HABER MERKEZİ- SELAHATTİN ERDEM Yazdı: Kürtler 1 Haziran 2004 Atılımının yirminci yıldönümünü kutladılar. Atılımın yirmi birinci yılında Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü hedefleyen Küresel Özgürlük Hamlesini her alanda çok daha güçlü geliştirecekler ve zafere ulaştıracaklar. Kürdistan Özgürlük Mücadelesi tarihinde 30 Haziran da “Fedailik Günü” oluyor. Dolayısıyla Haziran ayı Zilan çizgisinde fedailik ayı olarak yaşanıyor. Kürtler ve dostları Haziran ayı boyunca Küresel Özgürlük Hamlesini Zilan Fedailik Çizgisinde geliştirecekler. Haziran ayı, hamle kapsamında eylemliliğin çok daha geliştiği, büyüdüğü ve yayıldığı bir ay olacak.
Kürdistan Özgürlük Tarihinde 1 Haziran 2004 Atılımının iki temel önemi vardır. Birincisi, 1 Haziran Atılımı ile tasfiyeci-provokatif çizgiye karşı kazanılan zafer ilan edilmiştir. 2002-2004 tasfiyeciliğinin yenilgiye uğratılıp tasfiye edildiği Kürt halkına ve tüm kamuoyuna duyurulmuştur. Böylece ABD öncülüğünde ve uluslararası komplo saldırısı temelinde PKK’yi içten parçalayıp tasfiye etmeyi amaçlayan plan boşa çıkarılmıştır. Dolayısıyla 1 Haziran Atılımı, ideolojik ve örgütsel çizgi mücadelesi kapsamında önemi çok büyük olan bir devrimci atılımdır.
Tabi PKK’ye yöneltilen 2002-2004 tasfiyeci saldırısını önemsemek, ‘tasfiyeciliğin yenilmiş olmasının da ne önemi var’ dememek gerekir. Tasfiyeci saldırının önemi, söz konusu tasfiyecilerin gücünden değil, saldırının arkasındaki güçlerden ve dayanağından ileri gelmektedir. Çünkü, PKK’yi içten parçalayıp tasfiye etmeyi amaçlayan söz konusu saldırı, doğrudan ABD ve KDP öncülüğünde yürütülen bir saldırı olmuştur. Necmettin Erbakan’ı tasfiye eden Tayyip Erdoğan çizgisini kendisine esas almıştır. Esas olarak da Önder Apo’yu hedefleyen uluslararası komplo saldırısına ve İmralı işkence, tecrit ve soykırım sistemine dayanmıştır.
Herhalde bu kapsamda yürütülmüş olan söz konusu saldırının önemini anlamak için bunlar yeterlidir. Dolayısıyla bu kapsamda yürütülen tasfiyeci saldırının yenilgiye uğratılıp tümden tasfiye edilmesinin Kürt özgürlüğü ve PKK mücadelesi açısından taşıdığı tarihi anlam ve önem de anlaşılırdır. En küçük imkânı bile güçlü bir biçimde değerlendirmeyi bilen Önder Apo’nun dehası ve müdahalesi temelinde söz konusu devrimci başarı elde edilmiştir. Böylece İmralı sistemine karşı Kürt özgürlük mücadelesini geliştirmenin önü açılmıştır.
1 Haziran 2004 Atılımının ikinci temel önemi de yeni paradigma temelinde uluslararası komploya karşı örgütlü mücadelenin ilan edilmiş olmasıdır. Kuşkusuz ondan önceki süreçte de uluslararası komplo saldırısına karşı Önder Apo’nun, PKK’nin ve Kürt halkının çok önemli bir mücadelesi vardı. Fakat bu mücadele yeterince planlı, programlı ve örgütlü değildi; yeterli ve açık bir stratejisi ve taktik çerçevesi yoktu. Paradigma değişimi ile tüm bu eksiklikler tamamlandı ve hareket kendisini yeniden yapılandırdı. Böylece uluslararası komplo saldırısına karşı zaferi hedefleyen planlı ve örgütlü bir mücadele başlatılmış oldu. 1 Haziran’da bu durum tüm halka ve kamuoyuna duyuruldu.
PKK’nin 15 Ağustos 1984 tarihinde başlattığı silahlı direniş atılımı 1990’ların başında ulusal diriliş devrimini gerçekleştirmiş, 9 Ekim 1998 uluslararası komplo saldırısı ile bazı sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Nitekim 2 Ağustos 1999 tarihinden itibaren gerilla Kuzey Kürdistan’dan geri çekilmiştir. Eylül 2000 tarihindeki YNK savaşıyla Kandil gerilla tarafından alınmış, Eylül 2002’de Kandil’den Botan’a uzanan gerilla denetimindeki Medya Savunma Alanları ilan edilmiştir. Ancak bu sonuçlara rağmen, uluslararası komplo saldırısı, Kürt sorununun ulus-devletçi çözümünün olmayacağını da açıkça göstermiştir. Bir tür düşünsel ve ideolojik bunalım dönemi ortaya çıkarmıştır. Paradigma değişimi, Kürt sorununun demokratik ulus çözümünün teori ve program haline getirilmesi ve 1 Haziran 2004 Atılımı işte bunların sonucu olmuştur.
