HABER MEREZİ- Sosyal Bilimler Akademisi yazdı
Suriye’de En Gerçekçi Çözüm Demokratik Konfederal Sistemdir.
Suriye’de En Gerçekçi Çözüm Demokratik Konfederal Sistemdir-I – Nûçe Ciwan
Birleşik Arap Emirlikleri federatif sistemi:
BAE 1971 yılında 7 emirliğin bir araya gelmesiyle kurulmuş bir federasyondur. (Ebu dabi, Dubai, Şerika, Fucere, Resul hayme, Acman, Umül, Kayweyn) bu 7 emirlik herbiri kendi emirine sahip olan yarı bağımsız siyasi birimlerdir. Her emirliğin geniş bir özerkliği vardır. Ancak federal hükümetin genel çerçevesi içinde faaliyet gösterirler. Kurulan federasyonlar coğrafik özelliklerin önde olduğu etnisitelerdir.
Merkezi yönetim. Merkezi hükümet federasyonun dış ilişkiler, savunma, uluslararası ticaret ve genel ekonomi politikalarını yönetir. Fedarel hükümetin başında bir başkan, yardımcı olarak başbakan bulunur. Yasama organı olan federal ulusal konsey emirlik temsilcilerinde oluşur.
Yerel yönetim. Her emirlik kendi içerisinde bağımsızdır. Kendi polis gücü, eğitim sistemi ve ekonomik politikaları vardır.
Kaynakların paylaşımı. Ebu Dabi ve Dubai federasyonun finansal ve ekonomik yükünün büyük bir kısmını taşır. Diğer emirlikler, merkezi hükümetten aldıkları destekle varlıklarını sürdürürür.
Federasyon, merkezi bir anayasal düzen içinde gevşek bir şekilde bir arada tutan yarı bağımsız emiriliklerden oluşur.
Dubai.
Dubai, geleneksel bir monarşi ile yönetilir. Bu yönetim sistemi, şeyhlik geleneğiyle modern yönetim uygulamalarını bir araya getirir. Dubai’nin mevcut emiri aynı zamanda BAE’nin başbakanı ve başkan yardımcısıdır. Dubai icra konseyi, emirliğin ana yönetim anlayışıyla, emirlikteki kurumlara arasında bir denge kurar. Dubai’nin yasama ve hukuk sitemi, hem islam hukuku (şeriat) hem de batı hukukundan etkilenmiştir. Bunun için sivil ve şeriat mahkemeleri vardır. Dubai, BAE Federasyonu içinde ekonomik, hukuki ve yönetimsel özerkliğiyle dikkate çeken bir emirliktir.
Irakın yönetim yapısı.
Federal yapı, coğrafik bölgeler üzerinden inşa edilmiştir, ancak bu bölgeler aynı zamanda etnik ve mezhepsel nüfus yoğunluklarını yansıtır. Kürtler, kuzeyde yoğun yaşadığı bölgeler, kürdistan bölgesel yönetimi çatısı altında geniş bir özerkliğe sahiptir. Bu bölgede kürtler kendi hükümetini, parlementosunu ve güvenlik güçlerini kontrol eder.
Şiiler ve sunniler, merkezi hükümet ise büyük ölçüde şii araplar tarafından domine edilmektedir. Sunni bölgeler, merkezi hükümetle daha sınırlı bir entegrasyona sahiptir ve zaman, zaman ayrılık talepleri dile getirmektedir.
Yerel özerklik.
Irak’ın federal yapısı, bölgelerin iç işlerinde büyük ölçüde bağımsız hareket etmesine olanak tanır. Güney kürdistan buna örnektir. Diğer bölgelerde ise yerel yönetimler daha sınırlı özerklik haklarını sahiptirler. Dış politika ve savunma gibi alanlar merkezi hükümetin kontrolündedir. Ancak güney kürdistan bölgesi, çoğu kez bağımsız diplomatik girişimlerde bulunur.
