BAŞÛR HALKI İÇİN BAŞKALDIRI VAKTİ
Başûr halkının, işgal girişimlerine karşı tepki ve öfkesi olsa da bu örgütlü bir güce, isyana dönüşemiyor. Kürt Halk Önderi, “Başûrê Kurdistan’daki halk kullanıla kullanıla, düşürüle düşürüle, moral değerleri ile oynanıla oynanıla tanınmaz hale getirilmiştir. Maalesef acıyla söylüyoruz ki bu halk, yöneticileri sayesinde, Türk işgal birliklerinin elinden bir somun ekmeği almak için, oltadaki yeme saldıran yüzlerce balık gibi küçük bir yeme saldıracak duruma gelmiştir. Kendi halkının bu durumuna seyirci kalan, bilerek veya bilmeyerek ona devrimci bir iradeyle müdahale etmeyenlerin sorumlulukları, en az bundan birinci dereceden sorumlu olanlarınki kadar ağırdır” demişti.
Şartlar aslında Başûrluların korkusuz şekilde başkaldıracak bir halk olduğunu gösteriyor. Topraklarının elden gitmesinden mi korkacaklar? Zira zorbaca köylerinden ediliyorlar, zaten Hewlêr’de Kurdistan bayrağı yerine Türk bayrağı asılıyor. Semalarında Türk savaş uçakları, soludukları havadan kimyasal ve TNT kokusu eksilmiyor. Şehirlerinde Kürt firmalarından çok Türk firmaları dizili, caddelerinde öz savunmalarını sağlayacak peşmergelerden çok sürekli onları izleyen MİT elemanları dolaşıyor. Kısacası en korkulması gereken durum başa gelmiş durumda. Bıçak çoktan kemiğe dayanmış ve Başûr halkı için başkaldırı vaktinin gelip kapıya dayandığı görülüyor.
KDP yönetimi, Irak’a, Türkiye’ye, İran’a ve emperyalist güçlere dayanmadan bağımsız bir duruş sergileyemediğinden özgürlükçü bir tutumu, öz gücü, bağımsızlığı temsil edemiyor. Bölgenin en sömürgeci güçleri ile ilişki halinde olarak ayakta kalacağına inanıyor. PKK’yi kendi ihanet çizgisine çekemediğinden düşmandan daha fazla düşman kesilmiş durumda. Her gün Türk savaş generallerinin Kürt halkının evlatlarını kimyasal silahlarla katletmesine yardım ediyor.
Özgürlük gerillası ise öz gücüne dayanarak onuru için savaşanların nasıl kazanacağını kendi savaş pratiğiyle tüm dünyaya ispatlıyor.