Komitelerin ortak açıklaması şöyle:
“14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu’nun 42. yıl dönümüne giriyoruz. Halkımızın Ulusal Onur Günü olarak kabul edilen bu tarihi günde büyük bir bilinç, inanç ve iradenin sahibi 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu direnişçileri Kemal PİR, M. Hayri DURMUŞ, Akif YILMAZ ve Ali ÇİÇEK yoldaşları saygı, sevgi ve minnetle anıyor, onlara her koşul altında layık olacağımızın sözümüzü yineliyoruz. Bu vesile ile başta Önder Apo’nun, tüm halkımızın ve yoldaşlarımızın ulusal onur günlerini kutluyoruz.
Demokratik modernitenın insanlık tarihi; faşist , baskıcı, katliamcı iktidarlara karşı halkların mücadele tarihidir. Bu mücadele geleneğinin hem Özgürlük Hareketimiz açısından hem de dünya halklar mücadelesi açısından en görkemli direnişlerinden biri de şüphesiz 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu direnişidir. Bu direniş, sömürgeci-soykırımcı faşizme karşı ellerindeki tek silahları olan bilinç, inanç ve iradeleri ile PKK militanlarının onurlu bir yaşam için bedenlerini açlığa yatırarak dirhem dirhem nasıl direnilmesi gerektiğini tüm dünyaya gösteren tarihin en görkemli direnişlerinden biri olmuştur. 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu bir kahramanlık destanıdır. En olmaz denen yerde ve koşullarda olmazı başaran direniş ruhu ve zafer çizgisinin en görkemli temsilidir.
MANKURTLAŞMAYA KARŞI DURAN BİR DİRENİŞTİR
14 Temmuz direnişi faşist özel savaş rejiminin başta Kürtler olmak üzere bütün devrimci, sol-sosyalist muhalif kesimlere karşı topyekûn bir soykırım kırım politikasının uygulama alanı olan 12 Eylül darbe rejimine karşı geliştirilmiştir. Bu faşist darbe rejimi adeta bütün Türkiye toplumunda terör estirmiş, on binlerce kişiyi tutuklamış, insanlık dışı her türlü uygulamanın yapıldığı zindanlara atılarak işkencelerden geçirilmiş, nerdeyse bütün muhalif kesimler bastırılarak teslim alınmak istenmiştir. Bu insanlık dışı uygulamaların, teslim alma politikalarının şüphesiz en büyük uygulama mekanlarından biri Amed Zindanı olmaktadır. Bu özel mekânda PKK kadroları şahsında bütün bir insanlık teslim alınmak, PKK hareketiyle varlık kazanmaya başlayan bir halk yok edilmek istenmiştir. Sadece Kürtler değil bütün devrimci demokrat muhalif kesimler hedeflenmiştir. Amed 5 Nolu Askeri Cezaevi’nde, topluma öncülük yapan devrimciler teslim alınmak istenirken, günümüzde olduğu gibi dışarda ise hak hukuk adına, insanlık adına, demokrasi adına topluma hizmet eden bütün kurumlar kapatılmış, toplumsal örgütlenmelerin önüne geçilmiş, toplum bir baskı ve zulüm cenderesi altına alınmıştır. Özcesi faşizm işçisinden köylüsüne, Kürt’ünden Ailevisine, solcusuna kadar herkesi hedef almış, bütün muhalif kesimler susturulmak, bir daha hiç konuşamaz, başını kaldıramaz hale getirilmek istenmiştir. Adeta 12 Eylül faşizmi, Amed cezaevini bir mankurt işkencehanesine dönüştürmüştür. 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu öncüleri olan Kemal PİR, M. Hayri DURMUŞ, Akif YILMAZ, Ali ÇİÇEK yoldaşlarımızın destansı direnişleri mankurtlaşmaya karşı duran bir direniştır.
