HABER MERKEZİ- Kemal Söbe’nin Kaleminden
“Önder Apo’nun yapmış olduğu tarihi çağrı, yıllardır üzerinde çalıştığı demokratik toplum paradigmasının içselleştirilmesi ve bir yaşam tarzına dönüştürülmesidir. Önderliğin demokratik toplum paradigması Kürdistani olduğu kadar bölgesel ve enternasyonal bir öze sahiptir. Önderliğin devletsiz toplum paradigması, devletli ve sınıflı sistem ideolojileri karşısında düşünsel anlamda zafer kazanmıştır. Önder Apo’nun geliştirdiği demokratik toplum paradigmasıyla PKK ve gerilla güçleri sıcak savaş alanlarında başarı kazanmıştır, düşman ise her seferde yenilgi üstüne yenilgi yaşamıştır. İdeolojisi haklı ve meşru olanlar savaşta da başarılı olurlar. Çünkü silahın gücü ideolojinin meşruluğundan ve gücünden gelir. Önder Apo’nun demokratik toplum çağrısı, Önder Apo’nun geliştirdiği demokratik toplum ideolojisinin toplum tarafından doğru anlaşılmasıdır. Önder Apo’nun paradigması yerelde iyi bir yurtsever olmak kadar, bölgesel ve uluslararası alanda iyi bir enternasyonal olmayı başarmış olmaktır.
Demokratik toplum bireyi sınırları, sınıfları, sömürüyü, savaşları aşan, iktidar ve devlet engeline takılmayan, egemenlikçi zihniyetin ötesine geçerek doğal toplumun öz yaşamına ulaşmayı başarmış bireydir. Toplumsal değerlerin içselleştirilmesi, derin bir insan sevgisi, ulusal değerleri korumak kadar genel insani değerlerle bütünleşmek, çok renkliliğe ve çeşitliliğe açık olmak Önderliğin hedeflediği toplum/insan gerçekliğidir. Türkiye’de toplum yüz yıldır tek tip devletçi/milliyetçi resmi ideolojinin kurbanı haline getirilmiştir, tanınmaz hale gelmiştir. Tekçi zihniyete sahip olan dünyayı sadece kendisine ait görüp dünyanın sadece kendisine ait olduğunu düşünür ve farklılıklara yaşam hakkı tanımaz. İşte Kürt sorununun çözümsüz kalması, Kürtleri yüz yıldır soykırıma maruz kalmaları adı geçen bu tekçi zihniyetin sonucudur. Bu tekçiğin aşılması, devletin ve iktidarın etkilerinden, kirinden arınmış olmak demokratik toplum ve insan olmak için olmazsa olmazdır.
Önder Apo’nun demokratik toplum çağrısı bir iktidar olma durumu değildir, en genel anlamda beş bin yıllık devletin ve son yüzyıllarda ortaya çıkan ulus devletin etkisini aşıp köklü bir değişim/devrim yaşamaktır. Kürt halkı Önder Apo’nun demokratik toplum paradigmasını önemli oranda özümsemiş, zihniyet alanında belli bir gelişme yaşamıştır. TC devleti, AKP-MHP hükümeti, Önder Apo’nun ayağına kadar gittiler, Önder Apo bütün kesimlere gerekli çağrıları yaptı, yapıyor. Devlet aklının ve AKP-MHP hükümetinin ne kadar ciddi olup olmadığını önümüzdeki kısa sürede göreceğiz. Özel kirli savaşın devam etmesi, gerilla alanlarına bombalar yağdırılması, sivil siyaset üzerinde baskının olması, halkın iradesine kayyum atamaları, gözaltıların olması, tutuklamalar devletin ve hükümetin hala zulüm zihniyetinde ısrar ettiğini gösteriyor. Ancak Önder Apo’nun demokratik toplum çağrısı bütün dünyada kabul görmüş ve destek bulmuştur, olumlu görülmüştür. Bu durum, Önder Apo’nun mücadelesine uluslararası alanda kesinlikle meşruiyet kazandırıyor.
Eğer TC devleti ve AKP MHP hükümeti, Önder Apo’nun demokratik çözüm çağrısına olumlu cevap vermezse kirli özel savaşta ısrar ederse uluslararası alanda daha çok teşhir olacak ve yalnızlaşacaktır. TC devleti ve AKP MHP hükümeti gerilla güçleri karşısında başarılı olamamış yenilmiştir. İdeolojik olarak zaten bitik durum olan TC devletinin bu durumda fazla bir ömrü kalmamıştır. Öyle ya da böyle inkârcı rejim, Önder Apo’nun, PKK’nin ve Kürt halkının mücadelesi karşısında yenilmiştir. Silahlı mücadele kadar demokratik siyasi mücadele de daha çok dikkat ve emek gerektiriyor. Hatta demokratik ulus paradigmasının yaşamsal hale gelmesi, demokratik toplumun oluşumu, zihniyet devriminin bu çizgi çerçevesinde gerçekleşmesi öyle çokta kolay değildir. Yani siyasi mücadele teknik olarak silahlı mücadele kadar zor değildir ama ideolojiyi ete kemiğe büründürme, içsel hale getirme, bu noktada zihniyet devrimi yaşamak zordur ve büyük yoğunlaşma gerektirir. Önder Apo, bazı yazılarında, parti yapısına ilişkin analizlerinde “iyi silah kullanıyor ama iyi siyaset yapıyor, ideolojiyi iyi kavrama konusunda yetersiz kalınıyor” şeklinde değerlendirmeleri mevcuttu.
Önder Apo’nun öngördüğü demokratik toplum/birey parti’nin amacını iyi bilen ve uygulayan toplum ve bireydir. PKK Önder Apo’nun çizdiği yolda onlarca yıldır mücadele ederek amacına ulaşma noktasında epey bir mesafe katetti. Kürt halkı eski Kürt halkı değil artık. Elli yıl önce Ortadoğu’nun en geri bırakılmış toplumu olan Kürtler bugün Ortadoğu’nun en eğitimli ve demokratik toplumu olmayı başarmıştır. Özellikle Kürt kadınları müthiş bir gelişme yaşadı ve dünya kadınlarına özgürlüğün yolunu gösteriyor. Önder Apo’nun demokratik toplum çağrısı aslında daha çok Türkiye toplumuna yönelik bir çağrıdır. Yani Kürt halkı demokratik toplumu zihniyet boyutlu olarak içselleştirilme konusunda zaten belli bir gelişme yaşadı. Şimdi sıra Türkiye toplumunu demokratik toplum paradigması ışığında değişime uğratmaktır. Her Kürt, bulunduğu her yerde tanıdığı bir Türk’e demokratik toplum paradigmasını, kardeşliği, eşitliği, özgürlüğü anlatmalı, ancak bu şekilde toplumun demokratik dönüşümü sağlanır. Türkiye’de toplum gerçektende demokrasiye, özgürlüğe, ekmeğe, işe, insanca yaşamaya ihtiyacı var. İşte Önder Apo’nun demokratik toplum çağrısı bütün bu sorunların çözümüdür. Önder Apo demek kendini sevdiğin kadar başkasınıda aynı şekilde, aynı içtenlikle sevmektir. Bu açıdan Önder Apo demek bir engin duygu deryası demektir. Önder Apo’nun sevgisinin olduğu her yerde en güzel yaşam ve insan yeniden yeniden doğar en güzel yaşamı kurar.”