HABER MERKEZİ- Kadınların Birleşik Devrim Hareketi (KBDH) Genel Konseyi, İran devletinin idam kararlarına karşı yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada “Faşist İran molla rejimi, Jina Mahsa Emînî’nin katledilmesiyle başlayan halk ayaklanmasının direniş ruhunu yok etmek, toplumu korkuyla yöneterek teslim almak için tüm İran ve Rojhilat toplumuna dönük baskılarını arttırıyor. Jina Mahsa Emînî ayaklanmasına katılan; işçi, emekçi, kadınlardan intikam almak için, baskı ve zulmünü arttırıyor” denildi.
Açıklamada şunlar belirtildi:
“Molla rejimine biat etmeyen, adil ve onurlu bir yaşam için ölümü pahasına mücadele yürütenler gözaltına alınıyor. Aylarca gözaltında tutuluyor, yoğun işkencelere maruz bırakılıyor. Gözaltına alındıkları ailelerinden, yakınlarından, avukatlarından gizleniyor. Ve aynı zindanlarda idam kararının infaz edildiği haberi yükseliyor. Ve yine aynı zindanlarda, işkenceye, baskı ve zulme karşı direniş haberleri de yükseliyor.
Sömürgeci, gerici molla rejiminde tüm kapitalist sistemde olduğu gibi insan hayatı çok değersiz. İnsan yaşamıyla ilgili kararlar uzun hapislik, idam kararları vb egemen sınıfların koruyuculuğunu üstlenmiş mahkemeler tarafından çok hızlı alınıyor ve uygulanıyor.
Son olarak; Şerîfe Muhamed ve Pexşan Ezîzî hakkında erkek egemen molla rejiminin düzenlerinin koruyuculuğunu üstlenmiş mahkemeler tarafından idam kararı verildi.
Şerîfe Muhamed ve Pexşan Ezîzî iki Kürt kadını. Birçok ortak noktaları onları faşist molla rejimine karşı mücadelede aynı saflarda buluşturdu:
Şerîfe Muhamed: İran işçi ve emekçilerinin hakları için mücadele yürüten sendikacı ve yurtsever bir kadın.
Pexşan Ezîzî: Gazeteci, sosyal hizmetler uzmanı, kadın özgürlük mücadelesi yürüten yurtsever, devrimci kadın.
İki Kürt yurtsever genç kadının ortak yanı; İranlı emekçi halkların, işçilerin, kadınların onurlu, özgür bir yaşam sürdürebilmeleri için mücadele yürütüyor olmalarıdır. Hem cinsleriyle birlikte özgür ve eşit bir yaşam isteği olan bu iki devrimci kadın bu özlemleri için sürdürdükleri bir direniş var.
Ve ikisi de Jina Mahsa Emînî’nin katledilmesiyle başlayan ayaklanma sonrası gözaltına alınıp işkenceli sorgulardan geçirilip tutuklandı. Adil yargılama hakları gasp edilen iki devrimci kadın, idama mahkûm edildi. İran’da, idam cezası, herhangi bir hapis cezası gibi hızlıca alınıp uygulanabilmektedir.
‘KADIN AYAKLANMASINA KATILANLAR HEDEFTE’
İran devrimiyle birlikte siyasi iktidarını kuran molla rejimi altında, rejim karşıtı olan, rejimin çizdiği sınırlarda yaşamı kabul etmeyen her birey idam edilebilir. Birçok örnekte olduğu gibi ezilen halklar, ezilen uluslara, inançlara mensup yurtseverler, devrimcilerle işçi ve emekçilerle hesaplaşmak için idam adeta toplumun üzerinde bir Demokles’in kılıcı gibi durmaktadır.
Jina Mahsa Emînî ayaklanmasından bugüne kadar özgürlük ayaklanmasına katılanlara tam bir devlet terörü uygulandı/uygulanmaya devam ediyor. Bu kadınlar söz konusu olduğunda iki kat daha fazla yaşanıyor. Gözaltında tecavüz, cinsel işkence yöntemi İran molla rejiminin tarihi kadar eski bir işkence yöntemidir. Bu cinsel saldırı, molla rejimince sistematikleştirilmiş ve din adı altında meşru zemine oturtulmaya çalışılmaktadır. Jina Mahsa Emînî ayaklanması sonrası, yıldırma, sindirme, geri adım attırma stratejisi olarak başta politik kadınlar olmak üzere gözaltına alınan tüm kadınlara ve muhalif direnişçilere uygulanan bir saldırı olarak yaygınlaşmıştır.
