HABER MERKEZİ- Sosyal Bilimler Akademisi yazdı
Suriye’de En Gerçekçi Çözüm Demokratik Konfederal Sistemdir- VI
Suriye’de En Gerçekçi Çözüm Demokratik Konfederal Sistemdir- III – Nûçe Ciwan
b. Etnik Çeşitliliklerin yönetim birimlerine dahil biçimleri. (Kimliklerin Korunması)
Demokratik konfederalizm, Suriye’deki tüm etnik toplulukların kimliklerini özgürce ifade edebileceği bir sistem inşa eder. Yerel düzeyde ise, federatif, kanton vb yapılarında, kendini eşit ve özgürce ifade edebilecek meclislerde temsil edebildiği kadar, kendi öz meclislerini kurar.
Kürtler, Araplar, Süryaniler, Türkmenler ve Çeçenler kendi bölgelerinde yerel yönetimlerini kurar.
Her etnik grup, dil, kültür, tarihini yaşatma, geliştirme ve örgütlenme hakkına sahip olur.
Etnik gruplar arasındaki ilişkiler, eşit temsiliyete dayalı olarak yerelde federatif yapı veya özerk meclislerde kendini ifade ederken, halklar kongresi veya ortak meclislerde nüfus veya eşit kotalar şeklinide temsil edilir. Bu yapılar, topluluklar arası sorunları çözmek ve ortak politikaları belirlemek için işler.
c. İnanç Temelli Çoğulcu yapıların yönetim birimlerine katılımı ve güvenceye alınması
İnanç Gruplarının Özgürlüğü. Anayasada seküler ve laik ilkesi temel alınır.
Aleviler, Sünniler, Dürziler, Hristiyanlar, Ezidiler ve diğer inanç grupları, kendi dini pratiklerini özgürce sürdürebilecekleri özerk yapılar oluşturur.
İnanç temelli eğitim ve sosyal kurumlar geliştirilir.
Her topluluğun dini inançları, anayasal güvence altına alınır.
Inanç yapıları kendi meclislerini örgütler ve yerelden genele meclislere eşit temsil hakkı bulunur.
Dinler arası ilişkileri güçlendirmek için ulusal düzeyde bir “İnançlar Meclisi” oluşturulabilir. Bu meclis, farklı inanç gruplarını bir araya getirerek diyaloğu ve dayanışmayı teşvik eder.
d. Kültürel Zenginliklerin Korunması ve geliştirilmesi, bu zenginliğin yönetim birimlerine katılımı.
Kültürler kendi meclislerini geliştirir ve yerelden genele kadar meclislere eşit düzeyde temsil edilir. Yerel Kültürel Haklar anayasal güvenceye alınır.
Her bölge, kendi kültürel mirasını yaşatmak ve geliştirmek için özerk kültür kurumları kurar.
Süryanilerin tarihi mirası, dilleri ve dini pratikleri koruma altına alınır.
Kürtlerin dil, edebi, sanatsal ve folklorik değerleri özgürce yaşatılır.
Arap kültürünün farklı alt kimlikleri de tanınır ve korunur.
Türkmenler kendi kültür ve tarihsel mirasları korur, geliştirir ve tanıtır.
Çerkezler, kendi dil, kültür ve sanatsal değerlerini geliştirir ve tanıtır.
Kültürel zenginlikleri ulusal düzeyde tanıtmak ve yaygınlaştırmak için bir “Kültürler Konfederasyonu” oluşturulabilir. Bu yapı, festivaller, eğitim programları, sanatsal, foklorik ve kültürel değişim projeleri organize ederek, kültürler arası barış ve uzlaşma anlayışı gelişir.
e. Yerel hukuk ve mahkemeler.
Yerel mahkemeler, her federatif yapının kendi iç işleyişe ve toplumsal ihtiyaçlara doğrultusunda faaliyet gösterir. Bu mahkemeler, o bölgedeki kültürel, etnik ve dini özgünlükleri göz önünde bulundurarak adalet sağlar. Ancak ulusal anlamda klasik yargı mekanizmaları dışında denetim ve uyuşmazlık çözüm mekanizmaları kurulur.
