MÊRDÎN – Amed ve Mêrdîn arasında çıkan yangına müdahale etmek için evden çıkan Mazhar ve Nuri Demir kardeşler, birlikte yola koyuldukları kuzenleri Hasan Demir ile birlikte yaşamını yitirdi.
Mêrdîn’in Şemrex (Mazıdağı) ile Amed’in Xana Axpar (Çınar) ilçelerinde 20 Haziran gecesi çıkan yangında 15 kişi yaşamını yitirdi. Yangının en büyük hasar verdiği ve 10 kişinin hayatını kaybettiği Şemrex’e (Mazıdağı) bağlı Kelekê (Yücebağ) kırsal mahallesinde hayatını kaybedenlerden ikisi Mazhar ve Nuri (Aşir) Demir kardeşler idi. Kardeşlerden Mazhar 24, Nuri de 22 yaşındaydı. Yangın haberini alır almaz müdahaleye koşan kardeşler, komşu köyleri olan Tobînî’de alevlerin arasında kalan Abdurrahman ve Ubeydullah Buğdaycı kardeşleri kurtarmak istedi. Ancak Buğdaycı kardeşlerle aynı yangında acı bir şekilde yaşamlarını yitirdi.
Mazhar ve Nuri kardeşler, liseden itibaren ailelerine yardımcı olmak için okulu terk etmek zorunda kaldı. Nuri Demir köyde çobanlık yaparak, ailesinin geçimini destek oldu. Mazhar Demir ise çelik montalama işi için farklı kentlere çalışmaya gidiyordu. Mevsimlik tarım işçisi olarak Sakarya’ya giden akrabalarının 2020 yılında ırkçı saldırıya uğramasının ardından mevsimlik işçiliğe gitmeme kararı alan Mazhar Demir, o yıldan itibaren çelik montalama işlerinde çalışmaya başladı. Nişan hazırlıkları yapan Mazhar Demir, alışverişini tamamlamış, 23 Haziran için salon tutmuştu. Ancak nişanını yapmayı planlayan ailesi cenazesini defnetmek zorunda kaldı.
3’Ü BİRLİKTE GİTTİ
Kardeşlerden Helin Demir, olay gecesi ailece evlerinde oturmuş çay içtiklerini, kendisinin evin damına çıktığında yangını fark ettiğini söyledi. Bunun üzerine eve girerek, ailesine yangını haber verdiğini belirten Demir, “Bir anda elektrikler gitti. O sırada ağabeylerim bir anda evden fırlayarak, çıkıp gittiler. Evimizin önünde motorumuz vardı. Amcaoğlumuz Hasan (Demir/hayatını kaybetti) ile birlikte 3’ü motora binip korna çalarak gittiler. Köylüler de peşlerinden gitti. Bizler de ateşi söndürmek için çıktık. Bilmiyorduk ateşin bu kadar büyük olduğunu. Ateş bir anda üzerimize doğru gelince köylüler durdu ve geri dönmemizi istediler. 10 kişi bir arabaya binerek geri döndük, o esnada ateş de arkamızdan geliyordu” diye belirtti.
AYAKKABISINDAN TEŞHİS ETTİLER
Ardından ağabeylerini bulmak için yeniden alevlerin olduğu bölgeye gittiklerini söyleyen Demir, yaralılarla karşılaşınca ambulansı aradıklarını dile getirdi. Kendilerinden açık adres isteyen ambulansın her defasında askerin kendilerine haber vermesini istediğini belirten Demir, üç saat boyunca kimsenin gelmediğine dikkati çekti. Köylülerin gidip cenazeleri getirdiğini ifade eden Demir, “Önce 3 cenaze getirdiler. Kardeşlerim aralarında yoktu. Sonra 4 cenaze daha getirdiler. Nuri aralarındaydı. Mazhar yoktu. Ambulansa götürdüler. Yapacak bir şey yoktu canlarını vermişlerdi” dedi.
Helikopterin ise sabah saatlerinde geldiğini kaydeden Demir, ağabeyi Mazhar’ın cenazesinin Tobînî köylüleri tarafından bulunarak hastaneye kaldırıldığını öğrendiklerini ve morgda ayakkabısından teşhis ettiklerini söyledi.
‘AMBULANS ASKERDEN EMİR BEKLEDİ’
Kardeşlerinin bir arkadaş gibi olduğunu dile getiren Demir, nişan hazırlıklarını yaptıklarını, Amed’de salon kiraladıklarını söyledi. Demir, “Bu hafta nişanımız vardı. Kısmet olmadı. Her iki kardeşim de çok iyiydiler. Kime sorsanız hepsi çok severdi. Sürekli bizimleydiler” dedi. Bu tür acil durumlar için her zaman hazırlıklı olunması gerektiğinin altını çizen Demir, “Telefon ediyorduk, ambulanslar askerden emir gelmeden gelemeyeceklerini söylüyorlardı. Sorumluların açığa çıkarılmasını istiyoruz ama üzerini kapatmaya çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.
AMCASI, DAYISI VE YENGESİNİ YİTİRDİ
Köylülerden Hatip Demir de, yangında amcası, yengesi, dayısı ve arkadaşlarını yitirdi. Hayatını kaybedenlerin hepsinin arkadaşları olduğunu belirten Demir, hepsinin neredeyse genç olduğunu ve yan köye yardım için yola koyulduklarını dile getirdi. Rüzgarla birlikte hepsinin alevlerin arasında kaldığını aktaran Demir, Mazhar Demir ile kardeş gibi olduklarını söyledi. Demir, devamında ise şunları belirtti: “Dayımın acısı ayrı onun acısı ayrı. Kardeşim gibiydi. Birlikte okula gittik. Birlikte işe gidiyorduk. Sürekli beraberdik. Arkadaşlığı, kardeşliği başkaydı. Bilsem böyle olacak onun için canımı verirdim. Diğerleri de bizim. Hepsi bizim acımız diyecek bir şeyimiz yok.”