HABER MERKEZİ- Şehîd Jîndar Rûmet Meyaser’in Kaleminden…
“Güneş birden ışınlarını senin kirpiklerinin üstüne bıraktı. Cîlo doruklarında ki kar senin gözyaşlarında eritti kendini Amara…Onlar ağlamaklı gözyaşları değildi, senin esmer gülüşünün gözyaşlarıydı. Zaten ağlayıp sızlama, şikâyet yabancıydı senin yüzüne. Yüzün güneşe dönük, saçların asi rüzgarlarda ve gözlerin sonsuz ufuklarda anlamla dolu. Amara yaman bir kadın, Amara Zagros’lu bir kadın ve Amara Apocu bir kadın. O sineden gelen bir nefes ve güzel bir hikâye.
Amara Arkadaş, Kurdistan’ın batısında, Girkelegê şehrinde doğar. Rojava devriminin sıcağında, sıcak yüreğiyle örgüte katılır. Zap ve Cîlo alanlarında gerillacılık yapar. Sonrasında 2019 yılında Avaşîn Eyaleti’ne geçer. O zaten Zagroslar’dan geldiği için çok çabuk alışır Avaşîn’e ve oradaki arkadaşlara. Kısa bir süre karargâhta kalır bu kısa sürede arkadaşların yüreğinde yer edinir ve çok sevilir.
Amara Arkadaş her şeyden önce çok sıcak bir insan, sempatik ve samimiydi. Gerçekten birçok defa ona ‘senin yüreğin dilinin üstünde’ derdik. Temiz ve berrak bir kişilikti. İçinde hiçbir şey bırakmazdı. Arkadaşlara ve örgüte karşı açıktı. Çok doğal, çok içtendi. Onu ilk gören arkadaşlar başta bazı özelliklerine anlam veremiyordu. Heval Amara için hiçbir arkadaşın birbirinden farkı yoktu. Zaten PKK ideolojisinde böylesi anlayışlar yoktur ama en çok da Amara şahsında insan görüyordu ki herkes ‘HEVAL’ dir. Yoldaşlık nezdinde onun için tüm arkadaşların değeri birdir.
Amara Arkadaş hiçbir zaman kendini kalıplara sokmazdı. O her yerde aynı Amara’ydı. Gerçekten çok özlüydü. Bu doğal özellikleri insanın onun yanında kendini güvende hissetmesini sağlıyordu. O yoldaşlık misyonunun biçtiği görevlerinin de farkındaydı. Her zaman kendisiyle bir savaş içerisindeydi. Onun için en önemli olan şey de adalet ve eşitlik ilkesiydi. Derdi ki eğer bizim yoldaşlık ilişkilerimizin temelinde bu ilkeler olmazsa PKK’yi yaşamadığımız anlamına gelir çünkü bu partinin mayasında bu ilkeler vardır. En küçük haksızlığa karşı bile tahammülü yoktu Amara’nın. Bu konuda amansız mücadeleciydi. Örgüt yaşamını korumada tavizsiz ve objektif bir duruşu vardı. Ret ve kabul ölçülerinde üst düzeyde keskindi. O duruşuyla yanlışa geçit vermiyordu. Hem eleştirisel hem öz eleştiriseldi. Hep ‘insanın karşısındaki en büyük engel kendisidir’ derdi. O en çok da kendi kişiliği ve zihniyetiyle bir savaş halindeydi.
Hiçbir zaman Amara arkadaşa söylemedim ama ben her zaman Heval Amara’ nın kişiliğinde Şehid Viyan Soran’dan yansımalar görüyordum. Şehîd Viyan Soran’ın mektup ve yazılarını okuduğumda elimde olmadan Amara arkadaş geliyordu aklıma. O zamanlar yaşadığı için ne ona ne de başkasına söylemeyi doğru bulmadım fakat ona birçok defa Şehîd Viyan Soran’ın mektuplarını oku, onun duruşunu kendine örnek al dedim. Onda bu düzeyde yücelik gördüğüm için bunu söylüyordum.
O öyle bir kişilikti ki örgüte veya bir arkadaşa yanlış yapan kendi gözü bile olsa düşünmeden o gözü çıkarıp atabilirdi. Kendisine karşı o kadar radikaldi. İdeolojik bir duruşun sahibiydi Amara.
Amara Arkadaş, sistem içerisinde 2 üniversite okumuştu. Derin ve bilgin bir kişilikti. Tabi bunu üniversite okuduğu için söylemiyorum, araştırmacıydı Heval Amara. Çok bilgin bir kişilik olmasına rağmen dışardan bakanlar hiçbir şey bilmiyor sanırdı. Hiçbir zaman kendini üstte görmüyordu. Tersine halen kendini bilinçsiz ve eğitimsiz görüyordu. Çoğu zaman onu ses kayıt cihazına doldurduğu sesli ders kayıtlarını derin derin dinlerken görüyordum.
