HABER MERKEZİ- Sosyal Bilimler Akademisi yazdı
Suriye’de En Gerçekçi Çözüm Demokratik Konfederal Sistemdir.
Coğrafik yönleri ön planda tutarak süriyede çoğulcu yapıya dayalı federatif bir sistem modeline daha yatkın bir alan gibi görülmektedir. Kavram konusunda netlik olmalıdır.
Bu anlamıyla 8 Aralıktan sonra Suriye’de yeni bir dönem başlamıştır. BAAS rejimi sürecinde, devletin demokrasiye duyarlı kılınması ve muhtemel çözüm tartışmalarının gündemi farklıydı. Şimdi bambaşka bir dönemdir, yeni bir sistem arayışı sürecidir. Eski çözüm arayış süreçlerinin gündemleri yerini tüm Suriye’nin yeni siyasal ve toplumsal sistem modelinin kurulması tartışmalarına bırakmıştır. Tartışma, çözüm arayışı, siyasi model arayışları gibi gündemler oluştururken ilkin bu farkı bilerek ve altını çizerek tartışmak gerekmektedir. Çünkü hala rejim ve ulus-devlet iş başındaymış gibi bir ön kabul vardır. Sanki her şey oluştu, çözüldü şimdi de haklarımızı isteyelim beklentisiyle yaklaşmamak gerekir. Ortada bir devlet ve işleyen bir durum yoktur. Çökmüş bir rejim vardır ve tekrardan bir rejim inşa edilecektir. Yeni durum budur. Evet, Suriye’de iktidar İhvancı, cihadist ve selefi denilen unsurların eline altın tepside sunulmuştur. Fakat Suriye’deki gelişmeler tümüyle onların tekelinde olan bir şey değildir. Aksine halkların direnişiyle gelişen devrim süreci çalınmak istenmektedir. Dolayısıyla Suriye’de yeni siyasal ve toplumsal sistem modelin rengini ve özünü verecek olan halklar ve onun kapsamlı mücadelesidir. Şimdi süriyede ilk devrimden bu yana mücadelenin ikinci en önemli aşaması yaşanmaktadır.
Suriye’nin sosyolojik ve siyasal yapısına en uygun siyasal yönetim modeli, federatif birimlere dayalı demokratik konfederal modeldir. Suriye’nin çoklu yapısına en uygun model budur. Bu model en kritik ve kaosun yoğun olduğu dönemlerde Suriye’nin kuzey ve doğusunda uygulanarak bölgenin en istikrarlı alanı olmuştur. Dolayısıyla başarıyla uygulanan ve toplumsal demokrasi bilinci kazanan Kuzey ve doğu Suriye sistemi model ve zihniyeti tüm Suriye siyasal yönetim modeline taşıma sürecidir. Suriye’nin çoklu toplumuna öncülük edecek olan bu zihniyet ve paradigmadır.
Suriye’deki sosyolojik ve demografik yapı hem coğrafik, hem Etnisite ve hem de çoğulcu inanç yapısı nedeniyle dünya deneyimlerini de incelemeyi gerekli kılmaktadır. Dünyada etnik, inanç, ve coğrafya farklılıklarına dayalı kapsayıcı yönetim tecrübeleri oluşturulmuş ve halen yürütülmektedir. Etnik ve coğrafik bütünlük içinde birleştirici, federatif, özerk ve/veya eyalet sistemlerin geliştiği bir çok ülke bulunmaktadır. Burada anlatılmaya çalışan federatif, özerk yönetim modellerinin eyaletler veya yerel yönetimler düzeyinde yürütülebildiği gerçeğidir. Bunlar dikkat çekicidir. Bu deneyim ve tecrübeleri, demokratik konfederal anlayışıyla buluşturup, özgün bir demokratik Suriye konfederalizmi modeli geliştirmek gayet mümkündür. Bu model Ortadoğu’ya öncülük düzeyinde bir sinerji ve sistem örneği olacaktır. Bu modelin kazandırıcılığı bölgesel ve uluslararası topluma iyi anlatılırsa ciddi bir çözüm alternatifi de olabilir. Böylesi bir proje sunmak gerekir. Cihadist, ihvancı ve selefi yönetim anlayışı yerine önerilecek model daha çekici olabilir. Şeriata dayalı yönetim modellerinin pratikleri ve varlık gerekçeleri de bizim bu modeli kabul ettirebilmemiz için uygun bir imkan sunmaktadır.