Güney kürdistan özerkliği, kendi hükümetine, parlementosuna ve silahlı güçlerine sahiptir. Eğitim, sağlık, kültür, ekonomi, alt yapı projeleri gibi konularda merkezi hükümetin müdehalesi olmaksızın karar alabilir. Irak’ın merkezi hükümeti, özelikle şii ağırlıklı bölgelerde daha büyük kontrol sahibidir. Bu bölgelerdeki yerel yönetimler güney kürdistan gibi bağımsız değildir merkezi hükümetin kararlarına tabidir. Sunni ve şii ağırlıklı bölgeler güney kürdistan gibi resmi bir özerk statüye sahip değildir. Bu bölgelerde yönetim, daha çok merkezi hükümetin tayin ettiği valiler ve yerel meclisler aracılığıyla sağlanır.
Bu fark büyük ölçüde kürtlerin tarihsel ve siyasal mücadelesinden kaynaklanmaktadır. Kürtler, 1991’deki körfez savaşından sonar fiili özerklik elde etmiş ve bu durum 2003 tam 12 yıl kendi kendini yönetmiştir. Saddamın yıkılmasıyla birlikte anayasal bir statüye kavuşmuştur. Güney kürtleri toplumsal ve sistemsel dışlanmışlık ve ekonomik geri bırakılmışlık yanında, verdikleri mücadele sayesinden federal sistemi asıl örneğin olarak Kabul görmüştür.
Federatif Sistemlerin Avantajları.
1. Çeşitliliği Yönetme: Federatif sistemler, etnik, dilsel ve kültürel farklılıkların yönetilmesine olanak tanır. Kültürel barış, bir birine saygı, adil paylaşım, eşit imkan ve kendini yönetme iradesiyle ülkeler daha demokratik katılımcı vizyon sahibi olurlar.
2. Yerel Yönetim Gücü: Bölgesel yönetimler, yerel ihtiyaçlara daha hızlı yanıt verebilir. Bölgesel kalkınma ve ülkeye üretim olarak bunun yansıması, gelir dağılımında eşitliği ve halklar arası barış, uzlaşma kültürü geliştirirerek Tahakümcü yaklaşımları sınırlandırır. Ayrıca birey ve grupların demokratik rakabet ortamının gelişmesine hem zemin hazırlarlar hem de bireylerin kültürel ve yeteneklerinin gelişimine ortam sağlarlar.
3. İstikrar: Çeşitliliği barındıran toplumlarda demokratik bilinç ve bir arada yaşamayı kolaylaştırabilir. Yönetim ve katılım vizyonu sadece seçimleri öncelik kılmamaktadır. Bu tip yönetimlerin olduğu ülkeler, toplumun denetim gücü, eşit haklar, yurtaş hakları ve güvenliği, etik ve şefaflık oranlarıyla örnek ülkelerdir.
4. İnanç, kültür, azınlıklar, eğitim ve diller anayasal güvence altına alınarak, gelişmişlik örnekleri olur ve kendilerini ifade, ibadet ve örgütlenme hakları nedeniyle yönetime katılım oranları güçlenir.
Suriye’de Yeni Bir Siyasal model olan demokratik konfederalizm.
61 yıllık baas rejiminin tekçi, merkezçi ve milliyetçi yönetim anlayışı nedeniyle baskıcı ve otoriter bir rejim sürmüştür. İç savaş bu baskıcı politikadan dolayı gelişmiştir. Suriye’de iç savaşın yarattığı yıkım, merkeziyetçi BAAS rejiminin tarihsel çöküşü ve etnik-dini gruplar arasında derinleşen kutuplaşma, ülkenin siyasal yapısında köklü bir dönüşümü zorunlu hale getirmiştir. Mevcut ulus-devlet yapısının merkezi ve tekçi anlayışının sosyolojik, kültürel ve coğrafi gerçeklerle uyuşmadığı açıktır. Bu bağlamda, Suriye’nin çoğulcu yapısını ve halkların tarihsel haklarını tanıyan federatif/kanton sistemi, yeni bir yönetim modeli olarak tartışılmalıdır. Özellikle demokratik konfederalizm, toplum merkezli, çoğulcu ve yerel yönetimlere dayalı bir çözüm önerisi olarak dikkat çekmektedir.