Amara arkadaşta en çok dikkat çeken şey mütevazi duruşuydu. Gerçekten de bilinçli olmasına rağmen kendisini hiçbir şey bilmiyormuş gibi gösteriyordu. Bir gün ona sordum, “Heval Amara, iki üniversite okumuşsun ve birçok boyutta bilinçli olmana rağmen neden kendini bu kadar bilmez gösteriyorsun?”. Amara arkadaşın cevabı halen aklımda. Bana dedi ki: “doğrudur sistemde iki üniversite okudum ama PKK üniversitesinde öğrendim ki daha çok öğrenip bilinçlenmek için kendime bu şekilde bakmam gerek çünkü evren sonsuz bir şeydir. Eğer çok şey biliyorum dersem evrene hakaret etmiş olurum.” O zaman Heval Amara’nın bu sözünü günlüğüme yazmıştım. Bu sözler üzerine çok yoğunlaştım ve kendimi sorguladım. Amara arkadaşın ne kadar derin ve dolu olduğunu anladım. Eğer Amara bir yaşam felsefesidir dersek abartma olmaz. O bu özellikleriyle içinde bulunduğu bütün ortamı yoğunlaşmaya sürüklüyordu.
Bunların paralelinde üslubu çok öğreticiydi. Bir eleştiri yaptığında kavratırdı, karşısındakini yoğunlaştırırdı. Zaten bir eleştiri yaptığında asla orada olayı sonlandırmazdı, doğrusunu göstermek için müthiş çaba harcardı. Heval Amara aynı zamanda çok zekiydi. Analitik ve duygusal zekası birbiriyle bir uyum içerisindeydi. Pratik zekâsı müthiş çalışıyordu. Askeri kültürde yetkinleşmişti. Avaşîn’de bu konuda birçok defa öncü rol oynadı. Bir süre karargâhta kaldıktan sonra Girêsor’a takım komutanı olarak düzenlendi. Heval Amara kendi rengini de katınca daha güzelleşmişti Girêsor. Onun komutası altında o yıl bölgede çok sayıda eylemle düşmana büyük darbeler vuruldu. Hem kendini katıyor hem de kendiyle beraber yoldaşlarını da katmayı çok iyi biliyordu. Kısa bir süre içerisinde bölgenin bütün arazisine hakimiyet kurabilmişti. Girêsor’da kadın renginde bir savaş veriyordu. Çok cesur ve savaşkan bir kadındı. Düşmanı en küçük detayına kadar gözlemliyor ve kendinden emin bir şekilde üzerine yürüyordu. Tüm arkadaşların güvenini kazanmıştı. Hatırlıyorum bir keresinde bir arkadaş ona “Heval Amara, insan senin yanında cihanı bile fethedebilir” demişti. Amara böyle kendinden emin ve güçlü bir militandı.
Çok yaratıcı bir insandı. Girêsor’a gitmeden evvel Dola Mara’da kaldığı kısa bir süre içerisinde ilginç bir olay olmuştu. O zamanlar Dola Mara’da istikam çalışmaları vardı her patlamadan sonra arkadaşlar patlamadan gelen duman yaşam alanına gelmesin diye aspiratörle dumanın yönünü dışarı tarafa veriyordu. Bir gece aspiratör borusu delik deşik ve eski olduğundan duman arkadaşların kaldığı yaşam alanına geliyor ve arkadaşlar dumandan etkileniyor. Dışarıda 10-15 dakika uzaklıktaki depoda yeni bir aspiratör borusu vardır. Keşif hareketliliği durur durmaz Amara Arkadaş kendini dışarı atıyor ve boruyu almaya gidiyor. Heval Amara depodayken keşif geliyor fakat yanında şemsiye yoktur ve borunun o gece arkadaşlara ulaşması gerekiyordu. Hemen pratik zekâsı devreye giren Heval Amara aspiratör borusunun içerisine girer, ayaklarından başına dek çektiği aspiratör borusunun içinde minik minik adımlarla şikefte doğru yol alır. 10 dakikalık yol 40 dakika olur. Sonunda kendini sağlam bir şekilde şikefte atmayı başarır. Arkadaşlar Heval Amara’yı karşılarında görünce şaşırır. Çünkü keşfin yoğunluğundan ve Heval Amara’nın yanında şemsiye olmadığından emindirler. Amara Arkadaş nasıl geldiğini ve görüntü vermediğini kendinden emin bir şekilde anlatır. Gerçekten insan 40 yıl düşünse aklına gelmez. Heval Amara hiçbir zaman kendini düşman tekniğine mâhkum etmezdi. O kendi aklıyla birçok defa düşman tekniğini ayakları altına almıştır.
