Murat Karayılan: ” Türk devleti kürtlerin karşısında yenilmiştir” dedi
PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan Türk devlet işgalciliğini, Êzîdxan’ın durumunu, Şengal, Güney Kürdistan’daki gelişmeleri Çira TV’’ye değerlendirdi.
Murat Karayılan ilkin Êzîdî toplumunun bayramını ve Noel bayramının Kürdistan halkına kutladı ve bu bayramların barış, birlik ve özgürlük getirmesi dileğini belirtti.
Karayılan, Kürdistan halklarının özgürlük mücadelesinin önemli bir aşamadan geçtiğini belirtip, içinde bulunulan dönemin hem Êzîdî hem de tüm Kürtler için önemli olduğunu dile getirdi.
BÜYÜK BAŞARILARI MÜMKÜN
Murat Karayılan, tüm dünyadaki Êzîdîleri selamlayıp, ‘’Halkımızın mücadelesinin bu yeni dönemde sonuç almaya ve çözüme yönelik gitmesini umuyoruz. Ortadoğu, Kürdistan’ın içinde bulunduğu koşullar ekseninde ve Kürdistan toplumunun mücadelesinin durumu ekseninde ele alındığında mücadelenin sonuç almaya doğru gittiğini belirtmek mümkün. Savaş sonrası bölge yeniden dizayn edilecek. Bu yeni dizaynda artık eskisi gibi Kürt toplumunu inkar siyaseti işleyemeyecek. Bugün DAÎŞ çeteciliği ve her türlü gericiliğe karşı Kürtlerin verdiği mücadele önemli bir faktör olarak karşımızda duruyor. Bu sebeple de içinde bulunulan süreç Kürtler için önemli bir süreçtir ve içinde önemli fırsatlar barındırıyor. Eğer Kürt siyaseti doğru bir tutum ve davranış içinde olursa, var olan koşulları bir başarıya dönüştürebilir. İnancımız ve umudumuz bu yöndedir’’ dedi.
TÜRK DEVLETİ VE AKP’NİN KÜRTLERİN DOSTU OLMADIĞI GÖRÜLMELİ
Karayılan, Kuzey Kürdistan’da 2,5 yılı kapsayan ve hâlâ devam eden AKP-MHP faşizmine karşı direnişe değinip, ‘’Önder Apo zindanda direniyor. Zindandaki arkadaşlarımız direniyor. Kürdistan sokaklarındaki zulme karşı halkımız direniyor. Kürtlere yönelik saldırılar kapsamlı bir hâl almış durumda. Sizin de bildiğiniz gibi HDP Eş Başkanları, milletvekilleri, belediye başkanları tutuklu durumda. Türk devlet işgalciliği Kuzey Kürdistan’da soykırım siyasetini işletiyor.
Bu siyaseti Kürdistan diğer parçalarına; Başûr, Rojava ve Rojhilat’a da taşırmaya çalışıyor. Tayyip Erdoğan liderliğindeki Türk devleti, siyasetini Kürt karşıtlığı üzerinde kuruyor. Kürt karşıtı siyasetle Türkiye’de şovenist damarı besliyor ve bu şovenizm üzerinden de iktidarda kalma, iktidarını sürdürme hesabını yapıyor. Bir tarafta hırsızlığı ortaya çıkıyor, etrafındaki ekibin hırsızlığı ortaya çıkıyor ve diğer taraftan da zulüm uyguluyor. OHAL ile her şeyi ele geçirmiş durumda. Kürt karşıtlığını sürdürdükçe şovenistlerin arkasında durduğunu görüyor, MHP’nin yanında durduğu görüyor ve bu biçimde sonuç almayı hesaplıyor. Bu hakikatin tüm Kürtler tarafından görülmesi gerekiyor. Özellikle de güney Kürtlerinin bunun görmesi gerekir. Diğer parçalardaki Kürtlerin de bunu görmesi gerekir. Türk devleti ve AKP Kürt dostu değiller. Bu faşizme karşı da halkımızın direnişi devam etmekte. Kürdistan özgürlük gerillaları ve işgalci Türk devlet güçleri arasındaki savaş 2,5 yıldır devam etmekte. Onlar sonuç aldıkları noktasında çok ısrar ediyor. Öyle değil, gerilla sonuç alıyor. Bu yıl bitiyor, bu yılın sonuçlarına baktığımızda, bir yılın bilançosuna baktığımızda, Türkiye işgalciliği yenilmiş durumda. Hem gerillaya karşı hem de halka karşı yenilmiş durumda. Rojava ve Güney siyasetinde yenilmiş durumda. Türkiye işgalciliği başarılı bir konumda değil, Kürt özgürlük mücadelesi başarı yürüyüşünü sürdürüyor. Bu şartlarda eğer yarın iyi bir atılım örgütleyebilirse daha önemli sonuçları ve başarıları elde edebilir. Bu inanç ve umutla yeni yıla giriyoruz. Yeni yılın Kürdistan özgürlük mücadelesi ve Kürdistan halkı için büyük bir yıl olacağına inanıyoruz.’’
SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ İÇİN GÜNEY’DE BİR KOMİSYON KURULABİLİR
Karayılan Güney Kürdistan’ın Kürt özgürlüğüne yönelik önemine işaret edip, ‘’Fakat bunun doğru bir siyasetle yürütülmesi gerekir, bu önemin, başarılı olmanın ve sonuç almanın zeminine dönüştürülmesi gerekir. Ne yazık Başûr çözüm ortaya çıkmadı, kriz ortaya çıktı, 16 Ekim olayları ortaya çıktı. Kazanımların çoğu kaybedildi. Bu yeni bir durumdur. Doğru okunması gerekir. Bir süredir halk gösterileri de devam ediyor. Bu da yeni durumun sonuçlarından biridir. Eğer Güney siyaseti süreci iyi okuyabilseydi ve buna göre adım atabilseydi böyle bir durum ortaya çıkmayabilirdi. Eğer halka durum anlatılabilirse, halka karşı şeffaf olunursa halkımız yeni durumu anlar. Fakat eğer her şeyi kendine göre yorumlarsan ve tepeden bunu karar haline getirirsen ve aşağıya iletirsen, kimsenin bundan haberi yoksa, açlık, yoksulluk ortaya çıkar, var olan kriz daha da derinleşir. Bu da yanlış bir yaklaşımın sonucu olarak ortaya çıkıyor.
Biz bunları kimseyi suçlama adına dile getirmiyoruz, yani bir fırsat olarak ele alıp Güney siyasetini eleştirmiyoruz. Biz yardımcı olmaya çalışıyoruz. Elde bir sorun var ve bunun çözülmesinden yanayız. Fakat sorunların doğru görülüp yanlışlıkların tespit edilmesi gerekir. Bu doğrultuda yönetimimizin önerileri oldu. Bizler tüm tarafların katılımıyla bir komisyonun kurulması gerektiğini savunuyoruz. Bu komisyon sivil kurumlardan, siyasi kurumlardan, tüm kişileri kapsayacak genişlikte olmalı. Bu komisyon demokratik çözüm platformlarını oluşturmalıdır. Şehirlere gidip halkla toplantı alıp, halkın istemlerine kulak verip çözüm arayıp geliştirmesi gerekir. Çözüme yönelik önerimiz bu biçimde. Doğru çözüm de bu. Eğer bunu yapmazsan ve zor gücüyle bastırmayı önüne koyarsan bir sonuç alamazsın. Kürt siyaseti bu şartlarda böyle bir tutum içine girmemeli. Halkımızın gösteri hakkı vardır. Yakıp yıkma olmamalı. Aynı zamanda halka karşı silah kullanılmamalı. Toplumun ikna olacağı bir çözüm gerekiyor. Toplumun istemleri var, sebepsiz yere sokaklar çıkmış değil, ortada yanlışlıklar var.’’
GÜNEY SİYASETİNİN PROBLEMİ KENDİNİ ELEŞTİREMEMESİDİR
Murat Karayılan, Başûr siyasetinin probleminin kendini eleştirememesi olduğunu belirtip devamında, ‘’Özeleştiriyi eksiklik, yetersizlik olarak ele alıyor. Fakat özeleştiri yaklaşımı bir büyüklüktür. Kendine güvenen biri özeleştiri verebilir, eksikliklerini ortaya koyabilir ve doğruyu kendisi için temel olarak ele alabilir. 26 yıllık bir iktidar var, bunun analizinin yapılması gerekir, nereden nereye varıldı. Halk değişim istiyor ve halkın istemleri iyi bilinmelidir’’ dedi.