Ulusal yüksek mahkeme. (denetim ve yorumlama)
Ulusal düzeyde bir yüksek mahkeme, federasyonlar arasında çıkan ciddi hukuki uyuşmazlıkları çözebilir. Ayrıca, federasyonların yerel mahkemelerinde alınan kararların, federal anayasaya ve evrensel hukukun temel ilkelerine uygunluğunu denetleyebilir. Bu çok kimlikli bir toplumda tüm grupların eşit hakları sahip olmasını sağlamak için kritik bir mekanizma olacak.
Ulusal uyuşmazlık çözümü ve arabulucuk.
Yerel mahkemeler çoğunlukla bölgesel düzeydeki sorunları çözerken, federasyonlar arasında çıkan hukuki çatışmalar veya topluluklar arası daha büyük uyuşmazlıklar için bir ulusal uyuşmazlık çözüm mekanizması olmalıdır. Bu topluluklar arasındaki sorunları arabulucuk ya da yargılama yoluyla çözebilecek bir sistem olmalıdır. Bu mekanizma, yerel mahkemelerin kararlarına müdehale etmeden, sadece ulusal çapta çözülmesi gereken daha büyük uyuşmazlıklara odaklanır.
Temel hakları ve evrensel ilkeler üzerinden denetim.
Ulusal düzeyde bir denetim, yerel mahkemelerin insan hakları ve evrensel değerlerlerle ne derecede uyumlu hareket ettiğini control etmek için önemlidir. Her federatif bölge kendi kültürel değerlerine uygun bir hukuk sistemi oluşturabilir, ancak bu sistemin temel insan hakları, eşitlik ve özgürlük gibi evrensel ilkelere aykırı olmaması gerekir. Ulusal denetim mekanizması, bu tür aykırıkları tespit edebilir ve çözüm önerileri sunabilir.
Sulh komiteleri, toplumsal uzlaşı.
Sulh komiteleri, toplum arasında barış ve uzlaşı kültürünü sağlamak amacıyla oluşturulmuş toplumsal yapılar olabilir. Özellikle çok kimlikli ve kültürlü bir yapıda, bu komiteler toplulukların kendi değerlerine ve geleneklerine dayalı olarak çözüm üretmeye yönelik çalışırlar. Genellikle yaşlılar ve kadınlardan oluşurlar. Kadınların bu çalışmada rolü frklılığı, özgürlüğü ve eşitliği temin eder. Kadınların yer alması adaletin daha kapsayıcı ve duyarlı olmasını sağlar. Sulh komiteleri yerel mahkemelrle birlikte çalışır. Bu komüteler hukuki kararlar paralelinde toplumsal barışı güçlendirecektir.
Doğu Suriye Modeli: Fırat Demokratik Konfederasyonu ya da Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Federasyonu
Bu örnek model tüm bölgeler için ilham kaynağı olabilir. Bu isim, hem coğrafi bir vurgu yapar (Fırat’ın doğusu), hem de bu bölgede yaşayan Kürtler, Araplar, Süryaniler, Türkmenler ve diğer toplulukların eşitliğini temsil eder. Konfederasyon, farklı bölgelerin birliğini ve dayanışmasını ifade eder.
Fırat’ın doğusundaki bölgeler, özerk federatif birimler olarak yapılandırılır. Her federatif birim, kendi yerel meselelerinde özerk iken, ortak meselelerde birlikte hareket eder.
Doğu Suriye, özellikle Fırat Nehri’nin doğusunda yer alan bölgeler, son yıllarda kendi kendini yönetme kapasitesini geliştirmiştir. 13 yıl boyunca, hem coğrafi hem de etnik olarak kendi kendini yönetmiş ve bu süreçte bölgenin en istikrarlı alanı haline gelmiştir. Bu model, demokratik konfederalizm için önemli bir örnek teşkil etmektedir çünkü burada hem etnik, inanç hem de coğrafi çeşitlilik ön plandadır. Fakat bu yeni süreçte sistemde yeniliğe gitmek gerekmektedir. Araplar kendini yönetir, nüfusa göre etnik ve inaçlara eşit temsiliyet hakkı tanır. Aynı şey kürtler, suryani ve ermeniler için de geçerlidir.
