BEHDÎNAN- Şehit Nûda Sümbül’ün kaleminden Şehit Yıldız Gelhat anısına yazılmıştır.
“Dicle ve Fırat’ın akışı gibidir yoldaşlık. Ana kaynakları birbirine uzak ama Basra’da birleşmeleri gibidir. Nehirler birleşir ve sonsuzluğa akıtılır saf ve berrak sevgilerimiz.
Herekol’un Pîro’ya, Cûdî’nin Gabar’a, Govendê’nin Çarçella’ya baktığı gibidir yoldaşlık. Asi ve yenilmez bir o kadarda yücedir yoldaşlık.
Yoldaşlık bir çiçeği sulamak, bir toprağı beslemek gibidir, yoldaşlık sulandıkça yeşerendir. Gökyüzündeki yıldızlar gibidir yoldaşlık, karanlığın hükmettiği evreni tıpkı binlercesinin yan yana ve dağılarak aydınlattığı gibi. Önder APO’nun gözlerindeki enerji gibidir. O baktıkça körelen dünya, aydınlanan insandır.
Hakikati çağrıştırdığı için yakıcıdır. Doğru bakmak, doğru okumak gerekir, sevgi, emek, onurlu yaşam, cesaret, kavgacı, çözümcü, o bir bütünen tarihtir. Biz onun felsefesini özümseyenleriz. Yoldaşlığın hakikatine erişebilmek için, özümseyip yaşamaktır. Birbirine kenetlenmektir PKK yoldaşlığı.
Kurdistan dağlarında özgürlük sloganları yükseldikçe kutsal topraklarda buluşmuştuk. Yoksa bunca asi, yiğit kız ve erkek yoldaşları nereden tanıyacaktık. Hep yaşıtlarımızla arkadaş olmuşuzdur. Ama bugün özgürlüğün taht kurduğu Kurdistan dağlarında yaşlarımızın önündeki tel örgüleri kaldırıp, sınırları yıktık, ortak amaç aşkımız, yüreklerimizi Kurdistan’ın onuru için sıradağlar gibi birbirine bağladı. Önder APO’nun felsefesi ile var olan PKK’de anlam bulduk.
Kanla suladıkça topraklarımızı yeşerttik ve yüceleştirdik. Hakikate yakınlaştıkça sevilir yoldaşlık. Bir değil, binlerce filizin yeşerdiğini fark etmek ve bir sevdayı yaşamak gibidir. Bir çocuğun masumiyeti ve saflığıyla büyümesi gibi, o zaman keşke büyümeseydik hep çocuk kalsaydık sözleri de gerekli değildir. Çünkü; insan büyürken kirletilmiş değerlere inat saf büyümeyi de bilinçlice hesaplayandır. Gözler masum, umutlu ve kavgacı iken, yüreklerde o denli berrak ve bilinçlidir.
Birden çok özellik insanı asi ve yüce kılar. Mücadele, bilinç, yaşam, doluluk ve onur işte tam da burada sabahın şafağında parlayan zühre yıldızının anlam bulduğu gibi bizim Yıldız’ımızda en güzel anlama kavuşuyor. Anlamlaştıkça parlayan ve sevilensin. Gözlerden uzak ama hep aranan.
Bir sevda gibi doyumsuz ve hissedilen, ustanın ustama dediği gibi yanımdayken bile özlenensin. Her insan aynı değil olamaz da ama seni bu kadar farklı kılan nedir? Hangi nehirden su içtin? Bizleri ortak bir fikir besleyip, suluyor. Ama daha içten, bağlı ve Kurdistan’ın berrak akarsuları gibisin. Soru işaretini koyarken cevabını da biliyordum. Sen hep bağlıydın ancak Kobanê direnişi, Silopi, Zagros ve Botan seni asi kılmış. Aynı zamanda yitirdiğin en önemli değerler sana Önder APO’nun felsefesiyle bütünleşmeni PKK’de yol almanı, hakikat yolunda bir militan olmanı öğretmişlerdi. Bunun içindir çirkinliklerle savaşman ve bunun içindir parti çizgisini savunup, mücadeleci bir o kadarda kazanımcı olman. İşte farkını tam ifade edemeyecek birkaç cümle. Tanıyıp okumalı ve yol almalı seninle, o zaman çizgide netlik anlaşılacaktır.
Yoldaşlığın bu denli güçlü, anlamlı ve özlemlerle dolu olacağını hiç tahmin etmemiştim. PKK’de doğru yaşadıkça, PKK militanlarıyla yaşıyoruz. Onların yüz simalarında devrimin iddiası, yüreklerinde sevginin çarpıtılmamış saf halini gördüm, görüyorum. Onlar olmadan yürüdüğüm karanlık patikalarda geceleri ay ışığım oldular. Konuşmak, anlatmak isterken kaybettiğim değerleri, gözlerimi kapar onlarla olurdum. Akan nehir kenarında, ya da bir dağın en yüksek zirvesinde buluşturup açacaktık yüreklerimizi ve tekrardan tanımlayacaktık özgürlüğü, güneşi. Benden uzakta ama hep yanıbaşımdaydın, fikir güzelliğin, anıların bendeydi. Belki seni tanıyalı uzun bir süre olmamıştı.
Ancak insanı kendine çeken, anlam dolu bakışlarının gücünü ve gözlerindeki PKK’li olmaya ve intikamcı olmaya yeminli yıldızı fark etmiştim. O kısa sürede zorlandığım zamanları Önderliğin felsefesiyle yaşayan ve yoldaşlığın derinliğine inmiş yoldaşları hatırlayıp anarak geçirdim. O felsefeyle anlam bulan yoldaşlar tutunacak en güçlü dalım oldular ve onları özledikçe büyüttüm sevgimi, huzurluydum onlarla şimdi olduğu gibi.
Yaşadığımız anların güzelliği o ana özgü ve güzeldi. Derler ya her anın kendine ait biriktirdiği güzellikler var tam da öyleydi. Bir daha tekrarlanmayacak o anların güzel hatıraları ile yola devam ediyorum. Bu güzeliğin yaratıcıları olan ve sonsuzluğa yol alanların mücadeleseni zafere ulaştırmak bizim görevimiz.
Simalar benzetilir, özellikler de uyuşur ama tamamıyla o olamaz. Onların mücadelesini yükseltmek devrimci görevimizdir. Doğru yaşatmak için doğru yaşamak gerekir. Yaşanılan her anın değerini, bu dağlarda dağ yürekli yoldaşlar görüp tanıdıkça daha iyi anladım. Her anı anlamlandırırak ve hakkını vererek yaşamanın kutsallığını gördüm. Çünkü; yaşanılan zaman ve mekan bir daha asla tekrarlanmayacaktır. Senle geçirdiğim her anda keşkelere yer vermeden yürüdüm zamana.
Yazdığım her sözcükte senin adın olmasa da her kelimesinde seni anlatmak istedim. Sadece sana değil ve seni senden sonra tanımaları içinde değil bugün yaşıyorsan böyle tanısınlar seni. Doğrusu olduğu gibi ifadelendiremedim seni, sadece kendime bir kez daha gerçek yoldaşların kaybolmadığını ve komutanlığın yitirilmediğini senin şahsında itiraf ettim. Sen sevilmeyi değer görmeyi bir beden ve bir yürekte değil onlarcasında hak ediyorsun. Sen PKK’nin ruhunu yeni yaşamda bu dağların her yerine nakş ederek yürüyorsun.”
Kaynak: YJA-STAR İnternet Sitesi