ÊZÎDÎ TOPLUMUNUN BİRLİĞE İHTİYACI VAR
PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, Êzîdilere yönelik de, ‘’Êzîdî toplumunun birliğe ihtiyacı var. Bir olmaları gerekir. Farklı bir duruş sergilememeleri gerekir. Her toplumda farklı görüşler, fikirler olabilir. Fakat ortak amaçlarla bir araya gelinebilmelidir. Şimdi Êzîdiler için gerekli olan tutum budur. Êzîdîler her yerde kendi ittifakını gerçekleştirebilmelidir. Niye farklı ve parçalı dursunlar? Bunu aşmaları gerekir. Her yerde örgütsel kurumlarını kurabilmeliler. Bu biçimde iradeleşirler. Gerekli olan da iradeleşmedir. İrade olup kendini kabul ettirebilmelidir. Sadece istemlerin dile getirilmesiyle olmaz. Kimse kimsenin gözünün yaşına bakmaz’’ dedi.
ŞENGAL TÜM KÜRTLER İÇİN ÖNEMLİ VE KUTSALDIR
Karayılan değerlendirmesinin devamında Şengal’in önemine değinip şöyle konuştu: ‘’Şengal sadece Şengal’deki Êzîdîleri değil tüm Êzîdîleri ilgilendiriyor. Tüm Êzîdîler için Şengal önemli. Eğer Şengal’de bir buluşma, bir iradeleşme, özerkleşme ortaya çıkarsa, Êzîdî toplumu kendini yönetebilirse, savunma gücüne sahip olursa bu tüm Şêx’lere ve Êzîdxan’a etki yapar.’’
Karayılan devamında Şengal’in sadece Êzîdîler için değil tüm Kürtler için önemli ve kutsal olduğunu belirtti.
ÖNDER APO ÊZÎDÎ DİNİNE ÇOK BÜYÜK ÖNEM VERİYOR
Karayılan değerlendirmesinin devamında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Kürdistan ve Ortadoğu’ya yönelik yeni çözüm felsefesine dikkat çekip, Öcalan’ın Ortadoğu değerlerinin geliştirilmesinden yana olduğunu, din ve inançlara büyük bir önem verdiğini, özelikle de Êzdayetî’ye Kürdistan için büyük bir önem atfettiğini belirtti.
Karayılan, Öcalan’ın Êzîdiler, Şengal hakkında on yıllar önce bir çok kez değerlendirmeler yaptığını, Êzîdilere yönelik özel bir tutum sahibi olduğuna ve hareket olarak kendilerinin de Öcalan kültürüyle yetiştiklerini belirtti. Karayılan, Öcalan’ın Êzîdîliğin korunması gereken, en eski ve örgütlü Din olarak ele aldığını belirtti ve şöyle dedi, ‘’Özel bir Kürdistan çiçeği olması gerekiyor. Önder Apo bu biçimde ele alıyor. Bu sebeple de örgüte Êzîdxan konusunda birçok kez talimat vermiştir ve Êzîdxan’ın, Şengal’in savunulmasını istemiştir. Özellikle de 73 Fermanı’ndan önce 2-3 kez talimat vermiştir. Biz de tehlike olduğunu hissedip bazı güçleri Şengal’e sokmaya çalıştık ancak engel olundu.’’
YBŞ VE YJŞ DEĞERLİ VE KUTSAL GÜÇLERDİR, KİMSEYE BAĞLI DEĞİLLER
Karayılan, YBŞ ve YJŞ güçlerinin Ferman döneminde kendileriyle beraber savaşan güçlerden oluştuğunu, YBŞ’nin paralı bir güç olmadığını, Hewlêr ve Bağdat’a gidip para istemediğini belirtti.
YBŞ’nin savaş içinde, DAÎŞ barbarlığına karşı savaşmak isteyen gençlerden oluştuğunu, amaçlarının anne ve babalarının, kardeşlerinin ve Êzîdîlerin intikamını almak olduğunu belirten Karayılan, YBŞ’den sonra da YJŞ’nin kurulduğunu ve bunun da kutsal olduğunu, savaş içinde ortaya çıkan böyle bir örgütlenmenin çok değerli olduğunu dile getirdi.
Karayılan, YBŞ ve YJŞ güçlerinin PKK’ye bağlı olmadıklarını, PKK’nin gençlere sadece destek sunduklarını, Êzîdî genç ve kadınlara savaşı öğrettiğini dile getirip Êzîdî toplumunun kendi savunma güçlerine ve yönetimine sahip olması gerektiğini savundu.