ERDOĞAN VE BAHÇELİ FAŞİSTLERİ DE KENAN EVREN GİBİ LANETLENMEKTEN KURTULAMAYACAK
O günden bugüne soykırımcı, sömürgeci faaşist iktidarlar nezdinde çok fazla bir şey değişmemiştir. Kürt Halkını inkar etmek ve Kürt soykırımını sonuca götürmek, kendisi için risk olarak gördüğü bütün muhalefeti ortadan kaldırmak, bütün direniş odaklarını yok etmek hala en temel politikaları olmaktadır. Değişen tek şey soykırım, katliam araçları daha bir katlanarak günümüze kadar gelebilmiştir. Faşizm dün olduğu gibi bugün de hem kültürel hem fiziki soykırım politikalarını devreye koyarak teslim alabildiğini almak, alamadığını tutuklayarak en ağır cezalar verip, işkencelerden geçirerek, korkutarak, sindirmeye çalışmaktadır. Ama nasıl ki Amed zindanlarında soykırımcı, sömürgeci faşizm ölüm orucu eylemcilerinin iradesi karşısında yenilip direniş çizgisi kazandıysa, bugünde evrensel düzeyde yüzlerce kurum, tanınan şahsiyet ve dostlarımız tarafından başlatılan ‘’Önder Apo’ya Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm’’ hamlemiz AKP-MHP faşizmi yenerek, özgür demokratik bir Türkiye’yi mutlaka yaratacaktır. Faşizmin yenildiği her anda demokrasi güçleri ve halkların birliği güçleneceği gibi 12 Eylül faşist darbesinin baş aktörü olan Kenan Evren gibi Erdoğan ve Bahçeli faşistleri de halkların demokratik modernite tarihinde lanetlenmekten kurtulamayacaklardır.
14 TEMMUZ DİRENİŞİ BİR DÖNÜM NOKTASIDIR
14 Temmuz direniş ruhu çoklu anlamlar yüklenmesi gereken bir süreçtir. Her koşul altında kendi hareketine ve halklara sahip çıkma anlayışının en yüksek düzeyde temsil edilmesini ifade etmektedir. Demokratik bir ulus olarak şekillenen Kürt halkının kolektif belleğinin oluşmasında 14 Temmuz Direnişi bir dönüm noktasıdır. Özünde saklı duran felsefenin, ideolojinin ve ruhun açığa çıkıp yaşamsallaşmasıdır. Bu sadece Kürt halkı açısından değil, Ortadoğu gerçekliği bağlamında da böyledir. 14 Temmuz Direnişi başta Kürt halkı olmak üzere Ortadoğu halklarının bölgede egemen sisteme karşı, özelde ise bunun en önemli bileşkesi Türk devlet faşizmine karşı demokratik modernitenin felsefik, ideolojik ve eylemsel çizginin ifadesidir.
14 TEMMUZ RUHUYLA FAŞİZMİ YIKANA KADAR DİRENİŞİ BÜYÜTELİM
14 Temmuz direniş ruhu Kürt halkının ve halkların zafer çizgisi olmaktadır. Kemal Pir yoldaşın “Bu hareketin çizgisinde zaferi görüyorum”diyen ruhu, bugün dünyanın dört bir yanında dostlarımızın öncülüğünde 1 Ekim 2023’te başlatılan “Önder Apo’ya Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm” hamlesinde ortaya çıkan halkların ortak ruhudur.
Bugün Türkiye ve Kurdistan zindanlarında AKP-MHP faşizminin çöktürme planlarına karşı 14 Temmuz ruhuyla yoldaşlarımız sonuna kadar bir direniş içindedirler. Zindandaki yoldaşlarımız 27 Kasım 2023 tarihinde “Önder Apo’ya Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm” hamlesi kapsamında başlattıkları eylemsellik süreci ile tüm baskı ve teslim alma dayatmalara rağmen her koşul altında 14 Temmuz ruhuyla direnerek sürece öncülük etmektedirler. Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü sağlanana ve Kürt sorunu demokratik temelde bir çözüme ulaşana kadar da bu direniş hep büyüyerek devam edecektir.
Bu vesile ile tüm halkımızı, dostlarımızı, demokratik kamuoyunu 14 Temmuz direniş ruhuyla “Önder Apo’ya Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm’’ hamlesi etrafında kenetlenmeye, soykırımcı, sömürgeci faşizmi yıkana kadar direnişi büyütmeye, sonuç alıcı serhıldanları her alanda ortaya çıkarmaya çağırıyoruz.