Kısaca özetlediğimiz bir çok ülkede gelişen deneyimleri yeniden hatırlamak, demokratik konfederal sistemin kazandırıcılığı ve özgün bir model olarak oturtulmasına fayda sağlayacaktır.
Federatif Sistemler (Kanton, Eyalet, Özerklik)
Federatif sistemler, devletin yönetimsel olarak birden fazla birime (federasyonlara, eyaletlere, kantonlara veya bölgeler) bölündüğü ve bu birimlerin belli düzeyde özerkliğe sahip olduğu yönetim biçimleridir. Bu sistemlerde merkezi hükümet ve yerel yönetimler arasında yetki ve sorumluluk paylaşımı vardır. Bu sistemlerdeki yetki ve sorumluluk paylaşımı genellikle anayasayla düzenlenir ve hem merkezi hükümetin hem de alt birimlerin haklarını garanti altına alınır. Federasyonlar, farklı etnik, dilsel, dini veya bölgesel kimliklerin bir arada yaşamasını sağlamak için kullanılır.
1. Coğrafi özerklik, federatif ve eyalet sistemlerine dayalı devlet modelleri.
Bu modellerde federasyon coğrafi bölgelere dayanır ve etnik ya da kültürel yapıdan çok coğrafi birimlerin yönetiminden sorumludur. Yönetim, genellikle eyaletlere veya bölgeler arasında eşit bir dağılıma dayanır. Bu sistemlerde bölgesel yada coğrafi faktörler, federatif birimlerin temelini oluşturur. Burada etnik farklılıklar temel ölçüt olmayabilir.
ABD (Amerika Birleşik Devletleri)
ABD 50 eyaletten oluşur ve bu eyaletlerin her biri coğrafi sınırlara göre düzenlenmiştir. Etnik ya da dilsel temele dayalı bir ayrım yoktur.
Bu eyaletler kendi anayasasına, yasama organına ve yargı sistemine sahiptir.
Federal hükümet ulusal savunma, dış politika ve para politikası gibi alanlarda yetkilidir.
Federal sistem, “coğrafi” bir bölünmenin güçlü bir örneğidir, çünkü eyaletler esas olarak coğrafi sınırlarla belirlenmiştir.
Avustralya.
Avustralya 6 eyalet ve 2 bölgeden oluşan bir federatif yönetim modelidir. Bölümler tamamen coğrafi sınırlara dayanır.
Burada da eyaletler kendi sağlık, eğitim ve altyapı politikalarını belirlerken, savunma ve dış politika konularında federal hükümetin yetkisindedir.
Coğrafya merkezlidir ve etnik çeşitlilik göz önünde bulundurulmaz.
Almanya.
Almanya, 16 eyaletten (Bundesländer) oluşan bir federasyondur. Bu eyaletlerin sınırları coğrafi ve tarihsel olarak belirlenmiştir.
Eğitim, kültür ve iç güvenlik gibi konularda eyaletler yetkilidir.
Federal hükümet daha çok ulusal düzeydeki kararları alır.
Brezilya.
Brezilya da 26 eyalet ve bir federal bölgeden oluşan federatif bir yönetim modelidir. Her eyaletin belirli derecede özerkliği vardır.
2. Etnik farklılıklara dayalı federatif, özerk, eyalet sistemleri.
Bu sistemlerde federal birimlerin sınırları, etnik, dilsel ya da kültürel farklara göre belirlenir. Genellikle çok etnikli toplumları yönetmek için kullanılan sistemlerdir. Amaç farklı grupların kendilerini yönetmelerine olanak sağlamaktır. Dolayısıyla farklı grupların siyasi ve kültürel haklarını koruyarak merkezi otoriteye karşı kendini yönetmek erkine sahip olmalarıdır.
Etiyopya
Etiyopya, etnik temele dayalı bir federasyondur olmakla birlikte anayasa, her federal birimin bağımsızlık ilan etme hakkını da tanımaktadır.
Ülke, dokuz etnik bölgeye ayrılmıştır (örneğin Tigray, Oromia).