Kadınlar üzerinde, inançsal, ulusal, cinsel saldırı ve baskılar yoğun biçimde arttırılarak sürdürülüyor. İdam kararları erkek egemen molla rejimine karşı direnen, mücadele eden tüm kadınların, direnişçilerin üzerinde uygulanıyor.
‘İRAN KADIN İRADESİYLE HESAPLAŞMAK İSTİYOR’
Werîşe Muradî örneğinde olduğu gibi yurtsever, devrimci kadınlar kaçırılıyor, zorlu mücadele sonunda akıbetleri öğrenilebiliyor.
Roxana Vojdani, Bahareh Ghaderi, Sahar Mohebpour ve Setareh Taami adlı Bahi inancından dört kadın örneğinde olduğu gibi rejim tarafından tutuklandıktan sonra bilinmeyen yerlere naklediliyor.
Soheila Abadi ve üç kadın 2022 yılında idam edildi. Soheila Abadi, 15 yaşında evlendirilen on yıl boyunca evli olduğu erkeğin her türlü fiziksel işkencesine maruz kalan öz savunma hakkını kullandığı için hakkında idam kararı verildikten sonra infaz edilen sayısız kadından biri.
Samara Bazian, İran rejimi tarafından 2023’de idam edilen kadınlardan biri. Samara’da henüz çocuk yaşta ve zorla evlendirilen, uzun yıllar evli olduğu erkeğin şiddetine, tacizine maruz kaldıktan sonra özsavunmasını kullanan ve bedelini yaşamıyla ödeyen kadınlardan.
İsimlerini burada anamayacağımız sayısız kadın, bin yıllık öğretilmişliğe karşı çıkmış, şiddetin kaderi olmadığını öz savunmasını kullanarak göstermişti. Samara Bazian’da, Soheila Abadi de, İran molla rejiminin bekasını koruyan yargı sistemince idam edilerek adeta kadın iradesiyle hesaplaşılmak istenmiştir.
Bugün de faşist molla rejimi, Şerîfe Muhamed ve Pexşan Ezîzî adlı cesur, özgürlük tutkunu olan kız kardeşlerimizi aramızdan almaya çalışıyor.
Faşist, molla rejimi; idam kararlarıyla başta Türkiye, Kurdistan, Ortadoğu ve dünya kadınlarına ilham olan “Jin jîyan, azadî” ayaklanmasının ruhunu yok etmek istiyor.
‘SOKAKLARA ÇIKARALIM, GÜCÜMÜZÜ GÖSTERELİM’
Molla rejimine teslim olmayan, biat etmeyen, direnen, mücadele eden tüm kadınların mücadelesine ket vurulmak isteniyor. Başta Türkiye, Kurdistan ve Ortadoğulu kadınlar olarak faşist molla rejiminin bu saldırılarına dur diyelim.
Nasıl ki, ‘Jin, jîyan, azadî’ şiarıyla dört bir yanda sesimiz, gücümüz, eylemlerimizle buluşup erkek egemen kapitalist, gerici, faşist sistemlere karşı gücümüzü gösterdiysek, bugün de bulunduğumuz her yerde idam kararlarını durdurmak için sokağa çıkalım.
Şerîfe Muhamed ve Pexşan Ezîzî’yi yaşatmak için ‘Jin, jîyan, azadî’ şiarını haykırarak kadının değiştirici gücünü gösterelim. Erkek şiddetinin kaderimiz olmadığını öz savunma eylemleriyle gösteren o cesur kızkardeşlerimizin eylemlerinden aldığımız güçle, faşist molla rejimine, sömürgeci, faşist erkek egemen sistemlerle hesaplaşmak için ellerimizi kenetleyelim, sesimizi, gücümüzü sokaklarda birleştirelim.”