HABER MERKEZİ-
Gitmek bir yol alma biçimidir. Hesap yol, yolcu ve kendinledir. Gittiğin kadardır soluğun. Gerisi yıkıntı, yorgun, amacından sapma ve bir tür bitiştir duygularda. Yol bir varma halidir. Hedefine kilitlenme, ona göre duygu ve düşüncelerini ayaklandırma iradesidir. Biriken hıncın bilinçle örülmesi, hedefe doğru kanalize edilmesidir. Zayıflık, kendine görelik, keyfiyet yolculuğu zorlu kılar.
Bir de yolun yoldaşlığı var. Öte zamanı hesaplama, geleceği ve anı anlamıyla yaşamayı tesadüfe bırakmamak olacak. Akışkan yaşamın gerçekliğini şansa bırakmak saflık olacak ki, bu doğanın dengeleyici ve evrimsel süreçle tezatlığı ifade eder. Yoldaşlık sıradan bir ilişkilenme biçimi değildir. Doğru, isabetli, geleceğe yol almada ortaklaşma mutlak anlamda olmalı. Parçalı, günü birlik, çıkar ve duygu ilişkisi uzun ömürlü olamaz. Duygu ve çıkarla gelişen ilişki aynı duygularla yıkılmaya mahkûmdur. Mahkumdur, çünkü hele hele ideolojik bir bilinçlenme yoksa yol dinamitlenmeye hazırdır.
Hislerin, beklenti, sevme ve öfkelerin bile aynı reflekse yakın durmalı. Yoldaşlık bir ruh bütünlüğünü ifade eder. Biçimsiz, savruk, tarih ve toplumsallıktan kopuk anla yaşanılacak duygu değildir. Kendini anlama, şekillenmiş kişilik yapılanmanı, uğruna yol aldığın davanın gerekleri doğrultusunda tüm davranışlarını çözmek mutlak bir gerekliliktir. Yoksa en ufak bir zorluk karşısında vazgeçme başlar. Sistemin yarattığı kişilik, duygu ve bilinç neredeyse günlük yaşamı kurtarmaya yöneliktir. Hele hele sömürge kişiliği yaratılıyorsa bu daha tahribatlı olabiliyor. Zayıf, iradesiz, kendine güvensiz ve düşmanına benzeşip ona bağlı bir tip olarak yaşamayı seçiyor. Kapitalist modernitenin ideolojik yapılanması liberalizmdir ve buna göre birey şekillenmesi dayatılıyor. Tamamen bireyci, kendini esas alan bir zihniyet oluşturuluyor. Tarihin gerçekleri, toplumsallık onu ilgilendirmiyor, hatta kaçışı tercih ediyor. Tarihin gerçekliği eğer toplumsallıkla görünür bir hal almışsa bundan kaçış mutlak olmalı mantığı devreye giriyor.
Yürümek yoldaşlığın tempolu adımlarında beyin ile ruh dinginliğinde güven taşıyorsa orada başarıya gitmede telaş ve tereddüt yoktur. Zirveyi bilecek, gözler ışık taşımada tereddütsüz duracak, yorulmayacak yol bildiği hedefinde.
Yoldaşlık yalnızca birlikte hareket edenler, aynı ortamda yaşayanlar topluluğu değildir. Ortaklaşan duygu ve aklın sanat inceliğinde ustalık gerektirir. Dili, üslubu, hitabı öğretici, davranış bütünlüğü eğitici olmada kuşku taşımayacak. Yetmez yoldaşlık, birbirini tamamlamayan ve güçlendirmeyen ilişkilenme biçimi yol alışta dağılma, dökülme ve kopuşlara neden olur. Önder Apo kendisine yönelik geliştirilen uluslararası komplonun gelişmesinde “yetmez yoldaşlığa” vurgu yaparken yoldaşlığın görev ve sorumluluğuna dikkat çekmişti. Yetersizlik, zayıflık, kendine güvensizliği ve yoldaşlığın ruhuna göre hareket etmeme anlamına geliyor.
Yol uzun soluklu bir amacı barındırıyorsa durakları doğru zamanda değerlendirmek, ona göre yeniden kalkışlarını daha güçlü kılmak gerekiyor. Rastgele, zamanlı zamansız soluklanma zayıflığın yorgunluğun ifadesi olduğu kesin. Yaşadığın koşullar, önüne koyduğun hedef neyse ondan sapmamak önemli. Sapmak, düşünce savrukluğuna kapılmak bir tür pişmanlık belirtisidir ki, yol almak işkenceye döner. İrade kırılır, yoldaşlık ruhu anlamsızlaşır, benlik duygusu hortlar. Benlik düşüncesi liberalizmin dayattığı bir tür hastalıktır. Hedefinde toplumsallığı, kolektif akıl ve duygu parçalanmasını dayatma vardır. Avrupa da görünen liberal ideolojinin hakimiyetti yurtsever insanlarımızı gerçeklerden uzaklaştırmış, birçoğunu pençelerinin arasına almıştır. Oysa Özgürlük Hareketi Kürt toplumunda heval kültürünü yaratmış, bir üslup oluşturmuştur. Buna göre çalışma, bu ruhu temsil etmeyi belli bir düzeye taşımıştır.
Yol almak bir kalkışma düşüdür. Hesaplı, planlı, taktik ve stratejik amaçları barındırır. Her hareketlilik mücadeleyi bağrında taşır. Yoldaşlık en anlamlı hakikati söylem ve pratikte taşıyorsa ondan sapmamak bildiği yolu seçme anlamına gelir. Yoldaşlık bir seçme halidir. Fidel Castro “kardeşlerimi seçmedim ama arkadaşlarımı ben seçtim” derken burada bilinçli bir tercihin olduğunu belirtiyor. Hele hele Kürdistan devrimi gibi zorlu bir mücadelenin yoldaşlığı ateşten gömlek, fedaice duruş gerektirir. Bundan olmalı ki, kendini halka borçlu gören Hayri Durmuş, Diyarbakır zindanın işkenceli günlerinde bedenlerini ateşe veren “Dörtler”in eyleminden sonra “önce biz ölmeliydik” demişti. PKK’nin yolculuğu ve yoldaşlığı böyle başlamıştı. Tavır, duruş, kararlılık, davaya bağlılık nettir. Ucunda ayaklanan ruh ve beynin bütünlüğü, ideolojik duruşun şaşmaz tavrı var. Tavizsiz örgütlenen öfke ve her şart altında hareketin temsiliyeti söz konusu.
Yol bir kalkışmanın ilk adımlarıyla başlar. Dizilen kervan yolu aştıkça zirvelere varır. Önce küçük gurupla sonra çoğalan seslerle şafakların tılsımına katılır. Yoldaşlığın amaç bütünlüğü hiçbir gerekçeyi kabul etmez, yalnızca hedefe kilitlenir. Yoldaşlığın en anlamlı sorusuna vereceği cevap birbirini tamamlama, güçlendirmedir.
Yoldaşlık örgütlenmiş en bilinçli seçilme halidir.
Kaynak: Yeni Özgür Politika