ÊZÎDÎLER İÇİN ÖZ SAVUNMA VE ÖZYÖNETİMİ SAVUNUYORUZ
Karayılan, Êzîdî toplumunun bir daha Ferman gerçeğiyle yüzleşmemeleri gerektiğini belirtip, Êzîdî toplumunun kendini güçlü kılması, öz savunmaya sahip olması gerektiğini ve aynı zamanda kendi kendilerini yönetmeleri gerektiğini savundu. Karayılan, hareketlerinin kendilerine yardım ettiklerini, gençlere nasıl savaşılması gerektiğini öğrettiklerini, düşünce olarak onlara destek sunduklarını ancak bundan sonra Êzîdîlerin kendi kendilerini savunabilecek, kendi kendine yetebilecek bir durumda olmaları gerektiğini ortaya koydu.
PKK, ÊZÎDLERİN ÖZGÜR OLMASINI İSTİYOR
Karayılan, ‘’PKK Êzîdîler için ne istiyor?’’ sorusuna şu yanıtı verdi:
Tüm Êzîdlerin bunu bilmesi gerekiyor. PKK Êzîdîlerin birlik olmasını, güç olmasını ve Şengal’de kendi kendilerini yönetmesini istiyor. Meclislerinin olmasını, meclislerinin kaymakamı seçmesini, öz savunmalarının olmasını istiyor. PKK bunu istiyor. PKK Êzîdîler için istiyor, kendisi için bir şey istemiyor. PKK burada iktidar olmak istiyorum dememiştir. PKK, ‘bu benim için’ dememiştir. PKK’nin istediği manevi bir istemdir, ulusaldır, insanidir. PKK Êzîdilerin bir daha Ferman gerçeğiyle karşılaşmaması istiyor, özgür ve eşit bir yaşama sahip olmalarını istiyor.’’
GÜNEY GÜÇLERİ ÖNERİMİZİ KABUL ETSEYDİ ŞENGAL BUGÜN ÖZERKTİ
PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, en son olarak iki yıl önce Şengal için özerklik önerdiklerini ancak Güney’deki iktidarın buna karşı durduğunu ve eğer bu önerileri kabul edilmiş olsaydı Şengal’in şu an özerk olduğunu ve Irak’ın da bunu kabul edeceğini belirtti.
PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan Türk devlet işgalciliğini, Êzîdxan’ın durumunu, Şengal, Güney Kürdistan’daki gelişmeleri Çira TV’’ye değerlendirdi.
Murat Karayılan ilkin Êzîdî toplumunun bayramını ve Noel bayramının Kürdistan halkına kutladı ve bu bayramların barış, birlik ve özgürlük getirmesi dileğini belirtti.
Karayılan, Kürdistan halklarının özgürlük mücadelesinin önemli bir aşamadan geçtiğini belirtip, içinde bulunulan dönemin hem Êzîdî hem de tüm Kürtler için önemli olduğunu dile getirdi.
BÜYÜK BAŞARILARI MÜMKÜN
Murat Karayılan, tüm dünyadaki Êzîdîleri selamlayıp, ‘’Halkımızın mücadelesinin bu yeni dönemde sonuç almaya ve çözüme yönelik gitmesini umuyoruz. Ortadoğu, Kürdistan’ın içinde bulunduğu koşullar ekseninde ve Kürdistan toplumunun mücadelesinin durumu ekseninde ele alındığında mücadelenin sonuç almaya doğru gittiğini belirtmek mümkün. Savaş sonrası bölge yeniden dizayn edilecek. Bu yeni dizaynda artık eskisi gibi Kürt toplumunu inkar siyaseti işleyemeyecek. Bugün DAÎŞ çeteciliği ve her türlü gericiliğe karşı Kürtlerin verdiği mücadele önemli bir faktör olarak karşımızda duruyor. Bu sebeple de içinde bulunulan süreç Kürtler için önemli bir süreçtir ve içinde önemli fırsatlar barındırıyor. Eğer Kürt siyaseti doğru bir tutum ve davranış içinde olursa, var olan koşulları bir başarıya dönüştürebilir. İnancımız ve umudumuz bu yöndedir’’ dedi.