PKK, uygulamakta olduğu ateşkes sürecini 1 Haziran 2004 günü sona erdirerek, yeni paradigma temelinde uluslararası komplo saldırısına karşı yeni bir mücadele süreci başlattığını ilan etmiştir. Bunun etkisini azaltmak ve gelişimini önlemek için Tayyip Erdoğan yönetimi tarafından geliştirilen birçok özel savaş oyununu da boşa çıkartmıştır. Son yirmi yıl, işte bu karar ve atılım temelinde gelişen özgürlük mücadelesi içinde geçmiştir.
Şimdi PKK ve Kürt halkı hem bu geçen yirmi yılın derslerini çıkarmaya çalışıyor ve hem de yirmi birinci yılın başarısı için kendini daha planlı ve örgütlü hale getiriyor. Örneğin 2004-2010 yılları arasında Kürt sorununun KCK çözümü için demokratik siyasi mücadele stratejisi temelinde yürütülen mücadelenin artı ve eksilerini değerlendiriyor. Yani başarılarıyla birlikte hata ve eksiklerini bularak derslerini çıkarmaya çalışıyor. Aynı şeyi 2010-2015 dönemi ile daha sonrası için de yapıyor.
Tabi hata ve eksikleri bir yana, demokratik ulus paradigması temelinde uluslararası komploya ve İmralı sistemine karşı yirmi yıldır yürütülen kesintisiz mücadele çok büyük önem taşıyor. Bu süre içerisinde Tayyip Erdoğan Yönetiminin her türlü iç ve dış desteğe sahip olarak nasıl bir saldırı yürüttüğü, gerillanın ezilip PKK’nin tasfiye edilmesi amacıyla her türlü hile ve katliam yöntemine başvurarak nasıl saldırdığı, sonuç alabilmek için Türkiye’nin tüm iç ve dış imkânlarını nasıl seferber ettiği bilinmektedir. 1 Haziran Atılımı temelindeki yirmi yıllık tarihi direniş, işte böyle bir faşist-soykırımcı saldırganlığa karşı yürütülmüştür. 15 Ağustos 1984 Atılımıyla geliştirilen Kürt kahramanlık tarihi, 1 Haziran 2004 Atılımı ile geçen yirmi yıl boyunca da Apocu Fedai Çizgisinde yürütülmüş, Kürt Özgürlük Hareketi fedailikte zirve yapmıştır.
İşte böyle bir atılımın yirmi yılı tamamlanmış ve yirmi birinci yıla Küresel Özgürlük Hamlesi temelinde girilmiştir. Tarihi atılımın yirmi birinci yılına girilirken AKP-MHP faşizmi gerçek anlamda bir çöküş sürecini yaşamaktadır. Kış boyu Zap gerillasından yediği öldürücü darbeler, faşist-soykırımcı zihniyet ve sistemi temellerinden sarsmıştır. Kürt halkının ve dostlarının dünyanın dört bir yanından geliştirdiği Önder Apo’ya fiziki özgürlük eylemleri, faşist-soykırımcı güçleri iyice kuşatmış ve bunaltmış durumdadır. Öyle ki, hiçbir hukuka sığmayan İmralı soykırım sistemini artık sürdüremez hale gelmiştir.
Buna karşılık Kürdistan Özgürlük Güçleri kendini sürekli yenileyip planlayarak her alanda eylemlerini geliştirmektedir. Tarihi İmralı Direnişi öncülüğünde Kürtler ve demokratik dostları topyekûn bir özgürlük ve demokrasi mücadelesi yürütmektedir. Her türlü kimyasal ve taktik nükleer bomba kullanımına karşı gerilla direniş halindedir ve Zap’ı faşizme mezar etmeyi sürdürmektedir. Türk ordusunda ve yönetiminde gerçek anlamda bir “Zap sendromu” yaşanmaktadır. Belli ki yirmi birinci atılım yılında da Kürdistan Özgürlük Gerillası Medya Savunma Alanlarını faşizme mezar etmeyi sürdürecektir. Bunun etrafında gelişecek halk direnişi de Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü tüm kamuoyuna çok daha etkili olarak dayatacaktır.
İşte Haziran ayı, böyle bir mücadelenin Zilan fedai çizgisinde yürütüldüğü bir ay olacaktır. Kürt kadınları ve gençleri Zilanlaşarak böyle bir mücadeleyi her alanda başarıyla geliştirecektir. Zap’tan yükselen gerilla eylem haberleri bu gerçeği herkese göstermekte ve tüm mücadele güçlerine ilham vermektedir. Dört parça Kürdistan’da ve dünyanın dört bir yanında gelişen halk direnişleri, Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü hedefleyen Küresel Özgürlük Hamlesinin sürekli büyüyerek zafere yürüyeceğini açıkça göstermektedir. O halde, herkes bu durumu iyi görmeli ve üzerine düşeni mutlaka başarıyla yapmalıdır. Bunlar temelinde tüm halkımızın ve dostlarımızın 1 Haziran Atılımını ve Fedailik Ayını kutluyor, özgürlük ve demokrasi mücadelesi yürüten herkese üstün başarılar diliyoruz!