HABER MERKEZİ-
Cemal ŞERİK YAZDI…
“Önder Apo “Yoldaşların yoldaşı olmak demek, paylaşılan hakikatten pay almak” demektedir. Kürdistan Özgürlük ve Demokrasi Hareketi, 11 Ağustos 2018 tarihinde böyle bir özelliğe sahip olan değerli öncü kadrolarından birini daha kaybetti.
Atakan Mahir (İbrahim Çoban) 7 yıl önce bir grup yoldaşı ile birlikte işgalci, soykırımcı, sömürgeci faşist TC devletinin ağır savaş makinesi, savaş uçakları ile gerçekleştirdiği alçakça saldırı ile katledildi.
Atakan Mahir 1990’lı yılların başında ailesi ile birlikte yaşadığı İzmir’de tanıştığı Kürdistan Özgürlük ve Demokrasi Hareketi’nin saflarına katılmıştı. Vermiş olduğu katılım kararının ardında gerilla saflarında yerini almıştı. Gerilla ile tanıştığı ilk bölgelerden biri de Dersim olmuştu. Aslen Maraş Elbistanlı idi. Ama o bir Dersim sevdalısı olmuştu. Öyle ki, herkes onu Dersimli bilirdi. Dersim halkı da onu bir Dersimli olarak kabul etmiş, bağrına basmıştı. Kız kardeşi Ruşen’i ise 1997’de sömürgeci TC ordusunun Zap’a yönelik gerçekleştirdiği işgal saldırısında kaybetmişti.
Devrimci, demokratik kamuoyu da onu yayınlanan kitaplarından ve alternatif, medya da yayınlanan yorum ve siyasal değerlendirmelerinden tanırdı. Bir de yayınlanan Bakur belgeselinde dile getirdiği görüşlerinden… 2013 yılının Newroz’unda Önder Apo’nun başlattığı diyalog sürecinde görev alarak faaliyet yürüttüğü Dersim’de halkın, devrimci, demokratik güçlerin bilgilendirilmesi ve aydınlatılmasında önemli bir rol üstlenmişti. Yoldaşları arasında ise Önder Apo’nun Demokratik Uygarlık Manifestosu olarak formüle ettiği görüşlerde yaşadığı derinleşme ile bilinir ve öyle kabul edilirdi. Başta Dersim olmak üzere her zaman sıcak mücadele ortamında olmak ve orada görevlerini sorumluluklarını yerine getirmek isterdi. Önder Apo’nun esaretinde sonra Kürdistan Özgürlük ve Demokrasi Hareket’inin almış olduğu “geri çekilme” kararından sonra ulaştığı Medya Savunma Alanları’nda bulunduğu süre içerisindeki tutumunu da her zaman bu doğrultuda belirlemiş ve bunun bir sonucu olarak ta 2007 yılının güz aylarında yeniden bir grup arkadaşı ile birlikte Dersim’e doğru bir yolculuk başlatmıştı.
Atakan Mahir gerçekleştirdiği zorlu yolculuğun ardından gerek önceki dönemlerde yaşanan pratiklerden gerekse de geri çekilme döneminde Medya Savunma Alanları’nda kendisinin de içerisinde yer aldığı çalışmalardan, eğitimlerden çıkardığı sonuçlarla Dersim’e ulaşmıştı. Bu anlamda onu yeni dönemin zorlu mücadele görev ve sorumlulukları beklemekteydi.
Yeniden ulaştığı Dersim’de Atakan Mahir bunların bilinci ile yürütülen mücadelede rolünü oynamaya devam etti. 2013 Newroz’u sonrasında yeniden alınan “geri çekilme” kararına kadar da bu böyle devam etti. Atakan Mahir, Medya Savunma Alanları’na doğru geri çekilen ilk gerilla grupları içerisinde yer almadı. Dersim’de görev ve sorumluluklarını yerine getirmeye devam etti. TC devletinin diyalog sürecinde verdiği sözleri yerine getirmemesi üzerine “geri çekilme” kararının durdurulmasında çok sonra, Kürdistan Özgürlük ve Demokrasi Hareketi’nin çağrısı üzerine bir grup arkadaşı ile birlikte yeniden Medya Savunma Alanları’na geldi. Yaklaşık iki yıl kadar kaldığı Medya Savunma Alanları’ndan 2017 yılının güz aylarında yeniden üstlendiği yeni görev ve sorumluluklarla Dersim’e doğru bir grup arkadaşı ile birlikte bir yolculuk başlattı. Ancak bu seferki yolculuk 2007 yılındakinden çok daha farklı olmuştu. Belirlenen süreden daha sonra Dersim’e ulaşabilmişlerdi. O nedenle de geçen bu süreyi de telafi edecek olan bir pratiğin ve planlamanın sahibi olmanın bilinci ve sorumluluğu ile hareket etmeyi kendine esas almıştı. Şehadete ulaştığı 11 Ağustos 2018’e kadar pratiğine yön veren de bu gerçeklik oldu.
Atakan Mahir’i katleden sömürgeci faşist TC devleti bunu kendine bir övünç bir propaganda malzemesi haline getirmekten de geri kalmadı. Fakat bunu yaparken de, yaşamında olduğu gibi, onun cansız bedeninden de korktuğunu gizleyemedi. Önce cansız bedenine ailesine vermek istemediler. Malatya ve Elbistan’da çok yoğun bir şekilde askeri yığınaklarda bulunularak bu yerleşim merkezlerinin giriş- çıkışlarını ulaşıma kapattılar.
Soykırımcı sömürgeci faşist TC devleti Atakan Mahir’i aramızdan alçakça gerçekleştirdiği bir saldırı sonucu aldı. Ama bu O’nun ölümsüzleşmesinden öte bir rol oynamadı. O’nun anılarının, mücadelesinin Önder Apo’nun öğretilerini kavramadaki derinliğinin, saygın kişiliğinin, mücadele ve yoldaşlarına olan bağlılığının, kararlılık ve fedakarlığının birleşik bir hal aldığı mütevazi kişiliği ile mücadele arkadaşlarının bilinç ve yüreklerine yerleşmesinin önünü alamadılar.
Şimdi Atakan Mahir tüm yoldaşlarının, başta Dersim olmak üzere yiğit halkının bilincine, yüreğine; anı ve hafızasına bir daha silinmemek üzere kazılı olarak yaşıyor.
İnsan güzeli, yoldaşlık abidesi Atakan Mahir yoldaşı hiçbir zaman unutmayacağız. Ve onu bize unutturmaya da hiçbir kimsenin gücü yetmeyecek, her zaman bizimle birlikte mücadelemizde yaşayacak.”