TÜRK DEVLETİ VE AKP’NİN KÜRTLERİN DOSTU OLMADIĞI GÖRÜLMELİ
Karayılan, Kuzey Kürdistan’da 2,5 yılı kapsayan ve hâlâ devam eden AKP-MHP faşizmine karşı direnişe değinip, ‘’Önder Apo zindanda direniyor. Zindandaki arkadaşlarımız direniyor. Kürdistan sokaklarındaki zulme karşı halkımız direniyor. Kürtlere yönelik saldırılar kapsamlı bir hâl almış durumda. Sizin de bildiğiniz gibi HDP Eş Başkanları, milletvekilleri, belediye başkanları tutuklu durumda. Türk devlet işgalciliği Kuzey Kürdistan’da soykırım siyasetini işletiyor.
Bu siyaseti Kürdistan diğer parçalarına; Başûr, Rojava ve Rojhilat’a da taşırmaya çalışıyor. Tayyip Erdoğan liderliğindeki Türk devleti, siyasetini Kürt karşıtlığı üzerinde kuruyor. Kürt karşıtı siyasetle Türkiye’de şovenist damarı besliyor ve bu şovenizm üzerinden de iktidarda kalma, iktidarını sürdürme hesabını yapıyor. Bir tarafta hırsızlığı ortaya çıkıyor, etrafındaki ekibin hırsızlığı ortaya çıkıyor ve diğer taraftan da zulüm uyguluyor. OHAL ile her şeyi ele geçirmiş durumda. Kürt karşıtlığını sürdürdükçe şovenistlerin arkasında durduğunu görüyor, MHP’nin yanında durduğu görüyor ve bu biçimde sonuç almayı hesaplıyor. Bu hakikatin tüm Kürtler tarafından görülmesi gerekiyor. Özellikle de güney Kürtlerinin bunun görmesi gerekir. Diğer parçalardaki Kürtlerin de bunu görmesi gerekir. Türk devleti ve AKP Kürt dostu değiller. Bu faşizme karşı da halkımızın direnişi devam etmekte. Kürdistan özgürlük gerillaları ve işgalci Türk devlet güçleri arasındaki savaş 2,5 yıldır devam etmekte. Onlar sonuç aldıkları noktasında çok ısrar ediyor. Öyle değil, gerilla sonuç alıyor. Bu yıl bitiyor, bu yılın sonuçlarına baktığımızda, bir yılın bilançosuna baktığımızda, Türkiye işgalciliği yenilmiş durumda. Hem gerillaya karşı hem de halka karşı yenilmiş durumda. Rojava ve Güney siyasetinde yenilmiş durumda. Türkiye işgalciliği başarılı bir konumda değil, Kürt özgürlük mücadelesi başarı yürüyüşünü sürdürüyor. Bu şartlarda eğer yarın iyi bir atılım örgütleyebilirse daha önemli sonuçları ve başarıları elde edebilir. Bu inanç ve umutla yeni yıla giriyoruz. Yeni yılın Kürdistan özgürlük mücadelesi ve Kürdistan halkı için büyük bir yıl olacağına inanıyoruz.’’
SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ İÇİN GÜNEY’DE BİR KOMİSYON KURULABİLİR
Karayılan Güney Kürdistan’ın Kürt özgürlüğüne yönelik önemine işaret edip, ‘’Fakat bunun doğru bir siyasetle yürütülmesi gerekir, bu önemin, başarılı olmanın ve sonuç almanın zeminine dönüştürülmesi gerekir. Ne yazık Başûr çözüm ortaya çıkmadı, kriz ortaya çıktı, 16 Ekim olayları ortaya çıktı. Kazanımların çoğu kaybedildi. Bu yeni bir durumdur. Doğru okunması gerekir. Bir süredir halk gösterileri de devam ediyor. Bu da yeni durumun sonuçlarından biridir. Eğer Güney siyaseti süreci iyi okuyabilseydi ve buna göre adım atabilseydi böyle bir durum ortaya çıkmayabilirdi. Eğer halka durum anlatılabilirse, halka karşı şeffaf olunursa halkımız yeni durumu anlar. Fakat eğer her şeyi kendine göre yorumlarsan ve tepeden bunu karar haline getirirsen ve aşağıya iletirsen, kimsenin bundan haberi yoksa, açlık, yoksulluk ortaya çıkar, var olan kriz daha da derinleşir. Bu da yanlış bir yaklaşımın sonucu olarak ortaya çıkıyor.
