HABER MERKEZİ- Hüseyin Gedik’in Sanallaşma ve Dijital Gerçeklik Kitabından
Savaşların Dijital Ayağı ve Öz Savunma- Altıncı Kısım
Devrimci Halk Savaşı’nın doğası gereği, siyasi ve askeri güç üstünlüğüne sahip egemenlere karşı, ezilenlerin zengin örgütlenme ve taktik yöntemlere başvurması kaçınılmaz bir gerekliliktir. Dijital teknik ve teknolojik silahların üstünlüğüne karşı alternatif tedbirler de dahil, istihbarat zafiyetlerini gidermeleri, dijital teknik ve teknolojik silahları etkisiz kılmaları olmazsa olmazlardandır. İnternet iletişim platformları yer ve konum tespiti açısından, bireylerin denetlenmesine açık alanlardır. İzlenilen televizyon ekranlarından bilgisayar ekranına varıncaya kadar, insanların evlerinde izlendiği, dışarda ise daha gelişmiş kamera sistemiyle sürekli takip edildiği bir çağda yaşamaktayız.
İnsanlar, dijital sistemlerin izlenme ve dinlenme çağına esir olmuş bir dönemin içindedir. Savaş teknolojilerinin bu kadar geliştiği bir çağda özgürlükler kısıtlanmakta ve hatta yok edilmektedir. İnsanlar zorunlu olarak devletlerin denetimi altında yaşanmaya mecbur kılınmıştır. Liberalizmin sahte bireysel özgürlükler dönemi insanlıktan çok şey alıp götürmüştür. Savaşların süreklileşerek devam etmesi, toplumsal felaketlere, daha büyük yıkımlara, kitlesel katliamlara, doğa katliamına yol açacağı muhakkaktır. Bunun önüne geçmenin tek yolu, toplumsal değişimlerin ahlaki ve politik yönde ilerlemesi, demokratik özerk yönetim modelleriyle yönetilmesine bağlıdır. Özgür yaşamanın yolu da buradan geçmektedir.
Üçüncü dünya savaşının karakteristik özeliği, günümüzde sürdürülen savaşlardır. Lokal olabildiği gibi, genele yayılma eğilimi de vardır. Toplumsal yok oluş niteliklerini de içinde barındıran bir savaş tarzıdır. Her türlü kitle imha silahının kullanılacağı varsayımı göz ardı edilmemektedir. Nükleer silahların kullanılabileceğine yönelik tehditlere günlük açıklamalarda rastlanmaktadır. Küresel düzeyde kamplaşmaların şekillendiği de bir gerçektir. Ukrayna savaşıyla birlikte saflar daha da belirgin hale gelmiştir. Toplumsal güvenlik sorunları her geçen gün daha fazla kendisini dayatmakta ve çözüm aramaktadır.
Halklara dayatılan küresel ölçekli savaşlar da dahil, ulus devletlerin inkâr ve imha politikalarını aşmak, Demokratik Ulus paradigmasıyla mümkün olmaktadır. Devrimci Halk Savaşı esaslarına göre örgütlenen, özgüce dayanan, öz savunmayı geliştiren, öz yönetimleri esas alan toplumsal yapılanmalarda çare aranmalıdır. Devrimci Halk Savaşı’nda ihtiyaç duyulan modern, profesyonel savaş birlikleri de dahil, uzmanlık gerektiren çeşitli branşlaşmalara gitmek kaçınılmazdır. Sivil halkın da içinde yer alacağı esnek örgütlenmeye ve uygulanabilir taktiklere, yine gerilla taktiklerini uygulayabilen, uzmanlık isteyen daha gelişkin yöntemlere kadar Devrimci Halk Savaşını örgütlemek mümkündür.
Şehirlerin kuşatıldığı, işgal edildiği, halkların soykırıma uğratıldığı, kimliklerin ve inançların yok edildiği, milyonlarca insanın mülteci olduğu bir coğrafyada, hiçbir topluluğun yaşam güvencesi yoktur. Küresel güçlerin saldırıları karşısında Ortadoğu’da görüldüğü gibi devletler bile naçar kaldılar. Bu nedenle, halkları bekleyen tehlikelerin önüne geçecek uygun örgütlenmeleri geliştirmek bir gerekliliktir. Profesyonel gerilla, yarı gerilla örgüt modellerinden tutalım sivil savunma birliklerine kadar, öz savunma güçlerinin mutlaka örgütlendirilmesi gerekir. Öz savunma mekanizmasına bütün bir halk dahil edilmelidir. Mahalleden başlayarak şehrin geneline yayılan bir savunma ağı oluşturulmalıdır. Komünler ve meclislerin örgütlenmesi de bu savunmaya göre işlev görmelidir. Özerk yönetimler ve bağlı bütün kurumlar da savunma eksenine göre çalışmayı esas almalıdır. Devrimci Halk Savaşı’nın bütün ayaklarını oluşturmadan savunmanın mümkün olamayacağı gerçeğinden hareketle, sivil savunmanın ihtiyaçlarını karşılayacak alt yapının inşasına önem vermelidir.
Savaşların eksik olmadığı Ortadoğu coğrafyasında, Demokratik toplum inşalarında öz savunma önemli bir yer tutmaktadır. Düşünceden eyleme, çocuğundan yaşlısına, erkeğinden kadınına kadar toplumun tüm bileşenleri Devrimci Halk Savaşı’nın esaslarına göre örgütlenirse, varlıklarını korumada muktedir olurlar. Devrimci Halk Savaşı ruhuyla ayağa kalkan, özgür yaşam uğruna bedel ödemeyi göze alan örgütlü halkların iradesi yenilmezdir.