Suriye gibi çok etnikli ve inançlı toplumlarda merkeziyetçi devlet modelleri, tarihsel olarak toplumsal Çeşitliliği bastırma, farklılıkları yok sayma ve toplumu iradesizleştirme üzerinde kurulu olmuştur. Böylesi devlet yapıları, sürekli iç çatışma, asimilasyon ve isyan merkezleri olmuş, barış, istikrar ve güvenlik sorunları bitmek bilmeyen sorunların kaynağı haline gelmiştir. Dolayısıyla bu tür merkeziyetçi devlet yapılanmaları genellikle toplumu kontrol altına tutmak için kültürel ve etnik zenginlikleri tehdit olarak görmüştür.
Merkeziyetçi ve tekçi sistemler, toplumu genellikle homojen bir yapı içinde, tek bir egemen merkeze bağımlı kılma çabasında olurlar. Bu yaklaşım, toplumların özgür iradelerini ve çoklu kimliklerini reddederek, onları tek bir ideoloji veya kültür etrafında birleştirmeye çalışır. Asimilasyon ve zor bunun başat yöntemlerindendir. Ancak demokratik konfederalizm, merkezi otoriteyi reddetmemekle birlikte, toplumların kendi kimliklerini, inançlarını ve kültürlerini yaşama özgürlüğünü savunur. Bu modelde, merkeziyetçilik yerine, yerel yönetimler arasındaki esnek bir koordinasyon ve ulusal konfederal yönetim-meclise yansıyan eşit katılım ve temsil hakkı tarzında örgütlenir.
Bu esneklik, toplulukların kendi kendilerini yönetme hakkını ihlal etmeden, genel bir çerçevede ortak kararlar almayı mümkün kılar. Demokratik konfederalizm, sadece bir bölgenin değil, tüm bir ülkenin toplumsal ve kültürel çeşitliliğini kabul eder. Bu da, farklı etnik grupların, inançların ve kültürlerin, kendilerini ifade edebileceği bir yapının temellerini atar.
Demokrasi, yalnızca seçimle değil, her grubun kendi yerel ihtiyaçlarını ve isteklerini karşılamak için yönetim biçimlerini şekillendirme haklarıyla daha anlamlı hale gelir. Her bölge, kendi iç işleyişini, iç güvenlik, eğitim, sağlık, ekonomi gibi alanlarda belirleyebilir. Aynı zamanda, genel Suriye için ortak bir meclis veya koordinasyon organı kurulur. Bu organ, farklı bölgesel yönetimlerin ortak ihtiyaçlarını tartışacak, ancak her bölge, kendi özerkliğini koruyarak, bu ortak paydada kararlarını alacaktır.
Suriye, etnik ve dini açıdan son derece çeşitlidir. Bu çeşitliliği barındıran bir demokratik konfederal modelde, her grup kendi kimliğini özgürce ifade edebilir. Kürtler, Araplar, Süryaniler, Türkmenler, Aleviler ve Dürziler vb gibi topluluklar, kendi yerel yönetimlerini kurarken, aynı zamanda Suriye’nin genel işleyişinde ortak bir söz hakkına sahip olurlar. Bu tür bir modelde, hiçbir grup diğerinin üzerinde egemenlik kuramaz, ancak farklı gruplar arasında karşılıklı anlayış, dayanışma ve işbirliği esastır.
Suriye’nin geleceği için önerilen demokratik konfederal model, sadece coğrafi veya etnik farklılıkları değil, aynı zamanda tüm toplulukların kültürel ve dini çeşitliliğini de kabul eder. Bu model, topluluklar arasında daha fazla eşitlik, daha fazla özgürlük ve daha fazla ortaklaşa yönetim sağlamak için önemli bir fırsattır.
Demokratik konfederalizm, merkeziyetçi sistemlerin tahakümünden kaçınarak, her bir bölgeye kendi özerkliğini tanırken, tüm Suriye’nin bir arada var olabileceği esnek bir koordinasyon alanı yaratır. Bu modelde, tüm topluluklar, kendi kimliklerini ifade etme özgürlüğüne sahip olurken, aynı zamanda ortak bir Suriye için de birlikte hareket etme fırsatına sahip olurlar. Sonuçta, Suriye genelinde demokratik konfederal bir sistem, halkların kendilerini ifade edebileceği, eşitlikçi ve özgür bir yapıyı oluşturur.