Biz bunları kimseyi suçlama adına dile getirmiyoruz, yani bir fırsat olarak ele alıp Güney siyasetini eleştirmiyoruz. Biz yardımcı olmaya çalışıyoruz. Elde bir sorun var ve bunun çözülmesinden yanayız. Fakat sorunların doğru görülüp yanlışlıkların tespit edilmesi gerekir. Bu doğrultuda yönetimimizin önerileri oldu. Bizler tüm tarafların katılımıyla bir komisyonun kurulması gerektiğini savunuyoruz. Bu komisyon sivil kurumlardan, siyasi kurumlardan, tüm kişileri kapsayacak genişlikte olmalı. Bu komisyon demokratik çözüm platformlarını oluşturmalıdır. Şehirlere gidip halkla toplantı alıp, halkın istemlerine kulak verip çözüm arayıp geliştirmesi gerekir. Çözüme yönelik önerimiz bu biçimde. Doğru çözüm de bu. Eğer bunu yapmazsan ve zor gücüyle bastırmayı önüne koyarsan bir sonuç alamazsın. Kürt siyaseti bu şartlarda böyle bir tutum içine girmemeli. Halkımızın gösteri hakkı vardır. Yakıp yıkma olmamalı. Aynı zamanda halka karşı silah kullanılmamalı. Toplumun ikna olacağı bir çözüm gerekiyor. Toplumun istemleri var, sebepsiz yere sokaklar çıkmış değil, ortada yanlışlıklar var.’’
GÜNEY SİYASETİNİN PROBLEMİ KENDİNİ ELEŞTİREMEMESİDİR
Murat Karayılan, Başûr siyasetinin probleminin kendini eleştirememesi olduğunu belirtip devamında, ‘’Özeleştiriyi eksiklik, yetersizlik olarak ele alıyor. Fakat özeleştiri yaklaşımı bir büyüklüktür. Kendine güvenen biri özeleştiri verebilir, eksikliklerini ortaya koyabilir ve doğruyu kendisi için temel olarak ele alabilir. 26 yıllık bir iktidar var, bunun analizinin yapılması gerekir, nereden nereye varıldı. Halk değişim istiyor ve halkın istemleri iyi bilinmelidir’’ dedi.
ÊZÎDÎ TOPLUMUNUN BİRLİĞE İHTİYACI VAR
PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, Êzîdilere yönelik de, ‘’Êzîdî toplumunun birliğe ihtiyacı var. Bir olmaları gerekir. Farklı bir duruş sergilememeleri gerekir. Her toplumda farklı görüşler, fikirler olabilir. Fakat ortak amaçlarla bir araya gelinebilmelidir. Şimdi Êzîdiler için gerekli olan tutum budur. Êzîdîler her yerde kendi ittifakını gerçekleştirebilmelidir. Niye farklı ve parçalı dursunlar? Bunu aşmaları gerekir. Her yerde örgütsel kurumlarını kurabilmeliler. Bu biçimde iradeleşirler. Gerekli olan da iradeleşmedir. İrade olup kendini kabul ettirebilmelidir. Sadece istemlerin dile getirilmesiyle olmaz. Kimse kimsenin gözünün yaşına bakmaz’’ dedi.
ŞENGAL TÜM KÜRTLER İÇİN ÖNEMLİ VE KUTSALDIR
Karayılan değerlendirmesinin devamında Şengal’in önemine değinip şöyle konuştu: ‘’Şengal sadece Şengal’deki Êzîdîleri değil tüm Êzîdîleri ilgilendiriyor. Tüm Êzîdîler için Şengal önemli. Eğer Şengal’de bir buluşma, bir iradeleşme, özerkleşme ortaya çıkarsa, Êzîdî toplumu kendini yönetebilirse, savunma gücüne sahip olursa bu tüm Şêx’lere ve Êzîdxan’a etki yapar.’’
Karayılan devamında Şengal’in sadece Êzîdîler için değil tüm Kürtler için önemli ve kutsal olduğunu belirtti.
ÖNDER APO ÊZÎDÎ DİNİNE ÇOK BÜYÜK ÖNEM VERİYOR
Karayılan değerlendirmesinin devamında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Kürdistan ve Ortadoğu’ya yönelik yeni çözüm felsefesine dikkat çekip, Öcalan’ın Ortadoğu değerlerinin geliştirilmesinden yana olduğunu, din ve inançlara büyük bir önem verdiğini, özelikle de Êzdayetî’ye Kürdistan için büyük bir önem atfettiğini belirtti.