Bölge, Kürtler, Araplar, Süryaniler, Türkmenler gibi farklı etnik ve dini toplulukları barındırır. Bu coğrafya, demokratik konfederal model için mükemmel bir alan sunmaktadır çünkü burada hem etnik hem de coğrafi çeşitlilik önemli bir yer tutmaktadır.
Doğu Suriye, BAAS rejiminin etnik ve demografik yapıyı bilinçli şekilde değiştirmeye çalıştığı bir coğrafyadır. Artık bozulan demografik yapı değiştirilemez çünkü kaynaşmış toplumsal yapılar olarak iç içe geçme vardır. Bu bölge, etnik ve kültürel kimliklerin yoğun bir biçimde yaşadığı, aynı zamanda geniş coğrafi alanları kapsayan bir yapıya sahiptir. Bu nedenle, Doğu Suriye’nin demokratik konfederal modelle yapılandırılması, yalnızca kültürel ve etnik kimliklerin yaşatılmasında değil, aynı zamanda coğrafi bir birlik oluşturulmasında da önemlidir.
Fırat’ın doğusunda yer alan Rakka, Tabka, Tel Abyad (Girê Spî), Kobani, Serêkaniyê, Haseke ve Kamışlo gibi yerleşim yerlerini kapsayan geniş bir bölgedir. Bu bölge, tarih boyunca etnik, dini ve kültürel çeşitliliğin bir arada yaşandığı bir coğrafya olarak dikkat çekmektedir. Kürtler, Araplar, Süryaniler, Türkmenler ve Çeçenler gibi farklı topluluklar, bu bölgede hem birlikte yaşamış hem de kendi kimliklerini korumuşlardır.
Sonuç olarak, Ele aldığımız çalışma süriyenin coğrafik özeliklerine göre formüle edilmiştir. Fakat çok kültürlü, etnisiteli ve inançlı coğrafik faktörleri birleştiren federatif bir modeldir. Birleştirici, geliştirici, uyumlu ve uzlaştırıcı ana faktör coğrafyadır. Kültürel ve yerel özerklikler bu tanım üzerinden birleştici olabilir. Doğu fırat yaklaşık 13 yıldır kendi kendini yönetmiştir.
Afrin Modeli. Ayrı bir federatif yapı yada Doğu Suriye’ye Entegrasyonu.
Her şeyden önce Türk devleti ve çetelerinin kültürel ve demografik yapıyı değiştirme çabaları durdurulup eski haline gelmeli ve dışardan gelenler çıkarılmalıdır.
Afrin, Fırat’ın batısında yer alır ve Kürtler başta olmak üzere çok sayıda etnik ve dini grubun yaşadığı bir alandır. Buradaki en önemli mesele, Afrin’in bağımsız bir kanton olarak mı devam etmesi gerektiği, yoksa Doğu Suriye’nin demokratik konfederal modeline dahil edilerek bir bütün haline mi gelmesi gerektiğidir.
Afrin’in geleceği, hem bölgesel hem de ulusal düzeyde önemli bir rol oynayacaktır. Afrin federatif bir yapı veya kendine ait kültürel ve coğrafi özellikleriyle ayrı bir kanton olabilir. Bu model, Afrin’in mevcut yapısını bozmadan, kendi iç işleyişine odaklanmasına olanak tanır. Ancak, bu durumda Afrin ile diğer bölgeler arasındaki ilişki, kültürel, ticari ve temsilcileri vasıtasıyla ulusal koordinasyon yönetim işleyişiyle işbirliği ile sınırlı kalır.
