BERLİN- Almanya’nın başkenti Berlin’de TekoJIN ve TCŞ öncülüğünde moral gecesi yapılarak uzun yürüyüşe çağrı yapıldı.
Şehit Delil Çiyager ve Şehit Rêzan Amed’e adanan gece, Kürdistan şehitleri için saygı duruşu ile başladı. Saygı duruşunun ardından konuşmalarla devam etti.
Nav-Berlin Eşbaşkanı Hüseyin Yılmaz bir konuşma yaparak, “Öncelikle şehit ailelerine, Önder APO’ya binlerce selam gönderiyoruz. Önder APO’ya yönelik tecrit devam ediyor. Öcalan, ‘Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim.’ dedi. Bu mücadele sadece Kürtler için değil, sömürge altında olan tüm halklar içindir. Kürdistan’ın tamamında halklar olarak birliğimizi sağlamışız. Bunu Kobanê’de, şimdi de Tişrin’de direnerek gösteriyoruz. Tişrin her gün bombalanıyor, halkımız orada direniyor. Her halkın olduğu gibi bizim de özsavunma hakkımız vardır. Biz özsavunmamızı gerçekleştireceğiz. Bu nedenle nerede olursak olalım örgütlenip örgütlülüğümüzü en üst seviyeye çıkarmalıyız.” dedi.
TekoJIN ve TCŞ üyeleri, 10 Şubat tarihinde başlayacak uzun yürüyüşe çağrı yaparak şunları ekledi: “Önder APO’ya Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm” hamlesi kapsamında bizler, Önder APO’nun fiziki özgürlüğü için mücadele etmeliyiz. Bizler, uluslararası komplonun 26. yılında işgalcilerin amacına ulaşmasına izin vermemeliyiz. Bizler, Önder APO’nun tarzı, temposu ve yöntemleriyle 15 Şubat komplosunun intikamını almalıyız. Bu nedenle Kürt gençleri olarak uluslararası komployu kınıyor ve Önderliğimizin fiziki özgürlüğünü sağlamak için yapacağımız uzun yürüyüşe çağırıyoruz.”
Şehit Rêzan Amed’in babası Mele Abdullah Tarhan ise, “Şehit Rêzan, gideceği zaman yanıma gelip ‘Baba, ben gidiyorum.’ demişti. Giderken şu sözleri sarf etti: ‘Ben Kürdistan’a, özgürlüğe gidiyorum. Ülkemiz işgal altındadır ve ben ülkemizin, Kürdistan’ın özgürlüğü için gidiyorum.’ İşgal altında olan topraklarımız ve bize köleliği dayatan sistem, bizler için bir ölümden farksızdır.” dedi.
Mele Abdullah Tarhan, Şehit Rêzan’ın bir anısını paylaşarak şunları söyledi: “Bir gün Şehit Rêzan, bir lokantayı dağıttıktan sonra mahkemeye çıkarıldı. Hakim neden böyle bir şey yaptığını sordu. Şu sözlerle cevap verdi: ‘Ben, düşmanımın bayrağı altında yemek yemek istemiyorum.’ Hakim, ‘Neden?’ diye sorduğunda şu şekilde yanıtladı: ‘Ben küçüktüm, düşman her gün babamı götürüyordu. Babam ülkeyi terk etmek zorunda kaldı ve ben babasız kaldım. Bir gün geldi, annemi de götürdü. O da ülkesini terk etmek zorunda kaldı ve ben annesiz kaldım. Düşman karşısında çok bedel ödedik. Bu nedenle tahammül edemedim.’ Hakim, lokanta sahibine dönerek sordu: ‘Sen Kürt değil misin?’ Lokantacı şu sözleri sarf etti: ‘Ben Kürdüm, fakat kendi devletimde yaşamıyorum.’”
Mele Abdullah Tarhan, ardından şöyle konuştu: “Biz kim olduğumuzu, ne olduğumuzu bilmeliyiz. Nereden geldiğimizi ve nereye gittiğimizi unutmamalıyız.” dedi.
Sanatçılar Bengî Agirî, Hozan Comerd, Serhado ve Mithra Band eserlerini seslendirdi ve şiirler okundu. Halaylar eşliğinde sürekli “Biji Serok APO”, “Biji Berxwedana YPJ-YPG” ve “Biji Berxwedana Gerîla” sloganları atılarak gece sona erdi.