HABER MERKEZİ- 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’ni selamlayan HBDH, “Kapitalizme ve faşizme karşı birleşelim, örgütlenelim ve savaşalım” dedi.
HBDH, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’nin yıl dönümü vesilesiyle yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada “Türkiye- Kuzey Kurdistan proletaryasının mücadele tarihinde bir dönüm noktasını işaret eden 15-16 Haziran işçi direnişi yarattığı devasa etki ve sonuçlarıyla bugün 54. yılında da işçi sınıfı ve emekçi halklara yol göstermeye devam ediyor” denildi.
‘BÜYÜK KALKIŞMA EGEMENLERE GERİ ADIM ATTIRDI’
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “68’e birlikte yükselişe geçen coğrafyamız işçi- köylü- gençlik mücadeleleri 1970’e gelindiğinde önemli bir gelişme aşamasına ulaşmış, düzenin tüm baskılarına rağmen yükselen hareket bir çığ misali durdurulamaz olmuştu. Egemen sınıfların ve düzenlerinin varlığı açısından bu direnişlerin önü alınmalı, ‘tehlike’ bir an önce bertaraf edilmeliydi. 15- 16 Haziran tam da böylesi bir zeminde mayalanıyordu. Hakim sınıfların temsilcisi dönemin AP hükümeti ve CHP, gelişen işçi grevlerine önderlik eden DİSK’in kapatılması, büyüyen işçi grevlerinin sonlandırılması, işçi sınıfının örgütlülüğünün dağıtılması için 274 sayılı toplu iş sözleşmesi, grev ve lokavt ile 275 sayılı sendikalar yasasında değişikliğe gidilmesi kararını aldılar. Yasanın meclisten geçirilmesinin ardından 11 Haziran’da cumhurbaşkanının onaylaması ile yasa değişikliği yürürlüğe girmiş oldu. Fakat yasanın yürürlüğe girmesi işçi sınıfının kabaran öfkesini durduramamış, aksine bu öfke 15 Haziran’da fabrikalardan meydanlara taşarak tarihinin en görkemli direnişini yaratmıştır. Yasaya karşı yüz binlerce işçi İstanbul’ da büyük direnişin ateşini çakmış, tarihi direniş 16 Haziran’da doruğuna ulaşarak büyümüştür. İşçiler akın akın barikatları ve tankları aşmış, fabrika işgalleri gerçekleştirmiş, İstanbul’ un yanı sıra İzmit, Ankara ve İzmir gibi kentler de işçi sınıfının eylemlerine sahne olmuştur. Hükümet direnişin başlamasının hemen ardından sıkıyönetim ilan ederek, polis ve ordusunu işçilerin direnişini bastırmak için seferber etmiştir. Yüzlerce işçi ve sendika yöneticisi direniş sırasında ve sonrasında tutuklanmış, direniş zorla bastırılmıştır. Fakat işçilerin bu şanlı direnişi karşısında yasa değişikliği iptal edilmiş, büyük kalkışma egemenlere geri adım attırmıştır.
‘AKP DÖNEMİNDE İŞÇİ DÜŞMANI POLİTİKALAR BÜYÜDÜ’
15 -16 Haziran’ın üzerinden geçen on yıllarda iktidarlar değişse de işçi sınıfı ve emekçiler için yaşam her geçen dönem bir öncesini aratır durumda olmuştur, özellikle 22 yıldır iktidarda bulunan AKP döneminde uygulanan işçi düşmanı politikalarla işçi sınıfının kazanılmış hakları bir bir gasba uğramış, iş cinayetleri katlanarak büyümüş, işçi sınıfı açlık ve yoksulluğa mahkum edilmiştir. Yaşanan krizin tüm yükü işçi ve emekçilere havale edilirken, sermayedarlar servetlerine servet katmaktadırlar. İşçi sınıfı fabrikalarda, madenlerde, tersane ve inşaatlarda toplu olarak katledilirken, katliamın sorumluları ödüllendirilmektedir. Esnek ve güvencesiz çalışma koşulları, açlık sınırının altındaki ücretler, işsizlik, iş cinayetleri ve yoksulluk işçi sınıfı ve emekçilerin ‘kaderi’ kılınmıştır. Tüm bunlara karşı mücadele eden, direnen emekçilerin karşısına faşist iktidar kolluk kuvvetleriyle dikilmekte, grevleri yasaklamakta, baskı ve tehditlerini yoğunlaştırmaktadır.
‘HİÇBİR GÜÇ İŞÇİLERİN BİRLİĞİ ÖNÜNDE DURAMAZ’
İşçi sınıfının çıkarları için mücadele edecek güçlü sendikaların yokluğu sınıfın yaşam ve çalışma koşullarını daha da çok ağırlaştırmakta, sermaye işbirlikçisi sarı sendikalar bırakalım işçilerin haklarının mücadelesini vermeyi, işçi sınıfına ihanet etmektedirler. Fakat tüm bu olumsuz şartlara rağmen bugün işçi sınıfının gelişen eylem ve grevleri yeni 15- 16 Haziran’ların habercisi durumundadır. İşçi sınıfının gelişen eylemlerinin aynı 15-16 Haziran’da olduğu gibi birleşmesi halinde önünde hiçbir gücün duramayacağı açıktır. Bugünün 15- 16 Haziranlarının zemini ve işçi sınıfının bunu yaratacak gücü fazlasıyla mevcuttur.
Birleşik devrim mücadelemiz kapitalizme, faşizme, erkek egemenliğine ve emperyalizme karşı sarsılmaz bir savaş mevzisidir. İşçi sınıfı ve emekçi-ezilen halkların kurtuluşu bu savaş mevzisini büyütmekten geçmektedir. Kapitalizme ve faşizme karşı birleşelim, örgütlenelim ve savaşalım!
Kölece bir yaşam kader değil, zincirlerinden başka kaybedecek birşeyi olmayanların militan mücadele çizgisiyle tarihin çöplüğüne gönderilmesi zorunlu olandır.”