Karayılan, Öcalan’ın Êzîdiler, Şengal hakkında on yıllar önce bir çok kez değerlendirmeler yaptığını, Êzîdilere yönelik özel bir tutum sahibi olduğuna ve hareket olarak kendilerinin de Öcalan kültürüyle yetiştiklerini belirtti. Karayılan, Öcalan’ın Êzîdîliğin korunması gereken, en eski ve örgütlü Din olarak ele aldığını belirtti ve şöyle dedi, ‘’Özel bir Kürdistan çiçeği olması gerekiyor. Önder Apo bu biçimde ele alıyor. Bu sebeple de örgüte Êzîdxan konusunda birçok kez talimat vermiştir ve Êzîdxan’ın, Şengal’in savunulmasını istemiştir. Özellikle de 73 Fermanı’ndan önce 2-3 kez talimat vermiştir. Biz de tehlike olduğunu hissedip bazı güçleri Şengal’e sokmaya çalıştık ancak engel olundu.’’
YBŞ VE YJŞ DEĞERLİ VE KUTSAL GÜÇLERDİR, KİMSEYE BAĞLI DEĞİLLER
Karayılan, YBŞ ve YJŞ güçlerinin Ferman döneminde kendileriyle beraber savaşan güçlerden oluştuğunu, YBŞ’nin paralı bir güç olmadığını, Hewlêr ve Bağdat’a gidip para istemediğini belirtti.
YBŞ’nin savaş içinde, DAÎŞ barbarlığına karşı savaşmak isteyen gençlerden oluştuğunu, amaçlarının anne ve babalarının, kardeşlerinin ve Êzîdîlerin intikamını almak olduğunu belirten Karayılan, YBŞ’den sonra da YJŞ’nin kurulduğunu ve bunun da kutsal olduğunu, savaş içinde ortaya çıkan böyle bir örgütlenmenin çok değerli olduğunu dile getirdi.
Karayılan, YBŞ ve YJŞ güçlerinin PKK’ye bağlı olmadıklarını, PKK’nin gençlere sadece destek sunduklarını, Êzîdî genç ve kadınlara savaşı öğrettiğini dile getirip Êzîdî toplumunun kendi savunma güçlerine ve yönetimine sahip olması gerektiğini savundu.
ÊZÎDÎLER İÇİN ÖZ SAVUNMA VE ÖZYÖNETİMİ SAVUNUYORUZ
Karayılan, Êzîdî toplumunun bir daha Ferman gerçeğiyle yüzleşmemeleri gerektiğini belirtip, Êzîdî toplumunun kendini güçlü kılması, öz savunmaya sahip olması gerektiğini ve aynı zamanda kendi kendilerini yönetmeleri gerektiğini savundu. Karayılan, hareketlerinin kendilerine yardım ettiklerini, gençlere nasıl savaşılması gerektiğini öğrettiklerini, düşünce olarak onlara destek sunduklarını ancak bundan sonra Êzîdîlerin kendi kendilerini savunabilecek, kendi kendine yetebilecek bir durumda olmaları gerektiğini ortaya koydu.
PKK, ÊZÎDLERİN ÖZGÜR OLMASINI İSTİYOR
Karayılan, ‘’PKK Êzîdîler için ne istiyor?’’ sorusuna şu yanıtı verdi:
Tüm Êzîdlerin bunu bilmesi gerekiyor. PKK Êzîdîlerin birlik olmasını, güç olmasını ve Şengal’de kendi kendilerini yönetmesini istiyor. Meclislerinin olmasını, meclislerinin kaymakamı seçmesini, öz savunmalarının olmasını istiyor. PKK bunu istiyor. PKK Êzîdîler için istiyor, kendisi için bir şey istemiyor. PKK burada iktidar olmak istiyorum dememiştir. PKK, ‘bu benim için’ dememiştir. PKK’nin istediği manevi bir istemdir, ulusaldır, insanidir. PKK Êzîdilerin bir daha Ferman gerçeğiyle karşılaşmaması istiyor, özgür ve eşit bir yaşama sahip olmalarını istiyor.’’
GÜNEY GÜÇLERİ ÖNERİMİZİ KABUL ETSEYDİ ŞENGAL BUGÜN ÖZERKTİ
PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, en son olarak iki yıl önce Şengal için özerklik önerdiklerini ancak Güney’deki iktidarın buna karşı durduğunu ve eğer bu önerileri kabul edilmiş olsaydı Şengal’in şu an özerk olduğunu ve Irak’ın da bunu kabul edeceğini belirtti.