Her bölge kendi dili, kültürü ve yönetim yapısını korumaktadır.
Ancak bu model, dış etkiler, nüfus hakimiyeti gibi sebepler nedeniyle etnik gruplar arasındaki çatışmalara yol açmakta ve bu da istikrarsızlık yaratmaktadır.
Belçika.
Belçika federal bir devlet yapısına sahip olup Felemenkçe’nin resmî dil olduğu Flaman Bölgesi, Fransızcanın resmi dil olduğu Valon Bölgesi ve her iki dilin de resmî dil sıfatını taşıdıkları Brüksel Başkent Bölgesi’nden oluşur. Belçika’nın dilsel çeşitliliği ve bununla ilgili politik ve kültürel anlaşmazlığı, Belçika tarihine ve yönetim sistemine yansımıştır.
Aynı yönetim anlayışı, ispanya, Kanada ve indonezya devletlerinde vardır.
3. Etnik ve Coğrafi Karışımlı, eyalet, özerklik ve federatif sistem modelleri.
Bu tür federatif sistemlerde, hem etnik hem de coğrafi faktörler dikkate alınır. Bir çok ülke, hem etnik çeşitliliği hem de coğrafik faktörleri birleştiren federatif, özerklik ve eyalet sistemlerine dayanır. Bu tür ülkeler, farklı etnik, inanç gruplarının ve coğrafi bölgelerin kendi yönetimine sahip olmalarını sağlar.
İsviçre.
Isviçre, Federal otoritelerin merkezi Bern ile birlikte 26 kantondan oluşan bir federal cumhuriyettir. Dil ve kültür açısından dört ana bölgeye ayrılabilir: Almanca, Fransızca, İtalyanca konuşulan bölgeler ile Romanşça konuşulan vadiler. Her bölge kendi dilini, kültürünü ve siyasi yapısını yönetir. Her kantonda ayrıca farklı dil, kültür ve inanç grupları bulunur. Tarihsel anlamda bunlar iç içe geçmiş durumdadır. Her kanton bunlara yasal güvence, temsil ve katılım hakkı tanımıştır.
Çin.
Çin, etnik çeşitlilik ve coğrafi özerklik modellerine bazı özerk bölgelerle birleştirir. 22 eyalet, 5 özerk bölge, 4 doğrudan yönetilen şehir ve Hong Kong ile Makao özel idari bölgesine egemendir. Tibet ve sincan (doğu türkistan) gibi bölgelerde etnik grupların (tibetliler, uygurlar) kendilerini tanımlama haklarıyla birlikte, çin merkezli hükümeti tarafından evrilen özerklik hakları vardır. Fakat genel olarak Çin üniter egemen bir devlet şeklinde adlandırılmaktadır.
Hindistan.
Hindistan, 28 tane eyalet ve birlik bölgesinden oluşan ve parlamenter demokrasi ile yönetilen bir cumhuriyettir. Bazı eyaletler etnik yada dilsel temele, bazıları ise coğrafi temele dayalıdır.
Eyaletlerin bir kısmı dilsel olarak oluşturulmuştur (örneğin Tamil Nadu, Punjab), diğerleri ise coğrafi temellere dayanır. Federal hükümet güçlüdür ve yerel yönetimlerin bağımsızlık alanı sınırlıdır.
Kanada
Kanada, 10 eyalet ve 3 bölgeden oluşur. Quebec eyaleti, etnik ve dilsel bir temele dayalı özerklik örneğidir.
Quebec, Fransızca konuşan nüfusuyla Kanada’nın diğer bölgelerinden ayrılır. Eyalet, dil ve kültür açısından güçlü bir özerkliğe sahiptir. Diğer eyaletler ise daha çok coğrafi ve tarihsel olarak şekillenmiştir.
Rusya
Rusya, 89 federal bölgeye ayrılmıştır. Bunların arasında etnik özerk cumhuriyetler (örneğin Tataristan, Çeçenya) ve coğrafi temele dayalı kraylar (bölgeler) vardır.
Etnik özerklik tanınır, ancak Moskova’nın merkezi otoritesi oldukça güçlüdür. Coğrafi temele dayalı bölgeler genellikle etnik özerk bölgelerle birlikte var olur.
devam edecek…