Bir gün hareketli birlikten 3 arkadaş eylem yapmak için Girêsor’a gider. Heval Amara arkadaşların kararlı duruşlarında çok etkilenir. Onlara siz cephanenizi hazırlayın erzakları ben hazırlayacağım der. Eldeki ekmekleri sert olduğundan Heval Amara bu ekmekle arkadaşları göndermeye kıyamaz ve o gün kendisi arkadaşlar için fırına çıkar. 40-50 tane taze ekmek yapar bunun yanı sıra kışın için kaldırdığı gömmeyi de bu arkadaşlar için feda eder peynir ve reçel de getirip koyar arkadaşların çantasına. Son olarak pekmezden yaptığı helvayı da ekleyerek arkadaşlara çantalarını teslim eder. Yani elde ne varsa eylem grubu için feda eder. Arkadaşlar cephane ve erzaklarını alıp eylem için yola koyulur. Eylem sabotaj taktiğiyle yapılacaktır. Arkadaşlar başarılı bir şekilde mayınlarını yerleştirir ve kendilerini bir kademe geri verip pusuda beklerler. Tam da bekledikleri gibi Reo tipi zırhlı askeri araç geldiğinde mayını patlatırlar. Fakat mayın 1-2 saniye erken patladığından eylem başarıya ulaşmaz. Eylem grubu sonuçsuz bir şekilde geri döner. Durumu öğrenen Amara Arkadaş çok kızar. 10-15 gün sonra grup tekrardan eylem için hazırlanır. Bu defa Heval Amara sert bir ekmek ve mirtoxe tutuşturur arkadaşların eline, arkadaşlar şaşırır. Heval Amara “ben bütün gömmelerimi sizin için patlattım ama eylemi gerçekleştiremediniz şimdi kuru ekmek ve mirtoxe götürün” der. Amara arkadaş öyleydi elindeki maddi manevi her türlü değer eğer partiye kazandıracaksa seferber ederdi onun dışında hiçbir zaman ne rahatlığı arar ne de seçerdi. Elindeki değerleri en verimli şekilde kullanırdı hep.
Eylem Dilxwaz arkadaşın şehadetinden sonra 2020 sonbaharında hareketli birliğe bağlı kadın arkadaşların takımının komutanı olmuştu Heval Amara. O yıl yer sıkıntısından kaynaklı birkaç alandan gelen kadın arkadaşlar Aris-Faris kampında toplanmıştı. Amara Arkadaş sadece takımdan değil buradaki tüm bileşimden sorumluydu. Gerçekten de yaşamım boyunca yaşadığım en güzel kış süreciydi. Yaklaşık 20-23 kadın arkadaştık. Heval Amara’nın yönetim tarzı her türlü gelişmenin önünü açıyordu.
23 Nisan 2021 de Avaşîn alanında işgal operasyonu başladığında Heval Amara Adilbeg alanındaydı. Operasyon başlar başlamaz yanına epey bir cephane ve denetimindeki arkadaşları alarak Aris-Faris alanına geçti. Mamreşo’daki arkadaşlara destek vermek istedi. O dağlar kadar güven verir arkadaşlarına ve epey faydası dokunur. PKK öyle bir harekettir ki her an ölümle burun buruna yaşarsın. Cesaretle yaklaşırsın ölüme. Hem hiç ölmeyecekmiş gibi hem de her an ölebilecekmiş gibi. Her zaman ölümle yaşam arasında incecik bir ip vardır. PKK içinde herkes bu gerçekliğe göre yaşamak zorundadır. Aris-Faris’ta birçok eylemin hem hazırlığında hem de gerçekleştirilmesinde öncü rol üstlenen Amara Arkadaş bir süre sonra karargahın talimatı üzerine Werxelê alanına geçer. Burada da hiç durmaz, Tabura Ereba ve Banista da yapılan birçok eylemde yer alır. Zaten düşman Werxelê üzerine geldiğinde Kunîşka tarafındadır heval Amara. Düşman şikeft üzerine yerleşmiş haldeyken Adil arkadaşla birlikte düşmanın ruhu bile duymadan Werxelê tünellerinin içine girerler.
Doğrusu bütün arkadaşlar, Heval Amara’nın duruşundan ve iradesinden bahseder. Özellikle pratik zekâsı ve atik hareketleriyle düşmana büyük darbeler vurmuştur. Yoldaşları için güç kaynağı haline gelir. O, ideolojik duruşunu, derinliğini ve Rêber Apo ya olan bağlılığını bir kez daha ispatlamıştır. Ölüm onun için yeni bir başlangıç ve başka bir öğrenimdir.
Tabi bizler için onun şehadeti acı bir kayıp, unutulmayacak bir olay ve büyük bir intikam nedenidir. Çünkü Amara’yı unutmak kendini unutmaktır. O evrenin özeti, coşkun ve büyük bir yıldızdır. Amara Önderlik’ten bir parça, bizden bir nefes ve Kürt kadınının direngenliğine en berrak örnektir.””
Kaynak: YJA- STAR Sitesi