz öyle gidip ne istersen söyleyip halay çekip evine dönerek başkalarının senin için mücadele etmesini bekleyeceğin bir yer değil. 8 sene boyunca bunu yaptık. Onurumuzun, namusumuzun, şerefimizin, özgürlüğümüzün; bunların savunuculuğunu kahramanlarımızın omuzlarına yükledik. Bu yüzden düşman bu kadar barbarca ve vahşice saldırdı. Düşman bundan cesaret aldı. Sadece birkaç keşifleri, İha-Siha’ları oldu ve bundan güç alarak Gerillalarımıza saldırmadılar, hayır! Biz sessiz kaldık! Düşman bizim sessizliğimizden cesaret alarak bu kadar vahşice saldırdılar. Dünyanın gözleri önünde insanlarımızın üzerlerine zehir saçtılar.
Düşman metropollerinde. biz buradayız burada yaşıyoruz. Her gün Kürt’lere saldırıyorlar, Avrupa’da saldırdılar, Türkiye’de saldırdılar, Kürdistan’ın dört parçasında saldırdılar, Rojava’da ki kız ve erkek kardeşlerimiz ülkelerini özgürleştirdiler bu Türkler tüm kurumlarına saldırdılar. Çünkü biz Türkiye metropollerinde ve Bakur’da sessiz kalmıştık. Cevap olmadık. Görev ve misyonumuz olarak görmedik. Düşmanda parça parça önüne aldı; bir defa bir yere bir defa başka yere saldırdı. Burada 20 milyon kişiyiz, 6 milyon kişi düşman metropollerinde yaşıyoruz. hadi bunların %10-15 düşmanla olsun, hayindirler. Bizler kendimize yurtsever diyoruz! Newroz da gerçek yurtseverler olacağımıza söz verdik. Toprağını, ülkesini, ulusunu sevip bu uğurda mücadele veren yurtseverler!
NEWROZDA HALAY ÇEKMEK MÜCADELE VE MÜCADELECİLERLE BİRLİĞİN SÖZÜDÜR
Halayın Kürdistan tarihindeki önem ve anlamı mücadeleyle birlik olmak, orada duygu ve fikirlerini harekete koymaktır. Newroz’da halay çekmenin anlamı budur. Newroz’da ateş yakmak, o ateş etrafında halay çekmek, şarkı dinlemek, slogan atmak intikam sözüdür. Dönemin Kawa’ları Dehak’ların başını ezdiler! İntikam alıp ateş yaktılar. Bu yüzden ateş yakıp etrafında halay çekip o ruh ile yaşamak intikamdır. Bu Newroz söz verme Newrozu oldu ki görev ve sorumluluklarımızı, yurtseverlik görevlerimizi düşmanı düşman görüp buna karşı mücadele görevlerimizi, başkalarının omuzlarına atmayalım; bunun sözünü verdik. Düşman metropollerinde yaşayan Kürtler olarak, Kuzey Kürdistan’da yaşan Kürtler olarak; ona göre harekete geçeceğiz. Kürdistan’da Başkaldırı ve İntikam, hayin ve nankörlerden hesap sormak, Türkiye’nin şehir ve metropollerinde de İNTİKAM, İNTİKAM
BU NEWROZDA ÖZGÜRLÜK SÖZÜ VERDİK
Özgürlük mücadele ile olur, mücadele intikam ile zafere ulaşacaktır. Bu Newroz’u yılın ve dönemin ruhuna çevireceğiz ve Kürdistan’ın özgürlüğü için verdiğimiz söze göre harekete geçeceğiz. Düşmanın şehir ve metropollerinde ve Kürdistan’da Newroz’a gidip, Newroz’u kutlayan, özgürlük ateşini yükseltip gürleştiren herkes; verdiğimiz söze sahip çıkmalıyız.
Şehir ve metropollerinde yapabilen günde onlarca, yüzlerce yapabildiği kadar düşmanın tekerlerini patlatsın, yüzlerce insan sabah kalktıklarında işlerine gidemesinler. Yapamayan çöplerini döksün, şehirlerini kirletsin, onlar her gün ülkemizin üzerine kimyasallar saçtılar, artık gül ve çiçekler zorla yetişiyor. Bizde onların şehirlerini kirletelim. Yapamayan çöplerini yaksın, kirlensin ülkeleri. Yapabilen arabalarını yaksın, fabrikalarını yaksın, mal ve mülklerini yaksınlar. Yapamayan camlarını kırsın. Onu yapamayanlar tuvaletlerini tıkatsınlar, onu yapamayan sabahtan akşama kadar düşmana küfretsin. Onu yapamayan arabalarını çizsin. Onu yapamayan bir sigarayı toz doldurup yanan bir yere atsın; 5 dakika sonra ateşe versin.
Düşmanın şehirlerine, toplumunun içine güvensizlik koyalım, herkes birbirinden korksun. Onlar nasıl ki Kürdistan’da güvensizlik geliştirdiler, bizde düşman toplumunun içinde güvensizliği geliştirlerim. Tuvaletlerini tıkatalım. onu yapamayan her gün kardeş ve çocuklarını toplayıp onlara bu Türklerin düşmanlarımız olduklarını anlatsınlar. Onu yapamayan farklı yol ve yöntemlerle insanlarla konuşup düşman gerçekliğini anlatsın. Onu yapamayan, düşman Camii’lerine gidip namaz kılmasın. Onu yapamayan, ülkemizdeki hayin ve nankörlere zarar versin, hayinlerin evlerine gitmesin. Akp-Mhp-Chp’lilerin evlerine gitmesin, Allah’ın selamını vermesin onlara. Korucuların arazi, mal ve mülklerini yakın. Akp-Mhp’lilerinkini yakın, buğdaylarını yakın, arabalarını yakın, motorlarını yakın, biçerlerini yakın. Kürdistan’da namusumuza el uzatanları Şirnex‘te yaptığımız gibi her yerde beyinlerini akıtalım o sokaklarda. Bir daha kadınlarımıza bakmaya cesaret edemesinler. Bunun sözünü verdik. Kürdistan’ın genç kız ve erkekleri olarak, bu ülkenin çocuk, kadın, erkek ve yaşlıları olarak, verdiğimiz söze sahip çıkacağız. Herkes bu konuda sonuna kadar inisiyatiflidir
Kimin elinden ne geliyorsa yapsın. Nasıl ki Şirnex’te yaptık, nasıl ki Wan’da yaptık, nasıl ki İstanbul’da yaptık, düşman metropollerin de yaptık; kimse kimseyi beklemesin ki gelip bize bir şey söylesin, biz insanız, biz Kürdüz, işgal edilmiş bir ülke de yaşıyoruz. Görev ve misyonumuzu yapmalıyız.”