Afrin, tarihsel olarak Kürt nüfusunun çoğunlukta olduğu bir bölge olduğu için, kültürel ve demografik yapısı Fırat’ın doğusundaki Rojava bölgeleriyle ortak bir geçmişe sahiptir. Afrin, Doğu Suriye ile etnik ve kültürel bağları nedeniyle, ya federatif bir yapıyla yada doğrudan Doğu Suriye özerk yönetim işleyişine bağlanır yada doğu Suriyeyle entegre edilerek bir bütünlük oluşturabilir. Bu durumda, Afrin’in kültürel kimliği korunarak, Doğu Suriye’nin demokratik konfederal yapısına dahil olması sağlanabilir.
Ayrı Bir Kanton Olarak Afrin coğrafi bağ nedeniyle doğu Fırat’tan ayrı tutulacaksa, (geçiş süreci) Afrin, yetkileri çoğalmış bir kanton olarak formüle edilebilir. Bu kanton, kendi yerel yönetimine sahip olur ancak demokratik konfederal yapıya bağlı kalır. Ayrıca, Afrin, dış müdahalelere karşı yerel bir savunma gücüne sahip olmalıdır.
Batı kürdistan statüsü.
Coğrafik anlamda rojava kürdistanı perspektifiyle baktığımızda, tarihsel, sosyolojik ve etnik bağlamında yeni bir durumlar karşı karşıya olacak güçlü gerekçeler ve argumanlar vardır.
Azaz, Bap ve Cerablus bölgeleri tarihsel olarak karmaşık bir demografiye sahiptir. Rojava Kürdistan sınırları coğrafi ve etnik kapsamında net bir şekilde belirlenmese de bu bölgelerin kürtlerin yaşadığı alanlara tarihsel ve sosyolojik bağları direktir ve güçlüdür. Ancak BAAS rejiminin uyguladığı ‘Arap Kemeri’ politikası bu bölgelerdeki demografik yapıyı ciddi şekilde değiştirmiştir.
1960’larda ve 1970’lerde uygulanan bu politika, Kürt nüfusu yerinden ederek yerine arap yerleşimcileri yerleştirmeyi amaçlamıştır. Böylece, Türkiye sınırına yakın bölgelerde kürtlerin nüfus yoğunluğu azaltarak bir ‘tampon bölge’ oluşturmak hedeflendi. Özellikle Cizire bölgesinde Kürtlerin yoğun olduğu yerlerde bu politika çok etkili oldu ve demografiyi yapay bir şekilde değiştirdi. Bab, Azaz, ve Cerablus da bu politikanın etkilerinden nasibini daha fazla aldı.
Denizlerde adalar olabilir ama karada adalar olamaz. Afrin’in coğrafik ve kültürel bağlamda izole bir ada olmadığı açık. Afrin’in Bab, Azaz ve Cerablus ile kültürel, etnik ve coğrafik bir devamlılığı vardır. Bu bölgeler tarih boyunca hem kürt kültürünün hem de kürt nüfusunun etkili olduğu yerlerdi. Ancak BAAS rejiminin ‘arap kemeri’ ‘asimilasyon politikası’ ve türkiyenin siyasi, askeri yaklaşımları gibi faktörler bu bağları kesintiye uğrattı.
Bir ada denizlerde olabilir ama karada halkaların yaşadığı coğrafyalar doğal ve sosyolojik bir bütünlük arz eder. Ancak BAAS rejimi ve diğer devletler, bu bütünlüğü yapay sınırlarla ve asimilasyon politikalarıyla yok etmeye çalıştı. Kürt halkına coğrafyasını unutturma çabaları hem fiziki hem de kültürel boyutta işlendi. Bu durum kürtlerin sadece coğrafyalarını değil, aynı zamanda tarihsel ve sosyolojik kimliklerini de hedef aldı.
Kürtler açısından Bab, Cerablus ve Azaz gibi bölgeler sadece stratejik değil, aynı zamanda tarihsel ve kültürel anlamda da örnek bir alandır .